Arkadaş Kitabevi’nden sendikalı oldukları için çıkarılan işçiler anlattı

Arkadaş Kitabevi’nden sendikalı oldukları için çıkarılan işçiler anlattı

Arkadaş Kitabevi'nde çalışırken sendikaya üye olan ve işten çıkarılan Dilek Uçar aynı sektörde bulduğu yeni işinden de Arkadaş Kitabevi sahibinin baskısıyla çıkarıldığını söyledi.

Arkadaş Kitabevinde çalışırken DİSK’e bağlı Sosyal İş Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle işlerine çeşitli bahanelerle son verilen kadın işçiler Dilek Uçar, Özgecan Bulut ve Miray Sara Sayın ile konuştuk.

Dilek Uçar 6 ay, Özgecan Bulut ve Miray Sara Sayın ise 1 yıl 3 aydır Arkadaş Kitabevi’nde çalışıyordu.

Kitabevinin kafe bölümünde çalışan Uçar başka bir işte çalışmaya başladıktan bir süre sonra Arkadaş Kitabevi’nin sahibinin baskısıyla benzer sektörde girdiği işinden de ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti.

Özgecan Bulut ve Miray Sara Sayın ise 1 yıldan uzak süre çalıştıkları halde kıdem tazminatlarını alamadı.

Dilek Uçar mağaza müdürünün sürekli çalışması hakkında övgülerde bulunmasına rağmen işten çıkarılma nedeninin “performans düşüklüğü” olarak gösterildiğini ancak asıl sebebin sendikaya üye olması olduğunu anlattı. Uçar, “Önceden hiç haber vermeden beni pat diye çıkardılar. Daha sonra başka bir yere girdim ve oradan da işten çıkarılmama neden oldular” dedi. 

Uçar, çalıştığı yere baskı uygulandığını ifade ederek, “Benim gibi Arkadaş Kitabevi’nden kovulan iki arkadaşım daha vardı. Birlikte girmiştik ve herkes çalışmamızdan memnundu” dedi.

“YEMEK YEDİĞİMİZDE MAAŞIMIZDAN GERİYE BİR ŞEY KALMIYORDU”

“Şartlarımız daha iyi olsun diye sendikaya üye olduk” diyen Uçar bunun yasalara aykırı olmadığını vurguladı.

 Uçar, “Biz işimize devam ederken sendikalı olduğumuz öğrenildiği için çeşitli bahanelerle işten çıkarıldık. Bazı arkadaşlarımıza mobing uygulandı. İlk önce kimler sendikalı diye sormaya başladılar. Mağaza müdürü gelip bana sorduğunda ben sendikalı olduğumu açıkça söyledim. Çünkü yanlış bir şey yapmadık biz.

Yemek ve yol parası yoktu hepsi maaşa dahildi. Zaten her gün yemek yediğimiz için maaştan bize pek bir şey kalmıyordu. Biz de şartlarımızı düzeltmek için üye olduk” diye konuştu.

Yaklaşık 1 yıl 3 ay boyunca kitabevinde çalıştığını söyleyen Özgecan Bulut ise “Sendikal faaliyetten çıkardık” diyemedikleri için bazı bahanelerle işlerinden olduklarını anlattı:

“Bizim personel kartlarımız vardı, belli oranlarda indirim yapan. İçerisinde para puan birikiyordu. Bu kartları yakınlarımız için de kullanıyorduk. Bu zamana kadar da kimse bu duruma bir şey demiyordu. Sendikal durumumuz ortaya çıktıktan sonra bu durum tespit edildi. Bizden “para çalma, zimmete para geçirme, firmayı zarara uğratma ve emniyeti suistimal etme” suçlamalarıyla savunma istendi. Bu mağaza müdürleri de dahil olmak üzere onların da kullandıkları bir durumdu. Aynı gerekçeyle birden fazla arkadaşımız işten çıkarıldı, hepsi de sendikalı. Bizi bu şekilde damgalayarak sözleşmemiş feshedildi.

Bu şekilde atıldığımız için işsizlik maaşı alamıyoruz. Bizim bir yılımız  doldu ancak kıdem ve ihbar tazminat hakkımızı da alamıyoruz.”

“OTURMAK YASAKTI, İÇME SUYU TEMİZ DEĞİLDİ”

Bulut mağazadaki kötü şartları ise şöyle anlattı:

“Biz cadde mağazasıydık. Kış olduğunda biz çok zorlandık çünkü AVM’ye gittiğimizde en az 20 dakikamız gidiyordu ve biz 45 dakika yemek süremiz vardı. Depoda yemek yemek istedik ancak izin verilmedi.

“Sendikal faaliyetten önce de üzerimizde baskı vardı. Bir sorun olduğunda uyarılmadan, hareketlerle ve surat asma şeklinde tavırları vardı müdür yardımcılarının.

“Tüm gün ayakta çalışıyorduk. Mağaza içerinde bulunan küçük puflara oturmak istediğimizde surat asılıyordu. Oturmamız kesinlikle yasaktı.

“Depodaki suyumuzu arıtmadan koyuyorlardı. Suyu koydukları damacana artık yosun tutmuştu. Temiz bir su değildi. Bu su yüzünden bazı arkadaşlarımızın sağlıkları bozuldu. Bu  nedenle suyumuzu dışarıdan alıyorduk. ‘Bakın ben içiyorum bana bir şey olmuyor’ diyen müdür yardımcılarımız vardı.”

İşten atılma sürecinden psikolojik olarak kötü etkilendiğini ifade eden Bulut “Suçlandığınız şey zaten çok ağır bunu hazmetmek bizim için zor oldu.Biz genç insanlarız ve sicilimizi etkileyerek bizi işten çıkardılar. Bundan sonraki iş hayatımızı da etkileyebilir” dedi.

“BAŞKA İŞLERDE ÇALIŞMAMIZI ENGELLİYOR”

İşten çıkarılan bir diğer kadın işçi Miray Sara Sayın mağaza açıldığı tarihten itibaren kitabevinde çalışıyordu.

“Birlik olmak, sadece maddi olarak değil manevi olarak da elde edeceğimiz haklar, bizi sendikalı olmaya itti” diyen Sayın, “Patronumuz Cumhur Özdemir bizim sendikalaşmamızı istemedi.  Ardından çeşitlik, iftiralarla, baskılarla bazılarımız kovuldu, bazılarımız da istifa etmeye zorlandı. Bazılarımız sendikadan istifa etmeye zorlandı” dedi.

Sendikanın işverenle diyalog yoluyla ilerlediğine vurgu yapan Sayın “Masaya oturuldu, konuşuldu. Zaten o süreçten sonra baskılar başladı” diye konuştu.

Aynı sektörde işe başvurusu yaptığında geri dönüş alamadığını söyleyen Sayın “Anayasal bir hak kullandığımız için patronun bize bu kadar kinlenmesini anlayamıyorum. Kendi iş yerinden attığı yetmezmiş gibi başka işlerde de çalışmamızı engelliyor” dedi.