Akademisyen ve STK temsilcilerine Gezi operasyonu: 13 gözaltı

Akademisyen ve STK temsilcilerine Gezi operasyonu: 13 gözaltı

Aralarında akademisyen, gazeteci ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu 13 kişi, bu sabah evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden operasyona ilişkin yapılan açıklamada, gözaltına alınanların Osman Kavala’yla hiyerarşik ilişki içinde Gezi Direnişi eylemlerini organize ettiği ileri sürüldü.

Foto: Arşiv

İleri Haber

Güncelleme 21.25

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 3 kişinin ifade işlemleri tamamlandı. Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Asena Günal ile Bora Sarı, ifadeleri alındıktan sonra yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.

Güncelleme 15.15

İzmir Barosu gözaltına alınanlarla ilgili açıklama yaptı.

“Bugün yapılan ev baskınları gibi uygulamalarla hukukun bir tedip sopası gibi kullanılmasına, hukukun özü olan adalet kavramının her geçen gün daha da unutulmasına, ülkemizin çağdaş insan hakları normlarını uygulayan sistemin dışına çıkarılmak istenmesine karşı olduğumuzu bildiriyoruz” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

 “Bu sabah saat 06.00 sularında Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Turgut Tarhanlı, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Betül Tanbay, Anadolu Kültür Derneği yönetim kurulu başkanvekili Yiğit Ekmekçi, yönetim kurulu üyesi Ali Hakan Altınay, derneğin genel koordinatörü Asena Günal ve danışmanları Çiğdem Mater ile Meltem Aslan ile Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi Yiğit Aksakoğlu, Sivil Toplum Geliştirme Derneği İletişim Koordinatörü Hande Özhabeş'in de içlerinde bulunduğu 20 akademisyen ve aydının evlerinin basılarak gözaltına alındıklarını öğrenmiş bulunmaktayız.

Edinilen ilk bilgilere göre gözaltı sebebi olarak hala devam etmekte olan Osman Kavala soruşturması gösterilmektedir. Osman Kavala, Türk-Polonya ve Türk-Yunan İş Konseyleri, Güneydoğu Avrupa Demokrasi Merkezi, TESEV, Açık Toplum Enstitüsü, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Tarih Vakfı ve Diyarbakır Kültürevi gibi kuruluşların yönetiminde yer alan bir iş adamı olup iddianamesi hazırlanmayan bir dosya sebebiyle bir yılı aşkın süredir cezaevinde tutulmaktadır. Olaya dair paylaşılan basın bilgi notunda, gözaltına alınan akademisyen ve aydınların "Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için toplantılar düzenledikleri, sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylem konusunda çalışmalar yaptıkları, yeni medya oluşturmak istedikleri, Avrupa ile ilişki içinde oldukları" ve bu sebeplerle kendilerine operasyon yapıldığı açıklanmıştır.  

Bu gözaltılar sebebiyle bildirmek isteriz ki bir yurttaşı sebepsiz yere bir dakika dahi özgürlüğünden mahrum bırakmak en büyük insan hakkı ihlallerinden biridir. Hukuk, yazılı kanun maddeleri içinden kendine sebep yaratarak o maddeleri bireylerin aleyhine en kötü şekilde kullanma yöntemi değildir. Hukuk, son yıllarda söylendiğinde insanları güldürse de, adaleti sağlamak için yaratılmış bir kavramdır. Hayatları boyunca şiddetin ve suçun yakınından bile geçmemiş akademisyen ve aydınları sabahın kör karanlığında sıcak yuvalarından, ailelerinin kollarından çekip koparmak, hayatlarının akışına müdahale etmek asla normalleştirilemez, kabul edilemez. Gezi Olayları'nın beş yıl sonrasında basın kuruluşu kurmak, Avrupa ile ilişki içinde bulunmak ve şiddetsiz eylem destekçisi olmak gibi nedenlerle 20 kişi hakkında yakalama kararı çıkarmayı herhangi bir makul hukuk aklıyla açıklamak mümkün değildir. Bu tür uygulamaların insan haklarını temel edinmiş çağdaş bir demokraside yeri yoktur.

