AKP'li ilçe belediyesi, İBB ekiplerinin yolunu kesti: 'Bakalım daha neler göreceğiz!'
İBB ekipleri, AKP'li Pendik Belediyesi'nin D-100 Karayoğlu üzerine, izinsiz olarak koyduğu moboyu kaldırmak istedi. Ancak ilçe belediye ekipleri İBB ekiplerini yolu keserek engelledi.
20-12-2020 18:53

İleri Haber
AKP'li Pendik Belediyesi, İBB'nin sorumluluk alanındaki yola izinsiz olarak koyduğu mobo kabinini belediye ekipleri kaldırmak isteyince yolu araçlarla kesti. İBB ekiplerinin polis çağırması üzerine yol açıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) geçmesinin ardından AKP’li ilçe belediyeleri tarafından İBB’nin yetki alanlarına yönelik müdahaleler sürüyor. İBB ekipleri, AKP'li Pendik Belediyesi'nin D-100 Karayoğlu üzerine, izinsiz olarak koyduğu moboyu kaldırmak istedi. Ancak ilçe belediye ekipleri İBB ekiplerini yolu keserek engelledi.
Olayı sosyal medya hesabından duyuran İBB Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı, "Ve bunu da gördük!!! İBB sorumluluk alanına “izinsiz” konulan moboyu kaldırmak isteyen ekiplerimizin hareketini engellemek amacıyla yol çift taraflı olarak ilçe belediye ekiplerince kesildi. Şehrin ortasında yol kesmek...Bakalım daha neler göreceğiz!" paylaşımını yaptı.
Yazıcı daha sonra ise "Ekiplerimizin polis çağırması ve polisimizin bölgeye intikal etmesinin ardından yol kesme vakası sonlandırılmıştır. Emniyet mensuplarımıza teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Ekiplerimizin polis çağırması ve polisimizin bölgeye intikal etmesinin ardından yol kesme vakası sonlandırılmıştır. Emniyet mensuplarımıza teşekkür ediyorum. pic.twitter.com/6a1QOCnLbf
— Murat YAZICI (@muryaz) December 20, 2020
İLGİLİ HABERLER
İBB'nin suç duyurusu haberine getirilen erişim engeli haberine de erişim engeli!
Erişim engelleme ile ilgili yapılan haberler de kişilik hakları ihlali gerekçesiyle, Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 12 Ocak 2021 tarih ve 2021/486 sayılı kararı ile erişime engellendi.
13-01-2021 15:38

İleri Haber
İBB'nin geçmiş dönemle ilgili yapmış olduğu suç duyurusu haberlerine getirilen erişim yasağıyla ilgili yapılan haberlere de erişim yasağı getirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’nin AKP dönemine ilişkin belediyede gerçekleşen yolsuzluk ve usulsüzlüklere ilişkin; AKP döneminin İBB Genel Sekreter Yardımcısı, ihale ve harcama yetkilisi olan şu anki Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da aralarında bulunduğu yetkililer hakkında yaptığı suç duyurusu ile ilgili haberler erişime engellenmişti.
Bu erişim engelleme ile ilgili yapılan haberler de kişilik hakları ihlali gerekçesiyle, Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 12 Ocak 2021 tarih ve 2021/486 sayılı kararı ile erişime engellendi.
İmamoğlu: Defin rakamlarında bir aydır düşüş yok
İmamoğlu, "Salgının tırmandığını, hastanelerimizin yoğun olduğunu, hastalarımızın yoğun bir şekilde tedavi gördüğünü, birçok hastamızın da evinde tedavi gördüğünü belki de en yakından takip edenler belediye başkanlarıdır” dedi.
10-12-2020 16:06

İstanbul'daki günlük defin sayılarını paylaşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, koronavirüs salgını nedeniyle 3 haftalık 'tam kapanma' tavsiyesini yineledi. İmamoğlu, "Yaklaşık bir aydır 400'lü rakamlarla defin yapıyoruz, bu hiç düşmedi" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı İmamoğlu, kentte görev yapan 32 ilçe belediye başkanı ile yeni tip koronavirüs (Covid-19) gündemli toplantıda bir araya geldi.
