Barış Akademisyeni'nin makalesi üniversite yayınından kaldırıldı
Köksal makalesinin yayından çıkarılmasına ilişkin yaptığı açıklamada "Bilimsel üretim ortamının özerkliği, özgürlüğü açıkça ortadadır" ifadelerini kullandı.
24-09-2018 16:24

İleri Haber
"Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisine imza attığı için KHK ile Kocaeli Üniversitesi'ndeki görevinden ihraç edilen Doç.Dr. Gül Köksal'ın Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi yayını olan "Kültürel Miras Yönetimi" isimli kitaptaki makalesinin yeni basımda yer almayacağı bildirildi.
Köksal'a konuyla ilgili açık bir gerekçe ya da bir bildirim sunulmazken, aracı kullanılarak telefon vasıtasıyla haber verildi.
'BİAT ETMEYENLERİN BAŞINA BUNLAR GELEBİLİR'
Konuya ilişkin konuşan Köksal, bu durumun başka akademisyenlerin de başına geldiği belirtti. Köksal, "Anlaşılan o ki sisteme/iktidara biat etmeyen herkesin başına böyle şeyler bir gün gelebilir. Bilimsel üretim ortamının özerkliği, özgürlüğü açıkça ortadadır." dedi.
'KENDİ KANALLARIMIZDAN PAYLAŞIMA AÇACAĞIZ'
"Biz de o zaman üretimlerimizi kendi kanallarımızdan paylaşıma açacağız" diyen Köksal, kitabın yeni basımında yer almayan makalesini internet ortamında paylaştı.
Makaleye ulaşmak için tıklayınız.
'BU SUÇA ORTAK OLMAYACAĞIZ'
2016’da Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar döneminde çatışmalı ortamın durması talebiyle Barış İçin Akademisyenler adıyla binlerce akademisyen “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atmış, AKP barış çağrısı yapan akademisyenlerin evlerini basarak gözaltına aldırmış ve eğitim kurumlarındaki görevlerinden ihraç ettirmişti.
İLGİLİ HABERLER
AKP, MHP, İYİ Parti ve CHP Alparslan Türkeş'te anlaştı
AKP, MHP, CHP ve İYİ Parti Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin adının değiştirilmesinde anlaştı.
22-02-2019 09:22

AKP, MHP ve İYİ Parti Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin adının değiştirilmesinde anlaştı. Karar TBMM'de kabul edildi. CHP de karardan duyduğu "memnuniyeti" dile getirdi.
Buna göre üniversitenin yeni adı Alparslan Türkeş Üniversitesi olacak.
Barış akademisyenine verilen ‘taziyeye gitme cezası’ kaldırıldı
Barış bildirisine imza attığı için yargılanan akademisyenin ‘taziye cezası’ itiraz sonucu mahkeme tarafından kaldırıldı.
21-02-2019 21:42

Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Gülsün Güvenli, 'Bu suça ortak olmayacağız' bildirisine imza attığı gerekçesiyle 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçlamasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Güvenli'nin 'yaşamını yitiren polisin ailesine taziye ziyaretinde bulunma yükümlülüğü' getirilerek yargılandığı davada, avukatın ve savcılığın itirazı üzerine İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi ‘taziye cezası'nı kaldırdı.
‘TAZİYE KAMU HİZMETİ DEĞİLDİR’
Sputnik'te yer alan habere göre Güvenli'nin avukatı Tüten Ateş, "Karara biz de itiraz etmiştik. Savcılık da itiraz etmiş. Savcılığın itiraz gerekçesini UYAP'ta göremedik. Taziye gibi insani bir olayın yargı tarafından topluma bir ceza gibi sunulması yanlışından dönülmesini olumlu buluyoruz. Zaten taziye bir kamu hizmeti değildir. Yükümlülük olarak görülmesi hukuken de insani olarak da son derece yanlış ve sakıncalıdır" dedi.
27 barış akademisyenine hapis cezası: Sadece barış istedik
27 barış akademisyenine 'Bu suça ortak olmayacağız' başlıklı barış bildirisini imzaladıkları için hapis cezası verildi.
21-02-2019 19:59

"Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı barış bildirisini imzaladıkları için yargılanan 27 akademisyenin birleştirilen dosyası İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme akademisyenlerin bir bölümüne 1 yıl 10 ay, diğer bölümüne 2 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
SAVCI CEZALANDIRILMALARINI İSTEDİ
Barış akademisyenlerinden Yüksel Taşkın’ın avukatı Adil Demirci, Anayasa’ya aykırılık yönünde başvuru talepleri olduğunu belirterek yazılı dilekçesini mahkemeye sundu. Demirci, “Terör örgütü propagandası” suçunu düzenleyen Terörle Mücadele Kanununun (TMK) 7/2 maddesinin Anayasa’nın maddelerine aykırı olduğunu savunarak, maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurulmasını ve yanıt verilene kadar yargılamanın durmasını talep etti. Meltem Ahıska’nın avukatı Alp Tekin Ocak da, TCK 301’den izin alınması için dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi ve yanıt gelene kadar yargılamanın durmasını istedi. Ocak ayrıca dosyanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden dört akademisyenin dava dosyasıyla birleştirilmesi talebinde bulundu. Duruşmada SEGBİS’in açılmasını isteyen Avukat Meriç Eyüboğlu’na mahkeme başkanı “Yazılı dilekçe sundunuz mu?” diye sordu. Eyüboğlu böyle bir mecburiyet olmadığını söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Siz buyrun, konuşun. Ben uygun gördüğümü yazdırırım” dedi. Eyüboğlu da Anayasaya aykırılık için AYM’ye başvuru ve kovuşturmanın genişletilmesi taleplerinde bulundu. Duruşma savcısı, taleplerin “dosyanın mevcut delil durumu ve dosyanın geldiği aşama gözetilerek” taleplerin reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme, SEGBİS’in açıklaması talebini kabul ederken diğer talepleri reddetti. Ardından savcı esas hakkındaki mütalaasını vererek, 27 akademisyenin üzerlerine atılı suçtan cezalandırılmasını istedi.
‘SADECE BARIŞ İSTEDİK, BU SUÇ DEĞİL’
Avukatların taleplerinin ardından akademisyenlerin esasa ilişkin beyanlarına geçildi. Akademisyen Hülya Kirmanoğlu avukatının başka bir duruşmada olduğunu belirterek savunmasını daha sonra yapmak istediğini söyledi. Mahkeme başkanı “Avukatınızın mazeretini reddettik. Buyrun savunmanızı yapın” dedi. Kirmanoğlu savunmasını mahkemeye sundu. Yöneltilen suçlamayı reddeden Kirmanoğlu, beraatini istedi. Akademisyen Haydar Durak beyanında “Sadece barış istedik. Barış istemek hiçbir yerde suç değil. Fakat farklı mahkemelerde arkadaşlarımıza cezalar verildi. Sizin de bu yanlış karara ortak olmamanızı temenni ediyorum” ifadelerine yer verdi. Akademisyenlerden Özgür Müftüoğlu, “Evrensel bir hak olan barış hakkını hukuka uygun olarak talep ettim. Açıkçası hala ceza almayacağımızı düşünüyorum. Çünkü ortada bir suç yok. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmenin savunma hakkını sınırlandırdığını düşünüyorum ve kabul etmiyorum” dedi. Akademisyenlerin beyanlarının ardından avukatları esasa ilişkin savunmalarını sundu ve müvekkillerinin beraatini talep etti.
AYNI BİLDİRİYE İKİ FARKLI CEZA
Evrensel’de yer alan habere göre kararını açıklayan mahkeme, 13 barış akademisyenine 1 yıl 10 ay 15' gün hapis cezası; 14 barış akademisyenine ise ‘pişmanlık göstermedikleri’ gerekçesiyle 2 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine hükmetti.
1’er yıl 10’ar ay 15’er gün hapis cezası verilen 13 akademisyen hakkında hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Gericiler istedi, YÖK kaldırdı: Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı toplumun değerlerine tersmiş!
YÖK, Özgecan Aslan'ın katledilmesinin ardından yayımlanarak üniversitelere gönderilen "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi"nden geri adım attı.
19-02-2019 12:26

