7 işçinin hayatını kaybettiği havai fişek fabrikası davasında dördüncü gün: Duruşma ertelendi

7 işçinin hayatını kaybettiği havai fişek fabrikası davasında dördüncü gün: Duruşma ertelendi

Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda 7 işçinin hayatını kaybettiği davanın ikinci duruşması, dördüncü günde Sakarya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

İleri Haber

Sakarya Hendek'teki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda 7 işçinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı patlamanın ardından aralarında fabrika sahiplerinin de bulunduğu 5’i tutuklu 7 sanık hakkında açılan davanın ikinci duruşması bugün Sakarya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dördüncü gününde devam ediyor.

10.30'da başlayan duruşmada sanık Erşan Öztürk, kaçma şüphesi olmadığını belirterek tahliyesini talep ederken, sanık Asiye Angın, "Burada çalışmak zorunda kaldım. Başka bir iş bakmışsam da bulamadım. Fabrikadaki sorun üretim baskısı nedeniyle fazla malzeme ile çalışılmasıydı. Ben her gün uyarılarımı yaptım." diyerek tahliyesini talep etti. 

Sanık Aslı Bozkurt: "İhmalim ve kusurum varsa ispatlanırsa cezama razıyım.2 çocuğum var yalnız büyütüyorum. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. İçerde can güvenliğimden şüphe ediyorum. 8 ay boyunca çok zor şeyler yaşadım. Kaçma şüphem yok. 

"Savcı bana evrakları bulamadığını söyledi. Eğer müsade edilirse yerleri göstereceğimi söyledim. Kollukla içeri girdim ve noter onaylı defter ile İSG kurul tutanaklarını Savcıya bizzat teslim ettim."

 

"Fabrikadaki iş kazalarını bildirdiğimi savcı ile paylaştım. Müfettişler benim tuttuğum defterlere bakarlardı. Benim tutanaklarımda fazla ürün ile çalışıldığı yazıyordu. Ancak müfettişler gördüklerine bakıyorlardı. Benim patlamadan bir hafta on gün önce iş yeri ile ilişiğim kesilmişti. Resmi olarak ayrılmıştım."

'PUSUDA ÖLMEMİ BEKLEDİLER'

Müşteki/Sanık Ahmet Çağırıcı:"Patlama çin mahallesinde olmadı. Ben oradayım. Ben içinde olduğum için söylüyorum. Burada patlama ihtimali yok olsa bile saçılma ihtimali yok."

"Eğer bu depoda toplar varsa bu büyük hata. Çünkü burada toplar var. Patlarsa her tarafı patlatır.

"Tutuksuz yargılanıyorum ancak değinmek istediğim konular var. Ben burada Müşteki Sanık olarak yargılanıyorum. Vücudumda hala cam parçaları var. Bunlar alınamıyor."

"Yaşar Coşkun'un Çin mahallesinde patlama oldu dediği yerde, yanmamış kağıtlar vardı. Ben oradaydım. Videoları var."

"Doktorlar %1 ihtimal bile yaşamaz diyorlardı. Ölümden döndüm. Ben hastanede yatarken babama yüzüne bakmadan geçmiş olsun enişte demişler."

"Pusuda ölmemi beklediler. Ahmet ölsün. Patlama çin mahallesinde oldu, sorumlu Ahmetti diyelim dediler. Allah yaşamamı nasip etti. Ben de geldim doğruları konuşuyorum."

"10 günün sonunda Ali Rıza Coşkun babamı arıyor. Türkiyenin en iyi avukatlarını tutarız, en iyi hastanelere götürürüz Ahmeti diyorlarmış."

"Servise alındım, hemen jandarma geliyor ifademi almaya. Yoğun bakımdan çıktığım gün. Daha konuşamıyorum ki. Nasılsa aklı yerinde değil hemen ifadesini alıp, ne söylerse kardır diyorlar."

SANIK YAŞAR COŞKUN DURUŞMAYA DUYULAN İLGİDEN HUZURSUZ

Sanık Yaşar Coşkun müdafi kamuoyunun duruşmaya ilgisinin savunma üzerinde baskı oluşturduğunu bildiriyor. "Sakarya Barosunun davaya katılması talebine verdiği karşı oyun herkes tarafından nasıl bilindiğini merak ediyoruz." beyanında bulundu

Sanık Yaşar Coşkunun diğer bir avukatı ise müştekilerin acılarını arkasına alıp değerlendirme yapıldığını öne sürerek, "Müştekiler diğer sanıklara sizden şikayetçi olmayacağız diyerek aralarında ilişki kurulmuştur,bu yüzden söyledikleri sağlıklı değildir" ifadelerini kullandı. Duruşma yarın saat 14.00 e bırakıldı.

 

 

Duruşmanın üçüncü gününde yaşananlar...

Hendek davası dördüncü gününde, sanıkların savunmalarıyla devam ediyor. 

Sanık Erşan Öztürk: "Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ederim."

Sanık Asiye Angın: "Burada çalışmak zorunda kaldım. Başka bir iş bakmışsam da bulamadım. Fabrikadaki sorun üretim baskısı nedeniyle fazla malzeme ile çalışılmasıydı. Ben her gün uyarılarımı yaptım. Bir çocuk annesiyim. Kaçma şüphem yoktur. Tahliyemi talep ediyorum."

