2021'in ilk 15 gününde 5 gazeteci saldırıya uğradı: 'Cezasızlık önünü açıyor'
"Tüm uyarılarımıza, aylık açıkladığımız raporlarımıza rağmen gazetecilere saldırılar devam ediyor” diyen Çakırözer, yeni yılın ilk günlerinde de 5 gazetecinin darp edildiğine dikkat çekti.
16-01-2021 15:48

İleri Haber
CHP’li Utku Çakırözer, 2021’in ilk 15 gününde 5 gazeteciye saldırıda bulunulduğunu söyledi. 2019’da 34, 2020’de 17 gazetecinin saldırıya uğradığını hatırlatan Çakırözer, “İki senedir uyarıyoruz. Gazetecilere yönelik tehditler hayatlarını hedef alan saldırılara dönüşüyor” dedi.
Meclis’teki gazeteci kökenli milletvekillerinden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili ve İnsan Hakları Çalışma Grubu Üyesi Utku Çakırözer 2019 yılında 34, 2020 yılında 17 gazetecinin sokak ortasında saldırıya uğradığını belirtti.
“2019 yılında gazeteciler Sabahattin Önkibar, Ahmet Takan, Yavuz Selim Demirağ, Murat İde yazıları, haberleri nedeniyle sokak ortasında saldırıya uğradı. Ama gazetecilere saldıranların sorumluları caydırıcı cezalara çarptırılmadı. Bu cezasızlık politikası yeni saldırıların kapısını araladı. 2020 yılında da saldırılar devam etti. Aralarında Elazığ ve Diyarbakır’daki yerel gazetecilerin de bulunduğu 17 basın çalışanı haberleri ve paylaşımları nedeniyle darp edildi ya da tehdit edildi. Tüm uyarılarımıza, aylık açıkladığımız raporlarımıza rağmen gazetecilere saldırılar devam ediyor” diyen Çakırözer, yeni yılın ilk günlerinde de 5 gazetecinin darp edildiğine dikkat çekti.
‘BU YIL DA GAZETECİLERE FİİLİ SALDIRILAR BAŞLADI’
Çakırözer, “İki yıldır uyarıyoruz dinleyen yok. Ve maalesef bu yıl da gazetecilere fiili saldırılarla başladı. Aksaray’da Anadolu’nun Sesi Gazetesi Haber Koordinatörü İzzet Tınmaz, Aydın’da Adliye önünde haber kovalayan gazeteciler Murat Uçkaç ve Kıymet Sarıyıldız. İstanbul’da KRT TV programcısı Avukat Afşin Hatipoğlu ve Ankara’da Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu sokak ortasında saldırıya uğradılar. Bu vahim gidişatı durdurmalıyız” ifadelerini kullandı.
‘CAN GÜVENLİĞİ İKTİDARIN SORUMLULUĞUNDA’
Türkiye’de gazetecilik yapmanın ve muhalif görüş ifade etmenin her geçen gün tehlikeli bir hal aldığı ve uygulanan cezasızlık politikaları nedeniyle gazetecilere ve siyasetçilere saldırıların arttığını dile getiren Çakırözer, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu saldırıların önüne geçilmesi için öncelikle iktidar sahiplerinin haberi, yazısı nedeniyle gazetecileri; muhalif görüşü nedeniyle de siyasetçileri tehdit etmekten, hedef göstermekten vazgeçmesi gerekir. Halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğünü korumak, gazetecilerin basın özgürlüğünü, siyasetçilerin ifade özgürlüğünü korumak iktidarın ana sorumluğudur. Bunun için de öncelikle can güvenliği sağlanmalıdır. Gazetecilere yönelik bu kabul edilemez saldırılar, halkın haber alma hakkını ve basın özgürlüğünü yok saymaktadır. Basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasiden, reformdan bahsedilemez. Gazetecilere, siyasetçilere yönelik saldırıları yapanlara karşı bugüne kadar sürdürülen 'cezasızlık' politikaları artık son bulmalı, bu saldırıların failleri yargı önünde hesap vermeli ve gereken caydırıcı cezaları almalıdır. Cezasızlık politikası sürer, caydırıcı cezalar verilmezse saldırılar artarak sürecektir.”
