12 yaşındaki kız çocuğuna istismarda bulunan erkeğe 3 yıl 9 ay hapis
Kayseri’de 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan Şaban S. 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Şaban S. mahkemede pişkince kendini savunarak “Biz namusumuz için ölürüz. Benim de kızım var” dedi.
17-12-2019 14:31

Kayseri’de bina görevlisi olarak çalıştığı apartmanda oturan 12 yaşındaki A.Ö. adlı kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla tutuksuz yargılan Şaban S. 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Kayseri 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından tutuksuz yargılanan sanık Şaban S., karar duruşmasında hâkim karşısına çıktı.
Sanık Şaban S. ise suçsuz olduğunu öne sürerek, “Biz namusumuz için ölürüz. Benim de kızım var. Görev yaptığım sürece kimseye kötü gözle bakmadım. Koruyup, kolladım. Haklarımı vermemek için bana böyle bir iftira atıyorlar. Beraatımı istiyorum” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanık Şaban S.’ye, eylemi ‘sarkıntılık‘ düzeyinde kaldığı gerekçesiyle 3 yıl 9 ay hapis cezası verdi.
İLGİLİ HABERLER
14 yaşındaki çocuğu istismar eden erkek serbest bırakıldı
Denizli'de 14 yaşındaki İ.U'yu istismar ettiği belirtilen Hulusi Ö. adlı erkek çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
25-01-2021 19:21

Denizli’de 14 yaşındaki İ.U'nun aile yakınları olan Hulusi Ö. tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığı ortaya çıktı. İ.U'nun annesinin olayı öğrenmesinin ardından şikayyette bulunması sonucu gözaltına alınan Hulusi Ö. hakkındaki iddiaları reddetti ve serbest bırakıldı.
DHA'da yer alan habere göre Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde yaşayan Özlem U, kızı İ.U.'nun odasında "Anne beni en yakınından koruyamadın" yazılı not ve çok sayıda hap buldu. Kızıyla konuşan Özlem U, aile dostları olan Hulusi Ö'nün kızına cinsel istismarda bulunduğunu öğrendi. Çocuğunun intihar girişimini önlediğini söyleyen Özlem Ü, Denizli Emniyet Müdürlüğü'ne giderek Hulusi Ö.'den şikayetçi oldu. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Hulusi Ö, hakkındaki iddiaları reddetti ve çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Özlem U, "Kızım başından geçenleri bize anlatmaya korktuğu için intihar etmek istemiş. Ben kızımdaki sıra dışı durumu fark etmeseydim belki de intihar edecekti. Bu kişinin cezalandırılmasını istiyoruz. Kızım hâlâ korkuyor, ağlıyor ve geceleri uyuyamıyor" diye konuştu.
Öğrencilerin gizli olması gereken bilgileri AKP'li il başkanıyla paylaşıldı
CHP 26. Dönem Milletvekili Barış Yarkadaş, kendisine ulaştırılan bir videoyu yayınladı ve AKP Tekirdağ İl Başkanı Mestan Özcan ile Okul Müdürü Abdullah Şenol'a tepki gösterdi.
24-01-2021 14:49

CHP 26. Dönem Milletvekili Barış Yarkadaş, Tekirdağ'da AKP İl Başkanı Mestan Özcan'ın öğrencilerin karnelerini dağıttığı anlara ait skandal görüntüleri sosyal medyadan paylaştı ve tepki gösterdi.
Öğrencilerin gizli olması gereken bilgilerinin bir siyasi parti yöneticisi tarafına iletilmesine ve teşhir edilmesine dikkat çeken Yarkadaş "İşte parti devleti budur" dedi.
Twitter hesabından olay anının görüntülerini paylaşan Yarkadaş açıklamasında '' AKP Tekirdağ İl Başkanı Mestan Özcan, Süleymanpaşa İmam Hatip Lis. öğrencilerinin karnelerini evlerine giderek dağıtıyor. Öğrencilerin gizli kalması gereken bilgilerini AKP'ye veren kişi ise Okul Müdürü Abdullah Şenol... Şenol'un makam odasına astığı fotoğrafı görünce zaten eğitim kurumlarındaki partizanlaşmanın ve "parti devleti"nin hangi boyuta ulaştığını görüyorsunuz. Müdür Bey, öğrencilerinin bilgilerini AKP'ye hangi hakla veriyor? Yaptığı suç ama soruşturmaya uğramayacağı hatta ödüllendirileceğini biliyor ve zamanın ruhuna uygun davranıyor'' ifadelerini kullandı.
