53. SİYAD Ödülleri'nin kazananları açıklandı
53. SİYAD Ödülleri'nde Nur Sürer ve Can Candan Onur Ödülü alırken, Ali Koçoğlu Emek Ödülü'nün sahibi oldu.
29-03-2021 10:39

Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), bu yıl 53'üncü kez Türk sinemasının en iyilerini belirledi. 53. SİYAD Ödülleri'nde Ercan Kesal'ın Nasipse Adayız'ı ile Cenk Ertürk'ün Nuh Tepesi filmi en çok ödül alan yapımlar oldu.
53. SİYAD Ödülleri'nin kazananları, YouTube'dan verilen canlı yayınla açıklandı. Kazananların, önceden çekilen kabul konuşmalarının da izleyiciyle paylaşıldığı töreni Tuğrul Tülek sundu. SİYAD Başkanı Okan Arpaç'ın da bir konuşma yaptığı törende, ödüller açıklanmadan önce aday filmler ve sinemacılar birer videoyla tanıtıldı.
Nur Sürer ve Can Candan Onur Ödülü alırken, Ali Koçoğlu Emek Ödülü'nün sahibi oldu.
53. SİYAD ÖDÜLLERİ'NİN KAZANANLARI
EN İYİ FİLM: Nasipse Adayız
EN İYİ YÖNETMEN: Ercan Kesal / Nasipse Adayız
EN İYİ SENARYO: Ercan Kesal / Nasipse Adayız
EN İYİ KADIN OYUNCU: Cemre Ebüzziya / Kronoloji
EN İYİ ERKEK OYUNCU: Ali Atay / Nuh Tepesi
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU: Selin Yeninci / Nasipse Adayız
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU: İnanç Konukçu / Nasipse Adayız
EN İYİ KURGU: Nuh Tepesi / Yorgos Mavropsaridis
EN İYİ SANAT YÖNETİMİ: Bina / Ufuk Bildibay
EN İYİ SİNEMATOGRAFİ: Nuh Tepesi / Federico Casca
EN İYİ MÜZİK: Bina / Can Demirci
EN İYİ FİLM: Nuh Tepesi
EN İYİ BELGESEL: Mimaroğlu
EN İYİ KISA BELGESEL: Silivri'den Mektuplar
EN İYİ KISA FİLM: Büyük İstanbul Depresyonu
EN İYİ YABANCI FİLM: The Painted Bird
EN İYİ ÇEVRİM İÇİ FİLM: Mank / Netflix
EN İYİ FANTASTİK FİLM: Bina
İLGİLİ HABERLER
Mısır, 3 bin yıl öncesine ait kayıp antik kenti dünyaya tanıttı
Mısır, ülkenin güneyindeki Luksor kentinde keşfedilen 3 bin yıl öncesine ait kayıp antik kenti dünyaya tanıttı.
11-04-2021 13:49

Mısır'da ülkenin güneyinde yer alan Luksor kentinde keşfedilen 3 bin yıl öncesine ait kayıp antik kent dünyaya tanıtıldı.
Mısır resmi haber ajansı MENA'nın haberine göre, antik kenti keşfeden ekibin sorumlusu Mısırlı arkeolog Zahi Havas, Luksor kentinin batı yakasında basın toplantısı düzenledi.
Havas, "Bir dizi evi de kapsayan kayıp antik kente Aton'un Işıltısı adı verildi. Bu keşifle ilk kez sadece mezar ve kabirlerin bulunduğu düşünülen kentin batı yakasında yaşam olduğu kanıtlandı" dedi.
Antik kentte bazıları yaklaşık 3 metre yüksekliğinde duvarlar ve bölünmüş sokaklar bulunduğunu ifade eden Havas, kentte ayrıca günlük yaşamda kullanılan aletlerle dolu odalar ve büyük bir depolama alanının da yer aldığını aktardı.
Kazı çalışmalarının Eylül 2020'de başladığını kaydeden Havas, haftalar içinde her taraftan kerpiç yapıların belirmeye başladığını, kentin keşfinin ekipte şaşkınlık yarattığını kaydetti.
