Ayn Rand’in hayaleti muhafazakârların Covid-19 politikalarında yaşıyor
Sağlık Bakanı Sajid Javid’in Covid-19’dan “korkup kaçmayın” açıklaması tesadüf değil çünkü o, en güçlü olanın hayatta kalması gerektiğine inanıyor.
Yazar: Paul Mason
Çeviren: Nuray Turan
Sajid Javid, Covid-19’dan “korkup kaçmakla” suçladığı İngiliz halkından özür diledi. Fakat bu söz yanlışlıkla söylenmemişti. Çünkü Sağlık Bakanı, kapitalizmin bencil acımasızlığını öven bir felsefeye sahip olan Ayn Rand’in sadık hayranıydı.
Javid ritüel olarak yılda iki kez Rand’in Hayatın Kaynağı [The Fountainhead] romanından cüretkâr satırlar okur. Sadece şu pasajdan bile niyetini anlayabilirsiniz: “Yaratıcı, işi için yaşar. Başka birine gereksinimi yoktur. Öncelikli amacı kendi içindedir. Asalak ise elden düşme yaşar. Elden düşmecilerin temel gereksinimi, doyabilmek için başkalarıyla olan bağlarını güvence altına almaktır. Bağları ilk plana koyar. İnsanların başkalarına hizmet için var olduğunu söyler. Özgeciliği (altruism) öğütler…”
Araplar ile Yerli Amerikalıları da ¨ilkel¨ olarak niteleyen Rand’in felsefesinde ilkel insanlar “doğadan korkar”. 1960’larda Yeni Sol Amerikan muhafazakârlığına meydan okurken Rand; ilkel suçlamalarının kapsamını feminizmden çevrecilere, çok kültürcülere değin genişletti. Doğayı korumak için mücadele edenlerle birlikte beyaz, militarist, tek kültürlülüğü savunan Amerikalılara savaş açanlar, vahşilerle çok yakından akrabadırlar. Bunlar mantıksız ve korkaktırlar. Güçlü olmak ve ben merkezci ahlâk dışıcılık (amoralizm) yerine grup kimliğine güvenen kişilerdir.
Bütün foncular Rand takıntılı değildir, Rand onlar için faydalıdır. Rand’in savunduğu ¨kimseye güvenme, ahlâkı dinlemek yerine kendini gerçekleştir, toplumsal yükümlülükleri kabul etme¨ zihniyeti; Javid’in Chase Manhattan Bankası’nda yaptığı gibi, New York’ta yaşayan, Meksika ekonomisine zarar verecek finansal spekülasyonlarla meşgul kişilere uygundur.
Javid, İngiltere sağlık hizmetlerini kendi dünya görüşüne uygun biçimde yönetme şansı bulur bulmaz bunu zevkle yerine getirdi. Javid’in söylemine göre “korkup kaçmaktansa” koronavirüs ile yaşamayı öğrenmek, artık kapanmanın olmayacağını söylerken ancak yarısı aşılanmış toplumda virüsü kontrolsüz bırakmak ve daha fazla mutasyona davet çıkarmaktır.
Javid’in basitçe bilimi reddettiği düşünülmemelidir. Kendisi aslında felsefî bakımdan insanlığın ilerlemesinin en emin yolunun, en güçlü olanın hayatta kalması olduğuna inanır. Var oluşun özüdür bu. Nihayetinde hepimiz dünya bilim toplumunu şaşkına çeviren bir halk sağlığı deneyinin parçasıyız. Politik deney ise daha yeni başladı.
24 Temmuz’da bir grup aşı karşıtı, koronavirüs inkârcısı ve aşırı sağcı eylemciler Londra’da aşı ve kapanmalara karşı küresel eylem gününe katıldı. Sydney’den Paris’e, Milan’a koronavirüsle ilgili kurallara karşı gelen protestocular polisle çatıştı ve David Icke’in küresel yönetişime dair ortaya koymuş olduğu “kertenkele teorisinden (lizard theory)”* 5G frekanslarının virüs yaydığına kadar çılgınca, mantıksız teoriler ileri sürdü.
Polonya’nın Glogow kentinde kalabalık şöyle bağırıyordu: “Bugün her Polonyalı ‘Plandeminin (küresel plan)’ arkasında Yahudilerin olduğunu görebilir”. Söylentilere göre, Londra ve Paris’teki bazı protestocular da Nazi Almanyası’nda sarı yıldız takmaya zorlanan Yahudileri çağrıştırmak adına sarı yıldız taktı.
Geçen 18 ay boyunca yapmış oldukları bu tür protestolar tehlikeli bir kışkırtıcı oldu. Çeşitli komplo teorilerinden ve kültlerden insanları, Qanoncu** genelleştirilmiş aşırı sağ ideolojisine çeken bir mıknatıs işlevi gördü. Ve hastalığı bilerek yaydı.
Yazdan beri kapanmanın ekonomik ve sosyal yükünü taşıyan insanlar arasında gittikçe yayılan hoşnutsuzlukla birlikte protestocuların artma ve bir araya gelme olasılıkları var. Ayrıca, aşı şüphecisi olduğu anlaşılan pek çok genç çalışmak zorunda oldukları bir mevsimde üç günlük izni riske atmak istememekte veya Covid-19’un belirtilerinin hafif geçeceğine inanmakta.