İLGİLİ HABERLER
173 gazeteciden ortak bildiri: 'Hakikati savunuyoruz! Boğaziçililer yalnız değildir!'
Melih Bulu’nun, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasına karşı başlayan eylemler ve iktidarın öğrencilere yönelik saldırılarıyla devam eden süreç bir ayı geride bırakırken, gazeteciler de yaşananlara ses çıkardı.
10-02-2021 15:25

İleri Haber
Boğaziçi Üniversitesi’nde bir ayı aşkın süredir yaşananlar sebebiyle 173 gazetecinin imzasıyla 'Boğaziçililer yalnız değildir!' başlıklı bir metin yayımlandı. Metinde, “Gazeteciler taraf değil tanıktır, işini yapan meslektaşlarımıza yönelik engelleme, yaralamaya varan ağır şiddet ve gözaltıların kabul edilemez olduğunu bir kez daha tekrarlıyoruz” denildi.
Melih Bulu’nun, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasına karşı başlayan eylemler ve iktidarın öğrencilere yönelik saldırılarıyla devam eden süreç bir ayı geride bırakırken, gazeteciler de yaşananlara ses çıkardı.
173 gazetecinin imzasıyla yayımlanan 'Boğaziçililer yalnız değildir!' başlıklı metinde, öğrencilerin eyleminin anayasal bir hak olduğu vurgulanırken, iktidarın saldırılarının kabul edilemez olduğu belirtildi.
173 gazetecinin ilk imzacı olduğu metin, internet üzerinden de gazetecilerin imzasına açıldı. İmza metni, 14 Şubat Pazar günü saat 23.59'da imzaya kapatılacak.
Gazetecilerin yayımladığı imza metni şu şekilde:
BOĞAZİÇİLİLER YALNIZ DEĞİLDİR!
Boğaziçi Üniversitesi’nde bir ayı aşkın süredir, antidemokratik yöntemlerle yapıldığını düşündükleri rektör atamasını protesto eden öğrencilerle basın mensupları arasında kurulan barikata itirazımız var.
Boğaziçililerin “Aşağı Bakmayacağız” diyerek sürdürdükleri bu eylemin, anayasal bir hak olduğunu hatırlatıyoruz. LGBTİ+ öğrencilere karşı kimlikleri ve yaşam hakkını hedef alan nefret söylemini, ötekileştirmeyi, ayrıştırmayı bunların sonucunda LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’nün kapatılmasını kabul etmiyoruz.
Yaşananları objektif bir şekilde aktarmakla yükümlü olan ve bir kamu görevi icra eden biz gazeteciler, demokratik haklarını kullanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ve onlara destek veren akademisyenlerin kriminalize edilmesi çabasını reddediyoruz.
Sansür, baskı ve tehditlerle halkın haber alma hakkının önüne çıkartılan her türlü engellemelere itiraz ettiğimiz gibi, görevini yapmaya çalışan meslektaşlarımızı hedef alan polis şiddetine de karşıyız. Gazeteciler taraf değil tanıktır, işini yapan meslektaşlarımıza yönelik engelleme, yaralamaya varan ağır şiddet ve gözaltıların kabul edilemez olduğunu bir kez daha tekrarlıyoruz.
Çağın tanıklığını biz yapacağız, hakemliğini ise tarih.
Güçle, hakikati bükmeye çalışanların karşısında her zaman hakikatin savunucusu olmaya devam edeceğiz.
Başımızı eğmiyoruz, gazeteciliğin suç olmadığını biliyoruz!
