Anne Neandertal, Baba Denisovan: Antik İnsan Melezi Bulundu!

Anne Neandertal, Baba Denisovan: Antik İnsan Melezi Bulundu!

Genetik analizler, iki farklı erken insan türünün çiftleşmesi sonucu doğan ilk nesil melez çocuklarını ortaya çıkardı.

Yaklaşık 90,000 yıl önce ölmüş olan bir kız çocuğuna ait kemik üzerinde yapılan genetik analizler, bu erken insanın yarı Neandertal yarı Denisovan olduğunu ortaya çıkardı.

Bulgular 22 Ağustos'ta (2018) Nature dergisinde yayınlandı.

DNA elde edilen kemik

FARKLI İNSAN TÜRLERİ ÇİFTLEŞEREK YAVRULAR VERDİ!

Evrim Ağacı’nda yer alan makaleye göre, çalışmayı yapan bilim insanları, makalede, ilk nesil bir melezi bulmuş olmalarının, tarih öncesi dönemde yaşamış olan farklı insan türlerinin birbiriyle çiftleşmeleri durumunun oldukça sık yaşandığının göstergesi olduğunu söylüyor.

Üzerinde genetik analizler yapılan kemik kalıntısı Rusya'daki Altay Dağlarında yer alan Denisova Mağarasında bulundu. Genetik analizleri, Almanya’nın Leipzig kentindeki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nden paleogenetikçi Viviane Slon ve Svante Pääbo tarafından liderlik edilen bir ekip yürüttü.

Diğer erken insan türlerin birbirleriyle ve modern insanlarla çiftleşmiş oldukları, daha önceki genetik çalışmalardan da biliniyordu. Fakat daha önce kimse ilk nesil bir melez bulamamıştı. Araştırıcılar, fosile Denny adını verdiler.

Yapılan genetik analizlerde, DNA bölümlerinin %40'ının Neandertal DNA'sı ile uyuşurken, %40'ının da Denisovan DNA'sı ile uyuştuğunu görüldü. Cinsiyet kromozomlarının dizilenmesi ise, fosilin dişi bir bireye ait olduğunu ortaya çıkardı.

Ayrıca, kemik kalıntısının incelenmesi sonucu, fosilin yaklaşık 13 yaşında ölen birine ait olduğu tespit edildi.

BAŞKA BİR İHTİMAL DAHA VAR

Eşit miktarlarda iki erken insan türünün genini taşıyor olması Denny'nin büyük ihtimalle ilk nesil bir melez olduğunu gösteriyor olsa da, bir ihtimal daha var: Denny'nin ebeveynlerinin Neandertal-Denisovan melez bir populasyonda yaşamış olmaları.

Londra'daki Doğa Tarihi Müzesi'nden Chris Stringer'a göre, bu tür çiftleşmelerin genetik olarak çok çeşitlilik göstermeyen türler için avantajlı olabileceğini söylüyor. Ekstra genetik varyasyonun çevreye adaptasyon konusunda da yararlı olmuş olması muhtemel.

FARKLI TÜRLER NASIL ÇİFTLEŞEBİLİYOR?

Farklı türler olarak kabul edilen grupların çiftleşip, verimli döller verebilmesi şaşırtabilir, Çünkü okullarda hep, birbiriyle çiftleşebilen canlıların aynı türler olduğu öğretiliyor. Oysa bu oldukça kısıtlı bir tür tanımı. Sadece belirli omurgalı hayvanlarda, basit ve hızlı bir tanım olarak kullanıma uygun. Çünkü günümüzde biliyoruz ki bariz bir şekilde farklı olan türler, birbirleriyle çiftleşip verimli döller verebiliyorlar. Örneğin bambaşka bitki türleri, hiç sorun olmaksızın çiftleşebiliyorlar. Dahası, çiftleşmeye dayalı biyolojik tür tanımı oldukça sınırlı; çünkü bakteriler gibi canlı gruplarında veya çeşitli omurgasız hayvanlarda eşeyli üreme bulunmuyor - dolayısıyla bu şekilde tür tanımı yapmak mümkün olmuyor.

Bu nedenle modern bilimde Filogenetik (Evrimsel) Tür Tanımı denen modern ve yenilenmiş bir tür tanımı kullanılıyor. Bu tanıma göre, birbiriyle çiftleşemeyen türler muhtemelen ayrı türler olarak görülebiliyor. Bu, basit bir ayrım. Ancak birbiriyle çiftleşebilen türler; aynı türden olmak zorunda değiller! Türleşmenin erken basamaklarında olan veya tamamen ayrışmış olmalarına rağmen üreme bakımından genetik olarak uyumlu olan canlılar, çiftleşebilmelerine rağmen ayrı türler olarak sınıflandırılıyorlar. Yani çiftleşememek ayrı türler için yeterli sayılabilecek bir kıstasken, çiftleşebilmek aynı tür olmayı garanti etmiyor. Türlerin modern tanımında sadece çiftleşme potansiyeline değil; ekoloji, morfoloji, anatomi, fizyoloji gibi birçok unsura bakılıyor. Bu diğer unsurlar tarafından ayrışan popülasyonlar, halen çiftleşme potansiyeline sahip olsalar da ayrı türler olarak tanımlanabiliyorlar.