Haliç Kongre Merkezi Galata Salonu'nda dün akşam saatlerinde gerçekleştirilen toplantıda konuşan İmamoğlu, "Salgının tırmandığını, hastanelerimizin yoğun olduğunu, hastalarımızın yoğun bir şekilde tedavi gördüğünü, birçok hastamızın da evinde tedavi gördüğünü belki de en yakından takip edenler belediye başkanlarıdır” dedi.
Kurum bünyesinde hasta sayısının 2 binlere kadar çıktığını kaydeden İmamoğlu, 3 ile 4 bin arasında da temaslı çalışan olduğunu ve bundan dolayı iş kaybı yaşadıklarını aktardı.
‘BİR AYDIR 400’LÜ RAKAMLARLA DEFİN YAPIYORUZ’
Gazete Duvar'ın aktardığı habere göre, salgının yükselme eğilimine girdiği 15 Kasım’dan itibaren İBB olarak aldıkları önlemleri paylaşan İmamoğlu, şu bilgileri verdi:
"O tarihten itibaren sosyal tesislerimizi, müzelerimizi, kültür merkezlerimizi kapatma kararı aldık. Hükümetimiz, 17 Kasım’da ilk kısıtlamalarını uyguladı. 2 Aralık’tan itibaren de ikinci kısıtlama kararlarını aldı. İBB Bilim Danışma Kurulumuzun da belirttiği üzere, tam kapanmanın çare olacağını düşünüyorum. Kısmı önlemlerin süreci uzatacağını ve netice vermeyeceğini düşünüyorum. Bugün, şu saate kadar 437 definimiz var, 204’ü salgın hastalıktan. Yaklaşık bir aydır 400’lü rakamlarla defin yapıyoruz, bu hiç düşmedi. Kısıtlamalarda üçüncü haftaya girdik. Bir miktar esneme oluyor rakamlarda ama aşağıya düşüş yok. Bunun yeterli olmadığını net olarak söylemek lazım. Danışma Kurulumuz, bugün yaptığı toplantıda da tam kapanmayı şart koşuyor. 3 hafta öneriyorlar; olmazsa 2 haftanın da olumlu sonuçlar verebileceğinden bahsediliyor. Tam kapanmanın ekonomik karşılığını biliyoruz. Ama hep beraber, devletimizin tüm kurumlarıyla bu ekonomik kaygıyı atlatabileceğini düşünüyorum. Sağlık Bakanımız ve diğer belediyelerden edindiğim bilgiler doğrultusunda salgın sürecinde İstanbul'u konuşurken, son 2 haftadır Türkiye’nin her bölgesini konuşur haldeyiz."
İBB, Kanal İstanbul ÇED raporunun iptali için dava açtı
Dava dilekçesinde ÇED raporunun yasal düzenlemelere, planlama ve şehircilik ilke ve tekniklerine, kamu yararına, Anayasa ile Çevre ve İmar Mevzuatına, Uluslararası Sözleşmelere aykırı olduğuna dikkat çekildi.
13-02-2020 22:25

İBB, AKP’nin ‘mega’ rant projesi Kanal İstanbul’a ilişkin ÇED raporunun iptali için dava açtı. Dava dilekçesinde, raporun Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu belirtildi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Kanal İstanbul Projesine ilişkin Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle İstanbul 6. İdare Mahkemesi'ne başvurdu.
Dava dilekçesinde, "İdari Yargı Uygulama Yasası'nın 27. Maddesi'nin 2. fıkrasında 'idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların birlikte gerçekleştiği hallerde yürütmenin durdurulmasına karar verileceği kuralı' yer almakta olup, açıkça hukuka aykırı olan ve uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararlara yol açacak olan dava konusu ÇED Olumlu Kararının öncelik ve ivedilikle yürütmesinin durdurulması da gerekir" denildi.
ÇED raporunun yasal düzenlemelere, planlama ve şehircilik ilke ve tekniklerine, kamu yararına, Anayasa ile Çevre ve İmar Mevzuatına, Uluslararası Sözleşmelere aykırı olduğuna dikkat çekilerek, uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararlara yol açacak olması nedeniyle dava açma zaruretinin doğduğu kaydedildi.
Gökhan Özoğuz'dan Ahmet Hakan'a: Emin olun, sizden önce biz sorgularız
Gökhan Özoğuz, Ahmet Hakan'ın bugünkü köşesinde geçen ifadelere yanıt verdi. Özoğuz, İmamoğlu'nu kastederek "Emin olun ilk yanlışlarında veya masa altı hareketler yaptıklarında sizden önce biz sorgularız" dedi.
