Adil Seçim Platformu'ndan seçim açıklaması
Adil Seçim Platformu 24 Haziran seçimlerine ilişkin yaptığı açıklamada eksikliklerinden ötürü özür diledi.
27-06-2018 15:44

İleri Haber
Adil Seçim Platformu (ASP) 24 Haziran milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Seçim sonuçlarının takibi konusundaki eksikliklerinden ve teknik sorunlardan ötürü özür dileyen Adil Seçim Platformu, açıklamasında, “Bu seçim sürecinde yapabildiklerimizden ve yapamadıklarımızdan öğrendiklerimizle bundan sonraki seçimlerde seçim güvenliğinin temel güvencelerinden birisi olma iddiamızı sürdürdüğümüzü ve bu yolda çalışmaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
ASP’nin açıklamasının tamamı şöyle:
“24 Haziran seçimlerinde halk iradesinin her türlü şaibeden uzak şekilde sandığa yansıması için bir araya gelen siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, sivil inisiyatifler, emek ve meslek örgütlerinin oluşturduğu Adil Seçim Platformu olarak seçim günü olan bitenle, yapabildiklerimiz ve yapamadıklarımızla ilgili değerlendirmelerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
Ama öncesinde belirtmek isteriz ki;
Adil Seçim Platformu bileşenleri vasıtasıyla sandık başına giden ve seçim güvenliğine doğrudan destek veren ve sayıları 700 bini aşan tüm sandık kurulu üyelerine, müşahitlere, avukatlara ve sandık başından haber geçen herkese teşekkürü borç biliriz.
Adil Seçim Platformu olarak seçim sürecine ilişkin bu açıklamaya ek olarak kamuoyu ve yetkili kurumlarla paylaşmak üzere iki ayrı ayrıntılı rapor hazırlığımız devam ediyor. Bu raporlardan ilki Adil Seçim Platformu Çalışmaları Raporu olacaktır. Diğer rapor ise seçim öncesinden başlayarak tespit ettiğimiz seçim güvenliği ihlallerine, usul ve yasadışı uygulamalara ilişkin Seçim Güvenliği İhlalleri Raporu’dur. Her iki rapor da kısa zaman içerisinde tamamlanarak kamuoyunun yanısıra ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşılacaktır.”
NELER YAPTIK:
- Adil Seçim Platformu katılımcısı tüm siyasi partiler, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve sivil inisiyatifler sandık kurulu görevlisi ve müşahit görevlendirmelerini, tek bir sandık boş kalmayacak şekilde hep birlikte yapmak üzere yola çıktık. Bu çerçevede, Türkiye sathında kurulacak 181.869 sandığın %99,6’sında, seçmen sayısı itibariyle yaklaşık 59 milyon seçmenin %99,9’unun oyunun güvenliğini garanti edecek şekilde yaklaşık 415.000 sandık kurulu üyesi ve 295.000 müşahit görevlendirmesi yaptık. Sandıkların kurulduğu andan seçim sonuçları sağlıklı bir şekilde ortaya çıkana kadar yüz binlerce görevli ve gözlemcimizle etkin bir şekilde sandıkların başında hazır bulunduk. Bu yolla “her sandık başında en az iki görevlimiz olması” hedefimizi gerçekleştirdik ve yurt sathında seçim güvenliğinin sağlanmasında önemli rol aldık.
- Oy verme işlemi bittiği andan itibaren sandık başlarındaki 700.000’in üzerindeki görevlimiz eliyle, tüm sandıkların ıslak imzalı birleştirme tutanaklarını çok kısa süre içerisinde Adil Seçim Platformu bileşeni siyasi partilerin seçim merkezlerine ulaştırdık.
- Bu yolla siyasi partilerin gerekli gördükleri yerlerde yasal itiraz haklarını usulüne uygun şekilde ve zamanında gerçekleştirmelerini sağladık.
- Yurt çapında görevli binlerce görevli avukatımız eliyle sandık başında yaşanan sorunlara, usul ve yasa dışı uygulamalara müdahale ettik.
- Adil Seçim mobil uygulaması eliyle binlerce seçmene, sandık kurulu üyesi ve müşahide gün içerisinde canlı destek sunduk. Sandık başında yaşadıkları sorunlara dair çözümler geliştirdik.
