Ankara'daki tren kazasıyla ilgili basın toplantısı

Ankara'daki tren kazasıyla ilgili basın toplantısı

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası, Aralık ayında 9 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasıyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda AKP'nin demiryolları politikasının kazanın temel sebeplerini oluşturduğu vurgulanırken, ayrıntılı bir rapor da kamuoyuna sunuldu.

Volkan Karadede

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) 13 Aralık 2018 tarihinde Ankara'da meydana gelen 9 kişinin hayatını kaybettiği, 84 kişinin de yaralandığı tren kazasıyla ilgili bir rapor hazırladı.

BTS Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısı ile raporu kamuoyuyla paylaşan sendika, en güvenilir taşıma aracı olan trenlerde neden kazalarla karşılaşıldığı ve bu kazaların nasıl önlenebileceğine dair önerilerini sıraladı.

BTS Genel Başkanı Hasan Bektaş tarafından sunulan raporda Bektaş, devlet demir yolları işletmeciliğinin yanlış yönetilmesinin de kazada etken olduğunu, liyakatin uygulanmasını ve asli personelin görev başına getirilmesini söyledi.

Devletin bütün kurumlarında olduğu gibi TCDD işletmeciliğinde de yandaşların görev başında olduğu belirtilen Bektaş, AKP’nin yanlış uygulamalarının bu kazadaki asıl neden olduğunu, siyasi şov uğruna tamamlanmayan hattın açılması kaza ile sonuçlandığını belirtti. Raporda daha önceki tren kazalarının nedenleri de ayrıntılı olarak belirtilirken, son kaza ile ilgili öne çıkan başlıklar şöyle oldu:

'TCDD YENİDEN YAPILANDIRILIYOR'

TCDD’nin yeniden yapılandırılması adı altında yürütülen çalışmalar kapsamında hazırlanan bu raporlarla TCDD’nin kar amaçlı ticari bir kuruma dönüştürülmesi, dolayısıyla kamu hizmeti veren bir kurum olmaktan çıkarılması amaçlanırken, TCDD’nin hem dikey olarak alt yapı ve işletmeciliğinin birbirinden ayrılması hem de yatay olarak faaliyet alanlarının bölünmesi ve asli olmayan faaliyetlerin bitirilmesi istenmiştir. 

Raporlar doğrultusunda; personel sayısının azaltılması, istasyon, atölye ve fabrikaların kapatılması, elektrikli işletmeden vaz geçilip dizel işletmeciliğine geçilmesi, prestij (saygınlık) yolcu trenleri dışında tren işletilmemesi, kamusal işletmecilikten vazgeçilerek demiryolu taşımacılığının özelleştirilmesi tavsiye edilmiştir. 

'ASIL NEDEN AKP'NİN DEMİRYOLLARI POLİTİKASI'

TCDD’de yeniden yapılandırma adı altında uygulamalar hayata geçirilirken 2003 yılına gelindiğinde AKP ile bu süreç kaldığı yerden devam ettirilmiştir.

Kamuya ait kurumlar siyasi iktidarların çeşitli müdahalelerine neden olmakla birlikte AKP’nin iktidara geldiği dönemde bu müdahaleler çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. 

BAŞKENT RAY PROJESİ

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Yönetim Kurulu, Sincan-Ankara-Kayaş tren hatlarının yeniden inşasını içeren Başkentray Projesi'nin ihalesinde, en düşük teklif olan Gülermak-Kolin İş Ortaklığı'nın 186 milyon 235 bin 935 avroluk teklifini 2010 yılında onaylamıştır.

Ankara’nın içinden geçen 37 km’lik demiryolu hattının banliyö trenleri, hızlı trenler ve diğer trenlerin hızlı geçişine uygun şekilde modernizasyonun yapılması amacıyla, Sincan-Behiçbey arası (16 km) 5 hat, Behiçbey-Ankara arası (9 km) 6 hat, Ankara-Kayaş arası (12 km) ise 4 hat ve bu hat üzerindeki tüm istasyonlar yeniden inşa edilmek üzere Ankara Banliyö trenleri 1 Ağustos 2011 tarihinde seferden kaldırılmıştır. 