03-02-2020 23:38

Athena grubunun solisti Gökhan Özoğuz, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'ın "Athena Gökhan, şu yaptığının binde birini bile Tayyip Erdoğan’a yapsa Anında 'Yuh! Yalaka! Kaça satıldın' falan diye çemkirecek olanlardan 'tıs' bile çıkmıyor. Sanırım onlar açısından sorun yalakalık yapılmasında değil. Yalakalığın kime yapıldığında" şeklindeki ifadesine yanıt verdi.
'Biri 3 yapan biri olmadığını' ifade eden Özoğuz, "Haberde karıştırılmış bir sayıya ‘Yalan’ ithamı biraz fazla olmadı mı? Evet Ekrem Bey için söylediklerim; İstanbul ve Türkiye genetiğine uygun ve birleştirici bir karakter olmasındandır" dedi.
Özoğuz şu ifadeleri kullandı:
"Haberde karıştırılmış bir sayıya 'Yalan' ithamı biraz fazla olmadı mı? Evet, Ekrem bey için söylediklerim; İstanbul ve Türkiye genetiğine uygun ve birleştirici bir karakter olmasındandır! Ülkemizde; kimler neler yapıp ne yalanlar söylerken, tatil paylaşımıyla (resim paylaşılması yanlış olabilir) mi mazbataya çentik atalım. Emin olun ilk yanlışlarında veya masa altı hareketler yaptıklarında sizden önce biz sorgularız. Doğru olalım samimi olalım kafi."
Sn Ahmet bey ; 1 i 3 yapan biri olmadığını, aslında siz de gayet iyi bilirsiniz.
— Gökhan Özoğuz (@gokhanozoguz) February 2, 2020
Haberde karıştırılmış bir sayıya "Yalan" ithamı biraz fazla olmadı mı?
Evet Ekrem bey için söylediklerim; İstanbul ve Türkiye genetiğine uygun ve birleştirici bir karakter olmasındandır! @ahmethc pic.twitter.com/XjhV5ZByVg
İmamoğlu'ndan tatil eleştirilerine yanıt: 'İstanbul'u kaybettiği için canı yananlar var'
İBB Başkanı İmamoğlu, Erzurum'da tatil eleştirilerine yanıt verdi. İmamoğlu, tatilin 25 gün önce planlandığını söyledi.
30-01-2020 17:41

İBB Başkanı İmamoğlu, eleştirilen kayak tatiliyle ilgili, “Ekrem İmamoğlu 1 gün de tatil yapsa konuşacaklar, 2 gün de. Canı yananlar var. İstanbul Belediyesi'ni kaybetmenin bazı insanlara verdiği rahatsızlık var" dedi.
Elazığ depreminin ardından Erzurum Palandöken'de ailesiyle kayak yaptığı için eleştirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Erzurum İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Bina önünde kendisini alkışlarla karşılayan partililerle tokalaşan İmamoğlu, salonda bekleyenlerle de sohbet etti. Burada açıklamalarda bulunan İmamoğlu, İstanbul'a dönüş günü olduğunu, 3 gün boyunca çocukları ve eşi ile birlikte olduğunu söyledi.
İmamoğlu, "Her zamanki dobralığımız, titiz ve temiz ruhumla anlatacağım. Yetmezse basın mensupları soru sorarlar. Son 400 günde aileme, bu tatil dahil 8 gün ayırabildim. Şimdi ben anlıyorum, Ekrem İmamoğlu 1 gün de tatil yapsa konuşacaklar, 2 gün de. Canı yananlar var. İstanbul Belediyesi'ni kaybetmenin bazı insanlara verdiği rahatsızlık var" dedi.
