65 yaş üstü için aşılama bugün başlıyor
Aşı takvimine göre, birinci aşamanın C grubunda yer alan 65 yaş ve üstü yurttaşların aşılamasına bugün başlanıyor.
12-02-2021 08:47

Yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı aşılama takvimi kapsamında 65 yaş ve üstü yurttaşların aşılamasına bugün başlanıyor.
Sağlık çalışanlarına ilk dozu 14 Ocak’ta uygulanan aşının ikinci dozları dün yapıldı. 70 yaş üstü aşılama da dün başladı. 65 yaş üstünün aşılanmasına ise bugün başlanıyor. Aşı takvimine göre, birinci aşamanın C grubunda yer alan 65 yaş ve üstü vatandaşlardan sonra ikinci aşamaya dahil olanların aşılanmasına geçilecek.
50-64 yaş aralığı ikinci aşamada aşı olacak. Üçüncü aşamada ise öncelikle kronik hastalığı bulunanlara aşı yapılacak. Bu kişilerden ilk olarak 40-49 yaşındakiler aşılanırken, bunu 30-39 yaş ve 18-29 yaş grubu takip edecek.
Dördüncü aşamada ise sırası geldiği halde zamanında yaptırmayanlar aşılanacak.
İLGİLİ HABERLER
Bilim Kurulu üyesi Prof. Yavuz'dan İstanbul uyarısı
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, İstanbul için "Son bir haftadır test pozitiflik oranları ve vaka sayısında bir artış gözlüyoruz. Bu nedenle İstanbul'da tam açılma için henüz erken” uyarısında bulundu.
28-02-2021 13:03

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, illere göre vaka oranlarının açıklanmasının ardından yerinde yönetim dönemine geçilen Türkiye'de, il pandemi kurullarının gözeteceği kriterleri anlattı.
Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre, il pandemi kurullarının birtakım eşik değerlere göre açılma ya da kısıtlama kararlarına gideceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, “100 bin nüfusta son 7 günde görülen enfeksiyon insidansına (yeni olguların nüfusa oranı) bakılacak. Bu insidans belli eşik değerlerin altına düştüğü zaman açılmaya gittiğinizde riski de düşürmüş oluyorsunuz. Daha güvenli bir yöntem. Şu an Türkiye'de o eşik değerlerin altında olan 10-20 kadar il var mesela. Buralar hem okullar, hem diğer kapalı olan yerlerin açılması anlamında daha güvendeler. Yalnız sadece oranlardaki düşüş değil, bu düşüşün süreklilik göstermesi de gerekiyor. Yani il pandemi kurullarının bakması gereken bir diğer parametre de tabii ki infeksiyon hızının haftalar boyunca düşüş trendi içinde gitmesi, yani artmaması. Düşüş olmuş ama artışa geçtiği bir ortamda açılmalara giderseniz o da sıkıntı yaratabilir” dedi.
‘TEST POZİTİFLİK ORANLARI DA ÖNEMLİ’
Sadece nüfusa göre oranlar değil test pozitiflik oranlarının da önemli bir parametre olacağına işaret eden Prof. Dr. Yavuz, “Test pozitif oranlarının artması da istenmeyen bir durum. Yani salgının kontrolü açısından olumsuz bir durum. Ayrıca açılma olduğunda da (okul, kafeler vb), enfeksiyon kontrol önlemlerinin sıkı kurallarla belirlenmiş olması gerekiyor. İl pandemi kurulları bunların hepsini bir arada değerlendirerek kararlarını verecek" diye konuştu.
‘YERİNDE YÖNETİMDE İSTANBUL FARKLI DEĞERLENDİRİLMELİ’
Yerinde yönetim kararlarında İstanbul gibi büyük şehirlerin farklı bir pozisyonda değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, bunun nedenini ise şu şekilde açıkladı: “İstanbul gerçekten hem iş akışı açısından hem de nüfus hareketliliği açısından farklı bir durumda. İlçeler arası hareketliliği çok fazla olan bir il. Onun için İstanbul'da il bazında kararlar alınmalı. İl pandemi kurulu burada ilçe ilçe de tespit edebiliyor enfeksiyon oranlarını ama bu şekilde çok geçiş olduğu için il bazında değerlenmek daha sağlıklı olur. Küçük yerlerde belki il pandemi kurulları diyelim bir köyde çok düşük bir enfeksiyon oranına göre açılma ya da bir köyde çok yüksek oralar nedeniyle kapanma kararı alabilir ama İstanbul'un bu anlamda diğer illere göre gerçekten daha farklı değerlendirmesi gerekir.”
