1953 Büyük Sel Felaketi hakkında hikâyeler

1953 Büyük Sel Felaketi hakkında hikâyeler

Hollanda, geçen haftalarda 65 yıl önce 31 Ocak-1 Şubat gecesinde meydana gelen büyük sel felaketini andı. Bu felaket 1.800'den fazla ölüm, boğulan çiftlik hayvanları ve evlere büyük zararla sonuçlandı. Çoğu kişi yaşadıkları olaylar hakkında konuşmadı ancak De Bilt Belediyesi'nin sakinleri de dahil olmak üzere zamanla hikâyeler ortaya çıktı.

Yazar: Walter Eijndhoven

Çeviren: Yasin Günaydın

Hollanda, geçen haftalarda 65 yıl önce 31 Ocak-1 Şubat gecesinde meydana gelen büyük sel felaketini andı. Bu felaket 1.800'den fazla ölüm, boğulan çiftlik hayvanları ve evlere büyük zararla sonuçlandı. Çoğu kişi yaşadıkları olaylar hakkında konuşmadı ancak De Bilt Belediyesi'nin sakinleri de dahil olmak üzere zamanla hikâyeler ortaya çıktı.

31 Ocak -1 Şubat'ın o korkunç gecesinde Zeeland, Güney Hollanda ve Kuzey Brabant illerinde yaklaşık 150.000 hektarlık bir alan sular altında kaldı. O zamanlar tüm bölgede yaklaşık 600.000 kişi yaşıyordu. 865'i Zeeland'da, 677'si Güney Hollanda'da, 247'si Kuzey Brabant ve 7'si Kuzey Hollanda'da olmak üzere 1836 kişi boğularak öldü. Sonrasında, 40 kişi daha yoksunluktan öldü. Kızılhaç ölenlerin bir listesini yaptı ve bu listeye göre Schouwen-Duiveland bu olaydan en çok etkilenen bölgeydi. 8 Eylül 1953'te Kızılhaç yeni bir liste ile geldi. Bu, 32'si güvende fakat kimliği belirlenememiş ve 164'ü kayıp olmak üzere 1.796 kişinin boğulduğunu gösterdi. Raporlarda en sonunda 1.835 değil, 1.836 kişinin boğulduğu ortaya çıktı. Sonuncusu 31 Ocak-1 Şubat arasında doğan bir kız olduğu ortaya çıktı. Ailesi ona zamanında ulaşamadı. Kız aynı gece o fırtınada öldü. 1.836 kişinin yanı sıra hayvanlar da öldü. Bunlardan 47.000'i çiftlik hayvanı ve 140.000'i tavuktu.

HİKÂYELER

Son yıllarda büyük sel felaketi hakkında daha fazla hikâye ortaya çıktı. Kurbanlar, gönüllüler ve yardım görevlileri gelecek nesle o günlerde neler olduğunu anlatmak istiyor. De Bilt Belediyesi’nin de büyük sel felaketini yaşayan birkaç sakini var. Vierklank gazetesinin bir çağrısından sonra redaksiyon ekibine birkaç yanıt geldi.

ÖĞRENCİLER

Bunlardan biri Bilthoven'dan Richard vanStaa. Ailesinin bir fabrikası olduğu Hollanda Doğu Hint Adaları’nda doğdu.

“Liseyi bitirdikten sonra Delft'te Teknik Üniversitesinde (TH) okumak istedim (Yeni ismiyle TU Delft). Ben de böylelikle Hollanda'ya gittim. 1953'te daha okuyordum ve 1 Şubat 1953'ün pazar sabahında sel felaketini öğrendim. Bu haber hakkında daha fazla bilgi almak için bisikletle Delft'tekiöğrenci topluluğuna sürdüm çünkü orada radyomuz vardı. Ben kendim bir radyoya sahip değildim. Birkaç öğrenciyle birçok karışık duyuruyu ilgiyle dinledik. Öğleden sonraya kadar felaket hakkında ancak açıklık getirildi.”

Ertesi gün Van Staa ve diğer öğrenciler tekrardan Zeeland'daki felaket hakkında haberleri dinliyorlardı, ta ki bir telefon çalana kadar, onlara ve diğer öğrenci derneklerine, bir otobüs kiralayıp yardım etmeleri söylendi.

