AOÇ içerisindeki tarihi Marmara Köşkü yürütmeyi durdurma kararına rağmen yıkıldı

AOÇ içerisindeki tarihi Marmara Köşkü yürütmeyi durdurma kararına rağmen yıkıldı

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyet’in simge mekânlarından, Atatürk’ün çiftlik evi olarak 1928 Ernest Egli tarafından tasarlanan Marmara Köşkü’nün yıkıldığını bildirerek, “Üzgünüz, öfkeliyiz. Bu öfke sadece bizim değil bütün toplumun olmalı. Değerlerimizi kaybetmeye başladıkça geleceğimizi kaybedeceğiz, çocuklarımızın geleceği tehdit altında” açıklaması yaptı.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Cumhuriyet’in simge mekânlarından, Atatürk’ün çiftlik evi olarak 1928 Ernest Egli tarafından tasarlanan Marmara Köşkü’nün yıkıldığını bildirerek, “Üzgünüz, öfkeliyiz. Bu öfke sadece bizim değil bütün toplumun olmalı. Değerlerimizi kaybetmeye başladıkça geleceğimizi kaybedeceğiz, çocuklarımızın geleceği tehdit altında” açıklaması yaptı.

Konuya ilişkin açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, "Kaçak Saray yapıldığı andan itibaren Marmara Köşkü’nün tehdit altında olduğunu kamuoyuyla paylaşmıştık" diyen Candan, dün itibariyle Ahmet Soyak’ın çektiği fotoğraflar üzerine Kent İzleme Merkezinin incelemeleri ile Marmara Köşkü’nün artık yerinde olmadığını üzülerek tespit ettiklerini belirterek, "Atatürk’ün bize emanet ettiği tescilli yapı olan Marmara Köşkü’nü yıkmışlar" dedi.

'REJİMİN YIKILMASINA GİDİŞİN MEKANSAL ADIMLARI'

Marmara Köşkü’nün Atatürk’e ait olmasının yanında  en önemli simge özelliğinin AOÇ arazilerinin halka emanet edildiği mekan olduğunun altını çizen Candan, şöyle konuştu:

"11 Haziran 1937 yılında Atatürk, Atatürk orman Çiftliğinin şartlı olarak halka emanetini  Marmara Köşkünde imzalaşmıştı. Marmara Köşk’ü, küçük olmasına rağmen AOÇ arazilerinin en yüksek noktasında inşa edilmiş, tüm AOÇ alanlarına hakim bir noktada inşa edilmiş durumda. Bu mekanda yapılan şartlı bağışla başka bir simgesellik ortaya çıkıyor ve AOÇ hakimiyetinde olan bu mekanda, AOÇ’nin hakimiyeti halka emanet ediliyor. Marmara Köşkü bu özelliği ile tanık mekandır aynı zamanda. Bu yıkımın toplum açısından bir uyandırıcı rol işlevi görmesini umut ediyorum. Çünkü yapılarla birlikte başlayan yıkımlar, rejimin yıkılmasına gidişin mekansal adımlarıdır. Mekan ve ideoloji bağlamı üzerinden uzun süredir AOÇ mücadelesinde bunu söylüyoruz. Bugün toplumda ciddi bir ruh ve akıl tutsaklığı yaşanmaktadır. Terör olaylarıyla birlikte bu süreç tırmandırılarak korku toplumu yaratılmak istenmektedir.Otoriter ve diktatoryal rejimler korkuların büyütülmesi ile ruh ve akıl tutsaklığı ile başlar. Marmara Köşkünün yıkılması bize bunu bir kez daha hatırlatıyor. Üzgünüz, öfkeliyiz. Yarın 19 Mayıs, işgal altındaki bir ülkenin kurtuluş mücadelesinin yüreğe  akla düştüğü, korkunun cesarete, esaretin özgürlüğe dönüştüğü gündür. Cumhuriyet değerlerine, Atatürk'e ve laikliğe sahip çıkmak için halkın anma ve bayram için Anıtkabir’e  gideceği bir süreçte terörle ve korkuyla durdurulmaya çalışıyor."

'GELECEĞİMİZ ÖZGÜRLÜKLERİMİZ TEHDİT ALTINDA'

Geleceğimizin ve bütün özgürlüklerimizin yok edilme tehdidiyle kaşı karşıya olduğuna dikkat çeken Candan,"Toplumun bunu çok iyi algılaması gerekiyor. 19 Mayıs ruhlarımızın, akıllarımızın tutsaklıklarının kırılacağı ve özgürleşeceği bir gündür. Aksi takdirde çocuklarımızın geleceğinin tehdit altında olduğunu bilinmesi gerekir. Bugün gerçekten üzgününüm  ve öfkeliyim. Bize emanet edilen Marmara Köşkünü yıktılar. Ama yarın herkesin bize emanet edilen özgürlükçü değerlere, Cumhuriyet’e ve laikliğe sahip çıkması büyük önem taşıyor. Yarın  bize bırakılanlara sahip çıkmak için nerede olmamız gerekiyorsa orada olmalıyız" çağrısında bulundu.

RİSKLİ YAPI İLAN EDİLEN KÖŞKÜN KORUNMASI İÇİN ÇALIŞILIYORDU

Açıklamasında, Marmara Köşkü’nün korunması için verdikleri mücadeleye de değinen Candan, Marmara köşkünün 1928 yılında Ernest Egli’nin Atatürk’ün AOÇ arazisi içinde tasarladığı ilk yapılardan birisi olduğuna dikkat çekti. Cumhuriyetin modernite projesinin ilk örnekleminden olan Marmara Köşkü’nün Ocak ayından itibaren riskli yapı olarak ilan edip yıkılıp sonra yeniden yapılması gündeme geldiğini de anımsatan Candan, ODTÜ’den bir profesörden de bu konuda rapor aldıklarına ve bunu kamuoyuyla paylaştıklarını vurguladığı açıklamasında, ayrıca şunları dile getirdi:

'CUMHURİYET REJİMİYLE HESAPLAŞMA'

"Sonrasında bu sürece dair koruma kurulunun verdiği kararı yargıya taşıdık. Ayakta duran bir yapının yıkılıp yeniden yapılmasının 660 sayılı ilke kararına aykırı olduğunu söyledik. Çünkü bir kültürel miras olarak tescillenmiş bir yapı eğer risk taşıyorsa bakım ve onarımının yapılması gerekir. 660 sayılı ilke kararına göre bunun onarımının yapılması gerekiyor diye Koruma kurulu kararına  dava açmıştık ve yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. İtirazlarla birlikte ve şu anda yargı süreci devam ediyor. Hükümetin Cumhuriyetle hesaplaşması sürecinde tehdit altında olduğunu kamuoyuyla paylaşmıştık. Cumhuriyetin en simge mekanı olan AOÇ’de Atatürk’ün için tasarlanan modern bir çiftlik evinin varlığından rahatsızlık duyulduğunu ideoloji ve mekan kapsamında aslında bu mekanlar üzerinden yürütülen yok etme ve tahrip etme sürecinin Cumhuriyet rejimiyle  bir hesaplaşma olduğunu da ifade etmiştik. Ne yazık ki şimdi Marmara Köşkü ortada yok. Akıllarımız ve vicdanlarımızın korkularımızla baş etmesini bilmesi gerekiyor."

DAHA FAZLA