Ankara’nın 23 yıldır bitmeyen belası: İşte Gökçek’in ‘icraatları’

Ankara’nın 23 yıldır bitmeyen belası: İşte Gökçek’in ‘icraatları’

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, istifa edeceği tartışmalarıyla son günlerde gündemin baş köşesine oturdu. Bu süreçte Gökçek’in 23 yıllık kariyeri de tartışma konusu haline geldi. İşte cumhuriyetin başkentini 23 yılda yaşanmaz hale getiren ve Fethullah Gülen cemaatiyle olan ilişkisiyle, muhalif kurumları hedef göstermesiyle, tepki çeken açıklamalarıyla sık sık gündeme gelen Gökçek’in icraatları…

Son dönemde 2019’da gerçekleştirilmesi beklenen 3 seçime yönelik hazırlıklar kapsamında bir “yenilenme” sürecine giren AKP’de istifa krizi patlak verdi. AKP’nin il ve ilçe teşkilatlarında çeşitli yöneticilerin görevden alınması ya da istifaya zorlanmasıyla başlayan süreç belediye başkanlarına uzandı. 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş’in istifasının ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istifasını istediği isimler arasında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in de yer aldığı iddia edildi. Erdoğan’ın salı günü yaptığı “Şu an istifa yok ama olmayacağı anlamına gelmiyor” şeklindeki açıklama ise bu iddiaları kuvvetlendirdi.

ERDOĞAN İLE GÖKÇEK’TEN 3 SAATLİK ‘MÜZE’ GÖRÜŞMESİ

Erdoğan’ın İran’dan dönmesinin ardından perşembe akşamı Saray'da Gökçek ile yaklaşık 3 saatlik bir görüşme gerçekleştirildi. Herkes bu görüşmede Gökçek’in istifasını vermesini beklerken, görüşmenin ardından ilginç bir açıklama geldi. Gökçek, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Erdoğan ile gece yarısına kadar süren görüşmede “müze projesini” konuştuklarını duyurdu. Erdoğan ile Gökçek arasındaki görüşmenin detayları henüz netleşmese de rivayet muhtelif. Gökçek’in en azından 2019’daki yerel seçimlere kadar koltuğunu sağlama aldığını belirtenler de var, birkaç ay süre istediği ve 2018 başında istifa edeceğini söyleyenler de. 

ZULÜM 1994’TE BAŞLADI

Gökçek istifa etse bile yerine AKP tarafından getirilecek ismin Gökçek’ten farklı uygulamalara imza atmayacağı aşikar. Ancak yine de Gökçek’in Ankara’da ‘layıkıyla’ yerine getirdiği özel bir misyonu olduğunu belirtmek gerekiyor. 

Genç cumhuriyetin modernleşme tasavvurunun en somut çıktısı olan Ankara, kısa bir süre içerisinde cumhuriyetin modern başkenti haline getirilmişti. Ankara, yakın döneme kadar geniş parkları, meydanları, kamusal alanları ve özgün mimari eserleri ile cumhuriyet mirası niteliğini korurken, her şey 1994’ten itibaren değişti. 

1994’teki yerel seçimlerde Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi’nin İstanbul’da ve Ankara’da büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanması, gericiliğin Türkiye’deki en önemli çıkışlarından biri oldu. İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara’da Melih Gökçek kol kola iki kenti neoliberal politikalar doğrultusunda betona gömmek için harekete geçti. 

CUMHURİYETİN BAŞKENTİ ADIM ADIM YOK EDİLDİ

Gökçek’in Ankara’daki temel görevi, cumhuriyetin bu kentteki izini silmekti. Gökçek’in, 16 Haziran 2017’de bir gece baskınıyla yıkılan cumhuriyet mirası yapılardan İller Bankası binasının yıkıntıları üzerinde “zafer pozu” vermesinin nedeni de buydu. 

