Akademisyen Ceren Damar davasında katilden 'tanıdık' savunma: Cinnet geçirdim

Akademisyen Ceren Damar davasında katilden 'tanıdık' savunma: Cinnet geçirdim

Çankaya Üniversitesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel'i öldüren katil Hasan İsmail Hikmet'in yargılandığı davada yaptığı skandal savunma birçok tepkiye neden oldu. Dava, 29 Kasım'a ertelendi.

Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel, 2 Ocak 2019'da üniversite yerleşkesindeki odasında sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından öldürüldü.

Olayın ardından kaçan Hasan İsmail Hikmet, polisin takibi soncu yakalanarak tutuklandı. Olayla ilgili yürütülen soruşturma 7 ayda tamamlanarak Hasan İsmail Hikmet hakkında 'tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı.

DAVA ÖNCESİ AÇIKLAMA

Hikmet'in bugün yargılanmasına başlandı. Duruşma öncesi Ankara Adliyesi Sıhhiye Yerleşkesi önünde Ceren Damar Şenel'in annesi Feyzen, babası Mustafa ve eşi Levent Şenel, yakınları, sivil toplum kuruluşlarının üyeleri, kadın meclisi üyeleri toplandı. Kadınlar, 'Damar Şenel için adalet istiyoruz' pazılı pankart açtı. Ceren'in annesi Feyzen Şenel, gözyaşlarını tutamadı. 

Şenel'in babası Mustafa Damar, basın mensuplarına yaptığı açıklamada "Bugün buraya Ceren Damar Şenel’in bir cani, bir canavar tarafından iki el silahla vurularak yere yığılmasına rağmen 28,5 santim özel üretilmiş bıçakla bir bıçak darbesi, iki bıçak darbesi... Onyedi bıçak darbesi ile sırtından kalleşçe vurarak katleden bir canavarın bir mahlukun davasını görmeye geldik" diye konuştu. 

Açıklamanın ardından Şenel’in ailesi ve yakınları, duruşmayı takip etmek üzere adliyeye girdi.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Çankaya Üniversitesi 'nin müdahillik talepleri kabul edilirken, diğer katılım talepleri reddedildi.

Duruşmaya takım elbise ve kravatla gelen sanığın savunmasına geçildi. Sanık Hasan İsmail Hikmet, Ceren ile bir çok defa farklı kafelerde buluştuğunu cinsel birliktelik yaşadıklarını, Ceren ile ciddi bir ilişki düşünmediğini, kendisinin sosyal bir öğrenci olmasını Ceren'in kıskandığını, okulda herkesin kendisini tanıdığını beyan etti. 

Sanık, Ceren ile ilişkilerine dair tanıkları olduğunu, Ceren'in kendisine tesbih aldığını kendisinin de Ceren'e kolye aldığını, eski kız arkadaşıyla fotoğraf çekinmesi sonucu başına kötü bir olay geldiğinden Ceren'le fotoğraf çektirmediğini söyledi.

Sanık tek hatasının ilişkisini ailesine söylememek olduğunu belirtti. Fotoğraf çekilmemesinin bir nedeni olarak da fotojenik olmadığını söyledi. Ceren yüzünden bunalıma girdiğini ve psikolojik tedavi aldığını söyledi.

Sanık Hasan İsmail Hikmet, kopya çekmek için Watsapp grubu kurulduğunu, bu gruba araştırma görevlilerinin ajanlık içn girdiğini Ceren'in kopya olayından haberi olduğunu, Ceren'in sürekli kendisiyle uğraştığını beyan etti.

Sanık Hasan İsmail Hikmet, Ceren'in kendisiyle uğraştığına dair tanıkları olduğunu, doktora tezini tamamladıktan sonra Ceren ve eşinin boşanacağını, eşinin cinsel anlamda Ceren'i memnun edemediğini Ceren'in kendisine söylediğini iddia etti. Sanık Ceren'in kendisine seni mezun ettirmeyeceğim dediğini söyleyen Hasan İsmail Hikmet, Ceren'in kasıtlı olarak kendisiyle uğraştığını söyledi. 