‘OĞLUMUN BU ÇAĞLARINI ISKALAYAMAM’
Kutsalları olduğunu söyleyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Vatanım, bayrağım, inancım ve ailem. Ailem, benim kutsalım. Aileme başka bir değer veririm. Ailemle bir arada olmamanın, olamamanın üzüntüsünü yaşarım. Çocuklarımı siyasi manzarama sokmam. Zaten 1 kişi var siyasette, kendisini adamış, koşuyor. Eşim, çocuklarım, kendi varlıklarını sürdürsün isterim. Benim çocuklarıma vakit ayırmam lazım. Hayat gelip, geçiyor. 8 yaşındaki kızımın çocukluğunu ıskalayamam. Ergenlik çağını yaşayan oğlumun bu çağlarını ıskalayamam. O çocuğun ruhunda bu eksikliği yaşatan baba olmak istemem. Bir arada olmak, 2-3 gün buluşmak baba olarak sorumluluğum."
'TATİLİ 25 GÜN ÖNCE PLANLADIK’
'Ben Elazığ'daki sorumluluklarımı yerine getirdim' diyen İmamoğlu, tatil eleştirileriyle ilgili şunları söyledi:
"Deprem oldu, geçerken depreme uğradı' gibi komik, anlaşılmaz, üzücü ifadeler oldu. Ben yas tutmanın ne demek olduğunu çok iyi bilen insanım. İnsanların acısını paylaşmanın ne demek olduğunu bilen insanım. Herkes kendini bilsin. Depremin haberini alır almaz koşup AFAD'a giden biriyim. Ben gittiğimde vali bey ordaydı tek başına. Ne yapmamız gerekir noktasında, 4-5 saatini AFAD'da geçiren belediye başkanıyım. 200'ün üzerinde personel, 27 aracı hemen yola çıkardık. Ben de ertesi sabah Elazığ'a geldim. O gün eşim ve çocuklarımla 25 gün önce planladığımız Erzurum tatiline başlayacaktık. Eşim de benimle beraber geldi. O günü Elazığ'da geçirdik. Ekiplerimiz nerede, nasıl çalışıyorlar onu inceledik. İnsanların acısını hissetmeye çalıştık. Saat 23.00'e kadar sahadaydık. Gece Elazığ'da kaldım. Ertesi sabah ayrılıp Pertek ilçesine ve Tunceli'ye gittim. Orada bir süredir kayıp olan Gülistan kızımızın ailesini ziyaret ettim, acılarını paylaştım. Tunceli Belediye Başkanı'nı ziyaret ettim. Pülümür'e gittim, akşamında da Erzurum'a vardım. 26 Ocak gecesi Erzurum'a geldim. 27, 28, 29 Ocak'ı Erzurum'da, Palandöken'de geçirdim. Yürümek gibi koşmak gibi kayağın da spor olduğunu biliyorum. Kayak, zil takıp, oynamak değil. 3 gün boyunca eşim ve çocuklarımla spor yaptım, sohbet ettim, dertleştik, paylaştık. 3 günümü çocuklarımla beraber geçirdim."
‘CUMHURBAŞKANI’NDAN RANDEVU İSTEDİM’
Bugün akşam saatlerinde görevinin başında olacağını kaydeden İmamoğlu, İstanbul'un önemli sorunları olduğunu ve konuşmak için de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan randevu istediğini söyledi.
İmamoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı'ndan randevu istiyorum. 'Depremi konuşacağım' demiştim. İstanbul'un deprem sorunu var. Seçildiğimin ikinci haftasından itibaren bunu istiyorum. Başkaları kanal konuşmak istiyor, ben hâlâ depremi konuşmak istiyorum. 100 binlerce insanımızın canı tehdit altındadır. İstanbul depremiyle ilgili Sayın İlhan Kesici güzel dedi; '60- 70 milyar dolar maliyeti var' dedi. Ben '500-600 milyar dolar İstanbul depreminin Türkiye'ye bedeli olur' diyorum. Ekonomik etkileri, moralsizlik, motivasyon, bütün ticari unsunlar, turizm yıllara sarih etkileri 500-600 milyar doları bulur. Sayın Cumhurbaşkanı çağıracak bizi bir masanın etrafına; sağdan-soldan laf yetiştiren parti sözcülerini değil, bizi çağıracak. Sayın Cumhurbaşkanı'na milyonlarca Türkiye insanı oy verdi, bana da milyonlarca İstanbullu oy verdi. Deprem işini 5 yılda çözeriz. Bütün kaynakları seferber edersek ülkem adına ben hazırım. Siyasi beklentisi olmadan depremi bir milli mesele haline getirip, seferberlik ilan ederek çözüme hazırız" dedi.