“Birkaç öğrenci ile otobüs kiralamak için para topladık. Otobüs kalktığında iki topluluktan daha birkaç öğrenci aldık ve bir profesör ile birlikte 2 Şubat Pazartesi sabahı güneye sürdük.”

Van Staa ve öğrencileri iki gün boyunca setleri güçlendirmek için kum torbaları sürüklediler.

“İki günün sonunda otobüs ile bizi aldılar ve bir depoda birkaç saat uyuyabildik. Ertesi gün eve gittik, duş almak için ve yemek yemek için üniversitenin spor salonuna getirildik. Burada da (o zamanın) üniversitenin yönetim kurulu tarafından karşılandık ve öğrencilerinden ne kadar gurur duyduklarını anlattılar.”

BELEDİYE MECLİSİ ÜYESİ

Bilthoven'dan Rien Balemans'ın da büyük sel felaketi anıları var. “O korkunç gün, 1 Şubat 1953 hakkında çok şey hatırlıyorum” dedi.

“O zamanlar tüm aileyle Batı Brabant Zevenbergschen Hoek'da yaşıyorduk. Cuma ve cumartesi günlerinde fırtına başlamıştı ve radyodaki duyuruları dinliyorduk, o zamanlar televizyonumuz yoktu.”

Olayın ciddiyeti kısa sürede anlaşıldı. Balemans şöyle devam etti:

“1 Şubat Pazar gününün sabahında babam panikle eve girdi ve hepimizin ‘çıkması’ gerektiğini ve ‘aksi taktirde boğulacağımızı’ söyledi. ZevenbergenBelediye Meclis Üyesi olarak Moerdijk'teki duruma baktı, HollandsDiepnehrinin set kırılmasını gözlemledi ve bir sonraki taşmada bir felaketin meydana geleceğini öngördü. Eve doğru bisikletle giderken, yükselen suyun içinden, kızıyla birlikte olan başka bir çiftçiyle konuştu. Daha sonra ikisinin de boğulduğu ortaya çıktı.”

İKİNCİ SEL

İkinci selden önce aile, 6 haftadır tahliyeyle yerleştikleri Hoeven'daki akrabalarının yanına bisikletle gitmişlerdi. Balemans, “Ailemiz Hoeven'a giderken, babam geride kaldı. Yapılması gereken çok iş vardı. Yüksekte konumlanan papaz evinde bir kriz merkezi kurdu. İtfaiye, polis ve ordu ile birlikte takip eden saatlerde yardım etmek için teşebbüste bulundu. Şişme botları, mümkün olan yerlerde, insanları zor durumdan kurtarmak için yolladılar” dedi. Ancak bu imkânsız gibi bir şeydi, tekneler güçlü rüzgarla geri itildi. Başarmanın bir yolu gözükmüyordu. Fırtına çok sayıda kurban bıraktığında, ülkenin dört bir yanından yardımlar başladı. Balemans, hep dokuz milyon insanın, bir milyon insana yardım ettiğini düşünürdüm dedi. 50'lerde Hollanda'da yaklaşık 10 milyon insan yaşıyordu.

“Babamın, meclis üyesi olarak belli ayrıcalıkları vardı. Felaketten birkaç hafta sonra bir tekneyle bölgeye gittik. O görüntüleri asla unutmayacağım. Her yerde ölü çiftlik hayvanı vardı ve evler suyun altında kalmış veya yıkılmıştı.”

Set onarımından ve polderları (denizden kazanılan toprakları) boşaltmalarından altı hafta sonra sakinler kendi evlerine dönebilirlerdi. Balemans ailesinin evi kalın bir çamur tabakasıyla kaplıydı.

“Neyse ki ailem maddiyatçı değildi. Mobilya ve benzeri eşyalar değiştirilebilir ancak süs güvercinimiz boğulmuştu. Annemin bu konuda çok üzgün olduğunu biliyorum.”

