AKP’nin koronavirüs fırsatçılığı tam gaz: Saros Körfezi’ni bitirme projesine ‘genelge’ kılıfı!

AKP’nin koronavirüs fırsatçılığı tam gaz: Saros Körfezi’ni bitirme projesine ‘genelge’ kılıfı!

Covid-19 döneminde Bakanlıklarca birçok işlem erteleme ya da iptale uğrarken, talan projeleriyle ilgiliişlemler ara vermeden sürdürülüyor. 'Saros Körfezi'ni bitirme projesi' olarak anılan FSRU Liman ve Boru Hattı Projesi hakkında mahkemenin 'ÇED iptal' kararına rağmen Bakanlık, Botaş'ın itirazıyla raporu İDK'nın görüşüne sundu. İnceleme sonucu ÇED raporu Komisyonda onaylandı.

Tugay Candan - @TugayCandann

Mail: [email protected]

Saros Körfezi’ne yapılması planlanan çevre düşmanı FSRU Liman ve Boru Hattı Projesi için ÇED olumlu kararının iptal edilmesinin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı raporu İDK’ya götürdü. İDK’da onaylanan raporla ilgili başından beri mücadeleyi sürdüren Saros Gönüllüleri, CİMER ve yetkili kurumlara itirazda bulundu.

Saros Körfezi’nin doğa harikası Sazlıdere ve Gökçetepe köyleri arasına (FSRU) Likit doğalgaz taşıma ve yükleme limanı yapılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölge halkına rağmen Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararı vermişti. Saros Gönüllüleri Dayanışma Komisyonu’nun mücadelesiyle, 17 Mayıs 2019’da ÇED olumlu kararına karşı yürütmeyi durdurma ve iptal davası açıldı.

HALK İMZA VERMEDİ

29 Ağustos 2019’da Edirne İdare Mahkemesi BOTAŞ’ın da etkileneceğini öngörerek BOTAŞ’ı davaya dahil etti. Kararın hemen ardından BOTAŞ yetkilileri, kamulaştırma alanındaki toprak sahipleriyle tek tek görüşerek, belirlenen bedel üzerinden anlaşma yoluna gitti. Ancak kamulaştırma alanında arazisi bulunan halk, çoğunluk olarak imza vermedi.

MAHKEME BİLİRKİŞİ HEYETİ ATADI

Edirne İdare Mahkemesi’nin atadığı bilirkişi heyetinin katılımıyla 1 Kasım 2019’da Sazlıdere  Köyü’nde, keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldı. Heyet, Çevre ve Şehircilik  Bakanlığı tarafından verilen "ÇED olumlu" kararının; söz konusu projenin (iskele, boru hatları, dolgu); gerçekleştirilmesi öngörülen alanda çevreye, tarım arazilerine ve toprağa, ormanlık alana, Saros Körfezi’ne, turizme, deniz biyolojisine, balıkçılığa, kus türlerine, bölgenin flora ve faunasına olumsuz etkilerinin olup olmayacağı, projenin şehircilik ilkelerine, kamu yararına, üst ölçekli planlara, 3194 sayılı İmar Kanunu'nda belirtilen ilkelere ve imarla ilgili diğer mevzuata uygun olup olmadığı yönünde incelemeler yapıp ayrıntılı rapor hazırladı.

O RAPOR

Raporda, şu hususlara dikkat çekildi:

- “Projenin yakın çevresinde birçok duyarlı yörenin bulunduğu, bu alanların projeden dolayı olumsuz yönde etkileneceği ve sonuçlarının telafisinin bölge açısından mümkün olmadığı…”

- “ÇED raporunda yeterli bilimsel verilerin bulunmadığı, alınacak önlemlerin bilimsel ve teknik açıdan ÇED raporunda yeterli şekilde belirtilmediği, davaya konu projenin yer seçiminin hatalı yapıldığı, Saros Körfezi Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi sınırlarını kapsayan alanda doğal sit alanında tescil çalışmalarının henüz tamamlanmamış olması, alt ölçekli planlar revize edilmeden uygulama yapılamayacağı…”

- “Saros Körfezi’nde kıyı alanları yönetim planlarının hazırlanmadan bu sürecin tamamlanamayacağı, projenin şehircilik ilkelerine üst ölçekli çevre düzeni planlarına ve imar kanununa aykırı olduğu…”