İBB'nin 2020 bütçesi 25 milyar 850 milyon lira
İBB Meclisi'nde yarın görüşülecek olan 2020 yılı bütçesi 25 milyar 850 milyon lira olarak belirlendi.
12-12-2019 22:47

İBB, 2020 yılı için 25 milyar 850 milyon liralık bütçe hazırladı. 4 milyar 600 liralık borçlanma öngörülen bütçe, yarın görüşülecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2020 yılı bütçesi 25 milyar 850 milyon lira olarak belirlendi. Yarın (13 Aralık) İBB Meclisi’ne sunulacak bütçede 2020 gelir tahmini ise 21 milyar 250 milyon lira olarak hesaplandı. Aradaki 4 milyar 600 milyon liralık farkın borçlanma yoluyla kapatılması öngörülüyor.
İBB Mali Hizmetler Daire Başkanlığı Bütçe ve Denetim Müdürlüğü’nün hazırladığı bütçeyle ilgili kararnamede “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2020 yılı gider bütçe tahmininde yer alan ödeneklere, gelir bütçe tahmininde yer alan gelirler ile finansmanın ekonomik sınıflandırması tablosundaki 4.600.000.000 Türk Lirası net borçlanma kaynağı karşılık gösterilmek suretiyle denklik sağlanmıştır” ifadeleri kullanıldı.
BORÇLANMA ÖNGÖRÜSÜ ARTTI
İBB’nin geçen yılki bütçesi 23 milyar 800 milyon lira olarak hazırlanmış, bütçe denkliği için 3 milyar 200 milyon liralık borçlanma öngörülmüştü.
Geçen ay yapılan meclis toplantılarında belediyeye bağlı İETT’nin 2020 yılı bütçesi 2 milyar 980 milyon lira, İSKİ’nin 2020 yılı bütçesi ise 7 milyar 776 milyon lira olarak belirlenmişti. Her iki kurumla birlikte İBB, 2020 yılında yaklaşık 36 milyar 600 milyon liralık bütçe yönetecek. (AA)
Araştırmaya göre parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğini düşünenler yüzde 58’e yükseldi
Aralık 2020 araştırmasına göre başkanlık sistemine destek yüzde 35’in altına düştü
23-01-2021 19:37

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne destek gün geçtikçe eriyor. Araştırmaya göre Nisan 2019’da yüzde 40 olan başkanlık sistemine destek 2020’nin son ayında yüzde 35’in altına indi.
Aralık 2020’de başkanlık sistemine olan destek en düşük seviyesine indi. MetroPOLL’un Aralık ayı anketinde katılımcılara “Sizce Türkiye başkanlık sisteminde kalmalı mıdır yoksa güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmeli midir?” sorusu yöneltildi.
Yurttaşların yüzde 58’i güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş yapılması gerektiğini düşünürken yalnızca yüzde 34.5’lik kesim Türkiye’nin başkanlık sisteminde kalması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Yüzde 7.8 ise “fikrim yok” yanıtını verdi.
Katılımcıların 24 Haziran seçimlerinde oy verdikleri partiye göre dağılımında ortaya çıkan tablo da dikkat çekici. Buna göre AKP seçmenin yüzde 22’si, MHP seçmeninin ise yüzde 45’i güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana tavır aldı.
Gökhan Güneş’in nerede olduğunu soranlar gözaltına alındı
20 Ocak’ta kaçırılan Gökhan Güneşin akıbetini soran 12 kişi yaptıkları eylemde gözaltına alındı.
23-01-2021 19:09

Gökhan Güneş 20 Ocak günü polis oldukları ileri sürülen kişilerce kaçırıldı ve o zamandan beri haber alınamıyor. Gökhan Güneş'in ailesi ve arkadaşları İkitelli semtinde bulunan Cemevi önünde toplanarak, "Gökhan Güneş'i bulacağız", "Gökhan Güneş nerede" sloganlarıyla İkitelli Şehit Zeki Kaya Polis Karakolu'na yürüyüş düzenledi. Karakol önünde açıklama yapan Gökhan Güneş'in ablası Nurhayat Güneş, kardeşinin 4 gün önce kaçırıldığını, hiçbir girişmelerine yanıt verilmediğini söyledi. Kardeşinin polis tarafından kaçırıldığını kaydeden Güneş, polislerin kamera kayıtlarını incelemediğine dikkat çekti.