1- AKP Tekirdağ İl Başkanı Mestan Özcan, Süleymanpaşa İmam Hatip Lis. öğrencilerinin karnelerini evlerine giderek dağıtıyor. Öğrencilerin gizli kalması gereken bilgilerini AKP'ye veren kişi ise Okul Müdürü Abdullah Şenol... Şenol'un makam odasına astığı fotoğrafı görünce zaten >> pic.twitter.com/mDubbRC97J
— Barış Yarkadaş (@barisyarkadas) January 24, 2021
2- eğitim kurumlarındaki partizanlaşmanın ve "parti devleti"nin hangi boyuta ulaştığını görüyorsunuz. Müdür Bey, öğrencilerinin bilgilerini AKP'ye hangi hakla veriyor? Yaptığı suç ama soruşturmaya uğramayacağı hatta ödüllendirileceğini biliyor ve zamanın ruhuna uygun davranıyor. pic.twitter.com/95wIYw16CS
— Barış Yarkadaş (@barisyarkadas) January 24, 2021
MEB'e veli ve öğretmenlerden 'yüksek not' tepkisi
Uzaktan eğitim sürecinde yaşanılan fırsat eşitsizliği ile büyük travmalar yaşayan öğrenci, veli ve öğretmenlere çare olarak sınavları iptal eden ve yüksek notlar girilmesini isteyen MEB’e tepkiler yağdı. Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Eşitsizlik git gide artıyor bunları not ile düzeltmeye çalışmaları kabul edilemez” dedi.
21-01-2021 23:49

Uzaktan eğitime geçilmesinin üzerinden neredeyse 1 yıl geçmiş olmasına rağmen eğitimde fırsat eşitsizliğini engelleyemeyen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), çareyi tüm öğrencilere yüksek not vermekte buldu. Öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin travma yaşadığı bir dönem geride kalırken MEB’in çareyi notları sınavsız yüksek tutmakta araması eğitimcilerden tepki çekti.
EĞİTİMCİLER KABUL ETMEDİ
Açıklamada notların öğretmenin inisiyatifine bırakıldığını ancak iddialar göre yüksek not için de baskı uygulandığını söyleyen Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Öğretmeni sıkıştıranlar öğretmeni vebal altında bırakıyor. Kendi eksikliklerini gidermeye yönelik bir kurtarma bu. Öğretmen arkadaşlarımızın kendi kanaatleri ile yapacakları değerlendirmeler önemlidir. Milli eğitim bakanlığı ve taşra teşkilatları öğretmenlere sorumluğu atarak bu işin içinden çıkamazlar” dedi.
Okulların açılması ile ilgili Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıklamalar yaptığına da dikkat çeken Sümbül, sadece öğretmenlerin aşılanması ile pandeminin önüne geçilemeyeceğini vurguladı. Sümbül, “Öğretmenlere aşı yapılacağı söyleniyor ama aile sağlıkları da söz konusu. Pandemi süreci açısından sağlıkları riske girecek insanlar var MEB bunların vebalini taşlıyor. Biz eğitim yüz yüze olsun çok istiyoruz. Fırsat eşitsizliğini gidermek için çok önemli. Eşitsizlik git gide artıyor bunları not ile düzeltmeye çalışmaları kabul edilemez” sözlerine yer verdi.
