Antalya Tabip Odası Başkanı: Kentin turizm açısından cazibeli olması isteniyor

Antalya Tabip Odası Başkanı: Kentin turizm açısından cazibeli olması isteniyor

Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, şehirlerarası kısıtlamanın kaldırılmasının ilk gününde Antalya'ya 6 bine yakın aracın giriş yaptığını söyleyerek, önlemlerin hızla gevşetilmesinden endişe duyduklarını söyledi.

Sercan C. Güler

Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, ulaşım kısıtlamasının kalkmasının ardından kente 6 bine yakın araç girdiğini söyledi. Kente ilişkin kısıtlama kararının kaldırılmasını yorumlayan Şahin, Bilim Kurulu'nun tavsiyesine rağmen turizm nedeniyle bu kararın alındığını söylerken, "Nasıl denetleneceği konusunda endişelerimiz var" dedi. Şahin ayrıca kentteki salgın bilançosuna ilişkin rakamları da paylaştı.

Yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı alınan önlemler kapsamında, 31 il için şehirlerarası giriş çıkış yasağı ilan edilmişti. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hafta başında bu yasağın Antalya, Aydın, Erzurum, Hatay, Malatya, Mersin ve Muğla şehirleri için kaldırıldığını duyurdu. Açıklanan illerde şehirlerarası giriş çıkış yasağının kaldırmasının ardından, İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgede kısıtlama kararının kaldırılmasından sonra sokağa çıkma yasağı ilan edilmedi.

Antalya'nın da aralarında bulunduğu şehirlerarası kısıtlama kararının kaldırılması hakkında İleri'ye konuşan Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, kısıtlama kararının kalkmasının ilk gününde Antalya'ya 6 bin küsür aracın giriş yaptığını söyledi.

'ANTALYA KENDİNİ KORUMUŞ DURUMDAYDI'

Kısıtlama kararının kalkmasından önce, şehirde vaka sayılarının nüfusla oranlandığında oldukça az olduğunu belirten Şahin, "Bir süredir hem 30 ilin içindeydi Antalya, hem de Umumi Hıfzıssıhha kurulunun kararıyla giriş çıkışlar denetim altındaydı. Özellikle Antalya'ya yazlıkçıların ya da tatil amacıyla gelenlerin bulaş oluşturması engellenmek isteniyordu. Çünkü sahildeki Muğla, Antalya, Mersin, bir tek Adana orada farklılık gösteriyor, onun da özel konumu nedeniyle giriş çıkışın çok olduğu bir yer. Koronavirüs hastalığı daha az görünüyor sahil yerlerinde. Çeşitli nedenleri var. Umreden dönüşler çok olmadı. Dolayısıyla Antalya kendini korumuş durumdaydı, vaka sayısı da azdı" şeklinde konuştu

Sürecin şeffaf yönetilmediğini ve veri paylaşımı olmadığı için ulaşabildikleri veya yayınlanan verilere göre konuştuklarını söyleyen Antalya Tabip Odası Başkanı Şahin, açıklanan resmi verilerde şehirdeki vaka sayısının 150 - 180 arasında olduğunu söyleyerek, "Bizim kendi arkadaşlarımızdan test edilip de tespit ettiğimiz yaklaşık 250 küsür PCR pozitif, bir bu kadar da 247 tane de bizim tespit edebildiğimiz hastamız vardı. Bir de yeni infaz kanunundan yararlanan 19 tane müspet vakamız oldu bizim. Bunlar bizim tespit edebildiklerimiz. 600 vaka olduğunu tespit etmiştik" dedi.

'ANTALYA'DAKİ RAHATLAMA TURİZM BASKISI NEDENİYLE'

Antalya'nın ekonomik döngüsünün turizme bağlı olduğunu vurgulayan Şahin, uçuşların özellikle İran'da ilk vakaların ortaya çıkmasından sonra gecikmeli bir şekilde durdurulmasına rağmen salgının nispeten daha hafif geçirildiğini söyleyerek "Vaka sayılarındaki azalma, yeni olgu sayısı, iyileşenlerdeki artma, ölümlerdeki azalma ile tarif edilen tablo bütün Türkiye'de bir rahatlama yarattı. Ama Antalya'daki rahatlama bundan çok, turizm sektörünün baskısı ve bir de sosyal devletin ihtiyaçları karşılayamaması nedeniyle ekonomik bir canlanma isteniyor" ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanlığının turizm kentleri için bir çalışma yaptığını ve ayrıntılı bir yönetmelik hazırladığını belirten Prof. Dr. Nursel Şahin sözlerine şöyle devam etti:

 "Ayrıntılı bir şekilde bir korona sertifikası tarif edilmiş. Bu koronavirüs önlemlerine uyanlar 'korona sertifikası' alacaklar. 'Hijyen kurallarına uyuyoruz, hastalarımızın takibini yapacağız, ateş kontrolü yapacağız, sahil düzenlememiz böyle, yemekhanemiz düzenimiz böyle' gibi çeşitli düzenlemeler yapılmış. Sertifika verilecek ve sertifikadan sonra yayımlanacak."