Gökçek döneminde Ankara’da Maltepe Elektrik ve Havagazı Fabrikası, Etibank binası, Danıştay binası, Kumrular İkamet Sitesi ve Atatürk Orman Çiftliği içerisindeki Marmara Köşkü gibi her biri özgün mimari özellikleriyle dikkat çeken tescilli cumhuriyet mirası yapılar birer birer yıkıldı. Üstelik yıkımların bir kısmı, çeşitli meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının yıkım kararına karşı açtığı davalar sonucunda verilen yürütmeyi durdurma kararına rağmen gerçekleştirildi.

Atatürk’ün 2016’da yıkılan Marmara Köşkü’nde çekilmiş fotoğrafı 

Gökçek’in cumhuriyete olan kini yapılarla da sınırlı kalmadı. Ankara’nın yine bir cumhuriyet mirası olan en önemli yeşil alanlarından Atatürk Orman Çiftliği de bu süreçte yol projeleriyle paramparça edildi. Atatürk Orman Çiftliği’nin yok edilmesi süreci Erdoğan için “kaçak saray” inşa edilmesiyle de sürdürüldü. 

Atatürk Orman Çiftliği arazisine inşa edilen “Kaçak Saray”

GÖKÇEK’İN ODTÜ’YLE DERDİ

Gökçek’in tahribatından ODTÜ de payını aldı. Gökçek döneminde betona gömülen Ankara’nın son büyük yeşil alanlarından olan ODTÜ ormanı ve Eymir Gölü çevresi, inşaat tekellerinin hedefi haline geldi. 

Atatürk Orman Çiftliği’nde uyguladığı taktiği burada da uygulayan Gökçek, ODTÜ öğrencilerinin 60 yıllık emeği olan ODTÜ ormanını yol projeleriyle parçalayarak adım adım yapılaşmaya açmak için harekete geçti. 2013 yılında ODTÜ ormanından geçirilen 6 şeritli yol nedeniyle 3 bin ağaç kökünden söküldü, yol çalışmasına karşı çıkan öğrenciler de polis şiddetiyle karşılaştı. 

ODTÜ ormanında gerçekleştirilen ağaç katliamı

[ih2]

Gökçek’in ODTÜ’ye yönelik son hamlesi ise yine bir yol projesi oldu. Üstelik Gökçek bu sefer yalnız değildi. Rektörlük seçimlerinde ikinci sırada yer aldığı halde Erdoğan tarafından ODTÜ’ye rektör olarak atanan Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, bu süreçte Gökçek’e destek verdi. Rektörlüğün onayıyla harekete geçen Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri gece baskınıyla ODTÜ ormanında binlerce ağacı keserek yolu açtı. Gökçek de bu gece baskınıyla yapılan katliamın fotoğraflarını Twitter hesabından paylaşıp “Yolu bir gece açarak rekor kırdık” diyerek övündü.

GÖKÇEK İLE BETONA GÖMÜLEN ANKARA

Gökçek’in kentleşme politikalarının Ankara’ya maliyeti betonlaşma oldu. Ankara’da Gökçek döneminde açık, yeşil ve kamusal alanlar parça parça yok olurken, yapılaşma yoğunluğu artırıldı, gelişi güzel yol inşaatlarıyla kentin yüzeyi asfaltla kaplandı. Betonlaşma yüzünden Ankara’da her yağmur yağışı su taşkınlarına yol açarken, alt geçitler adeta göle döndü.  

Gökçek döneminde uygulanan ulaşım projeleriyle Ankara trafiği içinden çıkılmaz bir hal aldı. Ulaşım planlaması uzmanlarının, meslek odalarının itirazlarına kulak asmayan Gökçek, Ankara’nın dört bir yanını gereksiz kavşaklar ve alt geçitler, hiç kimsenin kullanmadığı üstgeçitlerle donattı. Geçtiğimiz yıla kadar dönemi boyunca Ankara metrosunu bir metre bile ilerletemeyen Gökçek, 2003 yılında başlanan ve Ankara trafiğini kilitleyen Keçiören metrosu çalışmalarını ise 13 yıl sonra ancak bitirebildi. 