‘KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ VEREN BELEDİYE ÇALIŞANLARINA SORUŞTURMA BAŞLATILDI’
"Kardeşimi kaybetmelerine izin vermeyeceğiz" diyen Güneş, her gün bir yerde seslerini yükselteceklerine ifade etti. Abla Güneş, "Kardeşimi bize vermedikleri sürece İçişleri Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde olacağız" diye konuştu. Gökhan'ı arayacaklarına kendilerine kamera görüntülerini veren belediye çalışanlarına soruşturma başlatıldığını belirten abla Güneş, "Gökhan Güneş'i alacağız, onu sokak sokak aramaya devam edeceğiz" dedi.
12 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Açıklama devem ederken polis kitleye müdahale ederek, Gökhan Güneş'in kardeşleri Nurhayat Güneş, Gülhayat Güneş, Sinem Güneş, halası Zübeyde Güneş, kuzeni Nazlıcan Güneş, HDP PM üyesi Helin Yılmaz, Ezgi Gökçay, Ferhat Harun Pehlivan, Bedran Çoğaltay, Tanya Kara, Ela Deniz Albayrak, Özge Doğan'ı gözaltına aldı.
Öte yandan Gökhan Güneş’in avukatı Sezin Uçar da Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na kaçırılmayla ilgili suç duyurusunda bulundu.
Meteoroloji'den 4 il için donma ve çığ uyarısı
Meteoroloji, yüksek kar örtüsünün bulunduğu dik yamaçlarda yaşanabilecek çığ riskine, yer yer kuvvetli buzlanma ve don olayı ile ulaşımda yaşanacak aksamalara karşı yurttaşlara uyarıda bulundu.
23-01-2021 12:52

Meteoroloji 14. Bölge Müdürlüğü, Bitlis, Van, Muş ve Hakkari için kuvvetli buzlanma ve çığ uyarısı yaptı. Bölge genelinde havanın parçalı ve az bulutlu olacağının aktarıldığı açıklamada, gün içinde en yüksek sıcaklıkların Van’da 1, Hakkari’de sıfırın altında, Bitlis’te 3, Muş’ta ise 4 derece olmasının beklendiği ifade edildi.
Sıcaklıklarının 2 ila 4 derece artacağı bölgede rüzgar, kuzeyden ve doğudan hafif, zaman zaman orta kuvvette esecek.
Havanın parçalı ve az bulutlu, yer yer pus ve sisli olacağı Van Gölü’nde ise rüzgarın doğu ve kuzeydoğudan saatte 30 kilometre kuvvetinde eseceği tahmin ediliyor.
Açıklamaya göre, yüksek kar örtüsünün bulunduğu dik yamaçlarda yaşanabilecek çığ riskine, yer yer kuvvetli buzlanma ve don olayı ile ulaşımda yaşanacak aksamalara karşı yetkililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması gerekiyor.
İETT şoförlerine üst üste saldırı
İBB Sözcüsü Murat Ongun, iki ayrı günde iki İETT şoförüne saldırı düzenlendiğini açıkladı.
23-01-2021 09:24

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sözcüsü Murat Ongun, İETT şoförlerine Kağıthane ve Eyüpsultan'da saldırı düzenlendiğini açıkladı.
İki gün içerisinde iki ayrı İETT şoförüne saldırı düzenlendiğini ifade eden Ongun, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Dün Kağıthane'den sonra bugün de Eyüpsultan'da İETT otobüslerimize ve şoförlerimize yönelik saldırılar olmuştur. İstanbullulara gece gündüz hizmet veren emekçilerimize yönelik bu saldırıları kınıyoruz. Bu geceki saldırıda yaralanan çalışanımızın tedavisi devam etmekte" dedi.