- Ankara’da kurulan “Adil Seçim Basın ve İletişim Merkezi’mizde görev alan gönüllüler eliyle, yurdun dört bir yanından sandık başlarından “müşabir” olarak kayıt yaptıran yüzlerce müşahit-muhabirlerimizden ve ayrıca gün boyunca #Sandıkİhbar “hashtag”i ile seçmenlerden gelen ihbarları takip edip doğrulayabildiklerimizi haberleştirerek tüm Türkiye’ye duyurduk.
NELERİ YAPAMADIK:
- Seçim öncesi tüm sandık başlarından, doğrudan alacağımız seçim sonuçlarını gerçek zamanlı olarak tüm Türkiye'ye duyuracağımızı ilan etmiştik. Ancak, oy verme işlemi tamamlandıktan sonra, platform üyesi siyasi partilerin veri akışının başlaması ardından yaşanan Adil Seçim uygulaması altyapısıyla entegrasyon problemleri sebebiyle, sandık başlarından gelen seçim sonuçlarını karşılaştırarak yayınlayacağımız sistemimizin çalışmasında, saat 21:00’e kadar ciddi sorunlar yaşadık. Bu süre içerisinde seçim sonuçlarını paylaşamadık.
- Oy verme işleminin tamamlanması ardından kısa bir süre ADİL SEÇİM uygulamasına tutanak yüklenmesi ile ilgili sorunlar yaşandı. Sandık başında tutanak göndermek üzere görüntü alan seçmenlerin zor durumda kalmalarına neden olduk. Bu kapsamda seçim öncesi ilan ettiğimiz seçim sonuçlarının gerçek zamanlı ilan etme taahhüdümüzü zamanında yerine getiremediğimiz için ve seçmenlerin bu yöndeki beklentisini karşılayamadığımız için samimiyetle özür dileriz.
SONUÇ OLARAK:
Yaptıklarımız ve yapamadıklarımızla birlikte değerlendirdiğimizde;
- Adil Seçim Platformu olarak, farklı siyasi görüşleri, toplumun farklı kesimlerini temsil eden siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, sivil inisiyatifler, emek ve meslek örgütlerinin demokrasinin temel taşlarından birisi olan seçim güvenliği teması etrafında bir araya gelişinin tarihi önemini koruduğunu ve Türkiye demokrasisine önemli bir katkı olduğunu düşünüyoruz.
- Adil Seçim Platformu olarak, bu seçim sürecinde yapabildiklerimizden ve yapamadıklarımızdan öğrendiklerimizle bundan sonraki seçimlerde seçim güvenliğinin temel güvencelerinden birisi olma iddiamızı sürdürdüğümüzü ve bu yolda çalışmaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz.
ADİL SEÇİM PLATFORMU BİLEŞENLERİ
Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti, Saadet Partisi, Halkların Demokratik Partisi, Emek Partisi, DİSK, KESK, Birleşik Kamu İş, Atatürkçü Düşünce Derneği, Demokrasi için Birlik, Hak ve Adalet Platformu, Birleşik Haziran Hareketi, Memleket Biziz, Hürriyet Hareketi, Sandık Gücü, Sensiz Olmaz, Seçim Süreci Meclisleri, Oyum Güvende, Anıtpark Forum, Seçim 2018 Yurttaş Haber Ağı
İLGİLİ HABERLER
Bursa'da Diş Hekimini bıçaklayan sanık tahliye edildi
Bursa'da dişini çekerken hekimi Hamdi Gören'i göğsünden yaralayan M.D.'ye verilen 11 yıl 8 aylık hapis cezası İstinaf Mahkemesi tarafından bozuldu. Cezası 6 yıl 3 aya indirilen sanık, bu kararla tahliye edildi.
19-01-2021 23:24

Bursa'da diş çektirmek için gittiği hastanede, diş hekimi Hamdi Gören'i (55) göğsünden bıçaklayarak ağır yaralayan ve "iyi hal" indirimiyle 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan M.D.'nin (20) cezası, istinaf nahkemesince 6 yıl 3 aya düşürüldü. M.D., kararla birlikte tahliye edildi.
