2021 verileri rekorlara ve zirvelere doymuyor

“Yeni Model” ve “rekabetçi kur” söylemlerine karşın aralık ayında dış ticaret açığı azalmak bir yana daha da arttı. Kurdaki rekor artışlara rağmen dış ticaret açığı aralıkta yüzde 45,9 artışla 6,6 milyar dolar oldu.

Enflasyon, hem üretici hem de tüketici fiyatlarında 2002 yılından beri en yüksek düzeylerine ulaştı. En son Eylül 2002’de yüzde 37 olan tüketici enflasyonu 2021’de yüzde 36,08 ile AKP iktidarı döneminde en yüksek düzeyine ulaştı. Yani son 19 yılın en yüksek tüketici enflasyonu oldu. Yıllık tüketici enflasyonunda rekor yüzde 125,9 ile 1995 yılı Ocak ayına aitti. Aralık ayı aylık enflasyonu ise yüzde 13,58 ile Nisan 2001’den bu yana ilk kez yüzde 10’u geçti. Aylık enflasyonda rekor ise yüzde 23,4’le Nisan 1994’te görülmüştü. Üretici enflasyonu da tüketici enflasyonundan geri kalmadı: Yıllık yüzde 79,89’luk artışla Şubat 2002’den beri 20 yıllık dönemin zirvesini gördü. Böylelikle 2021’in ilk rekoru kırıldı: Tüketici enflasyonu ile üretici enflasyonu arasındaki fark 43,8 puanla rekor düzeye çıktı.

2021’de Yeni İhracat Rekoru Kırıldı:                                             

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2021’de, 2020’ye oranla yüzde 32,85 artarak 225 milyar 368 milyon dolara ulaştı ve tüm zamanların en yüksek yıllık ihracat rakamı oldu. Buna karşılık ithalat yüzde 23,6 artışla 271,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aralıkta yüzde 29,2 oranında artarak 28,9 milyar dolar olan ithalata karşılık, ihracat yüzde 24,9 oranında artarak 22,3 milyar dolar oldu. 2020’ye oranla yüzde 27,64 artarak 496 milyar 723 milyon dolar dış ticaret hacmi ile birlikte, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 83,1 olarak gerçekleşti.

“Rekabetçi Kur” da İthalatı Frenleyemedi:

“Yeni Model” ve “rekabetçi kur” söylemlerine karşın aralık ayında dış ticaret açığı azalmak bir yana daha da arttı. Kurdaki rekor artışlara rağmen dış ticaret açığı aralıkta yüzde 45,9 artışla 6,6 milyar dolar oldu. 2021 dış ticaret açığı ise yüzde 7,8 artışla 46 milyar dolar olarak gerçekleşti. İzleyen grafik 2013-2021 yılları arasında dış ticaretteki gelişmeleri göstermektedir.

Kaynak: TÜİK ve T.C. Ticaret Bakanlığı

Grafikten görüldüğü gibi ihracat artışı her defasında ithalat artışı ile birlikte gerçekleşmektedir. Bu da daha önceki yazılarımızda sık sık vurguladığımız gibi sanayinin aşırı bir biçimde dışa bağımlı olması ve Türkiye’nin net girdi ithalatçısı olmasının kaçınılmaz bir sonucudur. İthalat yapmadan üretemeyen bir sanayimiz var açıkçası! Gönül isterdi ki ihracat rekorları “ballandıra ballandıra” anlatılırken artan ithalattaki can sıkıcı artış da anlatılsın. Anlatılanlara ve yazılanlara bakarsanız Türkiye hiç ithalat yapmıyor ve dış ticaret açığı vermiyor zannedersiniz!

İthalat Arttıkça hem İhracat hem de Vergi Gelirleri Artıyor:

Yayınlanan 2021 merkezi yönetim bütçe verilerine göre merkezi yönetim bütçesi, aralık ayında 145,7 milyar TL; 2021’de ise 192,2 milyar TL açık verdi. Faiz dışı açık 2021’de 11,39 milyar TL olarak gerçekleşti. Bütçe gelirleri ile bütçe giderleri hedeflenenlerin üzerine çıkarken bütçe açığı hedeflenenin altında kaldı: Bütçe giderleri hedeflenenin yüzde 18,8 üzerine çıkarak 1 trilyon 599 milyar lira, gelirler ise hedefin yüzde 27,8 üzerinde 1 trilyon 407 milyar lira olarak gerçekleşirken bütçe açığı 192,2 milyar lira ile 244,9 milyar liralık hedefin yüzde 9,7 altında kaldı.

