Ayder’i Bekleyen Yeni ‘Rezillik’: ‘Yıllarca Göz Yumdular, Şimdi Peşkeş Çekecekler’

Ayder’i Bekleyen Yeni ‘Rezillik’: ‘Yıllarca Göz Yumdular, Şimdi Peşkeş Çekecekler’

Erdoğan’ın talimatıyla kentsel dönüşüm projesinin başlatılacağı duyurulan Karadeniz’in doğal güzelliğiyle ünlü Ayder Yaylasıyla ilgili doğal yaşamın tehdidine yönelik endişeler artarken, konuyla ilgili görüştüğümüz TMMOB YK Üyesi Küçük, projenin bir “el koyma uygulaması” olduğunu söyledi. Küçük, 'AKP'nin el koyacağı diğer yerler'i açıkladı.

Tugay Candan / @TugayCandann

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Kirlettik, rezil ettik" çıkışıyla gündeme gelen Rize'nin doğan güzelliğiyle ünlü Ayder Yaylası’nda, TOKİ ve 5 bakanlık tarafından yaz sonunda kentsel dönüşüm projesinin başlatılması planlanıyor.

Projeyle birlikte yaylayla ilgili 'imar kirliliği’ tartışmalarının sona ereceği iddia edilse de AKP’nin rant ve talana dayalı çevre politikalarının biliniyor olması, Ayder’in zaten uzun yıllardır yıpratılmış olan doğal yapısıyla ilgili yeni endişeleri beraberinde getiriyor.

‘SATACAK BİR ŞEY KALMADI, SIRA DOĞAL YAŞAM ALANLARINA GELDİ’

Cemalettin Küçük

Konuyla ilgili görüştüğümüz TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Karadeniz İsyandadır Platformu gönüllüsü Cemalettin Küçük, sürecin 2016’da başladığını söyledi.

Küçük, TMMOB olarak 2016 yılının Mayıs ayında, Erdoğan’ın yüksek yargı mensuplarıyla beraber Rize’de çay topladığı dönemde yaptıkları ekolojik değerlendirmelerle satış sırasının yaylara geldiğini saptadıklarını belirtti.

Bu saptamaya gerekçe olarak, AKP’nin o dönem satacağı başka bir kaynağın olmadığı ve sıranın doğal yaşam alanlarına geldiğini gösteren Küçük, “İlk el konulacak yerleri” dediği bölgeleri şöyle açıkladı:

'AKP’NİN İLK EL KOYACAĞI YERLER'

“Trabzon’un Uzungöl Beldesi, Rize’nin Ayder Yaylası ve Giresun’un Kümbet Yaylası olduğunu tahmin etmiştik. Biz bu değerlendirmeleri yaparken Uzungöl’de 800 kişiye imar cezası kesildi. Cezalara şüpheyle yaklaştık. ‘Buralar çok uzun yıllar bürokratlar tarafından görülmedi, şimdi neden ceza kesiliyor?’ diye sorduk.”

‘EL KOYMAK İÇİN TALANA YILLARCA GÖZ YUMULDU’

O dönem soruya bir cevap bulduklarını ifade eden Küçük, şunları söyledi:

“Sonuçta, ‘Buraların talan edilmesine yıllarca göz yumuldu, şimdi de el koyma projesi hayata geçiriliyor’ kanısına vardık. Erdoğan da ‘Ayder'i kirlettik, rezil ettik’ ve  ‘Uzungöl’ü dönüştürmemiz lazım’ açıklamaları yaptı.

Açıkça söylemek gerekir ki TOKİ projesi, bölgenin Erdoğan’ın söylemiyle ‘rezil oluşuna’ uzun yıllar boyu göz yummak ve sonra da ‘Biz bu işi düzelteceğiz’ diyerek el koyma projesidir.”

‘TÜM YAŞAM ALANLARI İÇİN AYNI ŞEY PLANLANIYOR’

Projeyi, AKP tarafından yaşam alanlarına el koyma ve işletme uygulamalarının bir ayağı olarak niteleyen Küçük, benzer planlara şöyle dikkat çekti:

“Bunu sadece Ayder üzerinden düşünmemek gerekiyor. Munzur Gözeleri’nde ne yapılıyorsa, Ayder’de de o planlanıyor. Madur Dağı’na yönelik amaç neyse, Kümbet’te de o amaçlanıyor.

Ayder işte bunun göstermelik ön yüzüdür. Bazı mal sahipleriyle anlaşıp, ‘proje’ adı altında buraların yandaş ve uluslararası sermayeye açılmasıdır.”

‘AYDER’DE 2700 ÇİÇEK ÇEŞİDİ VAR, BETON YAPILIRSA BUNLAR AÇMAZ’

Yaşam alanlarının ‘turizm bölgesi’ adı altında yok edilmesinin “canlılar adına bir katliam” olduğunu da vurgulayan Küçük, bu konuyla ilgili ise şunları söyledi:

“Yaylalarda çiçekler vardır, mevsimine göre bir dönem açar. Bu çiçekler açmak için yerin altında bir süre soğan olarak hazırlık yaparlar. Ayder’de de 2700 çeşit civarı çiçek var. Bu çiçeklerin soğanları yer altında betonla ezildiği zaman bu çiçekler açmaz. Çeşitlilik azalır.

Ayder’i turizm bölgesi yapmak yerine burayı hayvanların dolaşıp otlayacağı, bitki çeşitliliğinin korunacağı bir alana çevirmek gerek. Bunun dışında buraya konulacak her türlü yapı ki buna yapılan yayla evleri de dahil, burayı yok etmektir.”

‘ÜLKEDE BİRÇOK YER TURİZM ADI ALTINDA TALAN EDİLİYOR’

“Munzur Gözeleri’ndeki peyzaj uygulaması da aynı mantıkla doğal mirasın yok edilmesi anlamına gelir. Ülkede ‘turizm’ adı altında bunun daha birçok örneği var. Dolayısıyla söylemek istediğim şudur ki doğal yaşam alanlarının talan kadar, ‘turizm’ adı altında yok edilmesinin de önüne geçmek gerekir.”

DAHA FAZLA