AKP’nin Türkiye genelinde uygulamaya giriştiği “kentsel dönüşüm” politikaları Ankara’daki emekçi yerleşimlerini de vurdu. İnşaat tekellerine rant, emekçilere ise sürgün anlamına gelen kentsel dönüşüm projelerine karşı direnen Dikmen ve Mamak halkı sık sık hedef alındı, saldırılara maruz kaldı. 

ANKARA’YI BİLİM-KURGU FİLMİ SETİNE ÇEVİRDİ

Gökçek’in Ankara’ya bir başka kötülüğü ise kentin dört bir yanındaki kavşaklara diktirdiği robot ve dinozor heykelleri ile kenti bir bilim-kurgu filmi setine çevirmesi oldu. Gökçek ilk olarak 2015 yılının nisan ayında Atatürk Orman Çiftliği Kavşağı’na dünyaca ünlü Transformers filmindeki robotlara benzeyen dev bir robot diktirdi. Gelen tepkilerin ardından Gökçek kendini “İlgi çekmek için yaptık” diyerek savundu. 

Daha sonra ise robotun kaldırıldığı yere T-Rex dinozor maketi yerleştirildi. 3 metre yüksekliğinde ve 10 metre uzunluğundaki dinozor maketi için Deha Altyapı Anonim Şirketi'ne 7 milyon 952 bin 524 lira ödendiği ortaya çıktı. Hızını almayan Gökçek, yine 2015 yılın mayıs ayında bu sefer Ankamall Alışveriş Merkezi'nin bulunduğu Akköprü Kavşağı'na çok sayıda dev robot yerleştirdi. 

ETHEM’İN KATLEDİLDİĞİ YERE ASTIRDIĞI PANKART

Gökçek, Haziran Direnişi’nde katledilen Ethem Sarısülük’ün vurulduğu yere astırdığı pankart ile de gündeme gelmişti. Ethem Sarısülük, 1 Haziran 2013 günü Güvenpark’ta polis Ahmet Şahbaz tarafından başından vurulmuş ve daha sonra kaldırıldığı hastanede 14 gün süren yaşam mücadelesini kaybetmişti. 

Ethem Sarısülük’ün hayatını kaybetmesinin ardından Gökçek, Güvenpark’a “Değerli Türk polisi, Ankara sizinle gurur duyuyor” ifadelerinin yer aldığı bir pankart astırmıştı. Tepki çeken bu pankartın ardından Gökçek’in Ethem Sarısülük’e saygısızlığı bununla da kalmamıştı. Gökçek’in 2015 yılında Ethem Sarısülük’ün Güvenpark’ta vurulduğu yer olan metro istasyonu girişine büfe koydurması tepki çekmişti. Gelen tepkilerin ardından büfe kaldırılmıştı. 

YOLSUZLUK, RÜŞVET, ADRESE TESLİM İHALELER

Gökçek, belediye başkanlığı döneminde çok sayıda yolsuzluk, rüşvet ve ihale skandalıyla da gündeme geldi. Gökçek, çok sayıda belediye ihalesinde AKP’li patronlara milyonlar akıttı. 

AKP’li Ali Okan Çam’ın sahibi olduğu Çam Güvenlik’in Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden 2014-2015 döneminde yaklaşık 1 yılda 30 milyon lira değerinde 8 ihaleyi “pazarlık usulüyle” alması tartışma konusu oldu. 

2015 Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nde AKP’li oylarıyla Gölbaşı İlçesi’ne bağlı İncek ve Kızılcaşar mahallelerinde bulunan 111195 numaralı ve 111346 numaralı adalarına ilişkin 1/25000 ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planları değişikliği kabul edildi. Bu değişiklikle 102 hektarlık alanda 7 kat emsal artışı yapan Gökçek’in bunun karşılığında yüzde 20 pay “bağışlanmasını” istediği ortaya çıktı. 

