AKP'li Miroğlu, Musa Anter cinayetini 'FETÖ'ye bağladı!

AKP'li Miroğlu, Musa Anter cinayetini 'FETÖ'ye bağladı!

Musa Anter cinayet davasında tanık olarak dinlenen AKP’li Orhan Miroğlu, 'Bu işin merkezinde FETÖ örgütlenmesi var, tabii benim kişisel kanaatim. Elimde belge yok' dedi.

JİTEM’e ilişkin 1999 yılında hazırlanan 11 sanıklı iddianame ile 2005 yılında hazırlanan 5 sanıklı iddianamenin  birleştirilmesiyle JİTEM Ana Davası olarak anılmaya başlanan ve Musa Anter cinayeti davasıyla birleştirilen davanın 10’uncu duruşması Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.  

Duruşmaya Musa Anter’e yapılan suikast sırasında yaralanan AKP’li Orhan Miroğlu, Cevat Korkmaz ve Raif Türk tanık olarak katıldı. Duruşmada katledilen Anter’in oğlu Dicle Anter ve avukatları da hazır bulundu.

‘CİNAYETTEN 20 GÜN SONRA MİROĞLU İLE HASTANEDE GÖRÜŞTÜM’

Mahkeme Miroğlu’nun duruşmaya tanık olarak getirdiği Cevat Korkmaz’ın beyanıyla devam etti. Anter cinayetinden 20 gün sonra Miroğlu ile hastanede görüştüğünü anlatan Korkmaz, şunları ileri sürdü: “Ramazan Ülek ile Ankara’da bir otelde oturuyorduk. Ramazan Ülek’e mesaj geldi. Musa Anter’in öldürüldüğü, Orhan Miroğlu’nun yaralı olduğu ve hemen İstanbul’a dönmesi gerektiğini söyledi. Benim arabamla Ahmet Kahraman ile birlikte onu otogara götürdük ve gitti. Sonra Miroğlu tedavi için Ankara’ya getirildi. Ben o ara aramızdaki hukuka dayanarak, röportaj teklifinde bulundum. Onla bir röportaj yapmak istedim ancak benim röportaj yapmak istediğim tarihte Orhan beyin hayati tehlikesi henüz atlatılmamıştı. Ben onunla bir veda röportajı yapacağımı düşünmüştüm. Güçlükle konuşuyordu. Yaşadığı anı bana anlatabilirsin olduğu gibi vereceğimi söyledim. Aramızda o yaşadığı anları anlatan bir diyalog geçti. Ben bunların tamamını Pazar Sohbetinde yayımladım.

Buraya gelme sebebim... Son dönemlerde bir algı operasyonu başlatıldı. Bu benim vicdani olarak rahatsız olduğum bir konudur. Sanki Orhan bey Musa Anter’i öldürtmek için kendi kendisini de vurdurmuş gibi saçma sapan bir şey başlatılmış. Bu davanın da bir süredir devam ettiğini biliyordum. Orhan abi de bir gün buluşmamızda bu konuyu açtı bana. Son derece rahatsızlık verici bir durum. Benim onunla röportaj yaptığım dönemde de ne kadar yaşayacağı belli değildi. O yüzden geldim. Sonraki yıllarda 2009’da gazeteci bir arkadaşım geçen hafta vefat etti. Emniyet’ten Ömer Özyılmaz’ın benimle görüşmek istediğini söyledi.

'ORHAN ABİ İLE BİRLİKTE GİTTİK'

Bana bu teklifi getiren gazeteci bir arkadaştı. O zaman emniyette Ömer’le görüştüm. Bana o zaman Orhan beyi vurduranlardan bir tanesi hala örgütte üst düzeydedir. Sen Orhan beye söylesen onunla da sohbet etme şansımız olur mu? Orhan abiye söyledim. Birlikte gittik oraya. Enterasan bir şey iki gün önce Habertürk Didem Arslan programında Yeni Şafak yazarı Nedret Ersanel isimli bir arkadaş orada cinayette Diyarbakır’da olduğunu bölge valisini ısrarla aramasına rağmen telefona çıkmadığını söyledi. Uçakta karşılaştığını ve görüşmek istediğini anlatıyor vali beyde ‘Musa Anter öldürüldü. MGK toplandı ben acele oraya gidiyorum’ demiş. Polis ile beni özel bir yere aldılar ve tek soru sorma hakkınız var. Bunu yapanı biliyor musunuz? Evet, biliyorum ama söylemiyorum. MGK bu olaydan sonra toplanmış. Bunun bilindiğine dair bende de güçlü bir kanaat oluştu benim anlatacaklarım bu kadar.”