‘TEST POZİTİFLİK ORANLARI ARTIYOR’
İstanbul'daki oranların bir önceki haftaya göre yükselme eğiliminde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, bu nedenle tam açılma için henüz erken olduğunu belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bir önceki haftaya göre artış var. Bizim kendi hastanemizde ya da arkadaşlarımızla konuştuğumuzda, hafif bir kıpırdanma olduğunu söyleyebiliriz hem test pozitifliği oranları hem de vaka sayısı anlamında. Bu da biraz alarmda olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Demin söylediğim o azalma trendinin görülmesi ve devam etmesi gerekiyor. Şu anda henüz bu durum yok, hatta biraz yukarı doğru gidiyor test pozitifliği olarak da vaka sayısı olarak da. Her ne kadar hastanelerde bir kapasite sıkıntısı, yoğun bakım kapasitesinde bir doluluk olmasa da ki açılma kararlarında bunlar da önemli kriterler arasında yer alıyor, ağır hasta sayısının çok fazla olmaması iyi bir şey ama test pozitifliği oranlarında ve vaka sayısındaki yukarı doğru gidiş düşündürüyor. Bence İstanbul için tam açılma konusu şu an biraz erken gibi duruyor."
‘UMARIM BU ARTIŞ MUTANT SUŞA BAĞLI DEĞİLDİR’
İstanbul'daki artış eğiliminin mutant suşa bağlı olma riski olduğuna da değinen Prof. Dr. Yavuz, “Umarız ki bu artışın nedeni mutant suş değildir. Çünkü o zaman bu önlemler altında hız kesmemiz mümkün olmayacak ve önlemleri arttırmamız gerekebilecek demektir. Ama mutant suşun da özellikle V1'in (İngiltere varyantı) Türkiye'de yayıldığını biliyoruz. Bu nedenle temkinli olmakta çok fayda var. Ayrıca aşı sırası gelen herkesin bir dakika bile kaybetmeden aşısını olması, burada kritik önem taşıyor. Mutant suşun yayılmasını engellemek açısından da bir an önce aşılanmak çok büyük önem taşıyor" dedi.
‘ÇOCUKLARIN EĞİTİME DÖNMESİ GEREKİYOR’
Okulların açılmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yavuz, şu uyarılarda bulundu: “Belli eşik değerlerin altına düşülse bile okullar açıldığında alınması gereken önlemlere dikkat edilmesi gerekiyor. Aileler çocuklarının maske kullanımına dikkat etmeli. Sınıfların kalabalık olmaması, öğrencilerin belli günler gitmesi, bu tip önlemlerin alınıp alınmadığını aileler de takip etmeli. Çocukların gerçekten artık eğitime dönmesi gerekiyor. Çok büyük öncelik haline geldi bu. Çünkü eğitimden eksik kalmaları, Kovid'in yarattığı tehlikelerden daha büyük bir hale geldi. Bu nedenle aslında her yerde eğitimi öncelemek gerekiyor. Çocukların da aileleri tarafından hem maske kullanımı, hem arkadaşlarıyla mesafelerini korumaları ve el temizliği ile hijyen konusunda eğitilmelerini tavsiye ediyorum. Ayrıca çocuk hastayken kesinlikle okula gönderilmemeli. Bu özellikle önemli. Çünkü çocuklar aslında hastalıktan çok etkilenmese de hastalığın yayılımı açısından risk yaratıyor bu. Ayrıca evde riskli biri varsa (komorbit hastalığı olan biri ya da risk grubu bir yaşlı), eğer mümkünse okula giden çocukla aynı evde kalmamalı. Ayırma şansı yoksa da aynı odada ikamet etmemeli."
65 YAŞ ÜSTÜ İÇİN SERBESTLEŞME
Büyük çoğunluğu aşılanan 65 yaş üstü vatandaşlar için serbestleşmenin de işaretlerini veren Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: “Hastalıktan koruduğu düşünülen aşıların ülkemizdeki Faz 3 sonuçlarını kısa bir sürede görmeyi umuyoruz. Eğer 65 yaş üstünde korunma oranları da beklediğimiz yönde çıkarsa, onlara da gevşetmeler getirilebilecek. Tabii ki gene maskelerini bırakmayacaklar. Ama onların aşı olduktan sonra ağır hastalık geçirmeyeceklerine tam olarak ikna olmamız gerekiyor. Önümüzdeki 1 ay içinde de bunları çok daha net bir şekilde görebileceğiz. Kısaca 1-2 ay daha temkinli davranıp aşı sonuçlarını da bekleyecek şekilde hareket etmekte fayda var."