Başkentray ihalesinin yargıya taşınması ve yaşanan belirsizlik üzerine Ankara Banliyö Trenleri 29 Temmuz 2013 tarihinde yeniden sefere konulmuştur.

2014 yılında yayınlanan Sayıştay raporunda Başkentray Projesi yapım işinin ihale edilmesine ilişkin olarak, “TCDD Yönetim Kurulu’na sunulan teklif yazısında işin uygulama projelerinin hazırlandığı belirtilmesine rağmen, ihale formunda proje türünün kesin proje olarak ifade edilmesi; ihaleye yapılan itirazen şikâyet başvuruları sonucu yaklaşık bir yıl devam eden süreç sonunda verilen ihale iptal kararına ilişkin ana gerekçelerden birini ise ihaleye ön projeyle çıkıldığı yönünde tespitin oluşturması nedeniyle, söz konusu projenin, proje niteliğinin ve ihale hazırlık sürecindeki işlemlerin tüm yönleriyle incelettirilmesi, gerekirse soruşturulması” gerektiği ifade edilmiştir.

Ankara Banliyö trenleri Başkentray Projesi için ikinci bir defa 11 Temmuz 2016 tarihinde seferden kaldırılmıştır. 

'PROJELER TAMAMLANMADAN KULLANIMA AÇILIYOR'

37 km’lik demiryolu projesinde 7 yıllık süreci bir kalemde silen dönemin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, "Başkentray'ı Kayaş-Sincan hattında metro standardında banliyö yapma amacıyla çalışmalarımızı başlattık ve 20 ay gibi rekor sürede bu projeyi Ankaralıların hizmetine sunmuş oluyoruz" diye konuştu.

Oysa ki;Yüksek Hızlı Tren hattı için Mart 2016’da TCDD ile Gülermak-Kolin Ortaklığı sözleşme imzanmış, bu sözleşmeye göre, Ankara-Kayaş arasındaki sistemin Ocak 2018’de, facianın gerçekleştiği Ankara-Sincan hattının ise Ekim 2017’de tamamlanması gerekiyordu. Projenin tamamlanması için hazırlık aşamasında belirlenen sürenin 36 ay olmasına karşın sözleşme 17 aylık imzalanmıştır.

Sözleşmede belirlenen tarihte sinyalizasyon sistemi kurulamayınca TCDD, Gülermak-Kolin Ortaklığı ile tekrar masaya oturarak 1 yıllık bir “süre uzatımı” vermiş, Mart 2018’de ise projenin tamamlanmadığı, sinyalizasyon sisteminin yazılımının dahi olmadığı ortaya çıkmış olmasına rağmen TCDD, “kısmi geçici kabul”le projeyi onaylanmıştır.

TCDD resmi web sayfasında ise Başkentray Projesi başlığı altında “Yüksek Hızlı Tren, Konvansiyonel Tren ve Banliyö işletmeciliği için gerekli trafik kapasitesi oluşturmayı amaçlayan proje ile Ankara-Kayaş arasında 4, Ankara – Behiçbey arasında 6 ve Behiçbey – Sincan arasında 5 hatlı sinyalli ve elektrikli yeni demiryolu inşa edildi” denilmesine rağmen sinyalizasyon parası ödendiği halde sinyalizasyon yapılmadan teslim alınarak tren işletmesine, trenlerin telsizle işletilmesine başlanılmıştır. 

TCDD Yönetmeliklerinde olmayan bir işletim sistemi ile sürdürülen işletmecilik 13 Aralık 2018 tarihinde Marşandiz İstasyonunda yaşanan cinayet gibi kazaya yol açmıştır. 
Yüklenici firma Başkentray projesini tüm tesisleri ile teslim etmesi, TCDD’nin ise sinyal sistemi yapılmamış projeyi teslim almaması gerekmekteydi.