Sanık ifadesinde şunları belirtti:

"Sınavda kopya çekerken yanıma geldi. Sınavda kopya çekeceğimden haberi olduğunu söyledim. Mezuniyeti unutmami söyledi. Neden böyle yaptığını sorduğumda annene nasıl FETÖ'den işlem yatırdıysa bana da yaptıracağını söyledi. Ben sinir krizi geçirdim. Ceren'in benimle uğraştığını Berk'e söyledim. Beni tahrik etti. Berk'e 'onu öldüreceğim' demedim. Eve gittim.

İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ

"Canımdan çok sevdiğim annemler hakkında söylediklerini unutamadım. Geçirdiğimiz zor zamanları düşününce evden babamın silahını da aldım. Plan ve tasarlama yapmadım. Maktule annemi karıştırmasaydı böyle bir olay yaşanmayacaktı. Bu olaydan sonra annem göreve döndü. Ceren'e anneme iftira edilmesi ile alakası olup olmadığını sordum o da evet dedi. Saat 15.00 civarında gittiğimde odasında yoktu.

"Ceren ile tartıştık. Sinirlendiğim için FETÖ işi ile alakası olmadığını belirtip eşinin işi olduğunu söyledi. Eşini aradı ama açmadı. Maktule 'eşimi de seni de harcayacağım' dedi, cinnet geçirdim. Bıçakla yaraladım. Silâhı kafama dayadım ve odaya bir kaç kişi girdi. O esnada odaya birileri girdi ve silah ateş aldı. Kendimde değildim. Korkup kaçtım.

"Beni kovalarlarken havaya ateş açmadım. Annemi arayıp intihar edeceğimi söylediğimde beni vazgeçirdi. Sonra teslim oldum. Olayda kullandığım bıçağı hep yanımda taşırdım. Silâhı yanıma alma amacım da intihardı. Maktulu öldürmek istemedim. Üzgünüm. Bu arada benden önce bir kız intihar etmiş ve gizlemişler."

Mahkeme Başkanı sanık H.'ye daha önceki ifadelerini sordu, sanuk önceki ifadeleri kabul etmedi. Sanık olay anına ilişkin emniyet ifadesinde yer alan "Ceren Damar bana hakaret ettiğinde ateş ettim ve silahla saldırdım" ifadesini de reddetti.

Mahkeme Başkanı "Daha önce bir ilişkiden bahsetmemişsin" dediğinde sanık "Aileme zarar verirler diye korktum" dedi.

'İYİ YAZILMIŞ BİR SENARYO'

Ceren Damar Şenel'in babası Mustafa Damar da şunları söyledi:

"Senaryosu iyi yazılmış ama aktörün beceriz olduğu bir dizi izletildi. Iyi yetiştirilmiş bir bilim kadınıydı. Kızımın görev yaptığı yer DSİ'nin deposu değildi. Günde onlarca eğitim gören, insanlarla iletişim kurduğu bir kurumda çalışıyordu. Bu hikayeyi nereye koyacağız anlayamadım.

"Aklımızla dalga geçiliyor. Öncelikle zavallı katil emniyette neler çekmiş, çok üzüldüm. Yazıktır civan gibi delikanlı. Bu katil, annesi babası polis kökenli. Babası 2016 yılında emekli olmuş, annesi FETÖ'den ihraç edilmiş. Olay tarihinde ihraç. Olay oluyor biz acımızla yanarken, bu katılın annesi babası emniyette cirit atıyor.

"Bir anne düşünün oğlu cinayet işlemiş henüz daha bir saat geçmeden katilin otoparkta bulunan aracını kaçırmaya gidiyor. Arama olmadan arabayı kaçırıyor. Oysa savcının otomobili arama talebi var. Bir gün sonra aracın torpido gözünde intihar mektubu bulduğunu söylüyor".

'İNSAN ÖLDÜRENE KATİL DENİR'

Sanık avukatı "Sanık" denilmesini istedi. Damar, "TDK'ya göre insan öldürene katıl denilir" dedi. Salondan alkışlar yükseldi.