İLK İMZACILAR
Ali Ergin Demirhan, Ali Haydar Çelebi, Ali Kemal Erdem, Alican Uludağ, Anıl Bayraktar, Anıl Mert Özsoy, Atakan Sönmez, Ayça Söylemez, Aylin Şener, Ayşe Banu Tuna, Ayşen Şahin, Ayşenur Önal, Azra Ceylan, Bahar Ünlü, Baran Furkan Gül, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Batuhan Avakado, Batuhan Batan, Bengisu Kömürcü, Bereket Kar, Berkant Gültekin, Bilal Çelik, Bilal Seçkin, Billur Aslan, Buse Söğütlü, Bülent Mumay, Bülent Yoldaş, Büşra Cebeci, Büşra İlaslan, Büşra Toprakyiğit, Can Bursalı, Cansu Pişkin, Cem Bahtiyar, Cüneyt Karabey, Çağla Üren, Çağlar Tekin, Çağrı Sarı, Çiğdem Akbayrak, Deniz Dallı, Deniz Işık, Derya Kap, Dilan Erdemir, Diren Çelik, Diren Deniz Sarı, Doğan Ergün, Doğan Koç, Duygu Köseoğlu, Ece Seçil Şahin, Elif Çetiner, Elif Ünal, Emrah Kolukısa, Emre Orman, Emre Özpeynirci, Engin Korkmaz, Erdal İmrek, Erdem Bolca, Erdoğan Alayumat, Erk Acarer, Ersan Kınık, Ertan Çıta, Esma Yılmaz, Esra Açıkgöz, Esra Üşüdür, Eylem Babayiğit, Eylem Nazlıer, Eylem Yılmaz, Ezo Özer, Fatih Karagülle, Fethullah Özmen, Giray Poyraz Ürey, Gizay Erden Çelik, Gökhan Kaya, Gözde Çağrı, Gözde Yel, Güliz Vural, Hacı Bişkin, Hakan Tosun, Halit Elçi, Hasan Hınıslı, Hatice Özkartal, Haydar Koçak, Hayri Tunç, Hemra Nida, Hüseyin Naval, İbrahim Varlı, İdris Sayılğan, İlker Güneş Doğan, İpek Özbey, İrem Afşin, İsmail Yeniçeri, İşhan Erdinç, İzel Sezer, Janet Huvaj, Kaan Kurtuluş, Kader Rüzgar, Kadir Güney, Kavel Alpaslan, Kazım Kızıl, Kerim Eren, Kübra Köklü, Leyla Özkaynak, Maaz İbrahimoğlu, Mehmet Efe Altay, Mehmet Emin Kurnaz, Mehmet Fırat Özgür, Mehmet Şafak Sarı, Melike Ceyhan, Melis Karaca, Meltem Akyol, Meriç Şenyüz, Mert Eskisındı, Mert Gümüş, Merve Bavra, Muhammet Doğru, Murat Bay, Murat Beyaz, Murat Büyükyılmaz, Murat Çokan, Mustafa Büyüksipahi, Mustafa Hoş, Mustafa Kömüş, Nagihan Yılkın, Nazlı Eda Piyade, Nebiye Arı, Neşe İdil, Nurcan Çalışkan, Nurcan Gökdemir, Onur Dalar, Onur Öncü, Onur Şahin, Orhan Koç, Orhan Şahin, Osman Çaklı, Ozan Buz, Ozan Yurtoğlu, Özge Türkoğlu, Özgür Büyüktaş, Özgür Deniz Kaya, Özlem Kara, Özlem Temena, Öznur Kaya, Pınar Gayıp, Rahşan Çelik, Reyhan Hacıoğlu, Sait Demir, Selda Manduz, Semra Kardeşoğlu, Seran Vreskala, Sercan Güler, Sercan Meriç, Serkan Ocak, Serpil Ünal, Sevda Erkılınç, Seyhan Avşar, Sezgin Kartal, Sibel Tekin, Songül Başkaya, Sultan Eylem Keleş, Sümeyra Kırca, Taylan Öztaş, Tilbe Akan, Timur Soykan, Tolga Balcı, Tolga Kaan Ateşli, Tugay Can, Tugay Candan, Tuğba Özer, Uğur Can Biçer, Uğur Koç, Uğur Şahin, Uğurcan Yıldız, Umut Yıldız, Ümit Kartal, Yadigar Aygün, Yağmur Kaya, Yağmur Tan, Yaprak Akbaba, Yasin Akgül, Zarife Çamalan, Zehra Özdilek, Zeynep Çelik, Zeynep Kuray, Zülal Koçer
Metne ulaşmak ve imza vermek için: https://forms.gle/8kBFymx7jBucJikw5
RTÜK tarafından Habertürk'e verilen cezanın gerekçesi: Sunucu 'ciddi tepki' vermedi
Habertürk’e RTÜK tarafından verilen ceza, sunucunun 'ciddi şekilde tepki' vermemesiyle gerekçelendirildi.
