Bakanlık, 415 gün sonra Çorlu Tren Katliamı'nın inceleme raporunu yayımladı: Cinayet belgesi!

Bakanlık, 415 gün sonra Çorlu Tren Katliamı'nın inceleme raporunu yayımladı: Cinayet belgesi!

Çorlu Tren Katliamı'ndan 415 gün sonra Bakanlığın inceleme rapor yayımlandı. Raporda, katliama sebebiyet veren ihmal ve eksiklikler sıralanırken, suçlu yine 'yağış' ilan edildi.

Tugay Candan - @TugayCandann

Mail: [email protected]

Ulaştırma Bakanlığı, Çorlu Tren Katliamı’nın üzerinden geçen 415 günün ardından kaza inceleme raporunu yayımladı. Rapor, olayın neden ‘kaza değil, cinayet’ olduğunu açıkça ortaya koyarken, yargılanmayan üst düzey sorumluların da katliamdaki rolünü gözler önüne serdi.

8 Temmuz 2018’de, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi mevkiinde gerçekleşen tren kazasında 25 yurttaş hayatını kaybederken, 300’den fazla yurttaş da yaralandı. İhmallerin neden olduğu faciayla ilgili skandal bir soruşturma sürecinin ardından yargılama 3 Temmuz’da Çorlu Adliyesi’nde başladı. Polisin, katliamda ölenlerin yakınlarına saldırı ve tacizlerde bulunduğu duruşmada, mahkeme heyeti davadan çekildiğini açıkladı. Heyetin bu kararı kabul edilmezken, duruşma için 10 Eylül’e tarih verildi.

FACİANIN GERÇEKLEŞTİĞİ MENFEZE YÖNELİK BALAST İHTİYACI GÖRÜLMEMİŞ!

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı, katliamın üzerinden 415 gün geçtikten sonra bir inceleme raporu yayımladı. 21 sayfalık raporda, katliamla ilgili ilk göze çarpan şey, olayın gerçekleştiği menfeze ilişkin tespitler oldu. Bu tespitlerde, menfezin muayenesinin Mayıs 2018’de yapıldığı ve bu kontrolde menfezin mecrasının dolu olmadığı, mecrada herhangi bir temizliğe ihtiyaç olmadığının tespit edildiği belirtildi. Ancak bu menfezin tutucu bir balasta ihtiyaç duyduğunun da muayene raporuna eklendiği ifade edilirken, olayın yaşandığı tarihte bu işlemin yapılmadığı itiraf edildi.

Rapordan:

“Menfezin kazadan önceki son kontrolü, ilkbahar kontrolü kapsamında Mayıs 2018’de yapılmıştır. Bu kontrolde menfezin mecrasının dolu olmadığı, mecrada herhangi bir temizliğe ihtiyaç olmadığı tespit edilmiştir. Yalnızca balast tutucu yapılması önerilmiştir. Kaza tarihinde balast tutucu henüz yapılmamıştır.”

 

DEMİRYOLLARI ‘ALLAH’A EMANET’

Raporun ‘sonuçlar’ kısmında ise diğer itiraflar yer aldı. Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) ve Ulaştırma Bakanlığı bürokratının yargılanmadığı katliamla ilgili yapılan tespitte yer alan şu cümleler, demiryollarındaki güvenlik hakimiyetinin ne derece zaafiyette olduğunu gösterdi:

“TCDD Hat Bakım El Kitabında ve 105 nolu genel emirde esasları belirtilen aşırı yağış sonrası yolda yapılacak işlemlerin lokal, beklenmedik, sicilli olmayan hat kesimlerdeki durumları karşılamaya yetmediği ortaya çıkmıştır. Yolu kontrol etmekle sorumlu personelin 40-50 km ötede meydana gelen yağışı konvansiyonel usullerle takibi yetersiz kalmaktadır. Demiryolu hatlarındaki köprü, menfez, yarma, tünel gibi sanat yapılarının modern algılama sistemleri ile takibi zaruret haline gelmektedir.”

HAT APAR TOPAR NEDEN AÇILDI?

Sonuç kısmının bir diğer başlığında ise 145 yıllık bir hat olan Halkalı-Uzunköprü güzergahının güncel meteorolojik ve hidrolojik koşullarda yeniden gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı. Hattın “yenilenmesinin” ardından 24 Haziran 2018 seçimlerinden kısa süre önce açıldığı düşünülünce bu tespit, hattın “Seçim şovu olarak apar topar ve gerekli koşullara uyum sağlanmadan mı açıldı?” sorusunu yeniden akla getirdi.

Rapordan:

“Kaza noktasındaki menfez de Osmanlı döneminde (1873) inşa edilen Rumeli Demiryolları hat güzergahında kalmaktadır. Yaklaşık 145 yıldır benzer bir kaza kaydının bulunmadığı, bugüne kadar başarılı bir şekilde çalışan hat kesimi ve diğer güzergahların güncel meteorolojik ve hidrolojik koşullar ışığında yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulduğu ortadadır. İklim değişikliğinin yanında; 100 yıl önceki suyollarının önünde bugüne nazaran şehirleşme, barajlar, HES’ler gibi engellerin olmaması bu çıkarımı destekleyen diğer unsurlar olarak dikkate alınmalıdır.”

 

RAPORDA SIK SIK ‘YAĞIŞ’ VURGUSU

İhmallerin sıralandığı raporda sık sık ‘yağış’ vurgusu yapılması, bu süreçte katliama dair hükümet ve bürokrasi kanadından gelen açıklamalara paralel bir sonuç üretilmeye çalışıldığı ve üst düzey sorumluların katliamdaki rolünü örtmek üzere kurgulanmış olduğunu da gösterdi.

Raporun ‘tavsiyeler’ kısmında şu ifadeler yer aldı:

“ - Demiryolu hatlarındaki köprü, menfez, yarma, tünel gibi sanat yapılarında demiryolu trafiğini tehlikeye sokacak değişiklerin modern algılama sistemleri ile takibini mümkün kılacak projeler geliştirilmesi,

- Ortalama yaşı 100 yılı bulan köprü ve menfezlerin güncel meteorolojik ve hidrolojik koşullar altında debilerinin hesaplanarak yetersiz görülen yerlere tedbirler alınması,

- Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile bir koordinasyon yapısı kurulması ve ilgili personele gelen verileri yorumlayabilecek düzeyde meteoroloji eğitimi verilmesi,

- Genelde yaz aylarında meydana gelen bu gibi taşkınlarda alınacak tedbirler ile bakım, trafik ve tren personelinin yapacağı işlemlere ilişkin mevcut mevzuata ilave veya yeni bir düzenleme yapılması,

- TCDD Hat Bakım El Kitabında belirtilen muayene usullerine uyulmasını sağlayacak organizasyonel eksikliklerin giderilmesi,

Uygun mütalaa edilmiştir.”

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.