Ersan Kınık

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi tarafından hasta tutsakların serbest bırakılması için yapılan F Oturumu’nun 371. buluşmasında tedavi hakkı engellenen Abdullah İçli’nin ve tüm hasta tutsakların serbest bırakılması talep edildi.

İHD İstanbul Şubesi önünde yapılan açıklamada “317. Hafta F Oturması Hasta Mahpus Abdullah İçli Serbest Bırakılsın” ve “Tecrit Öldürür Dayanışma Yaşatır” yazılı pankartlar açıldı.

371. haftanın basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’ndan Hatice Onaran okudu. Açıklamanın tamamı şu şekilde:

“8 Kasım 2018 tarihinde, Halkların Demokratik Partisi milletvekili Leyla Güven’in İmralı Hapishanesi’nde yıllardır anayasa ve hukuka aykırı olan ağır tecrit koşullarına son verilmesi talebi ile başlattığı açlık grevi direnişi, aralık ayından itibaren binlerce politik mahpusun katılmasıyla devam etmektedir.

Çocuklarının ölmemesi için, Türkiye’nin dört bir yanındaki hapishanelerin kapılarında insani umutlarla hak arayan, adalet isteyen annelerin sesine tahammül edemeyen iktidar sahipleri her türlü baskı ve şiddeti uygulamaktadır. 

Binlerce politik mahpusun sürdürmekte olduğu bu eylemin ve taleplerinin dikkate alınmaması ve çözümlenmesi konusunda devlet yetkililerinin hiçbir adım atmaması, kamuoyunu harekete geçirerek vicdanları sızlatan ve gerekli insani yankıyı bulmadığına inanan 15 mahpus, 30 Nisan tarihinde açlık grevi eylemini ve ölüm orucuna çevirdiğini belirtmişlerdir.
Biz insan hakları savunucuları olarak her insanın nerede ve hangi koşulda olursa olsun taleplerini duyurabilmek için son noktada bedenini ortaya koymasını 'yaşam hakkı olarak kabul ediyor ve devletin, yetkililerin bu talepleri görmezden gelmeye son vererek yaşam hakkını korumasını istiyoruz.

'1333 HASTA MAHPUSUN 458'İ AĞIR HASTA'

Derneğimizin belirlemiş olduğu 1333 hasta mahpusun 458’i ağır hastadır. 236. F oturmasında da durumunu paylaştığımız Abdullah İçli, ilerleyen yaşı ile birlikte ciddi sağlık sorunları yaşamaktadır.

1955 Ağrı doğumlu Abdullah İçli, yaklaşık yirmi yıldır kalp hastasıdır.

Ailesinin beyanına göre, hiçbir delil ve kanıt gösterilmeden, köy korucularına silah bırakma çağrısında bulunduğu için, 2011 yılı Haziran ayında gözaltına alınıp tutuklanarak, Erzurum H Tipi Hapishanesi’ne götürülür. Ekim 2011’de kalp krizi geçirir ve Erzurum Bölge Hastanesinde Koroner bypass ameliyatı olduktan beş gün sonra tekrar hapishaneye götürülür. Yapılan hukuki girişimlere olumlu yanıt verilerek 2 Kasım 2011’de şartlı tahliye edilir. 2015 yılında geçirdiği kalp krizi nedeniyle İstanbul/Siyami Ersek Kalp Hastanesi’nde anjiyo sonrası tedavi edilirken tutuklanarak Ümraniye T Tipi Hapishanesi’ne götürülür.

Defalarca hastaneye götürülüp hiçbir işlem yapılmadan geri getirilen Abdullah İçli kalp ve yüksek tansiyonu (sürekli 24-25) nedeniyle günlük olarak 14 tane ilaç almaktadır. Dernek şubemize başvuruda bulunan ailesi şunları belirtmiştir. 'Abdullah İçli’ye kalp rahatsızlığı ve potasyum eksikliği nedeniyle kullandığı ilacı hapishane idaresinde bulunmadığı gerekçesiyle uzun zamandır verilmemiştir. Doktoru, ailesi olarak bizim alabileceğimizi söylemiş ancak hapishane idaresi ‘devlet bulur’ diyerek ilacı geri vermiştir. Bu süre boyunca ilacını kullanamadığı için sağ böbrek üstünde kitle tespit edilmiş ve bir ay önce ameliyat edilmesi gerektiği söylenmiştir. İki kez kalp krizi geçirdiği ve gerekli tedavi ve kontrolleri sürekli aksatıldığı için hayati risk taşımaktadır. Bu nedenle tahliye edilmesini istiyoruz.'

Yaşam hakkının söz konusu olduğu her durum ve koşulda talebimiz hep aynıdır; yaşam hakkının korunmasını istiyoruz. Hapishanelerde tutulan, gerekli tedavileri yapılmayan ve durumu ağır olan mahpusların tahliyesi için gerekli adımlar atılsın. Abdullah İçli ve tüm hasta mahpuslar serbest bırakılsın!"

Basın açıklamasının ardından “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın”, “Abdullah İçli serbest bırakılsın”, “Tedavi haktır, engellenemez”, “İnsan haklarıyla insandır”, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır”, “Ölüm değil yaşam istiyoruz”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganlarıyla eylem sona erdi.