20. Yüzyıldan kahramanlarla salonda oturmak

20. Yüzyıldan kahramanlarla salonda oturmak

Karakterlerin geldiği atmosfer, geçmişte yaşadıkları olaylar ve tepkileri gibi mekanın bir İngiliz sömürgesi olan İrlanda’da olduğu ve dönemin atmosferi de oldukça başarılı bir biçimde  okuyucuya sunulur. Böylece tartışmalarda konuşan salt farklı isimler değil;  düşünce yapısıyla, büyüdüğü ortamıyla, geçmişiyle bir karakterdir.

Alp Tanlası

Avengers film serisini izleyen birçok kişi, daha önceden tanıdığı “süper kahramanların” bir serüvene birlikte atılmaları karşısında heyecan ve merak duymuştur. Bu “süper kahramanlar” biraz şartların yönlendirmesi ve çokça da ortak amaçlar doğrultusundaki bir kurgunun parçası olurlar. Farklı yanları bilinen, kendi başına özel olan bu karakterler, bir araya gelip birlikte hareket etmeye çabalarlar. Oysa hepsinin tarzı çok farklıdır; kimi egoisttir, kimi dediğim dediktir, kimi kendi doğrularının yenilmez olduğunu düşünür, kimisi şakacıdır, kimisi ise oldukça ciddidir. Bu süreçte karakterler aralarında irili ufaklı gerginlikler yaşarken, ortaklaştıkları durumlarda da göz kamaştırıcı bir şov yaratırlar.

Buradan hareketle “Azizler ve Alimler, romanlar dünyasının Avengers’ıdır” dersek muhtemelen çok ileri gitmiş olmayız.

Edebiyat, ideoloji, Marksizm gibi başlıklardaki kitaplarıyla tanıdığımız Terry Eagleton, bu defa tartışmaları bir ev ortamı sıcaklığında bir roman aracılığıyla sunuyor. Eagleton, teorik çalışmalarında kullandığı dilini, roman türüne hafifçe uyarlamış. Benzetme ve örneklemeleri sık kullandığı anlatım tarzını Azizler ve Alimler’de devam ettiriyor. Mekana ve görselliğe dönük betimlemeleri daha hafif tutarken, dönemin atmosferi ve mekanların tarihselliğine yoğunlaşıyor.

Hikaye dünyanın dönüşüne yazar tarafından yapılan bazı müdahalelerin yol açtığı bir kurguya dayanmakta. İçsel buhranlar ve anlam hakkında düşünceleriyle Ludwig Wittgenstein, yükselen iç geriliminden bir tür kaçış için bir profesörün İrlanda’nın Ballymeany kasabasındaki yazlığına gitmeye karar verir.  Rus dilbilimci Nikolay Bahtin’in birlikte bir tür inzivaya çekilmeleri ile hikayenin mekanı belirlenir. Ancak yazlık evi kısa sürede Viyana ve Rusya’nın Birinci Dünya Savaşı dönemindeki atmosferlerinin çatışmaya başladığı bir mekan haline gelir. İkilinin tek mekanda hem kendi içlerinde hem de birbirleriyle sürdürdükleri tartışmalar zaten yeterince hareketliyken İrlanda’nın cumhuriyet ve devrim mücadelesinin liderlerinden James Conolly, yoldaşı Molly ile birlikte bir isyan girişiminin ardından kovalanırken Ballymeany’deki inzivaya denk gelir. Güvenlik için Conolly hiçbirinin dışarı çıkmasına izin vermez. Yalnızca yazlık evdeki iki filozofun ihtiyaçlarından sorumlu olduğunu düşünen Donol’ın da eve gelmesiyle ortamdaki tartışmalar bir taraftarın önünde sahne almaya başlamış olur. Ancak İrlanda’nın atmosferinden eve giren yalnızca Conolly ve Molly olmaz, bir gece ansızın Ulysses’den fırlayan Leopold Bloom’un da aralarına katılmasıyla yazlık ev dört köşeli tartışmalara sahne olur.

Yazlık evde karakterlerin aralarındaki tartışmalar devrimden ontolojiye, anlamdan dile uzanacak şekilde devam ederken, bir yandan da karakterlerin iç yüzleşmelerine tanık oluruz. Karakterlerin geldiği atmosfer, geçmişte yaşadıkları olaylar ve tepkileri gibi mekanın bir İngiliz sömürgesi olan İrlanda’da olduğu ve dönemin atmosferi de oldukça başarılı bir biçimde  okuyucuya sunulur. Böylece tartışmalarda konuşan salt farklı isimler değil;  düşünce yapısıyla, büyüdüğü ortamıyla, geçmişiyle bir karakterdir.

Tartışmalar bu bütünlüklü sunulmuş karakterlerin, gerçek insanlar gibi bir arada kaldığı bir ortamda geçer. Hiçbir zaman münazara biçimine kaymayan, doğal tepkilerle bezenmiş ve gerçekten de bir evde birlikte yaşayan ve dışarıdaki dünyayı da unutmamış bir grup insan arasında yaşanan bir kesit olduğu hissi yazar tarafından hassasiyetle verilmiştir. Eagleton, diyalogları kurgularken gerek kavramlar gerekse cümle yapıları açısından bütün karakterlerin özgünlüğünü titizlikle koruyabilmiştir.

Bu kitabın, sizi de oturduğunuz odada, farklı düşündüğünüz insanları zihninizde odaya yerleştirerek kurgusal bir tartışmaya sürükleme ihtimalini ve bu ihtimalin uçarı hazzından çıkamama tehlikesini gözden kaçırmadan okumanızı tavsiye ederiz.

KÜNYE: Azizler ve Alimler,Terry Eagleton, Sel Yayıncılık ,2019,156 Sayfa.

DAHA FAZLA