16 Ağustos notları: OHAL faşizmi, kapatılan Özgür Gündem ve biriken işaretler

16 Ağustos notları: OHAL faşizmi, kapatılan Özgür Gündem ve biriken işaretler

'Bugün ne oldu?' köşemizde her gün Editör yorumuyla günün öne çıkan başlıklarını hatırlatıyoruz. Bugün Kürt siyasi hareketinin tarihinde artık maalesef sıradanlaşan bir gazete kapatma olayına bir kez daha tanık olduk.

'Bugün ne oldu?' köşemizde her gün Editör yorumuyla günün öne çıkan başlıklarını hatırlatıyoruz. Bugün Kürt siyasi hareketinin tarihinde artık maalesef sıradanlaşan bir gazete kapatma olayına bir kez daha tanık olduk. 

Özgür Gündem gazetesi, 'PKK propagandası' suçlamasıyla İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 'geçici olarak' kapatıldı. Söz konusu kararın belgesi, gazeteye tebliğ edilmeden önce yandaş Yeni Şafak tarafından duyuruldu. Kararda, gazetenin "örgütün yayın organı gibi hareket ettiği" iddia edildi. 
Kapatılma kararının ardından polis gazetenin İstanbul'daki bürosuna basın yaparak, çalışanları gözaltına aldı.

DİKKAT ÇEKİCİ GELİŞMELER

Son günlerde özellikle Kürt illerinde polis ve askere dönük, sivillerin de zarar gördüğü şiddet olaylarına tanık olduk. 10 Ağustos tarihli yazımızda bu saldırıların OHAL'i güçlendirdeceği yorumunda bulunmuştuk. OHAL'i fırsat bilen gerici-faşist AKP Rejimi bir yandan toplumu düşmanlaştıran tavrını sürdürürken, Özgür Gündem gazetesine dönük kapatma kararı söz konusu düşmanlaşmanın daha da derinleşmesine neden olacak sonuçları beraberinde getireccek. 

Bir gazeteye tahammül edemeyen rejimin zaten Kürt meselesini çözmek veya barış tesis etmek gibi bir niyetinin olmadığı rahatça söylenebilir. Öte yandan son iki günde gerçekleşen iki olay özellikle dikkat çekiyor. 

Özgür Gündem gazetesi bugün üçüncü bölümü olmak üzere, İmralı'da Abdullah Öcalan'ın sekretaryası olarak görev yapmış PKK'li mahkumlar Çetin Arkaş ve Nasrullah Kuran ile yapılan mülakatı yayımladı. Dün sitemizde de yer verdiğimiz mülakatın AKP açısından rahatsızlık verici olduğunu tahmin etmek güç değil. Özellikle dünkü bölümün yayımlanmasının hemen ardından İmralı'da görev yapan üç askerin "FETÖ/PDY soruşturması" kapsamında gözaltına alındığına tanık olduk.

Bugün de akşam saatlerinde Özgür Gündem gazetesi hakkında kapatılma kararı alındı. 

Tüm bu gelişmeler Özgür Gündem'e ilişkin alınan kararın, Öcalan'ın konumu ve "çözüm süreci" hakkında AKP tarafından yürütülen siyasi çizgide boşluk bırakılmaması çabasının da bir unsuru olarak değerlendirilebileceğini gösteriyor.

Özgür Gündem'de çalışan, baskı ve şiddet uygulanarak gözaltına alınan tüm gazeteci, emekçi arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyor, AKP faşizmine karşı yalnız olmadıklarını bir kere daha ilan ediyoruz. 

İSLAMCILIĞIN KIBLESİ DÜN NEYSE BUGÜN DE AYNI

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Fethullah Gülen cemaatinin 60-70'li yıllardan bu yana örgütlendiğini belirterek, kendisinin de içerisinde yer aldığı İslami hareketin ABD tarafından bu süreçte kullanıldığını itiraf etti. Politikyol'a konuşan Kırbaşoğlu, "Bu durumu o zamanlar karşı kampta yer alan sol-sosyalist-komünist kesimler “Sizin kıbleniz 6. Filo!” diyerek özetlerlerdi. Hatta geçenlerde CNN’de şu cümleyi söylediğim için bana çok kızdılar, bizim mahalledekiler: “Komünistler bir zamanlar bize “Sizin kıbleniz 6. Filo” diyorlardı, galiba pek de haksız değillermiş!” ifadelerini kullandı. 