28-02-2021 22:55

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) Habertürk'e verdiği cezada sunucunun ciddi tepki vermemesi gerekçe gösterildi.
RTÜK, CHP'li Başarır’ın tank paleti fabrikasının işletmesinin Katarlı şirkete devredilmesine ilişkin açıklaması nedeniyle Habertürk’e beş kez program durdurma ve para cezası vermişti.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, konuya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a sorular yöneltti.
"BUNUN NERESİ EŞİTLİK"
2020’de ‘habercilik yapan’ beş kanala 10 milyon lira, ‘iktidar destekçisi’ kanallara ise 400 bin lira ceza kesildiğini belirten Çakırözer, “Bunun neresi eşitlik neresi tarafsızlık” diye sordu.
Sorulara yanıt veren Ersoy, tüm kanalların eşit olarak değerlendirildiğini kaydetti: “Bütün medya hizmet sağlayıcılarının yayınları, hem kamuoyunun hem de yayıncıların menfaat ve değerleri göz önünde bulundurularak tarafsız ve eşit olarak 6112 Sayılı Kanunda yer alan hükümler uyarınca değerlendirilmektedir.”
Ersoy, Habertürk’e cezanın gerekçesini, ‘milletvekilinin açıklamalarına diğer konuklara nazaran program sunucusunun ciddi bir şekilde tepki vermediği ve açık bir şekilde itiraz etmemesi’ ifadelerini kullanarak anlattı.
"YANIT DİYE MECLİSE GÖNDERMESİ AYRI BİR KOMEDİ"
CHP’li Çakırözer, bakanın yanıtına tepki göstererek şunları söyledi:
"Anlaşılıyor ki ne bakan ne de RTÜK o yayının bandını izlemiş… İzleseler böyle komik bir gerekçeyle bir kanala en ağır cezanın verilmesini savunamazlardı. ‘Konuklarına nazaran ciddi tepki vermemek’ diye bir ceza gerekçesi olabilir mi? Ayrıca izlemeden ceza verdikleri belli. Hem programın sunucusu hem de milletvekili arkadaşımız söylenenin kamuoyuna çarpıtılmadan doğru biçimde aktarılması için ellerinden geleni yapıyor. Bunu görmezden gelerek böylesine komik bir gerekçeyle en ağır cezanın verilmesi o kanal üzerinde siyasi baskı ve sindirme operasyonundan başka bir şey değildir. Sayın bakanın da önüne konan bu saçma sapan izahati ‘yanıt’ diye yüce Meclis’e gönderiyor olması da ayrı bir komedi."
AYM'den İletişim Başkanlığı'nın AA üzerindeki yetkisine iptal kararı
CHP'nin AYM başvurusunun ardından AYM, İletişim Başkanlığı'nın Anadolu Ajansı üzerindeki yetkisinin iptal edilmesine karar verdi.