Sanık Aslı Bozkurt: "Fabrikadaki iş kazalarını bildirdiğimi savcı ile paylaştım. Müfettişler benim tuttuğum defterlere bakarlardı. Benim tutanaklarımda fazla ürün ile çalışıldığı yazıyordu. Ancak müfettişler gördüklerine bakıyorlardı. Benim patlamadan bir hafta on gün önce iş yeri ile ilişiğim kesilmişti. Resmi olarak ayrılmıştım. Savcı bana evrakları bulamadığını söyledi. Eğer müsade edilirse yerleri göstereceğimi söyledim. Kollukla içeri girdim ve noter onaylı defter ile İSG kurul tutanaklarını Savcıya bizzat teslim ettim. İhmalim ve kusurum varsa ispatlanırsa cezama razıyım. 2 çocuğum var yalnız büyütüyorum. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. İçerde can güvenliğimden şüphe ediyorum. 8 ay boyunca çok zor şeyler yaşadım. Kaçma şüphem yok.''

Müşteki/sanık Ahmet Çağırıcı: "Tutuksuz yargılanıyorum ancak değinmek istediğim konular var. Ben burada Müşteki Sanık olarak yargılanıyorum. Vücudumda hala cam parçaları var. Bunlar alınamıyor. Beni Muammer Yılmaz kurtardı. Çocuğunu kurtarmak için içeri, cehenneme girmişti. Gelmeseydi ben ölecektim. Ben burada yaşadığım için yargılanıyorum. Benim suçum yok. Beni tanıyan kimse benden şikayetçi olmadı. Çalışma arkadaşlarım patlamanın muska bölümünden çıktığını söylediler. Bunlar patlamayı bizzat yaşamış kişiler. Sadece sanıklar Çin Mahallesi'nde çıktığını söylüyorlar. Jelatinlenen muskalar tekrar kolilendikten sonra nereye götürüldü, hangi depoya götürüldü önemli olan bu. 4 tane depo var. Bunların birinde. Deponun kapısı jelatin bölümüne bakıyor. Eğer bu depoda toplar varsa bu büyük hata. Çünkü burada toplar var. Patlarsa her tarafı patlatır.

Patlama Çin Mahallesi'nde olmadı. Ben oradaydım. Ben içinde olduğum için söylüyorum. Burada patlama ihtimali yok, olsa bile saçılma ihtimali yok. Yaşar Coşkun'un 'Çin Mahallesi'nde patlama oldu' dediği yerde, yanmamış kağıtlar vardı. Ben oradaydım. Videoları var. Doktorlar %1 ihtimal bile yaşamaz diyorlardı. Ölümden döndüm. Ben hastanede yatarken babama yüzüne bakmadan geçmiş olsun enişte demişler. Pusuda ölmemi beklediler. 'Ahmet ölsün, patlama çin mahallesinde oldu, sorumlu Ahmet'ti diyelim' dediler. Allah yaşamamı nasip etti. Ben de geldim doğruları konuşuyorum. 10 gün entübeydim. sonunda kıpırdamaya başladığımda, doktor bana geldi 'Olayları hatırlıyor musun' dedi. 10 günün sonunda Ali Rıza Coşkun babamı arayıp Türkiye'nin en iyi avukatlarını tutarız, en iyi hastanelere götürürüz Ahmet'i diyorlarmış. Servise alındım, hemen jandarma geliyor ifademi almaya. Yoğun bakımdan çıktığım gün. Daha konuşamıyorum ki. 'Nasılsa aklı yerinde değil hemen ifadesini alıp, ne söylerse kârdır' diyorlar. Suçsuzum. Söyleyeceklerim bu kadar.''

Sanık Hasan Ali Velioğlu: "Hakkımdaki iddiaların hiç birini kabul etmiyorum. Yüce mahkemenizden beraatimi talep ediyorum."

Sanık Ali Rıza Ergenç Coşkun Müdafii Av. Mehmet Mangıroğlu: "Müvekkilimin rahatsızlığı doktor raporu ile tespit edildi. Meslektaşlarımın bu raporu tıbbi olarak değerlendirmesini doğru bulmuyorum. Müvekkilime isnat edilen ifadelerin her birine yazılı olarak cevap vereceğiz.''

Sanık Erşan Öztürk Müdafii Av. Yusuf Kantar: "Benim müvekkilimin işveren vekilliği konusunda yetkisi yok. Sorumluluğunun da buna göre değerlendirilmesi kanaatindeyiz."

SAVCI MÜTALAASINI VERDİ

Savcı, sanıkların tutukluluk halinin devamı ve müşteki vekillerinin Ali Rıza Ergenç Coşkun hakkında tutuklu yargılanma taleplerinin reddi yönünde mütalaasını verdi. Sanık müdafiiler, sanıkların tutukluluk halinin devamına ilişkin savcı mütalaasına karşı beyanda bulundu. Mahkeme Başkanı yarın karar verileceğini belirterek 13:30'a kadar ara verdi.