'TUTANKHAMUN'UN MEZARINDAN SONRA EN BÜYÜK ARKEOLOJİK BULUŞ'
Yerel medyada yayınlanan görüntülere göre, kentte bulunan eşyalar arasında binlerce yıl önce kurutulmuş balıklar, çeşitli şekil ve büyüklükte çömlek kaplar, kolyeler ve mühürler bulunuyor.
Mısır Tarihi Eserler Kurumu 8 Nisan'da Tutankhamun'un mezarının bulunmasından sonra en büyük arkeolojik buluş olarak değerlendirilen 3 bin yıl öncesine ait antik kent bulunduğunu açıklamıştı.
Açıklamada, Mısır İmparatorluğu döneminde Luksor'daki en büyük idari ve endüstriyel yerleşim yeri olduğu belirtilen antik kentin, Kral III. Amenhotep tarafından 3 bin yıl önce kurulduğu ifade edilmişti.
Yüzüklerin Efendisi serisinin 1991 tarihli kayıp Sovyet uyarlaması ortaya çıktı
Üçlemenin ilk kitabına dayanarak, “Khraniteli” olarak isimlendirilen ve “Koruyucular” anlamına gelen uyarlama 1991’de sadece bir kez yayınlandı.
05-04-2021 17:00
Yüzüklerin Efendisi serisinin Sovyetler Birliği döneminden kalma 1991 tarihli bir uyarlama filmi ortaya çıktı. Uyarlama, YouTube üzerinden ücretsiz erişime açıldı.
kayiprihtim.com’dan Hakan Tunç’un Newsweek’ten aktardığına göre, İngiliz yazar J.R.R. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin sinemada Sovyetler Birliği uyarlaması ortaya çıktı. Üçlemenin ilk kitabına dayanarak, “Khraniteli” olarak isimlendirilen ve “Koruyucular” anlamına gelen uyarlama 1991’de sadece bir kez yayınlandı.
30 yıl önce Leningrad televizyon stüdyosunda çekilen Khraniteli, televizyonda gösterildikten sonra iz bırakmadan kayboldu.
2012 yılında Rus fantezi ve bilimkurgu sitesi World of Fantasy, önceki yıllardan unutulmuş Tolkien uyarlamalarının bir listesini yayınladı. Bu listede 91 yapımı The Lord of the Rings uyarlaması da yer alıyordu. Hayranlar uzun süre boyunca bu versiyonu aradılar ancak herhangi bir şekilde filmi bulamadılar.
Ancak geçen hafta, Rus televizyon kanalı Kanal 5, filmi iki kısım halinde YouTube kanalı üzerinden sürpriz bir şekilde yayınladı.
Filmi izlemek için: Kayıp Rıhtım
ZOKEV'den Sabahattin Ali söyleşisi
ZOKEV'in düzenledği edebiyat söyleşilerinde bu hafta Sabahattin Ali'nin edebi ve siyasi kişiliği ele alınacak.
04-04-2021 14:09

İleri Haber
Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı (ZOKEV), Altıyedi Sanat Edebiyat Dergisi Edebiyat Söyleşileri'ne devam ediyor.
Edebiyat söyleşilerinin bu haftaki konuğu yazarımız ve Ayrıntı Yayınları Editörü Bülent Turhan Gümüş.
Söyleşide bu hafta hayatını kaybedişinin 73. yılında şair ve yazar Sabahattin Ali'nin edebi ve siyasi kişiliği ele alınacak.
ZOKEV'in düzenlediği edebiyat söyleşisi bugün saat 15.00'da Zoom uygulaması üzerinden başlayacak.
Söyleşiye katılmak isteyenler, ZOKEV'in paylaştığı toplantı ID'si ve şifreyi kullanabilecek.
Kot kumlama işçilerinin silikozis hastalığını anlatan belgesel Cannes’da ödül aldı
Ali Ergül’ün kot kumlama işçilerinin yaşadıklarını anlattığı belgeseli “Şeva Xîzê” (Kumun Gecesi), Cannes World Film Festivali’nden ödülle döndü.