24-02-2021 14:16

Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Anadolu Ajansı’nın (AA) “faaliyet” ve “örgütlenme ve insan kaynakları yönetimi” üzerindeki denetim yetkisini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ardından AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yayımlanan 14. No’lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle İletişim Başkanlığı’nın yetkileri belirlendi. Kararnamenin 14. Maddesinde Anadolu Ajansı başlığı altında şu düzenleme getirildi:
“Bakanlık her yıl kendi bütçesinin Anadolu Ajansı bölümündeki ödeneği aşmamak üzere Anadolu Ajansı ile en çok 5 yıllık sözleşme yapmaya yetkili olup; Anadolu Ajansının faaliyet, bütçe, örgütlenme ve insan kaynakları yönetimi üzerinde denetime de sahiptir. Bu denetime ilişkin usul ve esaslar Başkanlıkça belirlenir. Yapılacak sözleşmede Anadolu Ajansı yöneticilerinin atanma yolları da belirlenir.”
CHP, bu düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali talebiyle AYM’ye başvurdu.
'ANAYASA'YA AYKIRI' KARARI
Alican Uludağ'ın ankaragazetecisi.com'daki haberine göre Yüksek Mahkeme, düzenlemedeki İletişim Başkanlığı’nın Anadolu Ajansı’nın “faaliyet” ve “örgütlenme ve insan kaynakları yönetimi” üzerinde “denetim” yapma yetkisini Anayasa'ya aykırı buldu. Mahkeme, “Bu denetime ilişkin usul ve esaslar Başkanlıkça belirlenir” şeklindeki ikinci cümle ile “Yapılacak sözleşmede Anadolu Ajansı yöneticilerinin atanma yolları da belirlenir” ibareli üçüncü cümlenin de iptaline arar verdi.
'YAYINLARIN TARAFSIZLIĞINI ETKİLER'
Kararın gerekçesinde Anayasa'nın 133. Maddesinde devlet tarafından kamu tüzelkişiliği olarak kurulan haber ajanslarının özerk ve yayınlarının tarafsız olduğuna ilişkin düzenlemeye işaret edildi. Kararda, şöyle denildi:
“Kuralın birinci cümlesinde ajansın bütçesinin yanı sıra faaliyeti, örgütlenmesi ve insan kaynakları yönetimi üzerindeki denetimin de merkezi idare tarafından yapılması öngörülmektedir. Ajansın şirket olarak temel amacı, yurt içinde ya yurt dışındaki olaylarla ilgili doğru, çabuk, tarafsız, çağdaş haber ve fotoğraf, görüntü ve multimedya istihbaratı yaparak bilgiyi basın ve yayın abonelerine ulaştırmaktır. Bu itibarla ajansın faaliyetlerinin yürütmenin içinde yer alan ve Cumhurbaşkanlığına bağlı olan başkanlıkça denetlenmesi, ajansın özerkliğiyle bağdaşmadığı gibi yayınlarının tarafsızlığını da etkileme ihtimalini barındırmaktadır.
Öte yandan Ajansın örgütlenmesi ve insan kaynakları yönetimi üzerinde Başkanlığın denetim yetkisine sahip olması da Ajansın kendi faaliyetlerine ilişkin kararları alma ve uygulama konusundaki serbestisini ortadan kaldırdığından Anayasanın 133. Maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kamu tüzel kişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ilkesiyle bağdaşmamaktadır.”
'YETKİNİN BAŞKA BİR İDARİ İŞLEME BIRAKILMASI MÜMKÜN DEĞİL'
Kararda, Ajansın denetimine ilişkin temel ilkeler ortaya konulmadan ve çerçeve çizilmeden Başkanlığa sınırları belirsiz bir alanı düzenleme yetkisinin verilmesinin, anayasanın Cumhurbaşkanına tanıdığı düzenleme yetkisinin idareye bırakılması sonucunu doğurduğu kaydedildi. Kararda, “Anayasa koyucu tarafından CBK’ya tanınan asli bir yetkinin, başka bir idari işleme bırakılması mümkün değildir” denildi.
