Ayşe Tuba Arslan cinayeti belgesel oldu

Ayşe Tuba Arslan cinayeti belgesel oldu

İleri TV’nin hazırladığı Suç Bende Değil belgeselinin dördüncü bölümünde Ayşe Tuba Arslan’ın hayatı izleyiciyle buluştu.

İzel Sezer - Sezgin Alışır

Eskişehir’de boşandığı Yalçın Özalpay tarafından baltayla öldürülen Ayşe Tuba Arslan’ın hikâyesi, Arslan’ın babası Serdar Arslan, yeğeni Beyza Arslan ve avukatı Pınar Çelik Arpacı’nın anlatımıyla İleri TV’nin hazırladığı Suç Bende Değil belgeselinin dördüncü bölümünde izleyiciyle buluştu.

Akarbaşı Mahallesi Atatürk Bulvarı'nda, boşandığı Yalçın Özalpay tarafından sokak ortasında baltayla katledilerek hayattan koparılan 46 yaşındaki Ayşe Tuba Arslan'ın yaşamı, cinayete ilişkin dava süreci ve katledildiği günden bu güne ailesinin hayatında değişenler, İleri TV’nin kadın cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla hazırladığı Suç Bende Değil belgeselinin dördüncü bölümünde anlatıldı. 

‘KATİL HASTANEDE OLMAMI FIRSAT BİLEREK KIZIMI ÖLDÜRDÜ’

Katil Yalçın Özalpay’ın, evlilikleri boyunca hep borç içinde olduğunu, sürekli ev değiştirdiğini ve kızını darp ettiğini söyleyen baba Serdar Arslan, torunlarının ve kızının evinin ihtiyaçlarını uzun süre boyunca kendisinin karşıladığını söyledi. Kızının altınlarını dahi çalıp sattığı ortaya çıkan Yalçın Özalpay’ın evini geçindirmemesi sebebiyle kızının bir okulda işe başladığını söyleyen Serdar Arslan, katilin Ayşe Tuba Arslan’ın çalışmasını da engellemeye çalıştığını aktardı.

Bir süre sonra kızının boşanma kararı alarak yanına yerleşmesinin ardından, katilin tehdit ve tacizlerine karşı tam 23 kez suç duyurusunda bulunduklarını ifade eden Serdar Arslan, suç duyurularına karşı yalnızca bir kez bir aylık uzaklaştırma kararı çıkarıldığını fakat bunun dışında hiçbir şey yapılmadığını; katilin de kendisinin hastanede olduğu bir dönemi fırsat bilerek kızını öldürdüğünü söyledi. 

Kızının kanlar içinde kafası yarıkken ‘’Nolur beni kurtarın, benim çocuklarım var’’ dediğini söyleyen Serdar Arslan, Ayşe Tuba Arslan’ın 44 gün boyunca hastanede yattığını, adeta mumya gibi her tarafının sarılı olduğunu söyledi.

‘BABAM, HALAMI KORUDUĞU İÇİN CEZA ALDI’

Halamı işe giderken ya dedem ya da babam götürüyordu diyen Ayşe Tuba Arslan’ın yeğeni Beyza Arslan, ‘’Katil yine bir gün halam okula giderken önünü kesmiş, kendisini tehdit etmiş. Halam o an hemen babamı aramış, belki de o gün öldürecekti. Babamın oraya gitmesi üzerine katille aralarında kavga çıkıyor ve babam katili darp ediyor. Bunun üzerine babam para cezasına çarptırıldı, sırf kardeşini koruduğu için ceza aldı. Ama halamın tam 23 tane şikayeti olmasına rağmen şahıs halam öldürene kadar hiçbir ceza almadı’’ şeklinde konuştu.

‘HEPSİ BİRER YARDIM ÇIĞLIĞI’

Ailenin avukatlarından Pınar Çelik Arpacı ise, Ayşe Tuba Arslan’ın 23 kez suç duyurusunda bulunduğunu ve son suç duyurusu dilekçesinin ise öldürüldüğünde cebinden çıktığını aktararak, Ayşe Tuba’nın pazar günü dahi adliye kapısını açtırarak savcıyla görüştüğünü söyledi.

Kendisinin de aralarında bulunduğu ve dosyayla ilgilenen 7 kadın avukat olarak, Ayşe Tuba Arslan’ın öldürülmesine giden sürece ilişkin 56 sayfalık bir rapor hazırladıklarını söyleyen Av. Çelik Arpacı, ’’Kadınların çabalarını görmek açısından kadın cinayetlerinin arkasına dönüp bir bakmak lazım. Başvurularının hepsi aslında birer yardım çığlığı, şiddet varsa kamuya başvuruyorsunuz. Ayşe Tuba da bunu defalarca yapmış fakan netice alamamış’’ dedi.

Raporda şu tespitlere yer verilmişti:

- Arslan’ın can güvenliği bakımından tehlikede olduğu konusunda adli makamlar bilgi sahibidir. Onlarca başvurusunun bulunmasına rağmen gerekli ve yeterli önlemlerin alınmadığı görülmektedir.

- Eskişehir ŞÖNİM’e (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri) başvuru yaptığımızda, ŞÖNİM’de koruma kararlarının ve bunların infazına ilişkin şahsi bir dosya tutulmadığı, bu takibin tek dosya üzerinde yürütülmediğini öğrendik. Nitekim Ayşe Tuba Arslan’ın 1. Aile Mahkemesi’ndeki dosyasında da ŞÖNİM’e gönderilen bildirim evrakı dışında ŞÖNİM’e dair hiçbir evrak bulunmamaktadır. Bu durum ŞÖNİM’in görevini yerine getirmediğini göstermektedir. Uygulamadaki bu aksaklık ve ihmal Ayşe Tuba Arslan’ın hayatına mal olmuştur.

- Ceza dava dosyaları değerlendirmesinde; Ayşe Tuba Arslan ile sanık Yalçın Özalpay arasında birçok ceza davasının olduğu, bu davaların para cezası, beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarıyla sonuçlandığı görülmektedir. Sanığın, Ayşe Tuba Arslan’a yönelik sistematik şiddetinin görmezden gelindiği, dikkate alınmadığı görülmektedir.

- Ceza davalarına ilişkin değerlendirmelerin birçoğunda; bu davaların Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bildirildiği ancak Bakanlık avukatlarınca dosya takibi sağlanamadığını görülmüştür.

- Dava aşamasına taşınan dosyalar içerisinde yer alan iki adet ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve on adet başvurunun kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonlandırılması, savcılık makamınca soruşturmanın yeterli özenle yürütülmediği kanaatini uyandırmaktadır.

- Arslan’ın şikâyeti üzerine açılan soruşturma dosyaları uzlaşmaya sevk edilmiştir. Yapılan uzlaştırma işlemleri, hem Ayşe Tuba Arslan’ın yeni saldırılara uğramasına zemin hazırlamış hem de uzlaştırma sürecinde geçen zaman Yalçın Özalpay hakkında dava açılma sürecini geciktirmiştir.

DAHA FAZLA