Dün Kağıthane'den sonra bugün de Eyüpsultan'da İETT otobüslerimize ve şoförlerimize yönelik saldırılar olmuştur. İstanbullulara gece gündüz hizmet veren emekçilerimize yönelik bu saldırıları kınıyoruz. Bu geceki saldırıda yaralanan çalışanımızın tedavisi devam etmekte. pic.twitter.com/MOsTcCjrOU
— Murat Ongun (@Mrt_Ongun) January 22, 2021
Polis, babasıyla bankaya giden çocuğa 'söyle 900 lira fazla çeksin' diyerek para cezası kesti
Düzce'de çocuğuyla bankaya giden bir yurttaşa ceza kesildi
22-01-2021 21:58

Düzce'de çocuğuyla bankaya gelen babaya, yeni tip koronavirüs tedbirleri kapsamında 20 yaş altı vatandaşlara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına uymadığı gerekçesiyle para ceza verildi. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Kovid-19 tedbirlerine yönelik İstanbul Caddesi'nde denetim gerçekleştirdi. Caddedeki bir bankanın önünde bekleyen çocuk gören ekipler, çocuğa ailesinin nerede olduğunu sordu. Bankada işlem yaptığı öğrenilen baba M.C, güvenlik görevlisi tarafından dışarıya çıkarıldı. M.C'ye, 15 yaşındaki oğlunun kısıtlama kapsamında dışarıda olmaması gerektiği belirtilerek, 900 lira para cezası uygulandı. Öte yandan, ekipler, kent merkezinde bulunan ve paket servis yapan birçok işyerini de denetleyerek, kurallara uyulması konusunda uyarılarda bulundu.
Sandras Dağı'nı bitirme projesi: 'Birileri zengin olacak diye çocuklarımızın yarınlarının katledilmesine izin veremeyiz'
Erbay, projeyle ilgili "Mevcut durumda doğal su kaynaklarımız ve doğamız büyük bir tahribat yaşamış durumda. Şimdi bu maden alanın genişletilmesi çok daha büyük tahribatlara yol açacaktır” dedi.
22-01-2021 12:54

İleri Haber
Muğla'da, Sandras Dağı'ndaki maden işletmesinin işletme sahasını genişletmek için yapacağı ÇED toplantısı halkın tepkisi üzerine ertelenmişti. Toplantıya ilişkin konuşan CHP’li vekil Erbay, “Salgın koşullarında kongreler, genel kurullar, toplantılar ertelenirken ÇED toplantısının, ısrarlı bir şekilde yapılmak istenmesini anlamakta zorlanıyorum” dedi.
Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Ağla Mahallesi’nde, Köyceğiz, Ortaca, Dalaman bölgesinin yanı sıra Muğla ve Denizli’nin su kaynağını oluşturan Sandras Dağı’nda olivin maden ocağının kapasitesini artırmaya yönelik yapılmak istenen Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı, bölge halkının ve çevrecilerin tepkisi nedeniyle yapılamadı.
Köyceğiz Turizm ve Doğayı Koruma Derneği, Dalyan Turizm Kültür ve Çevre Koruma Derneği, Köyceğiz Eğitim Sen ve Doğayı Hayvanları Koruma Derneği gibi sivil toplum örgütlerinin bileşeni olduğu Sandras'ı Koruma Platformu üyeleri ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Burak Erbay’ın da katıldığı toplantıda, çevreciler ve yöre halkı, bu maden sahasının yaşam alanlarını ve su kaynaklarını yok edeceğini belirterek, maden sahasının genişletilmesine tepki gösterdiler.
CHP’li Vekil Erbay, ÇED toplantısı ile ilgili yaptığı açıklamada, “Sandras Dağı'nda faaliyet yürüten maden şirketi, maden arama sahasını ormanlık alana doğru genişletmek istiyor. 1902 hektar büyüklüğünde bir alandan bahsediyoruz. Bu alan su kaynaklarını ve ormanlık alanları kapsıyor. Bu kadar büyük bir alanda yapılacak maden aramasıyla bu alanın tüm doğal yapısı bozulacak. Doğal su kaynakları kirlenecek. Mevcut durumda doğal su kaynaklarımız ve doğamız büyük bir tahribat yaşamış durumda. Şimdi bu maden alanın genişletilmesi çok daha büyük tahribatlara yol açacaktır” dedi.
Yüzyıllar önce insanların buraya su kaynakları için yerleştiğini hatırlatan Erbay, Sandras Dağı’nın bölgenin en önemli su kaynakları arasında yer aldığını, endemik bitki örtüsüne sahip doğa harikası bir yer olduğunu ve korunması gerektiğini ifade etti.
