Altaylı'nın 'sudan sebepler' dediği çalışma koşulları için  İGA CEO'su özür diledi

Altaylı'nın 'sudan sebepler' dediği çalışma koşulları için İGA CEO'su özür diledi

Yandaş yazar Fatih Altaylı, bir ay önceki köşe yazısından hedef gösterdiği 3'üncü havalimanı işçilerinin CEO'su Kadir Samsunlu'yla görüşmüş. Samsunlu, "Özür dilerim. Haklıydılar” dedi.

İleri Haber

AKP’nin ‘mega projesi’ ve Kuzey Ormanları'nın katili 3'üncü havalimanı inşaatındaki insanlık dışı çalışma koşullarına "sudan sebepler" diyen yandaş gazeteci Fatih Altaylı, işçilerin direnişinden rahatsız olmuştu. Altaylı'nın 1 ay önce köşesinden hedef gösterdiği işçilerin kötü çalışma koşullarını İGA CEO'su Kadir Samsunlu'nun doğruladığını yazdı. Peki Altaylı işçilerden özür dileyecek mi?

1 AY ÖNCE İŞÇİLERİ HEDEF GÖSTERMİŞTİ

Altaylı 16 Eylül 2018 tarihli köşe yazısında işçilerin açılışa 5 hafta kala yaptığı eylemlerin ‘mantıklı’ olmadığını öne sürmüş ve inşaattaki direnişin sebeplerini ‘sudan sebepler’ olarak nitelendirmişti.

Altaylı, İşçilerin çalışma koşullarını kabul etmemelerine yönelik “4 yıl dayandık 5 hafta daha idare ederiz' demeleri daha makul bir insan tavrıyken, hayırdır inşallah!" şeklinde konuşmuş ve işçileri diğer yandaş medya temsilcileri gibi hedef göstermişti.

'ALTAYLI 24 SAAT O KOŞULLARDA ÇALIŞSIN'

TİP Milletvekili Erkan Baş da Altaylı'nın sözlerine tepki göstererek, “24 saat o şantiyede yatmasını rica ediyorum. Gitsin 24 saat o iş koşullarında çalışsın. Şu anda aldığı aylığı ben kendi cebimden vereceğim. Orası Nazi kampı gibi” ifadelerinde bulunmuştu.

'HAKLIYDILAR ÖZÜR DİLERİM'

Yandaş kalem Altaylı bugünki köşe yazısında ise 3'üncü havalimanı işçilerinin insanlık dışı çalışma koşullarından sorumlu İGA CEO'su Kadir Samsunlu'yla sohbet ettiğini aktararak, geçtiğimiz aylardaki işçi eylemlerini sorduğunu yazdı.

İşçileri hedef göstermeden evvel onların sorunlarını dinleme gereği duymayan Altaylı, Samsunlu'nun işçileri haklı bulduğunu belirtti. Yazısında Samsunlu'nun “İşçi arkadaşlarımdan özür diledim. Özür dilerim. Haklıydılar” dediğini aktaran Altaylı hedef gösterdiği işçilerden özür dilemedi.

İGA SORUMLULUĞU TAŞERONLAR ŞİRKETLERE ATTI

Samsunlu'nun Altaylı'ya verdiği ifadelerde sorunlardan büyük oranda taşeron şirketleri sorumlu tuttuğu dikkat çekerken, işçilerin herhangi bir iyileştirme gözlemleyemediği çalışma koşullarının ise çözüldüğünü iddia etti. Altaylı'nın yazısındaki ilgili bölümün tamamı şöyle:

Samsunlu böyle söyleyince hemen sorduk: “Madem haklıydılar bu sorunlar niye daha önce çözülmedi?”

Samsunlu çok net olarak şöyle dedi: “Sorunlar varmış birikmiş ama benim haberim olmadı. Bunlar bana aksettirilmedi.” Peki sorunlar neydi?

Samsunlu’nun söylediklerini aktarıyorum:

“İlk olay servis meselesinden patladı. Burada 30 binin üzerinde arkadaşımız çalışıyor. Bize bağlı ve taşeronlara bağlı. Çalışanların servislere bindiği yerin üzeri kapalı olmadığı için yağmur altında kalıp ıslanmışlar. Haklılar mı? Haklılar. Üstelik de uzun süre beklemek zorunda kaldıkları için servis çileye dönüşmüş.

Tabii bu kadar çok sayıda kişinin servis beklemesi ve aynı anda servise binmesi çok kolay değil. Biz de servis saatlerini değiştirmek istedik. Farklı gruplara, farklı saatler vererek. Ancak taşeronlar buna uyum sağlayamadı. Mesai alışkanlıkları vardı. Büyük oranda çözdük ama olan oldu”

İkinci mesele yatakhanelerdeki tahtakuruları:

“O da doğru. Yatakhanelerde tahtakurusu vardı. İnşaatın başından beri düzenli ilaçlama yapılmış ama arazinin ortasındayız ve böcek sorunu var. Düzenli ilaçlamaya rağmen oluyor. Burada bizim kusurumuz kadar işçi arkadaşlarımızın da kusuru var. Yatakhanelere gıda maddesi sokulmaması lazım. Bu konuda hep uyarılar yapılmış. Ancak yine de olmuş. Biz de dikkatli davranmamışız.

Bana ulaşır ulaşmaz önlem aldık. Yatakhaneleri ve o sırada kullandıkları tüm giysileri aldık ve çok ağır bir ilaçlama yaptık. Ancak içeriye yiyecek sokulursa yine olur.”

Kadri Samsunlu yemekhaneler konusunda da işçilere hak veriyor:

“Bazı yerlerde yemeklerin kötü olduğu yazıldı. Yemekleri herkesin bildiği büyük bir yemek firmasından alıyoruz. Yemeklerin kalitesinde, lezzetinde bir sorun yok. Ben dahil yönetici arkadaşlarımız da aynı yemekhanelerde aynı yemeği yiyoruz. Yemekhanedeki mesele kuyruklar. Herkes aynı anda yemeğe gelince çok uzun kuyruklar oluyordu ve yemek paydosu sırasında sıra gelmiyordu. Onu da çözdük. Farklı zaman dilimlerine böldük ve servis imkanlarını arttırdık”

Peki niye inşaatın tamamlanmasına kısa bir süre kala bu olaylar çıktı ve engellenemedi?

Samsunlu’nun yanıtı şöyle oldu:

“Bu kadar yoğun iş alanlarında her zaman sorunlar olabilir. Daha önce de belli sıkıntılar olmuş. O gün servis meselesinde aniden patlamış. Ve büyümüş. İlginç olan buradaki güvenliğe rağmen dışardan tellerden içeri girenler olmuş. Sonra jandarmaya haber verilince Jandarma sert müdahale etmiş. Biz de çok üzüldük o müdahale biçimine.”

Burada Şeref Oğuz, “Jandarmanın elinde çekiç var ve bu yüzden sorunları çivi olarak görüyor. Gazla, copla müdahale ediyor” dedi.

Şantiye alanında bir gerilim, bir sıkıntı görmedik.

Umarım kalıcı bir sükûnettir.