Gökçek’in bir başka skandalı ise belediyenin tüm asfalt ihalelerini Ankaragücü yöneticisi Mustafa Akan'ın sahibi olduğu Akan İnşaat’a peşkeş çekmesi oldu. 2015 yılındaki 1,5 milyar liralık ihalenin sadece söz konusu şirketin alabileceği şekilde düzenlemesi üzerine mahkeme "rekabet koşullarının yok edildiği" gerekçesiyle ihaleyi iptal etti. 

2016 yılında ise Gökçek’in neredeyse tüm yol inşaatı ihalelerini “kazanan” Söğüt İnşaat’ın  SGK’dan sahte belge alıp ihalelere usulsüz olarak katıldığı ortaya çıktı. Sahte belgeyi ise bizzat dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu açıkladı. 

Gökçek son olarak belediye bütçesindeki 553 milyon liralık kayıpla gündeme geldi. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşları EGO ile ASKİ’nin 2015 Malı Yılı Kesin Hesapları’nda 553 milyon liranın “sayım noksanı” olarak kaydedildiği ortaya çıktı. 

CEMAATE PARSEL PARSEL PEŞKEŞ ÇEKİLEN ARAZİLER

Melih Gökçek, Fethullah Gülen cemaatiyle olan ilişkisiyle de sık sık gündeme geldi. Gökçek, 2012 yılında Ankara’da düzenlenen 10. Türkçe Olimpiyatları’nın açılış töreninde Fethullah Gülen’i yerlere göklere sığdıramayarak “Hoşgörünün, diyalogun, barışın simgesi, değerli büyüğümüz, bu işin değerli mimarı Fethullah Gülen hocamıza da sonsuz teşekkürler ediyoruz. Rabbim kendisine uzun ömür ve sıhhat versin. Dualarını üzerimizden eksik etmesin” ifadelerini kullanmıştı. 

Gökçek ile Fethullah Gülen cemaati arasındaki ilişkiye dair en çarpıcı açıklama ise bir başka AKP’li Bülent Arınç’tan gelmişti. Arınç, Gökçek’i kastederek, “Paralel yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır” ifadelerini kullanmıştı. 

[ih3]

Arınç’ın açıklamasının ardından Gökçek ile ilgili tartışmalar yeniden alevlenirken, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Ankara Şubesi de Gökçek’in Fethullah Gülen cemaatine “parsel parsel” peşkeş çektiği arazileri açıkladı. 

“Bu organizasyonu bir hayır kuruluşu olarak gördüm” diyerek kendini savunan Gökçek ise, parsel parsel peşkeş çektiği araziler için “Cemaate hayır işi için diye verdiğim yerler nedeniyle pişmanım” ifadelerini kullandı. 

Gökçek daha sonra yaptığı bir açıklamada ise cemaat ile 17-25 Aralık öncesindeki ilişkilerini itiraf ederek, "Cemaat 17-25 Aralık'ta FETÖ'ye dönüştü. Ankara'dan ve bütün Türkiye'den yararlandılar. Biz AK Partililer olarak belirli bir dönemde Fetullah Gülen'in ekibine sahip çıktığımız inkar etmiyoruz. Seri katil olduklarını görünce ilişkimizi kestik" dedi. 

15 TEMMUZ’UN ARDINDAN “ÜÇ HARFLİLERE” SARDI

Fethullah Gülen cemaatiyle ilişkisi ortaya dökülen Gökçek, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ise çareyi komplo teorilerinde buldu. 

Cemaatle olan bağını unutturmaya çalışan Gökçek, Fethullah Gülen’in “üç harfliler” ile insanları etkisi altına aldığı iddia ederek, “Bana da altın gibi değerli bir metal ve cevşen vermişti. Bu işleri üç harflilerle yapıyor” dedi.

Gökçek, “üç harfliler” hikayesiyle yetinmeyerek bu defa da Marmara Denizi’nde “suni bir deprem” planlandığını iddia etti. İddiasını Ankara’da gökyüzünde gördüğü bir “kırmızı ışığa” dayandıran Gökçek, “FETÖ, ABD ile birlikte Marmara'da deprem yapmayı planlıyor” dedi.