Ayşe öğretmeni çocuğuyla birlikte adli koğuşa aldılar

Ayşe öğretmeni çocuğuyla birlikte adli koğuşa aldılar

“Çocuklar ölmesin” dediği için 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılıp, 6 aylık bebeği Deran ile birlikte Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ne konulan öğretmen Ayşe Çelik için avukatı "denetimli serbestlik" başvurusunda bulundu. Çelik'in konulduğu cezaevinde adli koğuşa alındığı da belirtildi.

Sokağa çıkma yasakları döneminde telefonla bağlandığı bir TV programında “Çocuklar ölmesin” dediği için hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davada 1 yıl 3 ay hapis cezası verilen Öğretmen Ayşe Çelik, geçtiğimiz Cuma günü 6 aylık bebeği Deran ile birlikte Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ne konuldu.

Çelik’in avukatı Mahsuni Karaman, Diyarbakır İnfaz Hakimliği'ne başvuruda bulunarak müvekkilinin cezasının “denetimli serbestlik” tedbiri ile infaz edilmesini talep etti.

ADLİ KOĞUŞA KONULDU

Av. Karaman, İnfaz Hakimliği'ne verdiği dilekçede, Ayşe Çelik'in Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi idaresince adli suçlardan dolayı tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu koğuşa alındığını da belirtti.

Karaman, "Kanuna göre 0-6 yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler, denetimli serbestlikten yararlanabilir. Müvekkilim, 1 yıl 3 aylık hapis cezasına mahkum olmuş ve halen infazı devam etmektedir. 0-6 yaş grubu çocuğu bulunan müvekkilimin şartlı salıverme tarihi 27 Mart 2019'dur. Talep tarihi itibariyle şartlı salıverilmesine 11 ay 2 gün kaldığı nazara alındığında iyi halli ve açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşan müvekkilin geriye kalan cezasının denetimli serbestlik yolu ile infaz edilmesinde hukuki zorunluluk bulunmaktadır” dedi.

DENETİM SERBESTLİK İSTENDİ

Müvekkilinin mahkumiyetine dayanak yapılan suçun, “düşünce ve ifade özgürlüğü” kapsamında tartışabilinecek nitelikte olduğuna da vurgulayan Av. Karaman, “örgüt propagandası” suçu nedeniyle verilen birçok mahkumiyet kararıyla, basın ve ifade özgürlüğünü ihlal edildiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) taşınan davaların Türkiye aleyhine bozulduğunu hatırlattı.

Karaman dilekçenin devamında, “Propaganda suçunun hukuksal niteleme itibarıyla terör suçu olmadığı ve olamayacağı açıktır. Propagandası suçu, terör suçu olmadığı gibi hükümlü terör suçlusu da değildir. Hükümlü; herhangi bir örgütün mensubu değildir, bu yönde herhangi bir iddiada da bulunulmamıştır. Hükümlünün suçu olsa olsa düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki bir suç niteliğindedir” diye belirtti. Siyasi suçlar nedeniyle cezaevinde olmayan hükümlüler için, yasalar gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulandığını hatırlatan Karaman, “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A hükmü uyarınca koşullu salıverilmesine 1 yıldan az süre kalmış olan talepte bulunan hükümlü hakkında, açık cezaevine ayrılma koşullarının oluştuğunun tespitine ve 1 yıldan az kalan cezasının denetimli serbestlik tedbiri ile infazına karar verilmesini” talebinde bulundu.