Bakanlığın ruhsatlarını gasbettiği avukatlar: İşimizi yapmak istiyoruz!

Bakanlığın ruhsatlarını gasbettiği avukatlar: İşimizi yapmak istiyoruz!

Ruhsat Gasbına Karşı Koordinasyon, ruhsatlarının Adalet Bakanlığı tarafından gasbedilmeye çalışılmasına karşı Çağlayan Adliyesi önündeydi.

İleri Haber

Stajyer avukatlar ile stajını tamamlamış ve avukatlık ruhsatı almaya hak kazanmış avukat adaylarının bir araya geldiği Ruhsat Gasbına Karşı Koordinasyon, bugün İstanbul Adalet Sarayı önünde bir araya gelerek ruhsatlarının Adalet Bakanlığı tarafından gasbedilmeye çalışılmasına karşı basın açıklaması yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm’ün de destek verdiği açıklamada, Adalet Bakanlığı’nın 30 yıl boyunca uygulanması olmayan bir kanun hükmüne sarıldığı vurgulanarak ‘’Amaç, muhalif avukat adaylarını, dayanaksız ve uzun yıllar süren yargılamalarla sindirmektir’’ denildi.

Avukatlık Kanunu m.5/3’e göre Adalet Bakanlığı’nın, hakkında belirli suçlardan ya da 2 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan kovuşturma bulunan avukat adaylarının ruhsat başvurularının kovuşturmalarının sonuna kadar bekletilmesi yönünde görüş bildirebildiğinin ifade edildiği açıklamada, ‘’Hem bu hukuksuz kanun hükmü nedeniyle mağdur edilen hukukçu gençlerin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz; hem de tüm baroları, hukuktan ve adaletten yana tüm kesimleri mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz’’ denildi.

‘HÜKÜMETİN MUHALİFLERİ SİNDİRME POLİTİKASININ BİR SONUCU’

Hakkında yürütülen bir dava dosyası bulunan ve bu sebepten ruhsatı gasbedilen Ruhsat Gasbına Karşı Koordinasyon üyesi Viyan Kınalı, İleri’ye konuştu. Ruhsat gasbının, Adalet Bakanlığı’nın, hükümetin muhalif, devrimci, sosyalist avukatları ya da sadece kendileriyle hemfikir olmayan avukatları sindirme politikasının bir sonucu olduğunu söyleyen Kınalı, ‘’Biz buna karşı boyun eğmeyeceğiz ve buna karşı direneceğiz. Bugün basın açıklamasında, yarın başka mecralarda hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Er ya da geç ruhsatımıza erişeceğimizi biliyoruz ama o süreç gelene kadar da mücadeleye devam edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.

‘AKP’NİN SAVUNMAYA KARŞI BÜTÜNLÜKLÜ SALDIRISININ BİR PARÇASI’

Hukuk fakültesinden yeni mezun olan avukat adayı Ezgi Kaya ise şunları söyledi:

‘’Avukatlık Kanunu m.5/3 uzun yıllardır yürürlükte olmasına rağmen OHAL ile başlayan sürece kadar neredeyse uygulanmıyordu. Bugün bu kanun maddesi bahane edilerek ve kapsamı dışında uygulanarak stajını tamamlamış ve ruhsat almaya hak kazanmış meslektaşlarımızın ruhsatları gasbediliyor. Bu durum, bugün AKP'nin savunmaya karşı bütünlüklü saldırısının bir parçasını oluşturuyor. Ruhsatları gasbedilen veya edilmesini bekleyen bizlere yapılan bu saldırı iktidarın Ebru Timtik'in ölümüne sebep olmasından veya barolara yapılan saldırılardan ayrı düşünülemez. Biz de tüm bu hukuksuzluklara karşı çıkmak için Ruhsat Gasbına Karşı Koordinasyon’u kurduk ve mücadele etmeye devam edeceğiz.’’

Ruhsat gasbına karşı okunan basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

RUHSATLARI GASBEDİLMİŞ AVUKATLAR ADLİ YILI AÇAMIYOR!

Bu hafta yeni adli yılın açılış haftası. Son birkaç senedir olduğu gibi, bağımsız olması gereken Yargı, yürütmenin merkezi, Cumhurbaşkanlığı sarayında Adli Yılı açıyor! Cübbelerini iliklemeyen hakimler, savcılar, avukatlar, baro başkanları ise bu sene de Saraya gitmiyor, yeni adli yılı bağımsızlıklarını koruyarak karşılıyor.

Ancak diğer yandan cübbelerini hiçbir zaman, hiçbir yerde iliklemeyecek olan ruhsatları gasbedilmiş avukat adayları ise bu sene de ruhsatsız olarak yeni adli yılı karşılıyor, zira avukatlık yapma hakları engelleniyor!

Devletin bütün etkinliklerinin, yasamanın ve yürütmenin işlemleri de dâhil olmak üzere, hukukla bağlı olması ve hukukiliğinin denetime açık olması durumunda, hukuk devletinin varlığından söz edilebilecektir. Bu denetim de bağımsız ve tarafsız yargı eliyle yapılabilecektir. Bağımsız ve tarafsız yani adil bir yargı için olmazsa olmaz koşullardan birisi de, yargının diğer ayakları ile eşit güce sahip, bağımsız ve güçlü bir savunmanın varlığıdır.

