Af Örgütü, Gezi tutuklularını “düşünce mahkumu” ilan etti

Af Örgütü, Gezi tutuklularını “düşünce mahkumu” ilan etti

Uluslararası Af Örgütü, Gezi Davası’nda tutuklananları düşünce mahkumu ilan etti.

Ersan Kınık

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), cezaevinde bulunan yedi Gezi tutuklusu Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ı düşünce mahkumu ilan etti.

UAÖ, İstanbul Galata’da Gezi Davası kapsamında tutuklu bulunan hak savunucuları hakkında bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard’ın video mesajı paylaşıldı.

Gezi Parkı davası kapsamında tutuklu bulunan hak savunucularının cezaevinde ziyaret edilmesinin ardından yapılan basın toplantısında UAÖ Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Dikmen ile Mücella Yapıcı’nın kızı Cansu Yapıcı açıklama yaptı.

Dün, kendisi de avukat olan, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Dikmen’in öncülüğündeki üst düzey bir heyet, Gezi Davası tutuklularını cezaevinde ziyaret etti. Ziyaretin ardından bugün, aktivistler, düşünce mahkumu ilan edildi.

İş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu aktivistlerin düşünce mahkumu ilan edilmesine yönelik karar, haklarında daha önce verilen beraat kararının bozulması üzerine yapılan suni bir yeniden yargılamanın mahkumiyet kararlarıyla sonuçlanmasından iki ay; mahkemenin, oyçokluğu ile verilen mahkumiyet kararına ilişkin hiçbir somut gerekçe gösteremediği ‘gerekçeli kararı’nı açıklamasından ise bir hafta sonra alındı.

MÜCELLA YAPICI KELEPÇELİ OLARAK MUAYENE EDİLDİ

Mücella Yapıcı’nın kızı Cansu Yapıcı ise cezaevi koşullarına dair şunları söyledi:

“Dışarıdan cezaevlerine ilaç sokamıyorsunuz, oradaki revir hekimlerinin yazması gerekiyor. Bu ilk başta epey problem oldu. Bir de annem özelinde yaşı yüksek olduğu ve çeşitli hastalıkları olduğu için aldığı çeşitli hapları var. Ayrı doktorlar tarafından tedavi edilip yazılan ilaçların tekrar heyete çıkarak verilmesi gerekiyor. Bu süreç tam yönetilemediği için sürekli hastaneye götürülme süreci başladı. Bu hastaneye götürülme süreçlerinin kelepçeli yapılması, konsültasyonda da aslında kelepçelerin çıkarılmaması ve sonuçların ona değil infaz memuruna söylenmesi gibi bir problemimiz var. Bir yandan da yine özellikle orada yapılan tahlillere uzaktan ulaşamıyoruz.”

ATALAY: BİZ KAÇMADIK, GÖÇMEDİK NEDEN BURADAYIZ?

Cezaevlerine yaptıkları ziyaretlere değinen Dikmen, Can Atalay’la görüştüğünü ve Atalay’ın bu dava hakkında “Modern zamanların Dreyfus Davası” benzetmesi yaptığını belirtti. Dikmen görüşmelerindeki Atalay’ın sözlerini şöyle sürdürdü:

“’Davanın tamamen politik olduğunu ve yargılama sonucunda verilen cezanın kendisine herhangi bir hukuk normuyla sınırlı görmeyen bir yaklaşımla verildiğini özellikle belirtiyor. 80 dönemini referansla cezaevi yargılamasında işkence yöntemiyle delil elde edilmesini yaşadık. Sonraki dönemlerde delil imal edilerek ceza yargılanmasında insanların mahkum edildiklerini de gördük. Bu dönemde ise hiçbir delil olmaksızın bizlerin cezaevine gönderildiği gibi bir gerçeklikle karşı karşıyayız’ dedi. Davayı da böylelikle bir politik tezin kabul ettirilmesine dönük bir dava olarak niteledi. Özellikle şunu sordu, ‘Biz kaçmadık, göçmedik neden buradayız?’ Bu temel bir soruydu. Özellikle gezi direnişinde neyin görüş açıklama hakkının kullanımı olduğu, hangisinin sivil itaatsizlik olduğunun yargılama sürecinde tartışılmadığını söyledi.

Bu düşünce mahkumu ilan edilmenin Uluslararası Af Örgütü’nün geçmişte Aziz Nesin için, Behice Boran için kullandığı kavramın kendisini özne kılan bir kampanyada da kullanılmasının değerli olduğunu belirtti.”

Çiğdem Mater ile görüşmelerini aktaran Dikmen, “Çiğdem Mater ile tutukluluk koşullarıyla ilgili de sohbet ettik. Her ne kadar fiziki şartlar çok mutlu etmese de mutlu ettiğini söyledi. Mater Uluslararası Af Örgütü’nün geçmişte yaptığı kampanyalara aktivist kimliğiyle destek veren bir insan olarak kendisinin bugün bir kampanyanın öznesi olarak duyurulmasının şaşkınlığını da ifade etti” diye konuştu.