29-03-2021 11:46

Yönetmen Ali Ergül’ün, kumla kot beyazlatma atölyelerinde ölümcül silikozis hastalığına yakalanan işçilerin hikâyelerini anlattığı “Şeva Xîzê” (Kumun Gecesi) adlı belgeseli, Cannes World Film Festivali’nde ‘En İyi Sosyal İçerikli Film Ödülü’nü aldı.
Kot kumlama atölyelerinin, 1990’ların sonlarına kadar yoksul mahallelerde merdiven altı atölyeler olarak yaygın olduğunu söyleyen Ergül, dünyada ilk kez tekstil alanında Türkiye’de kot kumlama atölyelerinde çalışan işçilerden Kenan Temiz’in, 2004’te hayatını kaybetmesiyle kayıtlara geçtiğine dikkat çekti.
'HASTALIĞIN TEDAVİSİ YOK'
Ferhat Yaşar'ın Duvar'da yayınlanan haberine göre Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, Türkiye’de kot kumlamadan dolayı Silikozis hastalığına yakalananların sayısının 5 bin civarında olduğuna dikkat çekerken, şunları söyledi:
“Sadece son yıllarda bazı konularda araştırmalar var. Benim içinde yer aldığım çalışmada, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde romatizma diye bilinen hastalıkta kullanılan ilaçlardan birisinin bu hastalık üzerinde etkili olabileceğine dair bir öngörüydü. Yurt dışında o ilacın hastalığın ilerlemesinin yavaşlattığıyla ilgili bir öngörü vardı. Hastalığı yok etmiyor. Bu konuda araştırmalar yürütülüyor. Kot kumlama yasaklandı ama eskiden bu işte çalışmış olanlar kontrole geliyor, durumları giderek ağırlaşıyor. Teşhis konulduktan sonra yaşam süresi 1-2 yıldan 20-30 yıla kadar sürebilir. Hastalığın ağırlığına göre, çok değişken.”
Ters Açı I Yönetmen Ahu Öztürk ile "Toz Bezi" ve Kadın Hareketi Üzerine
İleri TV ekranlarında yayınlanan Ters Açı programının bu haftaki konuğu Toz Bezi filminin yönetmeni Ahu Öztürk...
28-03-2021 19:20
İleri Haber
İleri TV Editörü Tilbe Akan'ın ve İleri Haber Film Eleştirmeni Kaya Özkaracalar'ın hazırlayıp sunduğu Ters Açı programının bu bölümünde konuğumuz Toz Bezi filminin yönetmeni Ahu Öztürk. Öztürk, filmin doğuş hikayesinden bugün kadın hareketi ve İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına kadar sorularımızı seyircilerimiz için yanıtladı.
İyi seyirler...
Ters Açı'nın İleri TV YouTube kanalında yayınlanan bu haftaki bölümünün tamamını izlemek için tıklayınız.
📽️ TERS AÇI | Yönetmen Ahu Öztürk ile "Toz Bezi" ve Kadın Hareketi Üzerine
— İleri Haber (@ilerihaber) March 28, 2021
💬 "Yok olma tehdidine karşı kadınların onurlu bir direnişi var"
👉🏻 Tamamı İleri TV YouTube kanalında...
CHP'li Kadıgil, özel tiyatroların yaşadığı sorunları Meclis gündemine taşıdı
CHP İstanbul milletvekili Sera Kadıgil, özel tiyatroların yaşadığı sorunları Meclis gündemine taşıdı.
27-03-2021 15:01

CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Mart Dünya Tiyatro Günü vesilesiyle özel tiyatroların yaşadığı sorunları TBMM gündemine taşıdı. Özel tiyatroların kamusal hizmet alanı içinde tanımlanması gerektiğinin altını çizen Kadıgil, pandemi süreciyle birlikte yeterli desteği alamayan tiyatroların can çekiştiğine dikkat çekti. Kadıgil “Türkiye’de 10 bin civarı oyuncu, 20 bin civarında da özel tiyatro çalışanı can çekişiyor” dedi.