'ANTALYA VALİSİ 'ŞEHRİMİZ TEMİZ' GÖRÜNTÜSÜ VERMEK İSTİYOR'

Önlemlerin gevşetilmesinden endişe duyduklarını belirten Şahin, "Antalya Valisi tabii 'şehrimiz temiz' görüntüsü vermek kaygısıyla olsa gerek hafta sonu karantinalarını da kaldırdı Antalya'da. Antalya böyle temiz rahatlamış bir şehir görüntüsü vermeye çalışıyor. Turizm açısından cazibe yaratılmak isteniyor tabii ki. Fakat bu hazırlıklar yapılmış da nasıl denetleneceği konusunda endişelerimiz var" ifadelerini kullandı.

Önlemlerin gevşetilmesi için henüz erken olduğunu söyleyen Şahin, sözlerine şunları ekledi:

 "Bütün önlemleri bir anda gevşetirsek kontrolünü yapamayız. Halbuki bir kaç önlemi, kısıtlamayı gevşetip bir iki hafta izleyerek, duruma bakarak daha sonra durumu değerlendirerek yapmanın daha doğru olacağını düşünüyoruz. Dünya Sağlık Örgütü'nün de nasıl bir yol izleneceği konusunda normalleşme için tavsiyeleri var. Biz bunlara uyulmasını istiyoruz."

'NORMALLEŞİRKEN TEST KAPASİTEMİZİN ARTMASI LAZIM'

Normalleşirken en önemli şeyin test kapasitesinin artırılması gerektiğinin altını çizen Nursel Şahin, "Çok sayıda test yapmamız lazım ki, hasta olan bireyleri test edip onları izole etmeliyiz ki toplum yeniden enfekte olmasın. Dolayısıyla, 2. dalgadan korunmanın en önemli yanlarından birisi test kapasitesinin artırılması" dedi.

Antalya'da salgının başlamasından itibaren yapılan test sayıları hakkında da bilgi veren Şahin, şunları söyledi:

"Şu anda Antalya'da başlangıcından itibaren 7-8 bin civarında hani iyimser olarak söylüyorum bunu. Bir kez sağlık müdürü  6 bin 400 gibi bir test sayısı açıkladı geçen hafta. Sınırlı test yapılmış durumda. Biz toplumda kimler geçirmiş, kimler geçirmekte ya da yeni risk grupları nedir bilmiyoruz. Zaten salgının sınırlı verilerle ne durumda olduğunu da bilmiyoruz."

'VAKA ARTIŞI OLABİLİR'

Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı günlük verilerin yetersiz olduğunu, toplumda kimin hastalık geçirmiş olduğunu ve yeni risk gruplarının kimler olduğunu bilemediklerinin söyleyen Şahin, "Onun için hızla gevşetilmenin olması toplumun virüsle temasını çok daha fazla artıracak. Dolayısıyla vaka artışı olabilir diye endişe ediyoruz.Bunu ben yetkililerin de görebileceğini, düşünebileceğini biliyorum. Hastane kapasitelerimizin çok fazla dolmaması, sağlık çalışanlarının özverili çalışması sanki bu artışı göğüsleyebileceğimiz özgüvenini oluşturmuş olabilir ama hiç beklenmedik bir şekilde bunun bedeli de çok yüksek olabilir. Bu nedenle önlemlerin daha dikkatle, özenle ve evrensel kurallara, epidemolojiye, halk sağlığına uygun şekilde yapılması konusunda bir uyarımız oldu bizim" dedi.

Hastanelerde halen kişisel sağlık koruyucu ekipman eksikliğinin bulunduğunu ve vatandaşların maskeyi nereden edineceklerini bilmediklerinin altını çizen Şahin, "Hala biz maske dağıtıyoruz, hala bizden siperlik gözlük önlük tulum ihtiyacı bildiriliyor. Muayenehane hekimleri biz maske nereden alacağız diye geliyorlar. Vatandaş maskeyi nereden alacağını bilmiyor. Biz vatandaşa sokağa çıktığında, aracına bindiğinde her yerde 'maske tak' diyoruz. Ama alacak olsa bile maske temin edeceği yeri gösteremediğimiz bu koşullarda, bu gevşemenin kontrolü elden kaçıracağını şimdiye kadar verdiğimiz mücadeleye zarar verebileceğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

'BİLİM KURULU SERMAYENİN VE DEVLETİN BASKISI ALTINDA'

Konuşmasının sonunda Bilim Kurulu'na eleştirilerinin olduğunu da ekleyen Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, "Bilim Kurulu'nun sorumluluğu halka karşıdır. Sadece 'tavsiye kurulu' olarak yazılı tavsiyelerde bulunmasını da çok uygun bulmuyoruz. Var olan durumu kamuoyuyla paylaşmaları da bilim insanlarının, bilimin bir gerekliliğidir. İdari kararlara bu kadar boyun eğmelerini de doğru bulmadığımızı söylemek isterim. Sermaye çevrelerinin, iş çevrelerinin ve devletin de baskısının çok olduğunu düşünüyoruz. Bayramda bir normalleşme vaadi, bunların arka arkaya gelmesine neden oldu" diyerek sözlerini noktaladı.

DAHA FAZLA