Kılıçdaroğlu’ndan Fahrettin Koca’ya 'peçete' göndermeli ‘aracı firma ve ücretsiz aşı’ yanıtı
Çin’den getirilen ve iktidar tarafından ücretsiz olduğu iddia edilen 1 milyon 342 bin 298 doz Sinovac aşısına dair tartışmalar sürüyor.
27-02-2021 17:18

İleri Haber
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ‘aracı firma’ ve ‘ücretsiz aşı’ açıklamalarına verdiği yanıtta, “Önce ‘aracı firma yok’ dediler, şimdi ‘var’ diyorlar. 12 milyon dolar ödedik ama bir sorun neden ödedik diyorlar” ifadelerini kullandı.
Çin’den getirilen ve iktidar tarafından ücretsiz olduğu iddia edilen 1 milyon 342 bin 298 doz Sinovac aşısına dair tartışmalar sürüyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın "Aşı savaşının olduğu bir dünyada üretici bir firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı? Bunun mantıklı bir açıklaması olabilir mi?" açıklamasına yanıt verdi.
Twitter hesabından videolu bir paylaşım yapan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Önce ‘aracı firma yok’ dediler, şimdi ‘var’ diyorlar. Bedelsiz gönderilen 1 milyon aşıya, ‘12 milyon dolar ödedik ama bir sorun neden ödedik’ diyorlar. Haklarını yemeyelim, bu sefer akıllanmışlar. Peçeteye yazıp imzalatmak yerine bilgisayar çıktısı almışlar.”
Önce "aracı firma yok" dediler, şimdi "var" diyorlar.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) February 27, 2021
Bedelsiz gönderilen 1 milyon aşıya, "12 milyon dolar ödedik ama bir sorun neden ödedik" diyorlar.
Haklarını yemeyelim, bu sefer akıllanmışlar. Peçeteye yazıp imzalatmak yerine bilgisayar çıktısı almışlar. pic.twitter.com/7RuUYGNFmX
PEÇETE GÖNDERMESİ
17-25 Aralık operasyonları döneminde ortaya çıkan bir olaya işaret etti. İran’lı Rıza Sarraf’ın, Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a, o zaman 700 bin TL olan Patek Philippe marka saat ‘hediye ettiği’ gündeme gelmişti. Çağlayan saatin parasını ödediğini söylemiş ve saati satın aldığına ilişkin fatura göstermişti. Ancak Patek Philippe firması, faturanın kendilerine ait olmadığını açıklamıştı. Daha sonra Çağlayan, Conrad Oteli’nin antetli kağıdına, “Saat bedeli olan 240 bin Euro’yu M.Zafer Çağlayan’dan teslim aldım” yazan Rıza Sarraf imzalı “belgeyi” TBMM 17 Aralık Araştırma Komisyonu’na sunmuştu. Bu durum, kamuoyu tarafından "700 bin liralık saati peçeteyle akladılar" benzetmesiyle eleştirilmişti.
FAHRETTİN KOCA NE DEMİŞTİ?
Bakan Koca, hafta içi yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından şu açıklamaları yapmıştı:
- “İddia şu: Deniyor ki, üretici firma 1 milyon doz aşı üretti ve bu 1 milyon doz aşıyı Türkiye’ye aslında bedel almadan bağışladı. Ama distribütörü olan firma ise bunu devlet malzeme ofisine, yani devlete fatura etti. Üretici firmanın bağışlamış olduğu veya bedelsiz verdiği aşıyı üretici firma fatura ederek devletten 12 milyon dolar para aldı. Aşı savaşının olduğu bir dünyada üretici bir firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı? Bunun akılla izahı var mı? Bunun mantıklı bir açıklaması olabilir mi?”
