Ankara'daki 26 sanıklı Gezi Davası ertelendi

Ankara'daki 26 sanıklı Gezi Davası ertelendi

2016 yılından bu yana devam eden davanın bir sonraki duruşması 10 Ekim tarihine ertelendi.

İleri Haber

Ankara'da Gezi Direnişi'ne katılan 26 kişinin "örgüt üyeliği" iddiasıyla yargılandığı dava ertelendi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2016 yılından bu yana 26 sanık hakkında süren davanın duruşması bugün görüldü. 12 Mayıs'taki son duruşmada mütaala değiştiren savcı, tüm sanıkların cezalandırılmasını istemişti. Karar çıkması beklenen duruşma öncesi Ankara Adalet Sarayı önünde çevik kuvvet polisleri tarafından barikat kurularak davaya katılımlar engellenmeye çalışıldı.

Davayı Adalet İçin Hukukçular avukatları da takip ederken, duruşma öncesi yaşananlara ilişkin sosyal medyadan yapılan paylaşımda, "Ankara Emniyeti fiili durum yaratarak Ankara Adliyesi'ne girişlere sınırlama getirmiş durumda. Mahkeme heyeti ile müzakere yapılıyor. Salonda izleyici ve sanıklar olmamasına rağmen çevik kuvvet personeli salonda bulunuyor. Mahkeme başkanı, 'Çevik kuvvetin gelmesi talimatını verdiniz mi?' sorusuna herhangi bir yanıt vermedi. Mahkeme başkanı, talimatın Valilikten geldiğini, başsavcılığın talimat vererek engellemeyi kaldıracağını söyledi.  Engellemenin sona ermesiyle adliyeye girişler başladı" denildi.

SAVCI, TALEBİNİ YİNELEDİ

Adliye önünde yaşananlar sonrası başlayan duruşmada savcı esas hakkında mütaalasını sundu ve cezalandırma talebini yineledi.

SAVUNMALAR

Ardından avukatların savunmalarına geçildi ve ilk sözü Avukat Deniz Can Aydın aldı. Gezi'de hayatını kaybedenleri anarak sözlerine başlayan Aydın, "Örgüt üyeliğinden istenen cezaya dayanak gösterilen belgeler dosyaya hiç kazandırılmadı. Bu konuda bir fikrimiz bulunmamaktadır" derken, "Gezi eylemlerinde yoğun şiddet eylemi olduğundan bahsediliyor. Burada şiddetten bahsedeceksek yurttaşların toplantı ve gösteri yürüyüşünü engelleyen şiddetten bahsetmek gerekir" dedi.

"Burada örgüt propagandası ve örgüt üyeliği suçu oluşmaz. Gezi'den herhangi bir suç çıkmaz" diyen Aydın, "Bütün müvekkillerim hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyorum" şeklinde konuştu.

Avukat Nihat Can Koçak ise savunmasında, "Müvekkillerim olmayan bir örgüte üyelikten cezalandırılmak istemiyor. Müvekkiller eylemci olduklarını zaten kabul ediyor. İnkâr ettikleri bir durum söz konusu değil. Bilirkişi raporunda sanki yeni bir cevher bulunmuş gibi mütalaa değiştirmeyi gerektirecek bir durum bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı.

"Savcılık mütalaada örgüt üyeliği için hiyerarşik yapıyı, amaç ve eylem birliğini, nedensellik bağını açıklaması gerekirdi" diyen avukat Hazal Aktepe de "Mütalaada böyle bir açıklama söz konusu değildir" şeklinde konuştu.

'MÜTALAANIN NEDEN DEĞİŞTİĞİNİZ BİZE ANLATILMASINI İSTERİZ'

Duruşmada söz alan ve değişen mütalaaya dikkat çeken avukat Mehtap Sakinci, "Müvekkil hakkında öncelikle beraat istense de değişen mütalaada yasa dışı örgüt üyeliğinden ceza istenmektedir. Hangi örgütün menşei olup olmadığına bakılmaksızın bu ülkede örgüt üyeliğinden çokça yargılamalar yapılmaktadır. 9 yıl sonra gelinen yargılamada neden bir şeylerin değiştiğinin bize izah edilmesi gerekir. Mütalaanın neden değiştiğinin bize anlatılmasını isteriz" diye konuştu.