Damar, cinayetin hukuk fakültesinde işlendiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu hocalarımız olayı binenler ve tanıklık yapıyorlar. Hukuk bilen insanlara katilin anne, babasının polis kimliği sebebiyle polislerin yaltaklık yapması nedeniyle hukukçulara 'Annesi ihraç edilmiş yazık bunlara' diyor.

Katil çok fazla detay verdi teşekkürler. Katil, "ilişkimiz vardı" diyor ama önce bir aynaya bak. Sen kızımın odasına girme sebebin görevi!"

"Kızım ile ilgili neler anlattı. 2016'da annesi FETÖ'den ihraç ediliyor. Kızımın benim bilmediğim becerileri varmış, getiren ihraç ettirebilmis. Iftira atmak insanlığın en alçak seviyesidir. Annesi otomobili polis araması yapılmadan kaçırıyor. Intihar mektubunun olaydan önce yazıldığı iddia ediliyor. Ve mektupta, 'bilerek, isteyerek öldürmedim' diyor. Katil emniyette neler olduğunda haklı olabilir ama mektubun polis gözetiminde yazdığı kesindir. Polislerin yardim yataklık ettiği gibi bir düşüncem var.

'GEREKLİ CEZA VERİLMEDİĞİNDEN PALAZLANDI'

Medyaya da yansıdı sadece katil değil. Daha önce işlediği suçlardan hak ettiği cezayı almış olsaydı ama hep sırtı sıvazlanmış. Gerekli ceza verilmediğinden palazlandı."

"Adalet tecelli edecektir demeyeceğim, katil hak ettiği cezayı aldığında adalet tecelli edecektir. Katilin akıl hocasına bu kadar beceriksiz senaryo yazdığı için teşekkür ediyorum. Bu canilere, bu mahluklara izin verilirse meslektaşını yapan binlerce insan görevini yapamaz. Onlarca kopyası var. Diğerleri korkuyor yakalamıyor ama benim kızım bu toplumda yetişmiş olsaydı banada derdi ama o evrensel kültüre sahipti. Yanlışlarla mücadele eden bir insandı."

Duruşmada söz alan Ceren Damar’ın annesi de şöyle dedi: 

“Cımbızla eti yolunsun, bu acı benimle mezara gidecek. Onun şerefsiz insan olduğunu gösteriyor. Onun kızım hakkında söylediği şeyler beni acıtmadı. Benim kızım süt kadar temiz. Çok güzel bir Türk filmi olur."

'KALLEŞÇE ARKADAN SALDIRAN BİR İNSAN'

Ceren Damar Şenel'in evli olduğu Levent Şenel de şöyle konuştu: 

"Üçüncü yıl dönümünüzün tatlı telaşını yaşamamız gerekirken bugün ifade veriyorum. Ceren ile tanıştığımda "mucize" dedim. İlişkimiz 8 yıl kesintisiz sürdü. Bu süre zarfında Ceren bana sayısız mutluluk yaşattı. Eşime duyduğum saygı sevgi ve güven devam etmektedir.

"Karşımda kendi emeği ile sınavı geçecek kapasitesi olmayan, hırsızlık olan kopyayı kendisine şiyar edinen, kalleşçe arkadan saldıran bir insan var. Ağzından çıkanlar şahsım nezdinde hiç bir şey ifade etmiyor. Söyledikleri tamamen yalan. Ceren'in hayalleri vardı. Doktorasını bitirmek, çocuklarının olması. Bir bilim kadını olarak hizmet etmek, haysiyetli öğrenciler yetiştirmek...

"Hayatımız tercihlerden oluyor. Ceren kopyayı görmezden gelebilirdi ve yaşardı. Ya da işini vazifesini yapardı. Ceren hayatına mal olmasına rağmen ikincisini seçti. Sonu ne olursa olsun korkmadı. Başkalarının tanımadığı öğrenciler için canını vererek son dersini Türkiye'ye verdi.

"Ceren hoca bıçakla değil kalemle, silahla değil kitapla yaşadı. Kimseye kalleşçe saldırmadı. Vicdanlı anne, baba tarafından yetiştirildi. İlkeli olduğu için bunu yaptı. Eşimin üzüntüsünü yaşarken yaptıkları için eşimle grur duyuyorum. Ceren hoca bedenen aramızda olmayabilir ama tüm Türkiye'de. Insanlar kızlarına Ceren adını koyarken mutluluk duyacak."

