36 kişinin hayatını kaybettiği Rıza Bey Apartmanı davasında üçüncü duruşma

36 kişinin hayatını kaybettiği Rıza Bey Apartmanı davasında üçüncü duruşma

İzmir depreminde 36 kişinin yaşamını yitirdiği Rıza Bey Apartmanı sorumlularının yargılandığı davanın üçüncü duruşması İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

İleri Haber

İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen ve toplam 118 yurttaşın hayatını kaybettiği 6,9 büyüklüğündeki depremin üzerinden bir yıl geçti. İzmir'in Bayraklı ilçesindeki Rıza Bey Apartmanı'nda alınmayan önlemler ve ihmaller nedeniyle 36 yurttaş yaşamını yitirdi. Rıza Bey Apartmanı davasının üçüncü duruşması bugün İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.

Sekiz katlı Rıza Bey Apartmanı, 17 ve 21 Ekim 2005'teki depremde hasar gördü. Depremin ardından binaya projesiz, izinsiz ve kontrolsüz şekilde müdahale edildi. 

Bina sakinleri 2012'deki depremlerin ardından, deprem raporu almak için Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi ve Yapı Laboratuvarı'na başvuruda bulundu.

Yurttaşların başvurusu sonucu edinilen raporda Rıza Bey Apartmanı'nın üçüncü derecede riskli olduğuna dikkat çekilirken şu ifadelere yer verildi:

"Beton kalitesinin düşük olması, düz demir kullanılması, etriye aralıklarının (demir sargı) düzensiz olması, kolon kiriş bağlantılarında entriye sıklaştırmasının yapılmaması deprem riski açısından önem arz etmektedir. Zemin etüd raporundan sonra 2007 deprem yönetmeliğine göre performans analizinin yapılması yapınız açısından iyi olacaktır. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Uygulama Merkezi ile irtibata geçerek, zemin etüdü ile beraber performans analizi yaptırmanızı tavsiye ediyoruz."

Raporda apartman için alınması gereken önlemler belirtilmesine rağmen hiçbir adım atılmadı ve 30 Ekim 2020'deki 6,9 büyüklüğündeki depremde 36 yurttaş binanın yıkılması sonucu yaşamını yitirdi.

ZABIT KATİBİ DEĞİŞTİRİLDİ

Davanın bugün görülen 3'üncü duruşmasında, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla davacılar ve taraf avukatları hazır bulundu. Müşteki avukatının, önceki duruşmada sorduğu soruların ve verilen cevapların zabıtlara geçirilmediğini söylemesi üzerine zabıt kâtibi değiştirildi.

'GÜÇLENDİRME YAPILDIĞINI HATIRLAMIYORUM'

Duruşmada, tutuksuz sanıklardan eski apartman yöneticisi Ramazan B.'nin savunması alındı. Apartmanda önceden çatlaklar olduğu ve bunların epoksi yapılarak kapatıldığı iddiasıyla yargılanan Ramazan B., "Apartmanda 1999'dan 2010 yılına kadar oturdum, daha sonra İstanbul'a taşınıp dairemi kiraya verdim. 2006 ile 2009 yılları arasında apartmanda yöneticilik yaptım. Benim yöneticilik döneminde apartmanda daha önceki depremlerden dolayı hasar kaydı yoktu. 2005 yılındaki depremde binada küçük çatlakların olduğunu ancak deprem için güçlendirme konusunda bir şey yapıldığını hatırlamıyorum. Apartmanda oturduğum dönemde depreme dayanıksız olduğu yönünde bir düşünce yoktu. Olsaydı ben çocuklarımla beraber orada oturmazdım. Apartmanda yapılacak kentsel dönüşümle ilgili de bir bilgim yok. Ben taşındığımda, apartmanın altındaki 2 iş yeri birleştirilmiş ve öyle kullanılıyordu" dedi.

KAVGA ÇIKINCA DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Ramazan B.'nin savunmasının alınması sırasında, müştekiler ile sanık yakınları arasında salonda kavga çıktı.

DHA’da yer alan habere göre polis ve salondaki izleyicilerin araya girerek ayırdığı kavga sonrası duruşmaya ara verildi.

ÖNCEKİ DURUŞMALARDA NE OLDU?

Mahkeme heyeti, önceki duruşmalarda tutuklu sanıklardan, projede binanın sürveyanı olarak imzası bulunan Durak Kayar'ın tahliyesine karar verirken, diğer tutuklu sanıklar statik-betonarme proje müellifi Tamer Peker, müteahhit Hasan Hüseyin Özkan ve projede mimar ve fenni mesul olarak imzası bulunan Ali Serdar Bayram’ın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Depremde anne ve babasını kaybeden Leyla Dilan Tezcan şunları söyledi:

“Evde yürürken bile ev sallanıyordu. Babam depremden 10 gün önce ‘Ev başımıza yıkılacak, buradan çıkalım’ demişti. Hiç kimse hasarlı olduğunu söylemedi. Herkes birbirine atıyor suçu. Depreme kadar epoksi, tadilat haberimiz yoktu. Kiracıydık, hiçbir toplantıya çağrılmadık. Şikayetçiyim”

Ara kararın açıklanmasından önce savunması alınan müteahhit Hasan Hüseyin Özkan ise şu savunmayı yaptı:

"Ben ilkokul mezunuyum, ancak bu işlere çok emek verdim. Yüzlerce bina yaptım, diğerlerinde en ufak bir çizik bile yok, bu yıkıldı. Bunun benimle alakası olmayan sebepleri var.

Ben duyum aldım, bazı kat malikleri dairelerini satmak için bu binaya mantolama yapılmış. Bir metrekareye 8 delik açılmış. Binanın içinde çok oynama olmuş.

Beton kalitesinin düşük olduğu söyleniyor, ben bu binayı yaparken hazır beton kullandım. Hazır betonlarda bir problem varsa bunu benim bilmem mümkün değil. 28 yıl önce atılmış beton 28 yıl sonra aynı dirayeti gösteremez."