Ancak 28 km’ lik yol, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri öncesi yine bir siyasi şov uğruna, henüz tam bitmeden (sinyalizasyonsuz) 12 Nisan 2018 tarihinde büyük bir törenle açıldı. 

'HATTIN İŞLETMESİ KLLANILMAYAN, İLKEL BİÇİMLERDE YÜRÜTÜLMÜŞTÜR'

Büyük bir tehlike ile karşı karşıya olan bu hattın işletmeciliği bugüne kadar TCDD hatlarında hiç kullanılmayan ve yönetmeliklerde yazılı olmayan, telefon ve telsiz (TMİ sistemi değil) ile çok ilkel bir şekilde yürütülmüştür. Kayaş-Sincan Başkentray’ın yanı sıra Ankara-İstanbul, Ankara-Eskişehir ve Ankara-Konya Yüksek Hızlı Trenleri de bu şekilde işletilmeye başlanmıştır. 12 Nisan’dan itibaren siyasi baskıyla açılan yol, hattaki teknolojik eksiklilerin yanı sıra, işletim sisteminin tam anlamıyla yönetmeliklerde olmayan ancak emirlerle düzenlendiği, bu trafiği yöneten ve uygulayan personelin de hem eksik hem de tam olarak eğitim verilmeden, yeterli olmayan şekilde çalıştırıldığı bir işletmecilik yapılmıştır. 

1 Mayıs 2013 tarihinde çıkan 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleşmesi kanunu derhal kaldırılarak demiryollarının tek çatı altında ve kamusal hizmet veren bir kurum olarak çalışmasının önü açılmalıdır.

Kaza, YHT tren İşletmeciliğinin tıpkı Eskişehir-Sincan hattındaki gibi “hedeflenen işletim sistemi” tam olarak devreye alınmadan, alt sistem olan (TMİ-TELSİZ-TSİ) sistemlerinin hiçbirine uymayan, trenlerin trafik emniyetini, personelin ve yolcuların can ve mal emniyetini tehlikeye düşüren, demiryolu ana mevzuatına dayanmayan, gündelik emir ve talimatlarla oluşturulan ucube bir anlayışla yapılan tren işletmeciliğinden olmuştur.  

Kurum siyasi müdahalelerden kesinlikle uzak tutulmalıdır. 2004 yılında yaşanan Pamukova Hızlandırılmış tren kazası ve Ankara’daki YHT tren kazaları işletmecilik şartları oluşmadan tamamen siyasi baskı ile oluşan kazalardır. Çorlu, Elâzığ ve kamuoyun duymadığı maddi hasarlı kazalar da yine siyasi baskı sonucu liyakatsiz atamaların getirdiği kurum içi dengenin bozulması ile oluşan kazalardır.

'YANDAŞ SENDİKALAR İÇİN YAPILAN LİYAKATSIZ ATAMALARA SON VERİLMELİDİR'

Yandaş sendikanın örgütlenme kozu olarak kullanmasına yarayan liyakatsiz atamalar ve geçici/vekâlet görevlendirmeler personel üzerinde ciddi huzursuzluklara yol açmakta; personelin işe olan konsantrasyonunu düşürmekte, işe bağlılığını ve verimliliğini olumsuz etkilemektedir. Bununla birlikte işçi ve iş güvenliğini tehlikeye atmakta kazaların yaşanmasına neden olmaktadır. TCDD’de liyakatsiz atamalara ve vekâlet görevlendirmelere son verilmelidir.

2013 yılından itibaren Yardımcı Makinist unvanının kaldırılması bu mesleğin verimli olarak sürdürülmesindeki çok önemli usta-çırak unsurunu yok etmiştir. Ayrıca sadece “istihdam” sağlamak amacıyla İŞKUR üzerinden makinist alımı da son dönemde yapılan en büyük yanlış olup makinistlik mesleğindeki yeterliliği fazlasıyla düşüreceğinden bu tür istihdamdan acilen vazgeçilmelidir.