- “Biz firmaya dedik ki ‘Biz sözleşmemiz gereği size vermemiz gereken bir bedel var. Bu bedeli biz ödüyoruz. Böyle bir iddia var, bu nedir?’ Firma diyor ki özetle, bu aşıyla ilgili buradaki amaç siz bizden teminatı istediğiniz için biz teminatı sağlayamamıştık. Bu nakit akış yönetimini sağlamak için Sinovac firmasını da temsil eden distribütör firmasına bedelsiz olarak verdik ama biz sizden ücretini olduğu gibi aldık. Bunu üretici firma söylüyor.”
- “Hani üretici firma bağışlamıştı Türkiye’ye? Ayrıca, bütün vergileri dahil olmak üzere, beyanı ve ödemesi de yapılmış. Vergiyle ilgili de hiçbir sorun yok.”
- “Bir diğer konu, aracı var mıydı yok muydu? Biz devlet olarak Sinovac firmasıyla bütün görüşmeleri yaptık. Bu firmanın 10 yıldan fazla süredir bir distribütörü var, tek distribütörü. Ayrıca bu distribütör, bu firmanın Türkiye’deki ayrıca yetkilisi. Genel olarak firmanın yetkilisi de firma. Hem tek distribütörü, hem tek yetkilisi firma adına. Dolayısıyla biz bütün görüşmeyi Sinovac ile yaptık. Altını çiziyorum: Hiçbir şekilde aracı firmaya bir kuruş verilmemiştir.”
- “Türkiye olarak biz distribütörle de pazarlık yapabilirdik. Biz aşıda firmanın kendisiyle direkt yaptık. Firma ifade etmişti: Görüşmeler bizimle yapıldı, Sağlık Bakanlığı pazarlık sürecini bizimle götürdü, bu dönemde bütün ticari ilişkiyi biz sağladık. Ama distribütör temsil, lojistik vb. işleri yapmak üzere devrede olan bir firma. Bunun için biz ekstra bir ücret ödemiyoruz.”
MEB: Yüz yüze eğitime 2 Mart’ta başlanacak
MEB, “Eğitim öğretime geçişi planlanan resmî ve özel tüm okullarımızda yüz yüze eğitime ve sınavlara, 2 Mart 2021 Salı günü illerin salgın koşullarına göre başlanılması kararlaştırılmıştır” açıklamasında bulundu.
27-02-2021 14:48

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yüz yüze eğitim ve sınavlara 2 Mart Salı günü başlanacağını açıkladı.
1 Şubat 2021 Pazartesi günü gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda, resmi ve özel tüm ana sınıflarında, ilkokullarda, 8 ve 12. sınıflar ile özel eğitim okul ve sınıflarında 1 Mart 2021 Pazartesi günü itibariyla yüz yüze eğitime başlanılacağı; ayrıca illerin salgın koşullarındaki durumlarına bağlı olarak il bazlı kararların da alınabileceği kamuoyuna açıklanmıştı.
MEB’den yapılan açıklamada, “Bu doğrultuda, Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan “İllere Göre Haftalık Vaka Sayısı Haritası”nın güncellenme takvimi ve Koronavirüs Bilim Kurulunca belirlenen kriterlerin Kabine Toplantısı’nda değerlendirilecek olması nedeniyle 1 Mart 2021 Pazartesi günü eğitim öğretime geçişi planlanan resmî ve özel tüm okullarımızda yüz yüze eğitime ve sınavlara, 2 Mart 2021 Salı günü illerin salgın koşullarına göre başlanılması kararlaştırılmıştır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada şu sözlerle sona erdi:
“1 Mart 2021 Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda yapılacak değerlendirmeler neticesinde valilik il hıfzıssıhha kurullarınca ‘yerinde karar’ uygulamasına bağlı olarak eğitim öğretim faaliyetlerine devam edilecektir.”
İstanbul Valisi: Kademeli normalleşmeye geçiyoruz
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından kademeli normalleşme sürecine geçileceğini duyurdu.
27-02-2021 14:23

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Koronavirüs mücadelemizde 1 yıl bitiyor ve kademeli normalleşme sürecine geçiyoruz” dedi.
“Bu günlere sabır ve anlayışla geldik” diyen Yerlikaya, “Hedefimiz: En düşük risk grubu. Özlediğimiz günlere kavuşmak için hep birlikte tedbirlere uymaya devam edelim” ifadelerini kullandı.