Kendilerine haber verilse, rızalarıyla gidip ifade verecek kimseleri sabah saat 06.00'da ev baskınları ile gözaltına almak hem bu kişileri toplum nezdinde kriminalize etmek hem de cezalandırmak için seçilmiş bir yöntemdir.

İzmir Barosu olarak yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin ulusal ve uluslararası hukukun sağladığı en yüksek seviyede tanınması ve uygulanması için yetkilileri göreve davet ediyoruz. Bugün yapılan ev baskınları gibi uygulamalarla hukukun bir tedip sopası gibi kullanılmasına, hukukun özü olan adalet kavramının her geçen gün daha da unutulmasına, ülkemizin çağdaş insan hakları normlarını uygulayan sistemin dışına çıkarılmak istenmesine karşı olduğumuzu bildiriyoruz. Bugün yaşanan sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Baromuz tüm yurttaşlarımızın güvenlik ve özgürlük hakkının savunucusudur.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

İzmir Barosu Yönetim Kurulu”

Güncelleme 12.40

Sivil toplum örgütü temsilcileri ve akademisyenlere gözaltının nedeninin Gezi Direnişi olduğu ortaya çıktı. 

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada akademisyen ve sivil toplum akitivistlerine yönelik operasyonun gerekçesinin Gezi Direnişi eylemleri olduğu ve hakkında gözaltı kararı olan 20 kişinin Osman Kavala’yla hiyerarşik ilişki içinde eylemleri organize ettiği iddia edildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“-Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Anadolu Kültür A.Ş. isimli şirketin sahibi Mehmet Osman Kavala isimli şahsın 27.05.2013 tarihinde başlayan Gezi Parkı Olaylarını Türkiye geneline yaymak ve yurt genelinde kaos ve kargaşa ortamı meydana getirmek ve bu şekilde Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeyi amaçladığı, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. isimli vakıf ve şirketi kullanarak olayları finanse ve organize ettiği tespit edilmiştir.

-Mehmet Osman Kavala ile hiyerarşik bir düzen içerisinde şüphelilerin;

-Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için Anadolu Kültür AŞ’ye ait DEPO isimli yerde toplantılar düzenledikleri,

-Sivil İtaatsizlik ve Şiddetsiz Eylem başlıkları altında Gezi Parkı olaylarının devamlılığını sağlamak için yurt dışından aktivizm eğiticileri, kolaylaştırıcılar ve profesyonel eylemciler getirttikleri (Duran Adam, Piyano Çalan Adam, Kırmızılı Kadın vs.);

-Yeni medya oluşturma faaliyetleri içerisine girerek Gezi Parkı sürecinin devamı ve yaşanması muhtemel Gezi benzeri olayların kendi medyaları üzerinden gündem oluşturulmasının amaçladıkları,

-Mehmet Osman Kavala’nın Avrupa’da birçok kurum ve şahısla görüşme yaparak, Gezi Parkı olaylarında gündeme gelen biber gazının Türkiye’ye ithalinin durdurularak, yasaklanması için çalışmalar yaptıkları tespit edilmiştir.”

Güncelleme 11.15

Anadolu Ajansı hakkında gözaltı kararı verilen 20 kişi bulunduğu, 12 kişinin gözaltına alındığı ve 8 kişinin arandığı bilgisini geçti. AA’nın haberine göre söz konusu kişiler Anadolu Kültür kurucusu Osman Kavala hakkındaki soruşturma kapsamında gözaltına alındı.


Güncelleme 10.00

Operasyonun bir yılı aşkın süredir iddianamesi hazırlanmadan tutuklu bulunan Osman Kavala'nın yönetim kurulu başkanı olduğu Anadolu Kültür'e yönelik olduğu öğrenildi. Anadolu Kültür girişimcilik yöneticisi, danışmanı ve aktivisti olan akademisyenlerin de aralarında bulunduğu çok sayıda ismin, bu kapsamda gözaltına alındığı aktarıldı.

T24’ün aktardığı bilgiye göre gözaltına alınanlardan gazeteci Çiğdem Mater'in Kaş'ta kaldığı otelden alındığı, buradaki bir karakolda tutulduğu, akşam saatlerinde ise İstanbul'a getirileceği öğrenildi. Gözaltına alınan isimlerin neyle suçlandığı bilinmiyor. Ancak isimlerin ortak noktası Kavala’nın kurucusu olduğu Anadolu Kültür Derneği üye ve yöneticileri olması.


Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turgut Tarhanlı’nın bu sabah saat 06.00’da evine baskın yapıldığı öğrenildi. Tarhanlı’nın, evine yapılan arama sonrası gözaltına alındığı ifade edildi.

Aynı şekilde yine Boğaziçi Üniversite Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Tanbay’ın da evindeki arama sonrası gözaltına alındığı kaydedildi.

Haberi sosyal medyada Ufuk Uras duyurdu.

HDP eski Milletvekili Ufuk Uras, operasyonun Osman Kavala'nın yönetim kurulu başkanı olduğu Anadolu Kültür'e dönük bir operasyon olduğunu belirtti. Uras'ın verdiği bilgiye göre Meltem Aslan ve Mustafa Yiğit Ekmekçi de gözaltına alınan isimler arasında

CHP'Lİ YARKADAŞ'DAN TEPKİ: İFADEYE ÇAĞRILSALAR GİDERLERDİ

Eski CHP Milletvekili gazeteci Barış Yarkadaş da operasyonu sosyal medya hesabından böyle duyurdu:

"Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Betül Tanbay, Avrupa Matematik Topluluğu’nun başkan yardımcısıdır. Tanbay, gezi direnişinde Başbakan Erdoğan'la görüşen heyetin içindeydi. Tanbay, Osman Kavala'nın başkanı olduğu Anadolu Kültür Derneği'nin de üyesi...

Uzun yıllar boyunca Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, insan hakları hukuku alanında dünyaca tanınan bir isim. Tarhanlı da Kavala'nın başkanı olduğu Anadolu Kültür Der. üyesi...Tarhanlı'yı ifadeye çağırsalar zaten giderdi.

Bakan Mustafa Varank, beyin göçü yüzünden yurt dışına giden bilim insanlarına dün çağrı yapıyor, cazip imkanlar sunduklarını söylüyor ve "Dönün" çağrısında bulunuyordu. 
Turgut Tarhanlı ile Betül Tanbay'ın şafakta gözaltına alındığı bir ülkede kim ve nasıl bilim üretecek?”

OSMAN KAVALA SORUŞTURMASI: ANADOLU KÜLTÜR DERNEĞİ YÖNETİMİNE OPERASYON

Operasyonun 1 yıldan uzun süredir tutuklu bulunan ve iddianamesi hâlâ hazırlanmayan Osman Kavala’nın yöneticisi olduğu Anadolu Kültür Derneği yönetimine dair olduğu belirtiliyor. 

PROF. DR. TARHANLI İLE İLGİLİ 3 GÜNLÜK GÖZALTI KARARI

Gözaltılarla ilgili avukat Aslı Kazan da sosyal medyadan bir açıklama yaptı.

Operasyonun tutuklu aktivist Osman Kavala soruşturmasıyla ilgili olduğunu ifade eden avukat Aslı Kazan şu bilgileri paylaştı:

“Turgut Tarhanlı, akademinin yüzakı hocalarımızdandır. Gözaltına alınması AKP iktidarının hukukla olan tüm bağını kopardığının yeni bir göstergesidir. İktidarın, bağımsız ve tarafsız yargı talebine ülkenin bu alanda çalışan üstelik en yetkin hukuk fakültesi dekanlarından biri olan Turgut Tarhanlı’yı gözaltına almakla cevap vermesi, subliminal falan değil doğrudan mesajdır. Turgut Tarhanlı İçin 3 günlük gözaltı kararının olduğu belirtiliyor. Operasyon kapsamında başka gözaltılar da var. Gözaltıların Osman Kavala soruşturmasıyla bağlantılı olabileceği akla geliyor. “Kavala neden tutuklu”ve “Neden halen iddianamesi yok?” sorusunun cevabı yeni gözaltılar.”

 

 

ÇİĞDEM MATER DE GÖZALTINA ALINDI

Gözaltına alınanlar arasında gazeteci Çiğdem Mater’in de olduğu belirtiliyor.