'İLETİŞİM BAŞKANLIĞI YÖNETİCİ ATAMA YOLLARINI BELİRLEYEMEZ'
Anayasa'nın 133. Maddesinin 3. Fıkrasında düzenlenen haber ajanslarının özerkliğinin, Ajansın kendi yönetim ve örgütlenmesine ilişkin kararları alma ve uygulama konusunda gerekli yetkiyle donatılmış olmasını ve Ajansın dış etkilere karşı korunmasını güvence altına aldığına işaret edilen kararda, “Bu itibarla Ajansın yöneticilerinin atama yollarının her yıl yenilenen sözleşme ile belirlenmesi, Ajansın, Anayasa’nın anılan maddesi gereğince sahip olduğu özerkliği anlamsız kılmaktadır” hükmüne yer verildi.
Twitter 'manipülasyon politikalarını ihlal eden' 373 hesabı kapattı
Twitter, Rusya, İran ve Ermenistan ile bağlantılı 373 hesabı Twitter kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle kapattığını duyurdu.
24-02-2021 11:49

ABD merkezli sosyal paylaşım platformu Twitter, ‘'manipülasyon politikalarını ihlal ettiği’' gerekçesiyle Rusya, İran ve Ermenistan ile bağlantılı 373 hesabı kapattığını duyurdu.
Twitter’a ait blogdan yapılan açıklamada, İran’da faaliyet gösteren 238 hesap ile ‘NATO’ya karşı güveni zedeleyen, ABD ve Avrupa Birliğini hedef alan’ Rusya merkezli 100 hesabın kapatıldığı belirtildi.
Açıklamada ayrıca Azerbaycan’ı hedef almak için oluşturulan Ermenistan ile bağlantılı 35 hesabın da kaldırıldığı kaydedildi.
24. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri için başvurular başladı
İlki 1998 yılında verilen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nin bu yıl 24.'sü düzenleniyor. Yarışma başvuruları 14 Mart'a kadar sürecek.
23-02-2021 13:57

Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri için başvurular başladı. Yarışma, Haber (Yazılı Haber-Görüntülü Haber), Fotoğraf ve Yerel Gazetecilik olmak üzere üç dalda düzenleniyor.
Evrensel Gazetesi Muhabiri Metin Göktepe ve görevi başında yitirilen gazetecilerin anılarını yaşatmak, genç gazetecileri gerçekleri esas alan bir habercilik konusunda özendirmek amacıyla düzenlenen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri için başvurular başladı.
İlki 1998 yılında verilen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nin bu yıl 24’üncüsü düzenleniyor.
ÖDÜL JÜRİSİ
Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nde kazananları belirleyecek olan jüri bu yıl şu isimlerden oluşuyor: Ceren Sözeri, Celal Başlangıç, Ferhat Çelik, Güray Öz, Kumru Başer, Nazım Alpman, Özlem Akarsu Çelik, Sevda Karaca.
YARIŞMAYA KATILIM KOŞULLARI
Yarışma, Haber (Yazılı Haber-Görüntülü Haber), Fotoğraf ve Yerel Gazetecilik olmak üzere üç dalda düzenleniyor.
Yarışmaya, 10 Mart 2020 ile 10 Mart 2021 tarihleri arasında yayımlanmış olan ürünler katılabiliyor.
Yarışmaya katılacak ürünlerin, yazılı basında yayımlanmış olanların PDF formatında, görüntülü haberlerin ise wetransfer yoluyla gönderilmesi gerekiyor.
İnternet medyasında yayımlanmış haberler de haber kategorisinde değerlendirilecek. İnternet medyasında yayımlanan haberlerin linkinin de gönderilmesi gerekiyor.
Fotoğraf dalında yarışmaya katılacak adayların da yine mail üzerinden gönderecekleri fotoğraflarıyla birlikte ürünün adını, çekildiği yeri ve tarihini yazmaları gerekiyor.