BÜTÜN CANLILAR BİRBİRİYLE ÇEŞİTLİ DERECELERDE AKRABA

Zaten canlıların türlere ayrılarak kategorize edilmesi de son dönemlerde terk edilmeye başlanan bir yaklaşım. Evrimsel süreç düşünüldüğünde, kesintili bir değişimden söz etmemekteyiz. Bütün canlılar, birbirleriyle çeşitli derecelerde akrabalar ve istisnasız her birinin ortak ataları bulunuyor. Dolayısıyla bunları ayrı ve kategorik türlere bölmek, kesintili olmayan evrim sürecini kesintili kısımlara ayırmaya çalışmak demek oluyor. Bu da, hatalı algıların doğmasına neden oluyor. Bilim insanları, tüm canlıları tek bir bütünün farklı coğrafyalara adapte olmuş parçaları olarak görmeyi yeğliyorlar. Ancak elbette iletişim kolaylığı açısından türlerden bahsetmek halen başvurulan, kolay bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.

DENİSOVAN YA DA DENİSOVALILAR NEDİR?

Homo cinsine ait olduğu tespit edilmiş; ancak insan evriminde şimdiye kadar tanımlanmış tüm türlerden farklı olan yeni bir türdür. 2008'de, Siberya'nın Altay Dağları'nda bulunan Denisova Mağarası'nda çalışan Rus arkeologlar tarafından keşfedilmiştir. Kalıntılar, oldukça az olmasına rağmen, tür teşhisi için fazlasıyla yeterlidir. Mağaradan ergen bir insansıya ait küçük parmak kemiklerine rastlanmıştır. Araştırmacılar, kemiklerden bireyin cinsiyetinin kadın olduğunu keşfetmiş ve X-Kadını adını vermişlerdir. Daha sonradan ise yeni bir tür olduğu ayrıntılı mitokondriyel analizlerle ortaya çıkarılmış ve Denisova İnsanı olarak anılmaya başlanmıştır. Kalıntıyla birlikte bulunan bilezik ve kemikler üzerinde yapılan karbon testi, türün günümüzden 40.000 yıl önce yaşadığını ortaya çıkarmıştır. Araştırmacılar, buldukları kemiklerden mitokondriyal DNA (mtDNA) çıkarmayı başarmışlardır ve bunun üzerinde yaptıkları analizler sonucunda türün tanımlanmış herhangi bir Homo türünden farklı olduğunu keşfetmişlerdir. Ayrıca insanların en güncel kuzeni olarak bilinen Neandertaller ile yapılan mtDNA kıyaslamaları sonucunda, iki türün birbirinden 1 milyon yıl kadar önce ayrıldığı, bir kolun Denisova İnsanı'na evrimleştiği, diğerinin ise Neandertalleri oluşturduğu keşfedilmiştir. Günümüzde Homo sapiens'in Avrupa'da Neandertaller ile birlikte yaşadığını artık kesin olarak biliyoruz; Denisovalılarla da yaşamış olmamız çok büyük bir ihtimaldir.

Yapılan DNA analizi sonucunda bu türün, insanları ve Neandertalleri oluşturacak çıkışlardan önceki bir çıkış sonucunda evrimleştiği keşfedilmiştir. Araştırmacıların belirttiğine göre Denisovalıların keşfi, insan türünün Asya'daki az bildiğimiz evrimine ışık tutacaktır.

NEANDERTAL NEDİR?

Günümüzden 400 bin ila 40 bin yıl öncesinde yaşamış olan bu tarihöncesi insan türü, Avrupa’ya ve Batı Asya’ya yayılmıştı. Modern insanlar henüz Afrika’yı terk etmeden önce bu bölgelerde yaklaşık 300 bin yıl yaşadılar. Modern insanın Afrika’dan çıktığı ve dünyaya yayıldığı dönemlerde ise Avrupa ve Orta Doğu’da birlikte var oldular. Aynı bölgeyi paylaştıkları dönemde ne tür bir iletişimleri olduğu ve Neandertallerin yok oluşlarında modern insanların payı olup olmadığı konuları tartışmalı (ve bir o kadar da ilgi çekici) olmaya devam ediyor.

DAHA FAZLA