AKP'li Özlem Zengin: Çıplak aramanın olması insan hakları ihlali olduğu anlamına gelmez

AKP'li Özlem Zengin: Çıplak aramanın olması insan hakları ihlali olduğu anlamına gelmez

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, gözaltına ve cezaevinde çıplak arama uygulamasının hiç olmadığını söylemediğini belirterek, "Madem böyle bir mesele var bir zahmet bunun şikayetini de yapın" dedi.

TBMM'de çıplak arama iddiaları ile ilgili yaptığı açıklama ile tepki çeken AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'den yeni açıklama geldi. Çıplak aramaya uğradığını belirten kadınların geç şikayette bulunduklarını savunarak "Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez" diyen Zengin bu sözü nedeniyle kendisine yöneltilen eleştirilerin 'haksızlık' olduğunu söyledi. Zengin ayrıca 'çıplak aramanın hiç olmadığını söylemediğini ancak bu uygulamanın var olmasının insan hakları ihlali anlamına gelmeyeceğini' belirtti.

Haber Global televizyonunda Buket Aydın'ın sorularını yanıtlayan AK Parti Grup Başkanvekili ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin'in açıklamalarından başlıklar şöyle:

ÇIPLAK ARAMANIN OLMASI İNSAN HAKLARI İHLALİ OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ

Anayasa mahkemesine başvurular var. Bu uygulamanın var olması İnsan Hakları İhlali konusu olduğu anlamına gelmez. Türkiye'de bu tür arama hiç yoktur demiyorum. Madem böyle bir mesele var bir zahmet bunun şikayetini de yapın. Bu kadınların tamamı şikayetçi olmasını beklerdim, ama şikayetçi değiller. Bu konuda haksızlığa uğradığımı düşünüyorum.

FETÖ'CÜLERİN SİSTEMATİK ŞEKİLDE HEDEFİNDEYİM

(Neden sosyal medyada size karşı sistematik bir saldırı olduğunu düşünüyorsunuz? sorusu üzerine)

Başörtülü olmamın da etkisi olduğunu düşünüyorum. Bu mesele yalan ve kampanya üzerinden yapılıyor ve bu büyük haksızlık. İş o kadar haddinden çıktı ki bir günde 55 bini aşkın tweet atıldı. Seçkin üniversiteler mezunu insanlar gidip tehdit ettiler. Sonra olay bana döndü. Sanki bana bu tweet'i attığı için tutuklanmış gibi anlaşıldı. Maalesef bu bana yönelik değil, cumhurbaşkanına hakaret ettiği için tutuklandı. Türkiye'de kadın ya da erkek olun siyasi kimliğiniz ne ise o derece sahip çıkılıyorsunuz. İstanbul Barosu'nda da bu durum böyle işleniyor. Hiçbir zaman bana yönelik bir açıklama yapılmadı. Meral Akşener'den bir geçmiş olsun mesajı bekler ve bu şekilde ifadelerini kullanmamasını isterdim. Gerçek ile gelinen nokta arasında hiçbir bağlantı yok. FETÖ'cülerin sistematik şekilde hedefindeyim. Neden? Çünkü onların içinde hiçbir zaman olmamış olmam ve onlara karşı çıkmam.

'KADIN MESELESİNİ SÜREKLİ OLUMSUZ BİR ŞEKİLDE KONUŞMANIN FAYDASI YOK'

Kadın cinayetini konuşmak başka bir şey dengeyi konuşmak başka bir şey. Kadın meselesinin sürekli marazlı ve olumsuz bir şekilde konuşmanın faydası olmayacağını düşünüyorum. Kadınlarla ilgili iyi şeyleri de konuşalım. "Hiçbir şey yapılmıyor" ifadesi beni sinirlendiriyor. İçişleri Bakanlığımız özel bürolar kurdu. Her yıl adım adım yapılan bir şey varken hiçbir şeyin yapılmamış olarak görülmesini kadınlara yönelik haksızlık olarak görüyorum. Hangi partiden gelindiğini bir kenara bırakıp ortak noktada buluşmak gerekiyor.

(Ayasofya Camii imamı Mehmet Boynukalın'ın "Sürekli kadın cinayetleri vurgusu kadını erkeğe düşman etmeye çalışan bir sloganik medya propagandasıdır" tweet'i hakkında) Ayasofya Camii imamı böyle bir konuda tweet atmamalı, doğru bulmuyorum. En azından 8 Mart'ta yapmamalıydı. Ama yine söylüyorum bu tweet'i asla doğru bulmuyorum" dedi. Farklıyız ama eşitiz. Bunu ben değil Allah da böyle söylüyor. Kadın ve erkeğin farklı olması eşit olmadığı anlamına gelmiyor. Günümüzde feminizm kelimesi anlam kaybını yaşıyor. Bana göre uzak bir kavram.

'HDP KARARINI YARGI VERECEK' 

(Sizce HDP kapatılmalı mı? sorusu üzerine) Bu sorunun cevabını siyaset değil adalet ve yargı verecek. Bu kararı sanki siyaset veriyormuş gibi anlatılmasını da problemli olarak görüyorum. HDP grubunun genel kuruldaki tavrı terörle arasına mesafe koymayan bir parti. Bu kararı yargı karar verecek.

'MELİH BULU'YA HAKSIZLIK YAPILDI'

Melih Bulu'yu çok yakınen tanıyorum. Ve bu olay Melih beye büyük haksızlık. Hukuken mümkün olduğu için o da başvurdu. O kadar akademisyen içinde o uygun görülmüş. Boğaziçi'nin kendi kuralları varmış gibi değil bu. Öğrenciler itiraz edebilirler ama artık oraya siyaset giriyorsa. Terör örgütlerinden oraya akınlar oluyorsa mesele büyütülmek istendi. Orada mevzuata ya da hukuka ayrı bir olay yok.

Ailem benim hakim olmamı istiyordu, genç bir kızın başını örtmesini istemesini doğru bulmuyordu. Annem hala başörtülü değil. Anne-kız bir yere gittiğimizde anneme hep kızın kapalı falan diye söylemler olurdu. Hatta anneme "Merhaba" bana "Selamünaleyküm" diyorlardı. Annem bu konuda dimdik durdu. Hayatın içinde bunlar var. Yakın arkadaşlarımdan da başını açanlar oldu. Hiçbir engel olmayıp başını açmak isteyen arkadaşlarım da oldu. Muhafazakar camiamızda başı açık olan kadınlar daha avantajlı duruma geldi.