Demirören Haber Ajansı'nın aktardığı habere göre, mahkeme heyeti, sanığa "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan verilen 11 yıl 8 aylık hapis cezasının kaldırılarak "ağırlaşmış kasten yaralama" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası hükmetti. Ayrıca sanığın iki yıldır tutuklu bulunmasını göz önüne olan heyet, sanığın hükümle birlikte tahliyesine karar verdi.
Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda tutuklu sanık M.D., "kamu görevlisine karşı kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan iyi hal indirimiyle 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Taraflar, karara istinaf mahkemesinde itiraz etti. Müşteki avukatının itirazını reddeden Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, sanık avukatı Erdal Yıldız'ın itirazını ise kabul etti.
İstinaf mahkemesinde görülen duruşmada sanık M.D. çok pişman olduğunu öne sürdü. Hamdi Gören ise sanığın diş çekimi işleminden sonra kendisini bıçakladığını ifade ederek, "Çekim sırasında değil, hekim masasına oturduğumda bıçaklandım. 'Kalbimden bıçakladım' diye bağırınca hemşire güvenliği çağırmak için odadan çıktı. O sırada yaklaşık 5 dakika odada yalnız kalmış olabiliriz, tekrar bıçaklamamış olabilir" diye konuştu.
Duruşmada savcı ise sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırıldığını ancak doktorda tek bıçak darbesi oluşu, sanığın eylemine devam edebilecek durumda olmasına rağmen devam etmemesi ve doktora tıbbi müdahaleyi engellemediği gerekçelerinin göz önüne alınarak, "yaralama" suçundan hüküm kurulmasını ve tahliye kararı verilmesini istedi.
Önceki yıl Eylül ayında Bursa Ağız ve Diş Hastalıkları Hastanesi’nde meydana gelen olayda, şüpheli M. D., dişini çektirmek için gittiği hastanede canını acıttığını ileri sürdüğü hekim H. G.’yi göğsünden bıçaklayarak yaralamıştı.
Erkan Baş'tan Kılıçdaroğlu'na: Solculuk fakirlere yardım etmek değil fakirliği ortadan kaldırmaktır
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Artı TV’de Gazeteci İsmet Demirdöğen ile birlikte Sibel Hürtaş’ın sunduğu Ankara Gündemi programına konuk oldu. Gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendiren Baş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sağ-sol” kavramlarına karşı olduğunu söylediği açıklamalarına da değindi.
19-01-2021 23:13

İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Artı TV’de Gazeteci İsmet Demirdöğen ile birlikte Sibel Hürtaş’ın sunduğu Ankara Gündemi programına konuk oldu.
Gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendiren Baş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sağ-sol” kavramlarına karşı olduğunu söylediği açıklamalarına da değindi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını talihsiz bulduğunu belirten Baş, “Bizim bildiğimiz solculuk fakirlere yardım etmek değil fakirliği ortadan kaldırma işi. Fakirlere yardım ederler ki istedikleri düzen devam edebilsin. Fakirlik olduğu sürece bunu ortadan kaldırma işi “sol” olmaya devam edecek.” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımının yanlış bir ön kabule dayandığını söyleyen Baş, “Türkiye’de toplum sağcıdır dolayısıyla bizim onlara seslenmemiz için onlar gibi olduğumuzu anlatmamız lazım’ gibi strateji merkezlerinin ürettiği bir akılla hareket ediyor bu da doğru değil. İşçilerin emekçilerin yoksulların hakkını savunmak, bağımsızlığı savunmak, gericiliğe karşı aydınlanma mücadelesi vermek ve her tür ırkçılığa karşı halkların kardeşliğinden ve barıştan yana olmak solculuktur.” ifadelerini kullandı.
CHP’li Başarır: Akkuyu santral inşaatında patlama meydana geldi
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Mersin Akkuyu Nükleer Santrali inşaatında patlama meydana geldiğini duyurdu. Sosyal medya hesabından olay anına ait görüntüler paylaştı.
19-01-2021 22:07

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Mersin Akkuyu Nükleer Santrali inşaatında patlama meydana geldiğini ileri sürdü.