TALEP KOMİTESİ

1938'de Irma Hoogenraad'ın Hollandsche Rading'den gelen kayınvalidesi ve kayınpederi, Schouwen Duivenland'daki Renesse'de bir tatil evi satın aldılar. Ancak iki yıl sonra Hoogenraad ailesinin evine o zamanın “talep komitesi” tarafından el konuldu ve ikinci dünya savaşından sonra geri verildikten sonra Renesse'deki eve büyük sel felaketi zamanı sırasında tekrar el konuldu. Nihayetinde ev ancak 1956'da geri verildi. Büyük su baskınından hemen sonra afet fonu kuruldu. Kurbanlara; kıyafet, mobilya ve diğer malları satın alabilmeleri için ülkenin dört bir yanından çok para toplandı. Hoogenraad,“İlk yardım esnasında herkes bir çift deri ayakkabı almaya hak kazandı” dedi, “Maalesef aralarında çok kıskançlık vardı.”

“Fakir nüfus genelde bir çift deri ayakkabıyı kabul etmedi, çünkü hep takunya giyiniyorlardı, ancak deri ayakkabılarla daha rahat edebilirlerdi. Nüfusun birçoğu, yoksulların sel felaketinin sonuçlarından ‘faydalanmasını’ istemedi.”

Irma ve Edsart Hoogenraad hala o zamanın olayları hakkında konuşuyorlar. Hoogenraad:

“Yaklaşık 45 sene önce bir çiftlik gördüğümüzde Kerwerve'nın yanından geçiyorduk. Van der Wekke ile yani yetiştiriciyle konuştuk ve Maartensdijk'ı tanıdığı ortaya çıktı. Ebeveynleri önce Tuindorp'ta (o zamanlar Maartensdijk belediyesi) felaketin tahliye edilenleri olarak sahibi yurtdışında olan evde yaşamalarına izin verildi. Evin sahibi geri döndüğünde, Van der Wekke ailesi başka bir yere taşınmalıydı. Burada uzun zamandır kimse yaşamadığı için soğuk ve nemliydi. Oğlu Soesterberg'de ordudaydı ve orada sık sık ailesine giderdi. Annesi hasta olduğu için sık sık Maartensdijk'teki aile hekimine danışırdı. Tesadüfen kocam Edsart, 45 yıl önce Maartensdijk'te bir aile hekimiydi. Bu güzel bir dostluğa yol açtı.”

Başka bir tesadüf ise, eczacı yardımcısının büyükbabasının ölmesiydi. Moriaanshoofd'ın evleri Schelphoek'teki kırılmada anında yok edildi. Neyse ki tüm mahallenin sakinleri kalan sette ve “Heerenkeet'te” güvenli bir sığınak bulabildiler. Hoogenraad:

“Sete güvendiği için arkada kaldı. Bu set 1944'te Almanların kasıtlı su baskını sırasında da ayakta durdu. Bu hikâyeyi Mina'dan duyduk, yetiştiricinin eşi, tesadüfen aynı zamanda küçük bir kızken Moriaanshoofd'da yaşıyordu.”

GİZLİ KAHRAMANLAR

Ancak 2003 yılındaki anma gününde sadece acı dolu hikâyeler değil, birçok hikâye gün yüzüne çıktı. “Bir kız arkadaşım tahliye sırasında üç gün boyunca kız ve erkek kardeşleriyle oyuncak bebeklerle oynadığını söyledi. Hayatında bu kadar eğlenmemişti, Zeeland'daki seli tamamen unutmuştu” dedi Hoogenraad. Aynı zamanda bir limanda sürücüsüz bir tekneye atlayan bir komşu gibi “gizli” kahramanlar hakkında hikâyeler ortaya çıktı. Tüm gece boyunca, fırtına sırasında, tekneyi setten uzak tutmayı başardı. Hoogenraad, “Bunu yapmasaydı tekne kesinlikle sete vururdu, bir delik oluşurdu ve iç bölge sular altına kalırdı. Daha fazla insan boğulurdu”, diye açıkladı.

Bir sonraki hafta, 1953'teki büyük sel felaketini çevreleyen olayların 2. bölümü yayınlanacak. Hoogenraad:

“Bu felaketi bizzat yaşayan yaşlılarımız, Tanrı'nın elinin rol oynadığını düşündüler, bu yüzden felaketten hiç bahsetmediler. Şimdi de yaşlandıkları için hikâyelerinin yazılmasını istiyorlar.”

Kaynak: De Vierklank

DAHA FAZLA