Ancak son yıllarda yargının bağımsızlığına -ve özellikle savunmaya - yönelik gerçekleştirilen birçok saldırı Türkiye’de avukatlık mesleğinin niteliğine, itibarına, savunma hakkına ve bir bütün olarak adil yargılanma hakkına ciddi hasarlar vermiştir. Son birkaç yıl içerisinde yapılan kanun değişiklikleriyle avukatların; belirli suçlara ilişkin dosyalarda müdafilik yapması keyfi olarak yasaklanmış, müvekkilleriyle gizli ve özel olarak görüşme hakkı ihlal edilmiş, avukatlar müvekkillerine isnat edilen suçlardan dolayı yargılanmış, işkence görmüş, tutuklanmış ve ağır hapis cezalarına çarptırılmıştır. Savunma hakkının sindirilmeye çalışıldığı bu siyasi atmosferde stajını tamamlamış ve avukatlık ruhsatı almaya hak kazanmış avukat adayları olarak bizlerin ruhsatlarının Adalet Bakanlığı’nca gasbedilmeye çalışılması da tam da bu nedenle şaşırtıcı değildir.

‘BU SİYASİ BİR TERCİH’

Avukatlık Kanunu m.5/3’e göre Adalet Bakanlığı, hakkında belirli suçlardan ya da 2 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan kovuşturma bulunan avukat adaylarının ruhsat başvurularının kovuşturmalarının sonuna kadar bekletilmesi yönünde görüş bildirebilmektedir. Avukatlık Kanunu’nun bu hükmü henüz hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmayan bir avukat adayının mesleğe adım atmasını engelleyerek masumiyet karinesini, çalışma hakkını engellemekte, hukuk güvenliği ve hukuki belirlilik ilkelerinden yararlanma haklarını ihlal etmektedir. 1986 yılında yürürlüğe girdiği günden bu yana herhangi bir uygulaması bulunmayan ve Anayasaya açıkça aykırı bu kanun hükmü 2016 yılındaki darbe girişimi sonrası hortlatılmış ve kanunilik peçesi altında bir muhalif avına dönüştürülmüştür. Hatta Anayasal hakları ihlal eden bu kanun hükmünün kapsamı dışına çıkılma ihtiyacı hissedilmiş ve bakanlık tarafından hakkında yalnızca bir ceza soruşturması bulunan avukat adaylarının dahi ruhsatlarının bekletilmesi yönünde görüş bildirilmeye başlanmıştır. Bakanlık bununla da kalmamakta, TBB’nin veya il barosunun direnerek ruhsat verdiği avukatların ruhsatlarının iptali için bu kanun hükmüne dayanarak davalar açmaktadır. Bakanlığın 30 yıl boyunca uygulanması olmayan bir kanun hükmüne bu denli sarılması hukukilik adına değildir, siyasi bir tercihtir. Muhalif avukat adaylarını, dayanaksız ve uzun yıllar süren yargılamalarla sindirmek amaçlıdır.

‘BU HARAMİLİĞE KARŞI BAŞ KALDIRIYORUZ’

Muhalifleri ve onların savunmanlığını üstlenecek avukat adaylarını bu şekilde bastırmanın tadını alan Bakanlığın bir sonraki adımının ne olacağını kestirmek mümkün değildir. Hukuki belirlilik ve kazanılmış haklara ilişkin güven ortadan kaldırılmış ve mesleği yapıp yapmayacağımıza yönelik tayin edici karar politik olarak iktidarın yanında olup olmadığımıza göre belirlenir olmuştur. “Ağaç yaşken eğilir” mantığıyla mesleğimizi icra edip etmeyeceğimize karar vermeye çalışan bu haramiliğe karşı baş kaldırıyoruz. Tam da bu nedenle bir araya gelerek koordinasyonumuzu kurduk. Bizler içinde ruhsatları hukuksuzca gasbedilen avukat adayları, bu hukuksuzluğa karşı onları destekleyen avukatlar ve stajyerler, hukuk kurumları ve insan hakları kurumları temsilcileri olarak 23 Mayıs tarihinde, dünyada süregelen pandemi koşulları sebebiyle kuruluşumuzu sosyal medya hesabımız, Twitter’dan  deklare etmiştik.

Geçen süreçte hem sosyal medya çalışmaları yapmış, hem de Barolara karşı hukuksuz müdahalelere karşı baroların yanında saf almıştık. Tam da bu sebeple, savunmaya yapılan her türlü saldırının amacının aynı olduğunun da bilinciyle barolarımızı bizimle dayanışmaya çağırmıştık. Bu vesileyle destekçimiz olan barolara teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Milletvekillerimiz, Avukatlık Kanunu m.5/3 gerekçesiyle kaç kişinin ruhsatının gasbedildiğini de içeren soru önergeleri vermiş, desteklerini açıklamışlardır, onlara da teşekkürlerimizi iletiyoruz.

‘AVUKATLIK YAPMAK İSTİYORUZ’

Bu basın açıklamasıyla Ruhsat Gasbına Karşı Koordinasyon olarak, ilk fiziki açıklamamızı gerçekleştirirken hem bu hukuksuz kanun hükmü nedeniyle mağdur edilen hukukçu gençlerin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz; hem de tüm baroları, hukuktan ve adaletten yana tüm kesimleri mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz.

Çünkü bizler, avukatlık yapmak istiyoruz!