FEYZİOĞLU İLE SARAY ARASINDA SU SIZMIYOR

Tayyip Erdoğan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve beraberinde 70 baro başkanını Saray'da ağırladı. 

Görüşme sonrası açıklama yapan, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, "Sayın Cumhurbaşkanım, FETÖ'nün en çok istediği suçlunun suçsuzdan ayrılmaması, mağdur konumunu zorlayıp özellikle uluslararası kamuoyunda da itibar kazanmaya çalışmaktır. Bunu önlemenin yolu da, sizin, sayın Başbakanımız ve Adalet Bakanlığımızın sıklıkla ifade ettiği gibi hukuka uygun davranılmasıdır. Haksız yere lekelenmeme hakkına hem vatandaşlarımızın hem de Türkiye'nin menfaatleri gereği azami saygı gösterilmesinde yarar vardır. Aksi halde bu durumun sonuçları  FETÖ'nün ve onunla işbirliği içinde olduğunu gördüğümüz örgüte yarayacaktır" ifadelerini kullandı.
 

AYM KARARININ BEDELERİ ÇOK AĞIR OLACAK 

Anayasa Mahkemesi, uluslararası krize neden olan 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiilleriyle ilgili kararını savundu.

Öte yandan Adalet için Hukukçular'dan Serap Taşdelen "Anayasa Mahkemesi bu iptal kararı ile uluslararası sözleşmelere de aykırı olarak bedeli çok ağır olacak, toplumda infial yaratacak bir karara imza atmış oldu" diye konuştu.

Taşdelen şunları söyledi: "Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına gerekçe olan orantılılık ilkesine aykırılık, cezanın alt sınırı tayin edilirken mağdurun yaşına göre kademelendirmeye gidilmiş olmaması. Yani iptal edilen TCK 103. Madde birinci fıkrası 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerini suç sayarken, iptal kararı ile Anayasa Mahkemesi, 'cezayı tayin ederken mağdur çocuğun yaşına, hukukun temel ilkelerinin yanı sıra  ülkenin sosyal, kültürel yapısına da bakalım buna göre cezada indirim yapalım' diyor."
http://ilerihaber.org/icerik/iptal-karari-tekrar-gundemde-aym-toplumda-infial-yaratacak-bir-karara-imza-atmis-oldu-58470.html

Cinsel istismarın neden önlenemediği hakkında konuşan Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Gamze Kafkas ise kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar davası sanığının beraat ettirilmesine, "Feodal yapı şiddet olaylarında kadını olayın üstünü örtmeye itiyor" diyerek muhalefet şerhi koydu. Kafkas, daha önce de bir kadın cinayeti davasında "Feodal, ekonomik ve sosyal düzen kadınları savunmasız bırakıyor" demişti.

İŞLETMECİNİN FETO'YA BAĞLAMAYA ÇALIŞTIĞI SOMA KATLİAMI'NDAKİ İHMALLER BİLİRKİŞİ RAPORUNDA


Soma davasında esas bilirkişi raporu mahkemeye sunuldu. Bilirkişi raporuna göre, gaz sensörlerinin kalibrasyonu yapılmamış, hatalı değerler verdiği anlaşılmasına rağmen önlem alınmamış.

Sosyal Hukuk'un aktardığına göre raporda yer alan ifadeler şöyle:

"Gerekli alt yapıyı oluşturmadan gerçekleşen üretim artışları 'üretim zorlaması' anlamına gelmektedir. Metan açısından oldukça kritik olan galeride, herhangi bir merkezi izleme metan sensörü bulunmamaktadır. Can Gürkan ve Alp Gürkan, havalandırma projesini gerçekleştirmeden üretimi zorlamaları nedeniyle olaydan sorumludurlar. Denetim mekanizmasnı oluşturan tüm kurumların onayı/ihmali ile adım adım oluşan ocak iskeleti olayın faciaya dönüşmesinde etkili olmuştur. S panosunda yeni vantilatör kurulmadan ve bağımsız nefesliği oluşmadan zorlama yapılmasaydı, böyle bir facia gerçekleşmeyecekti."

BİNALİ YILDIRIM'DAN İDAM KONUSUNDA GERİ ADIM

AKP grup toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, idamın bir sefer ölüm olduğunu ama darbeciler için daha beter ölümlerin de bulunduğunu belirterek, "O da tarafsız ve adil yargıdır" dedi.