Twitter hesabından paylaşım yapan Başarır, “Mersinlilerin artık huzuru kalmadı! Nükleer Akkuyu Santrali’nde 18.20 civarıyla yaşanan patlamadan ötürü, Gülnar bölgesinde kırılmayan cam ve kapı kalmadı. Yol yakınken, bu yanlıştan vazgeçin. Henüz tamamlanmadan yaşanan bu patlamalar, felaketin habercisi” ifadelerini kullandı.
Mersinliler olarak, Nükleer Akkuyu’daki bu tehlikeleri, patlamaları yaşamak istemiyoruz!
— Ali Mahir Başarır (@alimahir) January 19, 2021
Nükleer yapacaksanız, deprem bölgesinde olmayan, Mersin dışında bir yerde yapın.
Mersin halkı, nükleer santrali Akkuyu’da istemiyor! pic.twitter.com/vztcHloT79
Arda Turan yeniden 'cinsel taciz' suçundan yargılanacak
İstinaf Mahkemesi Arda Turan'ın beraat ettiği 'taciz' davasından ki kararı bozdu. Mahkeme Berkay ve eşi Özlem Şahin'in yaptığı itirazı kabul etti. Arda Turan, "Cinsel taciz" suçundan yeniden yargılanacak.
19-01-2021 21:34

Sarıyer Emirgan'daki bir eğlence mekanında 10 Ekim 2018'de futbolcu Arda Turan ile şarkıcı Berkay Şahin arasında yaşanan kavgaya ilişkin dava, 11 Eylül 2019 tarihinde karar çıkmıştı.
İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi, Arda Turan hakkında Özlem Şahin'e yönelik "Cinsel taciz" suçundan beraat kararı vermişti. Mahkeme, Arda Turan'a "Korku kaygı veya panik yaratacak şekilde silahla ateş etmek", "Ruhsatsız silah bulundurmak" ve "Kasten yaralama" suçlarından ise toplam 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası vermişti. Ancak bu suçlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişti. Berkay Şahin'in, Arda Turan'a karşı "hakaret" suçundan tepki olarak işlenmesi sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmişti.
KARARA İTİRAZ EDİLDİ, MAHKEME KARARI BOZDU
Karar sonrasında Berkay ve eşi Özlem Şahin avukatları aracılığıyla "Cinsel taciz" yönünden verilen beraat kararına itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren İstanbul 25. Bölge Adliye Mahkemesi de yerel mahkemenin kararının bozulmasına hükmetti. 19 Kasım 2020'de İstinaf Mahkemesi'nce verilen kararda, Arda Turan'ın olay öncesinde Özlem Şahin'i tanımadığını, medeni durumunu bilmediğini söylediği, ancak Berkay Şahin ve eşi Özlem Şahin'in ise Arda Turan ile daha önceden aynı yerde oturup yemek yediklerini, birbirlerini tanıdıklarını söyledikleri belirtildi. Arda Turan ile Özlem Şahin arasında bir konuşma geçtiğinin her iki tarafın beyanıyla sabit olduğu, Arda Turan'ın çarptığı için özür dilediğini ifade ettiği kaydedildi. Kararda, taraflar arasında geçen konuşma içeriğinin ortamın kalabalık olması nedeniyle tanıklar tarafından duyulmasının mümkün olup olmadığı, duydularsa tanıklardan sorulmasının zaruri olduğu vurgulandı. Ayrıca Özlem Şahin'in konuşmadan sonraki hal ve tavırlarının da tanıklardan sorulması, taraflar arasında geçmişe dayalı bir husumet veya çıkar çatışmasının bulunup bulunmadığının taraflardan ve tanıklardan ayrıca sorularak açıklattırılması gerektiği kaydedilerek "Bu hususlarda yeterli tartışma yapılmadan ve soruşturma aşamasında beyanları alınan Burak Yılmaz ve Onur Ürkmez'in tanık olarak beyanları alınmadan eksik araştırmayla karar verildiği" belirtildi.
