Anayasa Profesörü Kaboğlu: Bekçi yasasının 'parti kolluğu' oluşturma tehlikesi var

Anayasa Profesörü Kaboğlu: Bekçi yasasının 'parti kolluğu' oluşturma tehlikesi var

Anayasa Profesörü Kaboğlu, “bekçi yasasının” birçok maddesinin Anayasaya aykırı olduğunu belirterek teklifin “parti kolluğu” oluşturma tehlikesi içerdiğini söyledi.

CHP İstanbul Milletvekil ve Anayasa Profesörü Dr. İbrahim Kaboğlu “bekçi yasası” teklifini değerlendirdi. Teklifin parti kolluğu oluşturma tehlikesi oluşturduğunu belirten Kaboğlu, “teklifteki birçok düzenleme, hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerine aykırıdır ve keyfî durumlar yaratmaya elverişlidir” dedi.

İbrahim Kaboğlu, TBMM İçişleri Komisyonu’nda alelacele görüşülerek dört ay sonra TBMM gündemine getirilen, “Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi” hakkında bazı açıklamalarda bulundu. Kaboğlu yasanın birçok maddesinin Anayasaya aykırı olduğunun altını çizdi.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, yeni yasa teklifiyle bekçilere tanınan geniş ve keyfiliğe açık yetkilerin, devletin ahlak polisliği yapması ve bireylerin hayat tarzına müdahale etmesi riskini içerdiğini vurgulayan Kaboğlu, “Bu düzenleme, bekçilere verilen görev ve yetkiler ile birlikte, ‘parti kolluğu’ yaratma tehlikesine de açık. Bu nedenle, ‘paralel kolluk’ ve ‘ahlak polisi’ gibi nitelemelerle CHP, HDP, İyi Parti vekillerinin komisyonda yönelttiği eleştiriler haksız değil” dedi. 

Kaboğlu açıklamasında şunlara değindi:

‘ÇOK KOLLUKLU REJİM’

Bekçi düzenlemesi, aykırılıklara madde 126’yı da ekledi. Çünkü büyükşehirlerde köyler mahalleye çevrildi. Yasa önerisi, Türkiye’de ikili yönetim yokmuş varsayımı ile hazırlanmış. Böylece, büyükşehir mahalleleri ile diğer illerin köyleri arasında ayrımcılık ortaya çıkarak Türkiye, birden çok kolluk rejimine tabi olacak. Teklifteki birçok düzenleme; hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerine aykırıdır ve keyfî durumlar yaratmaya elverişlidir.

‘SİLAH YETKİSİ VAR’

Çarşı ve mahalle bekçileri 4/7/1934 ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 16’ncı maddesinde belirtilen zor ve silah kullanma yetkisini haizdir. Bilindiği üzere, md.16, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun en sorunlu maddelerinin başında geldiği halde, burada sıralanan yetkilerin bekçilere aynen verilmesi, yaşam hakkı açısından ciddi risklere yol açabilecektir.

‘KİMLİK SORMA YETKİSİ’

Yine istisnai bir yetki olan kimlik sorma yetkisinin, 7. madde aracılığıyla yardımcı kolluk mensuplarına kadar genişletilmesi, keyfî durumlara yol açabilecektir. Bekçinin, madde 7/1-a’da düzenlenen ve durdurma yetkisini kullanabileceği bir durum olan “Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek” ölçüsü de belirsizdir. Bekçinin suç veya kabahatin işleneceğini hangi ölçüye göre saptayacağı öngörülemezdir. Madde 7/2, makul bir sebebin bulunması halinde bekçinin durdurma yetkisini kullanabileceğini belirtmekte. Asli genel kolluk olan polisin makul sebebi belirleme yetkisine ilişkin olarak Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu m.4/A-ç’de koyulmuş ölçütler, kanun teklifinde yardımcı kolluk için öngörülmemiştir. Bekçinin durdurma yetkisinin polisinkinden büyük olması bir çelişki ve tutarsızlıktır. Madde 7/3 aracılığıyla bekçiye verilen, kimliğini ispatla(ma)yan kişiyi tutma yetkisi, Anayasa m.19’da düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına aykırı.
Madde 7/6, belirli durumlarda, bekçiye, durdurulan kişi üzerinde el ile dıştan kontrol yetkisi vermekte. Silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunup bulunmadığının tespiti için el ile dıştan kontrol, kişinin üstünü aramaktır. Bekçilere verilen bu el ile dıştan kontrol yetkisi, üst arama için hâkim kararı ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri koşulunu öngören Anayasa m.20/2’ye aykırıdır.