TÜM SINAVLAR İPTAL
MEB Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ve Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nün 25.10.2020 tarihli ve 45512797-10.07.01-E.18443982 sayılı yazısı kapsamında 2020-2021 eğitim öğretim yılı birinci döneminde yapılan tüm sınavlar iptal edildi.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan ve öğretmenlere sınav yapmadan not girmeleri için talimat veren MEB’in açıklaması şu şekilde;
“2020-2021 eğitim ve öğretim yılı birinci döneminde resmi ve özel tüm ilkokul, ortaokul, imam-hatip ortaokulu ve özel eğitim ilkokul ve ortaokullarında yüz yüze sınav yapılmaması, yapılmış olan sınavlar varsa bunların geçerli sayılması ve dönem puanlarının nasıl hesaplanacağı hususlarına ilgi (b) yazı ile açıklık getirilmişti. Ancak salgının seyrinde yaşanan gelişmeler nedeniyle bazı ilkokul, ortaokul, imam hatip ortaokulu ve özel eğitim ilkokul ve ortaokullarında yüz yüze sınav yapılamadığı görülmüştür. Bu nedenle uygulamada birliğin sağlanması için 2020-2021 eğitim ve öğretim yılının birinci dönemine ilişkin resmi ve özel örgün ilköğretim kurumlarında yapılması gereken ölçme ve değerlendirme uygulamalarına iliksin işlemler ilgi (a) Yönetmeliğin Ek 2’nci maddesi gereğince aşağıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde gerçekleştirilecektir.
Bu bağlamda:
1) 2020-2021 eğitim ve öğretim yılının birinci donem puanı belirlenirken ilkokul 4’üncü sınıf, ortaokul ve imam-hatip ortaokullarında birinci dönemde yapılmış olan sınavlar dönem sonu puan hesaplamasına dahil edilmeyecektir. Ancak velinin 21.01.2021 tarihine kadar okul müdürlüğüne başvurması halinde yapılmış olan sınavlardan alınan puanlar dönem puan hesaplamasına dahil edilecektir.
2) 1’inci, 2’nci ve 3’üncü sınıflarda dönem sonu işlemler ilgili (a) Yönetmelikte belirtildiği şekliyle uygulanmaya devam edecektir. 4’üncü sınıflarda sadece ders etkinliklerine katılım puanlarının aritmetik ortalaması ile dönem puan hesaplanacaktır.
3) 15’inci, 6’ncı 7’nci ve 8’inci sınıflarda dönem puanı sadece ders etkinliklerine katılım puanları ve varsa proje puanlarının aritmetik ortalaması ile oluşturulacaktır.
KARNE ELEKTRONİK OLACAK
4) Karne basımı ve dağıtımı yapılmayacak olup karneler elektronik ortamda erişime açılacaktır.
5) Öğrencilerin birinci dönem sonu puanına etki ederek değerlendirmeler yapılırken, ilköğretim kademesinin, öğrencilerin derslerdeki başarısızlığına bakılarak elenecekleri bir dönem değil, öğretim programlarında öngörülen derslerin ve çalışmaların ortak katkısıyla ve yetenekleri ölçüsünde yetiştirilecekleri bir dönem olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Öğrencilerin kendi yaş grubu içinde kişisel, sosyal ve akademik gelişimini destekleyecek şekilde bir bütün olarak değerlendirilmesi esastır. Bu doğrultuda öğretmenin öğrenci hakkındaki kanaati ile içinde bulunulan olağanüstü salgın süreci de dikkate alınarak pedagojik açıdan öğrencinin yüksek yararı gözetilecek ve tüm öğrencilere ders etkinliklerine katılım puanı verilecektir. Ayrıca bu süreçte öğretmenlerden öğrencilere verdikleri ders etkinliklerine katılım puana ilişkin herhangi bir belge talep edilmeyecektir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde ölçme ve değerlendirme uygulamalarının gerçekleştirilmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.”
Öğretmenlerden ‘yüz yüze kurs’ kararına tepki: ‘Özel okul patronları için bizim ve öğrencilerimizin hayatını riske atıyorlar’
MEB ara tatil için apar topar 'yüz yüze kurs' kararı aldı. Öğretmenler ise alınan bu karara tepkili. Tatil hakkı elinden alınan ve iş yükü artan eğitim emekçileri, bu kararın özel okul patronlarına yönelik alındığı görüşünde...
21-01-2021 18:38

Tugay Candan - @TugayCandann
Mail: tugaycandan@ilerihaber.org
MEB’in, özel okullarda 8 ve 12. sınıf öğrencileri ve mezunlar için isteğe bağlı açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında yüz yüze eğitim 22 Ocak'ta başlatılması kararına öğretmenler tepki gösterdi. Kararın, özel okul patronlarını düşünerek alındığı vurgulanırken, “Öğretmenleri yüz yüze etütlere zorluyorlar, öğretmenler ve öğrencilerin hayatlarını riske atıyorlar” değerlendirmesi yapıldı.