Yarışmaya katılacak adayların ürünlerini kısa öz geçmişleri, iletişim bilgileri ve bir fotoğrafları ile birlikte goktepegazetecilikodulleri@gmail.com adresine mail olarak 14 Mart 2021 tarihine kadar göndermeleri gerekiyor.
Kazananlara ödülleri Metin Göktepe’nin doğum günü olan 10 Nisan 2021 tarihinde verilecek. (Evrensel)
Halk TV’de 5 gazeteci işten çıkarıldı!
Halk TV’de web sitesi çalışanı 5 gazeteci işten çıkarıldı.
22-02-2021 20:33

İleri Haber
Halk TV web sitesi halktv.com.tr'de çalışan 5 gazeteciye bugün ücretsiz izne çıkarıldıkları bildirildi. Kanalın patronu Cafer Mahiroğlu’nun bir gazeteciyi ücretsiz izne çıkarma kararına, çalışanların itiraz etmesinin ardından gazetecilerle kanal yönetimi arasında tartışma yaşandığı öğrenildi. Yaşanan gerilimde patronun gazetecilere hakaret ettiği, ardından korumasını çalışanların bulunduğu kata gönderdiği iddia edildi. İleri Haber’e konuşan kaynaklar, korumayla gazeteciler arasında da gerilim yaşandığını aktardı.
İHD, Eren Keskin için verilen hapis cezasına tepki gösterdi:'İnsan hakları savunuculuğu suç değildir'
İHD, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem ana davasında terör örgütü üyeliği iddiasıyla 6 yıl 3 ay ceza verilen insan hakları savunucu Eren Keskin hakkında açıklama yaptı: “Gazetecilik ve insan hakları savunuculuğu suç değildir''
16-02-2021 22:27

İnsan Hakları Derneği (İHD), Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem ana davasında terör örgütü üyeliği iddiasıyla 6 yıl 3 ay ceza verilen insan hakları savunucu Eren Keskin hakkında açıklama yaptı. İHD açıklamasında, “Emire Eren Keskin dayanışma amacı ile sembolik olan 2014-2015 yıllarında Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdürmüştür. Gazetecilik ve insan hakları savunuculuğu suç değildir: İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin suç işlememiştir” denildi.
İHD yaptığı yazılı açıklamada, “Eş Genel Başkanımız Emire Eren Keskin dayanışma amacı ile sembolik olan 2014-2015 yıllarında Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdürmüştür. Özgür Gündem Gazetesi’ne yönelik barış ve çözüm sürecinde açılmayan soruşturma ve davalar bu süreç sona erdikten sonra 2016 yılı ile birlikte açılmış ve adeta Türkiye’deki ifade özgürlüğünün nasıl cezalandırıldığının sembolü olmuştur. Konjüktürel olarak zaman bakımından suç sayılmayan açıklama ve yayınlar konjüktür değiştiğinden suç sayılıyor ise o ülkede ifade özgürlüğü güvence altında değildir. Türkiye’de olup biten de bundan ibarettir. Türkiye’deki haklar siyasi iktidarın izin verdiği ölçüde kullanılmakta, izin vermediği zamanlarda ise yargı yolu ile cezalandırılmaktadır” dedi.
Açıklamanın devamında gazetecilere ''gazetecilik'' yaptığı için ceza verildiğine dikkat çekilerek, “Emire Eren Keskin, Türkiye ve dünyada tanınan ve bilinen bir insan hakları savunucusudur. Dayanışma amaçlı olarak ifade özgürlüğü hakkını kullanmıştır. Ceza verilen diğer kişiler gazetecidir. İnsan hakları savunuculuğu ve gazetecilik suç değildir. Arkadaşlarımıza verilen cezanın istinaf veya temyiz aşamasında bozulması için adalet mücadelemiz sürecektir” ifadeleri kullanıldı.