- “Fauna türlerinin olmamasının önemli bir eksiklik olduğu, alanın gençleştirmeye ayrılan yerlerden olduğu, bu nedenle de Anayasal güvence altında olduğu…”

- “Orman alanlarından geçecek hat için ve yaban hayvanlarının nizamiyeyle kontrol edilebileceği ifadelerinin ölçülebilir ve net olmaması nedeniyle bilimsellikten uzak olduğu, faaliyet alanına ulaşım ve nakliye için orman yolları açısından ÇED raporunda kaç ağaç kesileceğinin bulunmadığı, orman yangılarının en önemli çevresel tehdit oluşturmasına rağmen proje alanında yangın söndürme altyapılarının ne olduğu ve müdahalenin ne şekilde yapılacağına dair raporda bir değerlendirmeye rastlanılmadığı…”

- “Ürünün fiziksel ve kimyasal özelliklerinden kaynaklı tehlikelerin belirtilmediği, risklerin yönetimine ilişkin detaylı bir çalışma yapılmadığı, FSRU gemisi ve doğalgaz tankerlerinden kaynaklı gaz kaçağı, yangın ve patlama risklerinin ÇED raporunda yeterince değerlendirilmediği, FSRU gemisinin ve doğalgaz gemilerinin kendi yakıtlarının saçılmasından kaynaklı risklerin değerlendirilmediği, yangın müdahale sistemleri ve donanımına yönelik yeterli bilgi bulunmadığı, FSRU gemisinin konumu ile ilgili ÇED raporunda tutarsızlık olduğu, acil durum eylem planlarına büyük endüstriyel kazaların oluşması halinde yer verilmediği, iskele müştemilatları, kara üniteleri ve boru hattından kaynaklı riskler ile ekipmanlardan kaynaklı risklerin yeterince değerlendirilmediği…”

- “Proje alanı ve çevresinde çeşitli gözlem ve literatür bilgilerine göre 222 kuş yaşadığı halde ÇED raporunda kuş türünün 10 türle sınırlı, yani eksik verildiği, ÇED raporunda kuş türleri için herhangi bir koruma ve önlem planı verilmemesi…”

MAHKEME ‘ÇED İPTAL’ KARARI VERDİ

Raporda, Çevre mühendisliği, orman mühendisliği, ziraat mühendisliği, jeoloji mühendisliği, petrol ve doğalgaz mühendisliği, inşaat mühendisliği, şehir plancılığı, biyolog ve bitki bilimciliği, biyolog ve kuş bilimciliği, biyolog ve su ürünleri bilimciliği açısından 10 kişilik oy birliğiyle 10 ayrı bilim disiplinine aykırı olduğu tespit edilerek, ÇED olumlu kararının yerinde olmadığı sonucuna varıldı. Mart ayında da Edirne İdare Mahkemesi’nce bu rapor ve dosya kapsamında ÇED iptal kararı verildi.

BOTAŞ İTİRAZ ETTİ, BAKANLIK İDK’YA GÖTÜRDÜ

BOTAŞ yetkililerin talebi üzerine, 2009/7 genelge adında bir genelge referans alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 21 Mart 2020’de şu duyuru yayınladı:

“Edirne İli, Keşan İlçesi sınırları içerisinde Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. tarafından yapılması planlanan Saros FSRU Gemi İskelesi projesi ile ilgili 6 Mayıs 2020 tarihinde İDK Toplantısı gerçekleştirilecektir. ÇED Raporu ilgililere ve kamuoyuna duyurulur.”

Bunun üzerine rapor, İnceleme Değerlendirme Komisyonu’nda (İDK) görüşe sunuldu. İnceleme sonucu ÇED raporu Komisyonda onaylandı.

KARARA İTİRAZ EDİLDİ

İlk günden itibaren projeyi ve hukuksal süreci takip eden çalışmalar ile dayanışmayı sürdüren Saros Gönüllüleri Dayanışma Komisyonu, kararın ardından verilen 10 iş günü içinde kurumlara ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) itiraz dilekçelerini iletti.

‘MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ’

Komisyondan yapılan açıklamada, atılacak adımlara göre mücadelenin süreceği vurgusu yapılarak, “Saros Dayanışma Gönüllüleri olarak sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz!” denildi.

DAHA FAZLA