Yarıyıl tatiline 2 gün kala dün Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB), resmi okullardaki destekleme ve yetiştirme kursları, özel okullardaki takviye kursları ile özel öğretim kurslarındaki yüz yüze eğitime ilişkin iş ve işlemleri düzenleyen iki ayrı yazı illere gönderildi. Buna göre, resmi okullarda eğitim alan 8. ve 12. sınıf öğrencileri ve mezunlar için isteğe bağlı açılan destekleme ve yetiştirme kursları ile özel okullardaki bu sınıflara yönelik takviye kurslarında, 12. sınıf öğrenci ve mezunlarına yönelik özel öğretim kurslarında yüz yüze eğitim 22 Ocak'tan itibaren başlatılacak.
Yazılara göre, kurslarda öğrencilerin ve kursiyerlerin dersliklerdeki oturma planı fiziki mesafeyi koruyacak şekilde düzenleneceği, bir sınıfta bulunması gereken en fazla öğrenci sayısının da bu fiziki mesafe dikkate alınarak belirleneceği belirtildi. Yazılara göre ayrıca, resmi okullardaki kurslara devam etmek isteyen öğrencilerden barınma ihtiyacı olanlar, salgınla ilgili tedbirlerin alınması kaydıyla valiliklerce belirlenecek okul pansiyonlarında kalabilecek. Özel okulların takviye kursları ile özel öğretim kurslarına devam etmek isteyen öğrencilerden barınma ihtiyacı olanlar ise özel barınma hizmeti veren yurt ve pansiyonlarda kalabilecek.
MEB yazılarında, kurslarda, yeni tip koronovirüs (Kovid-19) salgınıyla ilgili verilen mücadele doğrultusunda maske, fiziki mesafe ve temizlik kuralları başta olmak üzere diğer kurallara titizlikle uyulacağı vurgulandı.
ÖĞRETMENLERDEN TEPKİ: ‘ÖZEL OKUL PATRONLARI İÇİN KARAR ALINDI’
Konuyla ilgili Öğretmen Dayanışması adına görüştüğümüz bir öğretmen “Tatil hazırlığı yaparken, dinleneceğimizi düşünürken bu kararı öğrendik. Bu karar apar topardır, plansızdır. Hiçbir şekilde güven vermeyen bir karardır. Bu MEB’in uzun zamandır yaklaşımının bir sonucudur. MEB yine öğretmenleri, öğrencileri değil, özel okul patronlarını düşünerek bu kararı aldı. Kayıt yenileme sürecindeki özel okulların, öğrenci kaybetme telaşındaki özel okulların çıkarları için bu karar verildi” dedi.
‘ÖĞRETMENLER VE ÖĞRENCİLERİN HAYATLARINI RİSKE ATIYORLAR’
Kararla birlikte öğretmenler okullara çağırılmaya ve toplantılar yapılmaya başlandığını ifade eden eğitim emekçisi, toplantılardan gelen haberlerin eğitimle ve bilimle bağdaşmadığını söyledi. “Öğretmenleri 3 hafta boyunca tam gün eğitim yapmaya zorlayan kurumlar var. MEB’in zaten özel okullarda çalışan öğretmenlerin çalışma koşullarına yönelik bir denetim ve yaptırımı söz konusu değildi, bu süreçle birlikte bunun önü tamamen açılmış oldu” diyen Öğretmen Dayanışması mensubu, özel okulların salgına karşı sözde çok üst düzey önlemler aldıklarını duyurduklarını fakat gerçeğin böyle olmadığının altını çizdi. Bugün yapılan toplantılarda da salgın önlemlerine ilişkin bir şey konuşulduğu bilgisine ulaşmadıklarını belirten eğitim emekçisi, “Sadece öğretmenlere yapması gerekenler dikte edildi. Öğretmenleri yüz yüze etütlere zorluyorlar, öğretmenler ve öğrencilerin hayatlarını riske atıyorlar” ifadelerini kullandı.