'BİRBİRLERİ İÇİN KANDIRILDIK DİYENLERİN BİZİM AÇIMIZDAN BİR ÖNEMİ YOKTUR'

Avukat Murat Yılmaz ise duruşmada, "Klasik bir iddia makamı ile karşı karşıya değiliz. Kendisinden önceki mütalaayı değiştirmiş biridir. Siyasi iktidar baskı yönetimine geçerse bir yerde halk da buna direnecektir" derken, devamında, "Birbirleri için kandırıldık diyenlerin bizim açımızdan bir önemi yoktur. Bize göre hepsi birliktedir O gün bu işleri yapan kolluk kuvveti üyeleri hemen hemen hepsi şu an ya ihraç oldu ya cezaevinde. O dönem için Cumhuriyet savcılarının yaptığı iş ve eylemlere itibar etmemek gerekir. İtibar edilecek tek şey Gezi Direnişi'ne katılan insanların beyanlarıdır, Ankara'da getirip 26 insanın sırtına bu meseleyi atıp buradan suç çıkartamazsınız. Savcılık suçları sahsilestirmedi. Oysa ki bu durum ceza kanunlarına aykırıdır. Örgüt üyeliği bu dosyadan çıkmaz. Olmaz" ifadelerini kullandı.

'KABATAŞ YALANI GİBİ BAZI YALANLAR İDDİANAMEYE TAŞINMIŞ DURUMDA'

Avukat Yılmaz'ın sözlerinin ardından ara verile duruşma, savunmalar ile devam etti. Avukat Bülent Teoman Özkan savunmasında, "Kabataş yalanı gibi, 'Camide içkiler içtiler' yalanı gibi bazı yalanlar bugün iddianameye taşınmış durumda. Neden bu yalanlar buraya taşındı anlamaya çalışıyoruz. Bunların burada söylenmesi ciddi bir hatadır. 7 bin kişiye soruşturma açılmış. 26 kişiye örgüt üyeliği suçlaması var. Bu kişiler nasıl seçildi? Dosyaya yeni bir belge ve bilgi kazandırılmadığı halde yeni bir mütalaa verildi. Bilirkişilerin de ayrıca eleştirisini yapacağız" ifadelerine yer verdi.

GEZİ'DEKİ POLİS ŞİDDETİ GÖSTERİLDİ

Avukat Saliha Şahin ise savunmasını slaytlar üzerinden yaptı ve mütaalaya görseller ile yanıt verdi. Şahin, Gezi'de halkın maruz kaldığı polis şiddetini fotoğraf ve videolar ile mahkeme heyetine ve izleyicilere gösterirken, "Kendi müvekkilim ve diğer sanıklar için fotoğraf ve videolara bakıyorum. Tek bir yasa dışı flama, bayrak ve yok. Yasa dışı bir örgüt ile bağlantı kurulabilecek herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu dosyadan örgüt suçlamasını çıkarmak gerekir. İnsanlar baskıya karşı direnirler" şeklinde konuştu.

DAVA ERTELENDİ

Savunmaların ardından duruşma sona ererken, dava 12 Ekim 2022 tarihine ertelendi.

ADLİ TATİLDE İNCELEME

Duruşmaya ara verildiği esnada Adalet İçin Hukuçular'ın Twitter hesabından yapılan paylaşımda "Mahkeme heyeti duruşmaya başlarken karar vermeyeceğini, 12 Ekim 2022 tarihine ertelenecegini söyledi. Adli tatilde dosyanın kararnameler ile birlikte inceleyeceklerini belirtti" bilgisi de verildi.

TÜM SANIKLAR HAKKINDA CEZA İSTENİYOR

İstanbul'daki Gezi Davası'nda çıkan kararların ardından, Ankara'da 12 Mayıs'ta görülen duruşmada savcı mütaalasını değiştirmiş ve tüm sanıklar hakkında ceza talep edilmişti. 

Savcı, değiştirdiği mütalaanın ardından yargılanan isimler hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet", "terör örgütünün propagandasını yapma", "görevi yaptırmamak için direnme", "devletin egemenlik alametlerini alenen aşağılama" ve "mala zarar verme" suçlamalarıyla ceza istemişti.

12 Mayıs'ta Ankara'da görülen duruşmada, sanık avukatları değişen mütalaa nedeniyle ek süre istemiş ve talebin kabul edilmesinin ardından dava ertelenmişti.