"Sen Ceren hocayı öldüremezsin. Bir kişiyi öldürdüğünü sanarken, binlerce Ceren hoca burada bekliyor. Adaleti yanıltamayacaksın. Ahirette Ceren Damar Şenel seni bekliyor olacak. Acım ve ızdırabım en ufak şekilde azalmadı. Bu şahıstan şikayetçiyim en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Hakkımı helal etmiyorum."

SANIK: 'İNTİHAR MEKTUBUNU OLAYDAN SONRA YAZDIM'

Ceren Damar Şenel'in ailesinin avukatlarından Eylül Erdem, " Okuldan kaçta ayrıldın?" diye sorduğunda sanık Hikmet, "Maktule ile konuştuktan sonra sınav evrakları elindeydi. Konuştum tahmini 12.45 gibi aracın yanına geldim" dedi.

Avukat Erdem, "Emniyet ifadesinde tanık Bahadır Berk'e Ceren'i vuracağını söylediğiniz yer alıyor. Okuldan çıkış saatinizi dikkate alırsak koridorda Ceren ile hiç rastlaşmadınız ve size hiç hakaret etmedi. Emniyet ifadenizde intihar mektubundan bahsedilmiyor. Anneniz 18.30'da aracınızı okuldan alıyor. Mektupta 12.00 ibaresi var. Mektup iddianıza göre 12.00 de yazılmış. Öncesinde kamera görüntülerinde yoksunuz. Bunu nasıl açıklarsınız?" Dediğinde sanık "Kamera görüntü almamış dedi. Avukatların intihar mektubunu ne zaman yazdığını sorduğunda ise Sanık Hikmet, "Olaydan hemen sonra yazdım" dedi.

Avukat Erdem, "Silahla doğrudan ateş etmediğini söylüyorsunuz, Ceren'in vücudundaki mermileri nasıl açıklıyorsunuz? " diye sorduğunda, sanık Hikmet "Olay sonrasına ilişkin görüntü varsa getirsinler" dedi.

SANIK AVUKATI, 'MÜVEKKİLİM CİNSEL SALDIRI SUÇU MAĞDURU'

Sanık avukatı Vahit Bıçak, "Mağdurun ailesi sosyal medya aracılığı ile peşine insanları takmıştır" şeklindeki sözleri salonda tepki çekti.

Bıçak, "Mağdurun ailesi duruşmadan iki gün önce basın açıklaması yaptı" dedi. Bıçak, şunları söyledi:

"Dosyada cinayetin sanık tarafından işlendiğine ilişkin görgü tanığı yok. Polise teslim olmasa cinayeti kimin işlediğini tartışacaktık. Müvekkilim meşru müdafa konumundadır. Cinsel saldırı suçunun mağduru olmuştur" sözleri tepki çekti.

Sanık avukatı Bıçak, "Paralı üniversitelerde eğitimin hakkı düzeyde yürüdüğünü görüyoruz. Kopya olayı çok yaygın. Whatsapp grubunda sorular paylaşılırken, kopya işlemi sadece size mi yapıldı? Mobbing yapıldı mı?" Diye sorduğunda sanık Hikmet, mobbing uygulandığını dile getirdi.

SANIĞIN İDDİA ETTİĞİ DİLEKÇELER YOK

Katılma talebi kabul edilen Çankaya Üniversitesi adına söz alan avukat Yaşar Kadir Türkan, "Üniversitede delil gizleme söz konusu olamaz. Sanığın iddia ettiği dilekçeler yok" dedi.

Ceren Damar Şenel'in avukatları, "Savcıya talimat geldiğini iddia ettiniz, bu süreçte yanınızda hangi avukat vardı? diye sorulduğunda sanık Hikmet, "Hatırlamıyorum" dedi.

DAVA 29 KASIM’A ERTELENDİ

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti sanık Hasan İsmail Hikmet’in tuttukluluk halinin devamına karar verdi ve ikinci duruşmayı 29 Kasım 2019 saat 10.00’a erteledi.