Kararı değerlendirmeye devam eden eğitim emekçisi, kararın online eğitim sürecindeki eşitsizlik, öğrencilerin erişim engeli gibi sorunlara çare olmayacağını ifade ederek, “Bu karar eşitsizliklerin üzerinden atlayarak eğitimde zaten avantajlı olan özel okulların avantajlarını artıracaktır” dedi.
‘ÖĞRETMENLER KÖLE DEĞİLDİR’
Eğitim emekçisi, Öğretmen Dayanışması adına şunları söyledi:
“Bizler öğretmenler olarak öncelikle çalıştığımız okullardaki idarelere bunun yanlış olduğunu ve bu eğitimin verilmemesi gerektiğini birçok yerde söyledik. Kimi okullarda bunu kabul ettirdik, kimi okullarda idareciler bunu reddetti. MEB’i kendine kalkan yaparak bu kararı uygulayacak okullar şunu bilsinler, öğretmenler köle değildir. Öğretmenler, bir sabah kalktığında tatilleri ellerinden alınmış, bir sabah kalktığında kısa çalışma ödeneği ile yaşamına devam etmek zorunda kalan, bir sabah kalktığında iş güvencesi elinden alınmış bir hayatı kabul etmiyor. Biz bundan yorulduk. Online eğitim sürecinde çok zorluklar yaşıyoruz. Bizler fedakarca öğrencilerimizin eğitime tutunmasını, eğitimden kopmamasını sağlamak için büyük bir gayret içerisindeyiz. Bizler mesaimiz katlanarak, gecemiz gündüzümüze karışarak mücadele ediyoruz. Biz okulları sırtımızda taşıyoruz. Ve geriye dönüp baktığımızda bize reva görülen kısa çalışma ödeneği, güvencesiz iş, eksik yatırılmış sigorta ve üstüne üstlük tatilimizin elimizden alınması oluyor. Bu kadarı artık fazla.
Bu sorun kapalı kapılar ardında konuşulup kalmayacak. Öğretmenler kendi taleplerini, kendi isteklerini söyleyecekler. Bunu MEB’de duyacak, özel okul patronları da duyacak. Artık özel okullarda çalışan öğretmenleri köle gibi kullanma devri bitti.”
‘TATİL HAKKIMIZ ALINDI, İŞ YÜKÜMÜZ ARTTI’
Bir özel okul zincirinde çalışan bir başka öğretmen ise online eğitim sürecinde kendisinin 24 saat ders süresi olmasına rağmen, öğretmen eksikliği kapatılmadığı için 29 saat ders yaptığını, derslerden sonra akşam 21.00’e kadar da veli toplantılarına girdiğini söyledi. Eğitim emekçisi, veli toplantılarının hafta sonu da olduğunu ve tüm buna rağmen kısa çalışma ödeneği aldığını ifade ederken, çalıştığı kurumda en yüksek öğretmen maaşının 3 bin 500 lira olduğunu belirtti.
Bu kararla birlikte 3 haftalık arada 1 hafta olan tatil sürelerinin de ellerinden alındığını belirten eğitim emekçisi, “Bu süreçte tatil hakkımız elimizden alındığı yetmiyormuş gibi, günde 6 saat olan çalışma süremizde 8 saate çıkarılarak iş yükümüz arttı” dedi.
Kararın eğitim formasyonu açısından da öğrencileri olumsuz etkileyeceğini belirten eğitimci, “Uzun süre ekrana maruz kalmış çocuklara da dinlenme fırsatı verilmemiş oluyor” ifadelerini kullandı.
Salgın koşullarında eğitimin yarıyılı: Yoksul emekçi çocukları sistemin dışına itildi...
Eğitim Sen raporunda “Pandemi riskine karşı uzaktan eğitime geçilmesi ile kamusal bir hizmet olan ve her çocuğun eşit bir şekilde faydalanması gereken eğitim hakkına ulaşmak güçleşmiştir” denildi.