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Özgecan Aslan’ın katledilmesinin ardından yayımlanan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi”nin yeniden revize edileceğini duyurdu.
Özgecan Aslan’ın katledilmesi üzerine 2016’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için üniversitelerin kadın rektörleri ile bir araya gelen YÖK Başkanı Yekta Saraç, “Yükseköğretim Kurumları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi” yayımlamıştı. Belge ile YÖK’ün tüm bileşenlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği ve adaletine duyarlı olarak hareket edileceğini taahhüt edilmişti.
AKP medyasına konuşan YÖK Başkanı Yekta Saraç ise “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kavramının farklı algılara yol açtığı gerekçesiyle genelgenin revize edilerek yeniden üniversitelere gönderileceğini söyledi.
'TOPLUMSAL DEĞERLERİMİZE UYGUN DEĞİL' DİYEREK SAVUNDU
Gericilerin baskısıyla geri çekilen belgenin, ‘toplumsal değerlerimiz ve kabullerimizle mütenasip olmadığı ve toplumca kabul görmediğini' savunan Saraç şöyle konuştu:
“Bu belgenin esasında, yükseköğretim kurumlarında kadına yönelik şiddet ve tacize karşı neler yapılabileceği ve üniversite yerleşkelerinde güvenli bir ortamın nasıl hazırlanabileceğine ilişkin hususlar ile bu bağlamda zorunlu veya seçmeli bir dersin konulması hususu da yer almaktadır. 2015 yılında hazırlanan bu tutum belgesinde kadına yönelik her türlü eşitsizlik ve adaletsizliği önlemeye yönelik yürütülen bu çalışmalar ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ kavramı adı altında dile getirilmiştir. Ancak gelinen süreçte bu kavrama, murat edilenin dışında farklı anlamlar yüklendiği ve bu yüklemelerin ‘toplumsal değerlerimiz ve kabullerimizle mütenasip olmadığı ve toplumca kabul görmediği’ hususunun göz önünde bulundurulması gereği ortaya çıkmıştır."
EŞİTLİK KAVRAMI KALDIRILIYOR, 'AİLE' GELİYOR
Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı yerine 'aile' kavramını öne çıkaran Saraç, "Türk toplumunun aile kavramı vaşta olmak üzere sahip olduğu üstün değelerin öne çıkarılmasına özen gösterilmesi gerekmektedir" şeklinde ifadelere imza attı.
Saraç, “Bugün itibarıyla tutum belgesinde ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ kavramı çıkarılarak güncelleme yapılmasına ilişkin çalışmalar son aşamasına gelmiş olup yakında üniversitelerimize duyurulacaktır. Kadın çalışmalarına yönelik derslerin müfredatını ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ değil ‘Adalet Temelli Kadın Çalışmaları’ anlayışı içerisinde belirlemeye ve verilmekte olan ders, konferans ve seminerlerde Türk toplumunun aile kavramı başta olmak üzere sahip olduğu üstün değerlerin öne çıkarılmasına özen göstermesi gerekmektedir” dedi.
Aile şirketi gibi: Erdoğan KYK genel müdürlüğüne teyze oğlunu atadı!
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kredi Yurtlar Kurumu genel müdürlüğüne teyze oğlunu atadı.
19-02-2019 08:32

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kredi Yurtlar Kurumu genel müdürlüğüne teyze oğlu Recep Ali Er'i atadı.
Diken'in haberine göre Erdoğan Temmuz'da bir diğer teyze oğlu İbrahim Er'i de Milli Eğitim bakan yardımcılığına atadı.
Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’nin bugünkü sayıda yer alan kararlara göre, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcılığı’na Halis Yunus Ersöz, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne Emre Topoğlu, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne Recep Ali Er atandı.
AKP'li vekilin yeğenine kıyak akademisyenlik
AKP döneminde kurulan Necmettin Erbakan Üniversitesi’nin öğrencisi olmayan bölümünde AKP’li Tahir Akyürek’in yeğeni akademisyen olarak görev yapıyor.
12-02-2019 11:38

Necmettin Erbakan Üniversitesi'nin Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’nde bulunan Adli Bilişim Mühendisliği bölümünde hiç öğrenci bulunmamasına rağmen bölümde iki akademisyen bulunuyor: Dr. Ahmet Özkış ve Dr. Hasan Ali Akyürek. Hasan Ali Akyürek aynı zamanda AKP Konya Milletvekili Tahir Akyürek’in de yeğeni.
Bölüme 2018-2019 akademik yılı için hiç öğrenci alınmadı. Hatta ÖSYM tarafından bölüme kontenjan dahi açılmadı.
Tahir Akyürek daha önce Konya Belediye Başkanlığı yapmıştı. Tahir Akyürek bu dönemde yeğeni Hasan Ali Akyürek’i 2013-2014 yılları arasında Konya ve Su Kanalizasyon İdaresi’nde görevlendirmişti.
USULSÜZLÜKLER SAYIŞTAY RAPORUNA YANSIMIŞ
Necmettin Erbakan Üniversitesi’ndeki usulsüzlükler Sayıştay raporlarına da yansımıştı. Üniversite, akademisyenlerin katıldıkları televizyon programları nedeniyle “Akademik Teşvik Ödeneği” alması nedeniyle uyarılmıştı.
Birgün'den Mustafa Kömüş'ün haberine göre, raporda “Öğretim görevlilerinin yerel televizyon kanalları ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’ndaki programlara katılarak halkı aydınlatmaları şüphesiz çok yararlıdır. Toplumun gelişmesi için de önemlidir. Ancak bu tür televizyon programları bulguda belirtilen faaliyet ve sergi tanımına uymamaktadır. Bu nedenle TRT veya TRT dışında olsun bu tür yayınların akademik teşvik ödeneği puan hesabına dahil edilmemesi gerekir” denmişti.