FETÖ’YE BAĞLADI!

Ardından söz alan Orhan Miroğlu da, kendisini şu sözlerle savundu: “Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan faili meçhul cinayetleri Türkiye’nin gündemine sokulmaya çalışılıyor. Bu hazırlanmış bir şey öyle çok merak edildiği için bu dosyalara tekrar bakmak şeklinde değil. Ergenekon operasyonları bir yandan devam ediyor. Ergenekon operasyonları ile birlikte Hrant Dink cinayeti başta olmak üzere tam da bu noktada kamuoyunun ilgisi, merakı Güneydoğu’da işlenmiş cinayetlere yöneldi. Böyle olunca bu işin merkezindeki FETÖ örgütlenmesi, tabii benim kişisel kanaatim. Elimde belge yok.

'BENİM İFADEM DOSYAYA GİRMEMİŞ'

Ömer ile Ankara’da buluştum. Musa Anter cinayet dosyasını yeniden açacağız, sorumluları bulacağız dedi. Ben de sevindim. Sizin elinizde yeni bir bilgi var mı diye sordum. Bilgi yoksa nasıl ilerleyecek diye sordum. O tarihte Musa Anter cinayet davası Diyarbakır’daydı. İfade de verdim. Polis Ömer, ‘ifadenizi alacağız Diyarbakır Savcılığı’na göndereceğiz. Savcılık gereğini yerine getirecek’ dedi. Sonra öğrendim ki benim ifadem bile dosyaya girmemiş. Beni ikaz eder gibi ‘Orhan bey kendinize dikkat edin’ falan dedi. Ben de dikkat ediyorum ne olacak dedim o da ‘Türkiye’de yakında çok büyük şeyler olacak falan’ dedi. Faili meçhul cinayetleri kimin yapıp, yapmadığını hepsini biliyoruz dedi. Ben de kimin yaptığını sordum. Biliyoruz dedi. Bu olayın bir tarafında JİTEM bir tarafında PKK var dedi. Peki dedim PKK tarafındaki kim Cemil Işık mı? Cemil Işık’ı herkes biliyor. Çünkü sonuçta JİTEM’in kullandığı bir kişiydi. Cem Ersever ve ekibi tarafından getirilmiş bir adamdı. Musa Anter ve birçok cinayette kullanılmış bir kişiydi ve bu artık somut bir bilgiydi. Bu işi tezgahlayan kişinin PKK saflarında hala yaşadığını söyledi. Bu kişinin Cemil Işık olma şansı yok. Cemil Işık 1994’te öldürüldü biz bu konuşmayı Ömer ile 2009’da yapıyoruz. Farklı bir kişiden bahsediliyor.

'1992'DE GÖREV YAPAN MGK GÖREVLİLERİNİN TANIKLIĞINA BAŞVURULMALI'

Bu davayla gerçekle yüzleşilmesi gerekiyor. Türkiye’de burada söylenenlerden rahatsızlık duyulmamalı. Ben şahsen rahatsızlık duymuyorum. Dün gece ve iki gün önce Habertürk programını izledim. Ergenekon davasıyla ilgili programa mesaj çektim. Türkiye’nin güneydoğusunda hiçbir şey yaşanmamış gibi sunuluyor program bu doğru değil dedim. Musa Anter cinayet davası önemlidir. MGK de kendisine vazife edindi ve gündem yaptı mı yapmadı mı? 1992’de görev yapan MGK üyelerinin tanıklığına başvurulmasını talep ediyorum.”

Miroğlu tarafından getirilen bir diğer tanık Raif Türk ise, cinayetin yaşandığı tarihte Diyarbakır’da Olağanüstü Hal Valiliği yapan Ünal Erkan’ın kendisiyle görüştüğünü söyleyerek, “Ünal bey bana sordu sence kim öldürdü. Ben de kontra gerilla öldürdü dedim. Orhan Miroğlu ile ameliyat sonrasında çok kısa görüştüm. Olayın kimin tarafından yapıldığına dair bir şey söylemedi” diye konuştu.

25 EYLÜL’E ERTELENDİ

Tanıkların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti bir sonraki duruşmayı 25 Eylül tarihine erteledi.(MA)