DOSYA YENİDEN YEREL MAHKEMEDE
Kararda, "Cinsel taciz" suçunun sübuta erdiğine kanaat getirilmesi halinde, Arda Turan için "Basit yargılama usulü" ile yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiği de ifade edildi. İstinaf başvurusunu yerinde gören üst mahkeme, kararın bozulmasına ve yeniden incelenerek hüküm kurulmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine hükmetti. Berkay Şahin ve Özlem Şahin'in avukatı Umut Köroğlu, "Eksik hususlar vardı, yeterince araştırma yapılmadan karar verildiği yolundaki itirazımız kabul edildi. Cinsel taciz yönünden yargılama yeniden yürüyecek" dedi.
Mahkeme kararı: 'RTE Faşizmi' ifadesi hakaret değil, 'eleştiri'
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından son 3 yılda yaklaşık 70 bin kişiye karşı açılan "Cumhurbaşkanına hakaret" davalarından birinde daha ceza kararı çıktı. Mahkeme, hakaret suçu işlendiği iddiasıyla dava edilen "RTE faşizmi" ifadesi için ceza istemini ise "ağır eleştiri" tespitiyle reddetti.
19-01-2021 20:52

Manisa 7. Asliye Ceza Mahkemesi, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla açılan bir davada “RTE faşizmi” ibaresinin eleştiri niteliğinde olduğuna, Cumhurbaşkanına hakaret suçu teşkil etmeyeceğine karar verdi.
Cumhuriyet'ten Samed Balçık'ın haberine göre, mahkemenin gerekçeli kararında, sosyal medya hesabından "RTE faşizmi var olduğu sürece ülkemizde demokrasiyi ve adaleti zor görürüz" şeklinde paylaşımda bulunduğu belirtilen sanıkla ilgili "Demokratik toplum düzeni içerisinde siyasiler, üst düzey bürokratlar ile kamuya mal olmuş kişilerin diğer insanlara nazaran ağır eleştirilere daha fazla katlanmak zorunda olmaları dikkate alındığında, paylaşımlar kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olsa bile paylaşımların doğrudan katılana yönelik hakarette bulunmak kastıyla hareket etmeyip eleştirme amacı güttüğü" tespitinde bulunarak ceza istemi reddedildi.
Ancak mahkeme, sanığın yine sosyal medya hesabından "Tayyip Efendi Çiller seni kurtaramaz hırsızın hırsıza ne faydası olur" şeklinde paylaşımda bulunması ile "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunun işlendiği tespitiyle hapis cezası kararı verdi.
11 ay 20 gün hapis cezasına çarptıran mahkeme, bunu da 7 bin lira adli para cezasına çevirdi.
Rakel Dink: Katil olmadığını kanıtlamak için aptal olduğunu kanıtlamaya çalışan bir devlet
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün yazarı Hrant Dink için katledilişinin 14. yılında Agos gazetesi önünde anma töreni düzenlendi.
19-01-2021 18:59

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün yazarı Hrant Dink için katledilişinin 14. yılında Agos gazetesi önünde anma töreni düzenlendi. Törende Dink'in öldürüldüğü noktaya kırmızı karanfiller, mumlar ve narlar bırakılırken. "Sarı Gelin" türküsü, Türkçe ve Ermenice olarak çalındı. Agos Gazetesi'nin bulunduğu binaya Dink'in iki fotoğrafı asıldı.
Törende konuşan Rakel Dink, davanın 14 yıldır sürdüğünü ve çözülemediğini vurgulayarak şunları söyledi:
Sevgili dostlar, 14 yıldır buradayız. Bugün pandemi şartlarıyla, acıları ve bilinmezlikleriyle buradayız. Biliyorum ki, yürekleri burada çarpanlar çok çoktur.
Burası unutturulmak istenen konuların hatırlandığı, hatırlatıldığı bir yer oldu. Burası acılarda kardeş olmayı öğrendiğimiz yer, acıları paylaşma, yüzleşme, yüzleştirme yeri oldu. Adalet ve doğruluk arayanların, isteyenlerin bir araya geldiği yer oldu. Bu alan devletin işlediği, göz yumduğu, duyarsızca, acımasızca cevapsız, sonuçsuz bırakılan cinayetlerin, davaların dile getirildiği yer oldu.