Buna mukabil Muhafazakâr Parti (Tory) liderliğinin öfkelendiği; derslere ve yurtlara dönen öğrencilerin, büyük etkinlikler ile mekânlar için zorunlu aşı pasaportu düşündüğü söyleniyor. Mantık belli. Sürü bağışıklığıyla her şeyi tehlikeye atmaya karar veren, bir kez daha test, takip ve izolasyon sistemini terk eden hükûmetin virüse karşı kesin “zaferini” ilan etmeden önce kitlelerin aşılanmasına ihtiyacı var. Zafer gereksinimi, kabinedeki Javid/Sunak kanadının kamu harcamalarını azaltmaya ve vergileri artırmaya yönelik derin arzularından kaynaklıyor.
Bize kalan şey modern muhafazakârlık içindeki rakip felsefelerdir. Aşı pasaportuna tamamen muhalefet eden Liberteryenizm, herkese pasaport zorunluluğu konmasını isteyen Otoriteryanizm, aşırı sağcı komplocuları cesaretlendiren bilim şüpheciliği ve insanlara, “korkup kaçmayı bırak, risk al,” diyen Randci kendi kendini koruma güdüsü doktrini (self-preservation). Bütün bunların ortasında da ideolojik olarak sarkaç gibi sallanan önemsiz konuşmaları, anlamsız politik açıklamalarıyla sahne alan Boris Johnson.
Tutarsız bir hükûmet fakat böyle devam edebileceğinden kuşkuluyum. Muhafazakâr Parti’nin tahmininin aksine toplumun daha sıkı kapanma tedbirlerine tahammül edeceğini, ancak hastalık durumuna bağlı kalıcı ID (kimlik) sistemine müsamaha göstermeyeceğini Kair Starmmer doğru biçimde anladı. Mekânlar; kendileri için geçici pasaport sistemi uygulama hakkı isteyebilir, ancak kapanma koşullarını dış ortamda yasal ve kalıcı hale getiren herhangi bir girişim, kaçıklardan ve faşistlerden oluşan protestocu saflarını çeşitlendirebilir ve genişletebilir.
En kötü ihtimalle, 16-24 yaş arası gençlerdeki kayıtsız ve kaderci ruh halini kırılma noktasına itebilir. Yalnızca virüsü kontrol altına aldığınızda “normale” dönebilirsiniz. Şu anda ölümlerin ve hastaneye yatışların toplam vaka sayısına oranı fazlasıyla azalmış olsa bile Covid-19’un henüz kontrol altına alınmadığı apaçık ortadır. Ayrıca bütün bunlar, daha fazla varyantın olmadığı bir durumda yaşanmaktadır.
Bu bahar kritik noktaya yaklaşmış olacağız. Muhafazakâr Parti’nin sağ kanadı; harcamaların kesilmesini, ücretsiz izin planının son erdirilmesini, artan genel yardımın azaltılmasını ve ev sahiplerinin, kiracılarını isteğe bağlı tahliye ettiği kültürüne geri dönmesini talep edecek. İşçi Partisi ideolojik olarak hâlâ ekonominin tabana doğru genişlemesi prensibine bağlı parti olduğundan bütün bunlara karşı çıkmaları çok kolay olmalı.
Johnson ve Javid’in işi oluruna bırakan koronavirüs politikası ile mücadele etmek ise daha zor. Muhafazakâr Parti’nin gençlerin değerlerine karşı tutumları son derece gerici ve kültürel olarak düşmanca olmasaydı koronavirüse rağmen kulüplere giden, tatil yapan, sevgilisiyle dışarıya çıkan, çalışan 16-21 yaş arası gençlerden kendine hazır destekçi devşirebilirdi.
Her şeyin mümkün olduğu, hırsın sınırsız ve toplumsal yükümlülüklerin önemsiz olduğu bir dünya görüşünü yüceltmesi nedeniyle Rand gençler arasında çok popüler. Anı yaşa, kurallara aldırma, zaferlerinin tadını çıkar ve çöken ekosistemi unut mesajını veriyor ve bu mesaj kaos dolu bir başka kış mevsimi, yeni mutasyonlar ve tekrar kapanmayla karşı karşıya kalırsak oldukça çekici.
Pandemi boyunca liberteryen muhafazakârlık, sağcı popülizm ve gençliğin otoriteryanizm karşıtlığı tamamen bir arada olmayı hiç başaramadı. Buna müteşekkir olmalıyız fakat bu böyle devam etmeyebilir.
Pandemide temel mücadele sosyal dayanışma içindi. İnsanlar arasında birbirlerine karşı yükümlülüklerinin farkına varmanın ve tam da Javid’in yılda iki kez Rand okumalarıyla küçümsediği şeylerin, yani özgeciliğin pratiğiydi.
* (Ç.N.) Kertenkele teorisi (lizard theory); Eski futbolcu, televizyon yayıncısı David Icke’in dünyayı insansı sürüngenlerin yönettiğine ve kraliyet ailesinin kertenkeleler olduğuna iddia ettiği komplo teorisi
** (Ç.N.) Qanon; aşırı sağcı komplo teorileri ve bu teorilere inananların, destekleyenlerin bir araya geldiği oluşum
Kaynak: The New Statesman