Vergi gelirleri hedeflenenin yüzde 26,2 üzerinde gerçekleşerek yüzde 39,8 artışla 1 trilyon 164 milyar liraya ulaşmıştır. 2021’de her ne kadar özel tüketim vergisi (ÖTV) dışında tüm vergi kalemlerinde hedefin üzerinde gelir artışı olsa da, vergi gelirlerindeki bu artışa en önemli katkıyı, ithalde alınan katma değer vergisi yapmıştır. Böylelikle “cari fazla” yaratacağız iddiasıyla uygulanacağı söylenen “yeni ekonomi modeli”, ithalattaki artışı dizginleyemeyip, cari dengeyi fazlaya dönüştüremese de; “rekor düzeye ulaşan ithalat sayesinde” 2021 bütçesine son derece önemli pozitif katkı yapmıştır. İzleyen grafik, 2007-2021 arasında çeşitli vergi gelirlerinin toplam vergi gelirlerine oranının gelişimini göstermektedir.

Kaynak: T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı

Grafikte görüldüğü gibi ithalde alınan katma değer vergisi, vergi geliri kalemleri arasında 2021’de ilk kez birinci sıraya çıkmıştır. 1 trilyon 165 milyar lira olan 2021 toplam vergi gelirlerinin 261,9 milyar liralık kısmını ithalde alınan katma değer vergisi oluşturmuştur. Böylelikle bu vergi kaleminin toplam vergi gelirleri içerisindeki oranı ilk kez yüzde 20 sınırını aşarak yüzde 22,48 olmuştur. Bu oran 2020’de yüzde 19,11 idi. Yani, rekor kıran ithalat sayesinde bütçe açığı hedeflenenin altında kalmış!

2018 ve 2019 yılları hariç vergi gelirleri içerisinde hep en yüksek paya sahip olan ve 2007-2020 arası ortalama payı yüzde 25,16 olan ÖTV’nin vergi gelirleri içerisindeki payı, 2021’de yüzde 17,63’e düşmüştür. 2020’de 207,2 milyar lira ÖTV geliri elde edilmişken 2021’de 205,3 milyar liralık gelir elde edilmiş ve böylelikle 213,7 milyar liralık hedefin yüzde 3,9 altında kalınmıştır. ÖTV’de hedeflenenin altında kalınmasında ve dolayısıyla da ÖTV’nin vergi gelirleri payının düşmesinde akaryakıt ürünlerinde kur artışlarına bağlı olarak artan fiyatların ÖTV marjını sıfırlaması ile azalan otomobil ithalatının etkili olduğunu söylemek mümkündür. Yani, kur artmamış olsa ve bir de otomobil ithalatı geçmiş yıllardaki trendini devam ettirebilseymiş, 2021 bütçe performansı da “dillere destan” olacakmış!

2007-2020 yılları arası ortalaması yüzde 21,09 olan gelir vergisinin vergi gelirleri içerisindeki payı 2021’de ilk kez yüzde 18,86 ile yüzde 19’un altına inmiştir. Buna karşılık kurumlar vergisi payındaki artış trendi devam etmiştir. 2017’den beri vergi gelirleri içerisinde payı azalan dahilde alınan KDV gelirleri 2021’de artmış ve yüzde 10,60 olmuştur.

2021 dış ticaret verileri ile bütçe gerçekleşmeleri, Türkiye ekonomisinin neden “iyi yönetilmediğinin” nedenlerini bir kez daha bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktadır: Her şey anlık gelişmelere tepki olarak yapılmakta, hiçbir politika kararı gerçek verilere, bilimsel teorilere ve genel kabul görmüş iktisat politikalarına dayanmamaktadır. Günü kurtarmak için sadece, “deyim yerindeyse”, “amaca hizmet eden”, günü kurtarmaya dönük kararlar alınmakta ve uygulanmaya çalışılmaktadır. “Allah’ın işine bak”: Cari fazla yaratacağız diyerek rekabetçi kur ile ithalatı azaltacağız de; ‘yılın sonunda’ ithalata rekor kırdır ve rekor kıran ithalat sayesinde de bütçe dengelerini düzelt. Sonra da çık ihracatta rekor kırdık güzellemeleri yap! Ne de olsa olumlu gelişmeler “iktidara”, olumsuzlar da muhalefete ve dış güçlere yazılıyor. Yeter ki alıcı bulunsun!