Mevcut maden sahaları nedeniyle her gün yeni patlatmalar yapıldığını ve sürekli büyük tonajlı kamyonların bu alanlardan geçerek doğaya zarar verdiğini belirten Erbay, “ÇED başvuru raporuna baktığımızda yeni sahada her yıl 260 sondaj deliği açılarak patlatma yapılacağını görüyoruz. Her delik için 40.83 kg patlayıcı kullanılacak. Yani toplamda 10 bin 615 kg patlayıcı kullanılacak. Bu çapta bir patlatma bütün doğal yapıyı ve su kaynaklarını yok edecektir.” diyerek şunları söyledi:
‘BÖLGENİN SU KAYNAKLARI YOK EDİLECEK’
Sandras Dağı yüzyıllardır Köyceğiz, Ortaca, Dalaman bölgesinin yanı sıra Muğla ve Denizli’nin su kaynağını sağlıyor. Bu bölgede insanlar bu dağdan gelen suyla yaşamlarını idame ettiriyorlar. Tarlalar bu suyla ekilip biçiliyor. Elimizdeki bilgilere göre hali hazırda bir kısmı işletme bir kısmı da arama olmak üzere 12 tane maden alanı var Sandras Dağı’nda. Bunların da her an alanı genişletme ihtimali ve tehlikesi bulunuyor. Mevcut haliyle zaten su kaynakları ve doğal çevre fazlasıyla tehdit altında. Şimdi ise maden sahasının genişletilmesi söz konusu. Bu durum Sandras Dağı ve buradan yaşamını sağlayan insanlar için felaket olacaktır. Bölgede Gökçeova ve Kartal gölleri bulunmaktadır. Maden sahası bu göllerin çevresine kadar genişletilecektir. Bu göller yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Sandras Dağı, barındırdığı su kaynaklarıyla, endemik türleriyle, tüm ekosistemiyle bölgemizin birincil öneme sahip ana yaşam kaynağıdır ve bu özelliğiyle bir bütün olarak korunmalıdır.
‘ORMANLAR VE ENDEMİK YAPI KATLEDİLECEK’
Maden sahasının genişletilmek istendiği bölge ormanlık alan. Bu durum yaklaşık 33 bin ağacın kesilmesi, doğanın katledilmesi demektir. Ayrıca bu alan bitki örtüsü ve biyolojik çeşitliliği ile 80’e yakın endemik bitkiye ev sahipliği yapan doğa harikası bir bölgedir. Türkiye'nin önemli endemik doğa alanlarından biridir. Birileri zengin olacak diye doğamızın, çocuklarımızın yarınlarının katledilmesine izin veremeyiz. Bizler Sandras’ı bir bütün olarak korumaya ve bu yaşam kaynaklarımızı bizden sonraki nesillere korunmuş olarak aktarmaya kararlıyız.
‘SALGIN KOŞULLARINDA BU ACELE NEDEN?’
Salgın koşullarında kongreler, genel kurullar, toplantılar ertelenirken ÇED toplantısının, ısrarlı bir şekilde yapılmak istenmesini anlamakta zorlanıyorum. Bu toplantıya 65 yaşın üzerindeki ve 20 yaşın altındaki vatandaşlarımız katılamıyor. Şartlar uygun değil ancak buna rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri bu ÇED toplantısını yapmakta ısrar ediyor. Biz daha önce de Yuvarlak Çay için büyük bir mücadele vermiş ve kazanmıştık. Su hayat demektir. Dünyada yaşanan iklim krizi nedeniyle su kaynaklarının her geçen gün azaldığı bir durumda ne olursa olsun doğal su kaynaklarımızı yok edecek bu projeye karşı, Sandras Dağı’nın ölmemesi için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Sandras Dağı eteklerindeki mevcut maden ocakları hemen durdurulmalı, tahrip edilen alanların düzeltilmesi ve yeniden ağaçlandırılması sağlanmalıdır. Sandras Dağı’nda maden dahil telafisi mümkün olmayacak doğa tahribatına sebebiyet veren tüm faaliyetler durdurulmalı, yeni ve kapasite artırım talepleri için “ÇED olumsuz” kararı verilmeli ve izinler iptal edilmelidir. Bütün bölge halkının bu konuda hassas olması gerek. Sandras’ın ölmesi Muğla’nın ölmesi demek diyelim.