Pazartesi günü yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı risk gruplarına göre normalleşme için her il normalleşme adımlarına kendisi karar verecek. 81 ilin nüfus sayısı, haftalık ve günlük vaka ortalamalarına göre hazırlanan bu listelerde kırmızı ve turuncu grupta yer alan illerde kısıtlamalar sürecek. Sarı illerde kısmi kısıtlamalar sürerken, mavi illerde ise normalleşme adımları atılacak. İstanbul şu anki verilere göre turuncu grupta yer alıyor.
İstanbul Valiliği'nden yüz yüze eğitim açıklaması
Valilik, 1 Mart itibarıyla eğitim öğretim kurumlarında Kabine'nin kararları doğrultusunda yeni adımlar atılacağını duyurdu.
27-02-2021 09:36

İstanbul Valiliği, 1 Mart itibarıyla yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını tedbirlerinde yeni bir sürece girileceğini ve bu süreçte eğitim öğretim kurumlarında Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde alınacak kararlar doğrultusunda yeni adımlar atılacağını açıkladı.
Valilik, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul'un içerisinde bulunulduğu ilan edilen risk grubu seviyesine dair belirlenen kurallara göre Hıfzıssıhha Kurullarınca gerekli adımların atılacağı belirtildi.
''1 Mart sonrasında yeni bir sürece girileceği ve bu süreçte salgının seyrinin il bazlı takibinin yapılarak uygulanacak tedbirlerin de buna göre belirleneceği kamuoyunun malumudur'' ifadelerinin yer aldığı açıklamada şunlar söylendi:
YENİ UYGULAMA 2 MART'TA BAŞLAYACAK
''Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunca belirlenen kriterlere göre yapılan değerlendirme çerçevesinde 4 ayrı risk grubu (düşük, orta, yüksek, çok yüksek) tespit edilerek bu risk gruplarına göre uygulanacak tedbir seviyelerinin Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde kararlaştırılabileceği değerlendirilmektedir.
Kabine Toplantısında eğitim ve öğretime yönelik düzenlemeler de 4 ayrı risk seviyesine göre belirlenecek olup bu nedenle 1 Mart 2021 Pazartesi günü mevcut uygulamaya (15 Şubat’tan bu yana uygulanan; birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan tüm ilkokullarda, köy ve seyrek nüfuslu yerleşim yerlerindeki resmi ve özel ilkokullar, ortaokullar ve imam hatip ortaokullarının bütün seviyelerinde ve tüm bağımsız resmi anaokulu ve özel eğitim anaokulları ile özel okul öncesi eğitim kurumlarında haftada 5 gün yüz yüze eğitim yapılması, 22 Ocak’tan beri uygulanan; 8. ve 12. sınıf öğrencileri ile mezunlar için isteğe bağlı açılan destekleme ve yetiştirme kurslarının yüz yüze sürdürülmesi) devam edilecek ve alınan kararlar çerçevesinde yeni uygulamaya 2 Mart 2021 Salı günü itibarıyla başlanabilecektir."
Koronavirüsün 3 farklı mutasyonu 145 ülkede yayıldı
DSÖ Türkiye Temsilcisi Dr. Batyr Berdyklychev, koronavirüs varyantlarına ilişkin yaptığı bilgilendirmede 3 farklı mutasyonun 145 ülkede görüldüğünü duyurdu.
27-02-2021 09:21

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Temsilcisi Dr. Batyr Berdyklychev, yeni tip koronavirüsün (Covid-19) İngiltere mutasyonunun 86, Güney Afrika mutasyonunun 44, Brezilya varyantının ise 15 ülkede mevcut olduğunu söyledi.
Berdyklychev, incelenen tüm varyantlarda hastalığın bulaşına dair belirtilerin mevcut olduğunu ifade etti.
Güney Afrika’da tespit edilen ilk varyanta ilişkin, "Bu varyant, Güney Afrika’da diğer tüm varyantların önüne geçti. Yeni haftalık vakalar, 2020 yılının Kasım ayının başından itibaren artarak 2021 Ocak ayının başlarında zirveye ulaştı. Son iki haftada ise düşüş eğilimi gözlendi" Dr. Berdyklychev, Brezilya’da tespit edilen ilk varyantın ilk önce Brezilya'da, daha sonra Brezilya’dan Japonya’ya giden bir grup içerisinde tespit edildiğini kaydederek şunları söyledi:
"Yeniden enfekte olma üzerine Manaus’tan gelen ilk raporlar, bu varyantın daha çok vakada yeniden enfeksiyona yol açabileceği olasılığının altını çizmektedir." (DHA)