‘Ayakta sayım’a itiraz eden mahpusa darp iddiası: 'Doktor 'ölümden dönmüşsün' dedi'

‘Ayakta sayım’a itiraz eden mahpusa darp iddiası: 'Doktor 'ölümden dönmüşsün' dedi'

İHD Hukuk Komisyonu raporunda, “Adli ve idari soruşturmanın titizlikle yürütülmesi ve delillerin toplanması, hapishane yöneticileri ve personelin hukuk dışı, keyfi davranışlarını engelleyecek ve başvurucunun mağduriyetini giderecektir" denildi.

İleri Haber

Elmalı T Tipi Kapalı Cezaevi’nde İ.A. isimli mahpusun, ‘ayakta sayım’a itiraz ettiği için cezaevinde önce başka mahpuslar, sonra cezaevi görevlilerince darp edildiği öne sürüldü. Kendisine “ölümden döndüğü” söylenen İ.A.’ya ameliyat sonrasında da yeterli tıbbi destek sağlanmadığı iddia edildi. Konuyla ilgili hazırlanan raporda, İ.A.’nın yaşam hakkının ihlal edildiği tespiti yapıldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne başvuran, F. A. isimli yurttaş, kardeşi İ. A.’ın, Şakran 3 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’ndan, yaklaşık 20 gün önce Elmalı T Tipi Hapishanesi’ne nakledildiğini, ailesi ile telefon görüşmesinde, hapishanede ağır bir şekilde darp edildiğini, yaralandığını ve baskıya maruz kaldığını ilettiğini bildirdi. 
1 Şubat’taki başvuruya ilişkin iddialar İHD Antalya Şubesi’nin görev alanında bulunduğundan dolayı, başvuru, İHD Antalya Şubesine iletildi ve Şube Yönetim Kurulu başvurunun Hukuk Komisyonuna iletilmesine karar verdi.

Mağdur olduğu belirtilen mahpus İ. A. ve cezaevi idaresi ile savcılık görüşmeleri yapmak üzere görevlendirme yapıldı. Bu görevlendirme üzerine, avukatlardan oluşan İHD heyeti, 3 Şubat 2021 tarihinde Elmalı’ya gitti.

‘AYAKTA SAYIM’ UYGULAMASINA KARŞI ÇIKTI

Heyet Elmalı’da mahpus İ.A. ve cezaevi idaresi ile görüştü. Görüşmede İ.A., cezaevine nakledildikten sonra karantina koğuşuna alındığını, akabinde yerleştirildiği A-14 koğuşunda, sayım için odasından çıkarak aşağıya, ortak alana indiğini, ancak mahpusların ayakta sıraya girdiği, “ayakta sayım” denilen, mahpusların askeri düzende ayağa kalkarak kendilerine sıra geldiğinde, kendilerini saydıkları uygulamaya sözlü olarak karşı çıktığını, bunun bir askeri rejim uygulaması olduğunu söylediği anlattı. 

ÖNCE HÜCRE CEZASI, SONRA KOĞUŞ DEĞİŞTİRME

Sayımı engellemediğini, bilakis, sayım için ortak alana indiğini, gelen infaz koruma memurlarının zaten kendisini gördüğünü, sadece yönteme itiraz ettiğini bildiren İ.A,  bunun üzerine hakkında hiçbir disiplin cezası olmadığı halde, koğuştan alınarak hücreye konulduğunu, 2 gün hücrede kaldıktan sonra, 2. müdürün odasına götürüldüğünü, 2. müdürün kendisine, tavrında ısrar edip etmediğini sorduğunu, kendisini ise ‘ayakta sayım verme’ uygulamasıyla ilgili eleştirisini aktardığını ve karşı olduğunu tekrarladığını, bunun üzerine 2. müdürün kendisine “O zaman seni başka bir koğuşa gönderiyorum. Orada tavrını sürdürürsün artık” dediğini söyledi.

BAŞKA MAHPUSLAR VE GÖREVLİLER DARP ETTİ

İ.A. anlatımında, götürüldüğü koğuşta düşmanca bir tavır hissettiğini ve 2 kişinin kendisini kameraların görmediği bir alanda darp ettiğini belirtti. Saldırının ardından koğuştan çıkarılması için bağırdığını ancak uzun süre kimsenin gelmediğini, bir süre sonra gelen görevlilerin ise kendisini koğuştan çıkardıktan sonra ağır bir şekilde darp ettiğini ifade eden

İ.A., kaburga ve elmacık kemiklerinin bu saldırı sonucu kırıldığını, tüm vücudunun ise eziklerle dolu olduğunu anlattı.