Bir kılıç artığı torunu olarak, yüzyıldır yaşadığımız acıları inkar etmek, yalanlamak yetmedi bir de 'sözde soykırım' diyerek, yalanlarına tüy diktiler. Birilerini acıtıyor muyuz, incitiyor muyuz diye hiç düşündünüz mü? Ermeni'ye sonu gelmeyen düşmanlığınız, hakaretleriniz, aşağılamalarınız, kininiz, öfkeniz gerçekten artık yoruyor. Siz hiç yorulmadınız mı? Yazık. Susmak, pişkinlik utanç verici. Rab yardımcımız olsun.
'Gördüğü insan kardeşini sevmeyen, görmediği Allah'ı seviyorum diyen yalancıdır' diyor Tanrı sözü. Tekrarlanmaması için, sorumluluk, duyarlılık, adalet ve doğrulukla pişmanlık gerekiyor. İtiraf, özür ve tövbe gerekiyor.
Sevgili dostlar, o kadar çok biriken acılar, katliamlar, cinayetler, yaslar, davalar var ki, acımızı dile getirmekten utanır olduk. Vatandaşıyla sorunları bitmeyen bir devletimiz var maalesef… Halbuki öldürmekten, düşmanlıktan, savaştan kim ne kazanmıştır, ölümün, yasın, acıların, kıtlığın, bereketsizliklerin çoğalmasından başka?
Barış esenlik, sevgi, iyilik, bereketle sevinç varken; neden kötülük, neden düşmanlık, neden zulüm, neden savaşlar? Bunlar Tanrı’ya da düşmanlıktır. Temiz eller böyle mi olur? Bu virüs hangi sabunla temizlenir. İnsan onuru böyle mi korunur? Devletler, yönetimler böyle mi onurlu olur?
Eşimin davası 14 yıldır devam ediyor. Bu 14 yılda bir cinayet davasını çözemediler! Çözemediler çünkü maksat çözmek değil. 'Nasıl kapatırız' diye çabalıyorlar ama her yere o kadar bulaşmış ki bir türlü paketleyemiyorlar. Şu kadar yıldır etkili bir soruşturma yürütememek başka nasıl izah edilebilir? Şu kadar senedir tehdit edenlerin, hedef gösterenlerin bir kere bile sorgulanmamış olmaları, başka nasıl açıklanabilir? Yakında davada yine bir karar çıkarıp bitti demeye çalışacaklar. Bittiğinden eminseniz neden avukatlarımızın taleplerini reddediyorsunuz? Neden tehdit edenleri, hedef gösterenleri ve azmettirenleri soruşturmuyorsunuz?
14 yıldır bu ülkede nice ittifaklar kuruldu, bozuldu. Ona göre bizim dava da renk değiştirdi durdu. İnsan düşünmeden edemiyor: acaba bu defa hangi ittifaktaki kimlere dokunuyor?
Basitçe söyleyelim, Hrant’ı FETÖ öldürdü demek, 'ben yapmadım elim yaptı' demektir. Hrant’ı Erkenekon öldürmüş demek, 'ben yapmadım ayağım yaptı' demektir. Yıllarca dilinle bağıra bağıra, ayağınla yürüyerek buraya geldin. Ve silahı iki elinle tutup tetiği çektin. Çutağımı öldürdün. Sen ayağın, sen elin, sen dilin değilsen nesin? 14 yıldır görevini layığıyla yaptığını kanıtlamaya çalışan onca inkarcının, sanıkların ve tanıkların arkasında bir garip devlet görüntüsü var. Katil olmadığını kanıtlamak için adeta aptal olduğunu kanıtlamaya çalışan bir devlet... Bırakın hangi duvar, hangi bina yıkılırsa yıkılsın. Bu halk bundan iyisini inşa edecektir. İnşa edemeyecekse zaten harabedir.
Rabb'in iğrendiği yedi şey vardır. Maalesef gururdan, yalandan geçilmiyor. İnsan öldürenler, düzenbazlar, kötülükten zevk alanlar çoğaldıkça çoğalıyor. Ve maalesef ayırımcı zihniyet, çekişmeler, düşmanlık ve yalancılık soluyarak beslenip semizleniyor. Ülkemiz için yas tutsak yeridir, çünkü hepsi fazlasıyla var."
Hrant Dink için gün boyu yayınlar hranticinadaleticin.org adresinden sürecek.