Özgür Yılmaz - @ozguryilmaz344

İngiliz Unilever şirketine bağlı Arhavi Lipton Çay fabrikasında çay sezonun başlamasına günler kala 55 işçinin iş akitleri ekonomik kriz gerekçe gösterilerek askıya alındı. Bu karar üzerine işçiler greve başladı. Türkiye İşçi Partisi de dahil olmak üzere bir çok parti ve kitle örgütünün de ziyaret ettiği direnişin üçüncü gününde Türk İş'e bağlı Tek Gıda İş Dosan Lipton Şube Sekreteri Özgür Hekimoğlu ile eylemin sebepleri ve seyri üzerine konuştuk. 

Neden direnişe başladınız?

Lipton Çay Fabrikaları'nın üç tane fabrikası vardır. Bir tanesi Rize'nin Pazar ilçesinde, bir tanesi Fındıklı ilçesinde bir tanesi de Artvin'in Arhavi ilçesinde. Pazar fabrikası 400 ton, Fındıklı 200 ton, Arhavi fabrikası da 200 ton. Pazar fabrikasında beyaz yakalılar var, genel merkez olarak adlandırılır. Arhavi'de de yalnızca yeşil çay işlenir. Klasik bir çay fabrikasıdır. Biz üç fabrika bir yılda 10 bin ton kuru çay imal ediyoruz. 13 bin ton da dışarıdan çay alıyoruz. Bunları harmanlayıp, İstanbul'a gönderiyoruz. Oradan da paketlenip, piyasaya sürülüyor. Bu sene sıkıntı olduğunu, devletin kuru çaya zam yapmadığını ve piyasada, Lipton dökme çayına zam olmadığından ve diğer maaliyet oranlarının da yükselmesinden kaynaklı karlılık oranının düştüğünü, piyasada tutunamadığını ve depolarda kuru çay olduğunu dile getiriyorlar.

'İLLA Kİ FABRİKAYI ASKIYA ALACAĞIZ' 

Biz de dedik ki "Dışarıdan aldığınız 13 bin ton çayı almayın, bizim işlediğimiz 10 bin tonu işleyelim, böyle döndürelim" dedik. Onlar da illa ki, fabrikayı askıya alacağız, bu yıl çalıştırmayacağız. Dışardan aldığımız kuru çayı alaşmaları bozamadıkları için Arhavi fabrikasını askıya alacaklarını söylediler. Biz de, kesinlikle fabrikayı kapattırmayacağımızı söyledik ve sonuçta ikili anlaşmalarda orta yolu bulamadık. Önerimizi sunduk dedik ki, "2019 yılı sizin için sıkıntılıysa biz Arhavi fabrikası olarak elimizi taşın altına koyarız." Biz şu an Arhavi'de mavi yakalı olarak çalışan 85 kişiyiz. 25 kişi de çay alımcısıdır. Arhavi'den alacağı yeşil çayı Pazar ve Fındıklı'ya gönderecek, sonuçta burada üretim yapmayacak. Biz de dedik ki, "Bu 55 kişiyi işten çıkarmayın, diğer fabrikalara dağıtalım." Bunu da kabul etmediler.

'FABRİKA AÇILANA KADAR ÖNÜNDE YATIP KALKACAĞIZ'

"Peki başka yardımcı olabileceğimiz herhangi bir durum var mı?" diye sorduğumuzda da, yine aynı şekilde devam ettiler. Bir fabrikada yapılan bir yanlış varsa bu üç fabrikaya yayılır, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı haklarımızı kullanarak bu üç fabrikada size üretim yaptırmayız diyince, "Ne isterseniz yapın" dediler. Bize de yapacak bir şey kalmadı. İşçi kardeşlerimize anlattık. Sonuçta haklarımız var. Fabrika açılana kadar buranın önünde yatıp kalkacağız. Diğer fabrikalarda da üretim başlayınca, orada da greve çıkacağız dedik. Bu şekilde devam ediyoruz. Bu direnişimizin üçüncü günü. Dün basın açıklamamızı yaptık. STK'lar, parti örgütlerinin katılımıyla 500-600 kişilik bir açıklama yaptık. Neler yapabileceğimizi gördüler. Şimdi onlardan gelecek hamleyi bekliyoruz. Fabrika açılana kadar devam edeceğiz kaç gün olursa olsun. 

Eylemin geleceğine dair neler söylemek istersiniz?

Bize en yakın süre içinde olumlu bir dönüş yapmazlarsa buradan Fındıklı fabrikasına kadar yürüyeceğiz, oradan kalkıp Pazar fabrikasına kadar yürüyeceğiz. Üç fabrika önünde direnişimizi sürdüreceğiz.