DOKTORLAR ‘ÖLÜMDEN DÖNMÜŞSÜN’ DEDİ’

Saldırıların ardından tek kişilik hücreye atıldıktan ancak bir gün sonra hastaneye kaldırıldığını söyleyen İ.A. hekimlerin kendisine “ölümden döndüğünü” beyan ettiklerini, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyat olmasının ardından akabinde bir gece Antalya L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda kaldığını, buradaki kalma koşullarını, kendisinin başlı başına işkence olarak hissettiğini, ameliyatlı, yaralı ve yüksek ateşle küçücük ve yataksız bir hücre de tutulduğunu, hekim veya sağlık personeli görmediği gibi, ağrı kesici ve ateş düşürücü dahi verilmediğini, Elmalı’ya getirildikten sonra da, tedavi almadığını, sadece bir kez ilaç verildiğini ifade etti. 

İ.A. anlatımında ayrıca, ayakta sayıma karşı çıktığı için hücrelerde tutulan başka mahpuslar da olduğunu, bu askeri düzen uygulamalarına son verilmesi için girişimlerde bulunulması gerektiğini talep etti.

CEZAEVİ YÖNETİMİ İDDİALARI REDDETTİ

İHD heyetinin cezaevi idaresiyle yaptığı görüşmede ise başvuru konusu olaya dair, mahpusun ‘sayım vermeyi’ reddettiği, bu nedenle koğuşunun değiştirildiği, koğuştaki kişilerce darp edildiği, koğuştan çıkarılıp, tek kişilik hücreye götürülürken, kendisini yerlere attığı ve kafasını duvarlara vurmak suretiyle, kendi kendisini yaraladığı, götürülürken direndiği için, memurların orantılı güç kullandığını, personel tarafından darp edilmesinin söz konusu olmadığını beyan edildi.

Görüşmede, ‘sayım vermek’ gibi bir uygulama olmamasına rağmen,  Elmalı T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda, usule ilişkin böyle bir karar alındığı aktarıldı.

Görüşmede ayrıca kurum müdürü ve 2. müdürün “sayım vermeye ikna edilemeyen mahpus”a verilen hücre ve koğuş değiştirme cezalarından bahsetmediği ifade edildi.

‘YAŞAM VE SAĞLIK HAKKI İHLAL EDİLDİ’

Görüşmelerin ardından İHD Antalya Şubesi Hukuk Komisyonu tarafından bir rapor hazırlandı. Raporda yer alan bazı tespit ve gözlemler şöyle aktarıldı:

- “Sayımla ilgili mevzuat, cezaevi yönetimine sayım yapma görevini yüklemektedir, mahpusa ‘sayım verme’ suretiyle, kendisini sayma, ya da ayakta durma görevini yüklememektedir. Mahpusların, sayımla ilgili tek yükümlülükleri, sayımı engellememektir. Dolayısıyla, mahpusların ayakta, askeri düzen içinde ‘sayım vermesinin, insan onuruna aykırı olduğu gibi, mevcut yasa ve yönetmeliğe de aykırı olduğu değerlendirilmiştir”

- “Neden, kendi koğuşuna değil de darp edildiği koğuşa gönderildiğine ilişkin, heyetimize herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Bu husus, mahpusun, ‘darp edilmesi’ için o koğuşa gönderildiği iddiasının araştırmaya değer bir iddia olduğunu düşündürmektedir.

- “Darp edildiği koğuştan alınmasını isteyen bir mahpusun, koğuştan götürülmemek için fiziken direnmesi, mantıklı gözükmemektedir. Mahpusun sağlık raporu ve kamera kayıtları henüz incelenememiş olmakla birlikte, mahpusun yaşam hakkının, hapishane personeli tarafından da ihlal edilmiş olabileceği değerlendirilmiştir.”

- “Darp edilmiş ve ciddi bir şekilde yaralanmış olan mağdur mahpusun, olayın akabinde hastaneye sevk edilmemiş olmasının, yaşam ve sağlık hakkının ihlalini oluşturduğu değerlendirilmektedir. “

- “Başvurucu mahpusun, muayene ve tedavisine ilişkin evraklar incelenebildiği zaman, yaralanmanın ve ihmalin ağırlığının değerlendirilmesi mümkün olacaktır.”

‘SORUŞTURMA TİTİZLİKLE YÜRÜTÜLMELİ’

Raporun sonuç kısmında ise “Adli ve idari soruşturmanın titizlikle yürütülmesi ve delillerin toplanması, hapishane yöneticileri ve personelin hukuk dışı, keyfi davranışlarını engelleyecek ve başvurucunun mağduriyetini giderecektir.”