'İKTİDAR, TİCARİ VE SİYASİ TERCİHLERİNE GÖRE PANDEMİ TEDBİRLERİ ALDI'
Kadıgil Meclis'e verdiği soru önergesinde, Tiyatro Kooperatifi raporlarında yer alan bilgilere yer vererek, "Salgın sürecinde özel tiyatroların yüzde 63’ünün toplam geliri 500 TL’nin altına düşmüştür. Özel sektörden destek alabilen özel tiyatro oranı sadece yüzde 10’dur. Salgın sürecinde ek destek alamadıkları takdirde özel tiyatroların yüzde 50’si sahnelerini kapatmak zorunda kalacaktır. Küçük Tiyatro, Öykü Sahne, Toy Sahne ve büyükşehirler dışında var olmaya çalışan küçük-büyük, amatör-profesyonel bazı tiyatrolar salgında kaybedilmiştir” ifadelerini kullandı.
Büyük çoğunluğu sigortasız çalışan tiyatrocuların pandemiyle birlikte tamamen işsiz ve güvencesiz kaldığını söyleyen Kadıgil, devletin yaşanan mağduriyetler karşısında yeterli desteği sağlamadığını vurguladı. Kadıgil, Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği tarafından alandan pekçok ismin katkısıyla hazırlanan“Tiyatro Yasası için; Ne Yapmalı? Nasıl Yapmalı?” başlıklı rapora atıfta bulunarak “Devlet bu alanda yaşanan sorunlara karşı bir çözüm üretme yoluna gidememiştir. Kamu sağlığı açısından kısıtlamalar doğru olarak değerlendirilebilmekle beraber, devletin değişik sektör ve alanlara tedbirleri daha çok ticari ve siyasi tercihlere göre düzenlemesi ve pek çok ülkede olduğu gibi tiyatrolara yönelik koşulsuz, geri ödemesiz, yeterli maddi desteği verememesi tiyatroları zor duruma sokmuş, yıllardır sahnesi açık olan, köklü tiyatrolardan kapanma haberleri gelmeye başlamıştır. 1 Haziran 2020 tarihi itibariyle kısıtlamaların esnetilmesi tiyatro üreticisi, oyuncusu ve sahne arkası çalışanlarının yaşamında bir değişiklik oluşturmamıştır. Yaz aylarında tiyatro sezonunun kapalı olması, sonrasında pandemi nedeniyle salonların yüzde 50 kapasiteyle çalıştırılması, alanın büyüklüğüne göre seyirci sınırlaması koşulu, halkın kapalı alanlarda bulunmayı tercih etmeyecek olması da tiyatro vb. etkinliklerde kısıtlamaların kalkmasını anlamsız hale getirmiştir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de tiyatro alanının hem sanatsal nitelik hem de çalışanların özlük hakları bakımından sosyal devlet standartlarının oldukça gerisinde kaldığına dikkat çeken Kadıgil, iktidarların siyasi ve ideolojik tercihleri doğrultusunda yönlendirilmek istenen özel tiyatro desteklerinin ifade özgürlüğünü yok ettiğinin altını çizdi.
'PEK ÇOK BAKANLIK VE YEREL YÖNETİMLERİN BİR ARAYA GELEREK ÇÖZÜM ÜRETMESİ GEREKİR'
CHP'li Kadıgil, Kültür Ve Turizm Bakanlığına ayrılan bütçenin genel bütçenin sadece yüzde 4 olduğuna dikkat çekerek ivedi bir şekilde bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğine işaret ederek, “Bütçe sorunu ve kamusallık tartışmaları başlıca iki sorun olarak görülmekle beraber, esasen tiyatroların sıkıntılarına kalıcı çözümler bulunabilmesi, destek yönetmeliklerinin, vergilerin, NACE kodlarının, sigorta primlerinin, çalışanların özlük haklarının, sansürün, düşük fiyatlı elektrik/su/yakıt gibi teşviklerin incelenmesini gerektirecek pek çok farklı konuda yapılacak bir araştırma ve çözüm gerektirdiğinden, başta Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve hatta yerel yönetimler dahil edildiğinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere pek çok kurumun biraraya gelerek tüm paydaşların dinlenildiği bir çalışma yürütmesi gerekmektedir” dedi.