21-01-2021 15:18

İleri Haber
Eğitim Sen tarafından yayımlanan eğitimin durumuna ilişkin raporda, 2020-2021 Eğitim öğretim yılının ilk yarısına ilişkin “Pandemi sürecinde öğrencilerimiz, uzaktan eğitime erişen, kısmen erişen ve hiç erişemeyen şeklinde sınıflara ayrılmış, özellikle yoksul emekçi çocukları, özel eğitim kapsamındaki çocuklar, tarım işçisi çocuklar, anadili farklı olan çocuklar ve dezavantajlı gruplar uzaktan eğitime ulaşamamış, sistemin tamamen dışına itilmişlerdir” değerlendirmesi yer aldı.
Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını koşullarında başlayan 2020-2021 eğitim öğretim yılının ilk yarısı yarın (22 Ocak) sona erecek. Eğitimin ilk yarısına ilişkin Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) tarafından hazırlanan 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı Birinci Yarıyılında Eğitimin Durumu Raporu’nda 2020-2021 eğitim öğretim yılı başlamadan önce okulların açılma tarihi çok önceden belli olmasına rağmen ne yüz yüze eğitim, ne de uzaktan eğitim uygulamalarına tam anlamıyla hazırlık yapmayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), yaşanan sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldığı ifade edildi.
“Pandemi riskine karşı uzaktan eğitime geçilmesi ile kamusal bir hizmet olan ve her çocuğun eşit bir şekilde faydalanması gereken eğitim hakkına ulaşmak güçleşmiştir” denilen raporda, özellikle düşük gelirli ve yoksul aile çocukları ile mevsimlik tarım işçiliği yapan çocuklar normal koşullarda bile eğitim olanaklarından yeterince yararlanamazken, uzaktan eğitim ile birlikte her çocuğun ulaşabileceği bilgisayar, internet gibi teknolojik araçları olmamasının, çocukların eğitim sisteminden dışlanmalarına yol açtığı vurgulandı.
Raporda yer alan değerlendirmelerden bazıları şöyle:
- “Türkiye’de bir tarafta hem tablete, hem bilgisayara hem de akıllı telefona erişen öğrenciler, diğer tarafta herhangi bir cihaza sahip olmadığı için akşam babasının ya da annesinin eve gelmesini bekleyen ve onun cep telefonundan internete girmeye çalışan hatta evinde televizyonu olmayan olsa dahi kalabalık hanede yaşadığı için televizyon önceliği olmayan öğrenciler bulunmaktadır.”
- “TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2 buçuk milyondan fazla hanede, hane halkı sayısı 6’nın üzerindedir. Kalabalık hanelerde yaşayan çocukların ne kadarının televizyona ve internete erişebileceği tartışmalıdır. Özellikle yoksul ve kırsal bölgelerde iletişime geçtiğimiz öğretmenlerin önemli bölümü öğrencilerin yarısından fazlasının EBA’ya erişemediğini ifade etmiş ve bu durumun kendilerini çaresizliğe ittiğini belirtmişlerdir.”
- “Pandemi sürecinde öğrencilerimiz, uzaktan eğitime erişen, kısmen erişen ve hiç erişemeyen şeklinde sınıflara ayrılmış, özellikle yoksul emekçi çocukları, özel eğitim kapsamındaki çocuklar, tarım işçisi çocuklar, anadili farklı olan çocuklar ve dezavantajlı gruplar uzaktan eğitime ulaşamamış, sistemin tamamen dışına itilmişlerdir.”
- “Özel okullardaki öğrenciler salgının başından itibaren uzaktan eğitime erişimde hiçbir sorun yaşamazken, devlet okullarında uzaktan eğitime erişim ve teknolojik araç eksiklikleri sorunu bir türlü çözülememiştir. Yüz yüze eğitimde yaşanan eşitsizlikler uzaktan eğitim süreciyle daha da derinleşmiş, bütün yük öğrencilerimizin, velilerimizin ve öğretmen arkadaşlarımızın üzerine yıkılmıştır.”
- “Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin derslerin niteliğini artırmak için bilgisayar, tablet, internet vb. alarak yeni harcamalar yapmak zorunda bırakılmış ve artan internet ve telefon faturaları nedeniyle giderlerde önemli artışlar yaşanmıştır. İnternet, bilgisayar ve tablet desteği görmeyen öğretmenlerimiz, uzaktan eğitim sürecinde ek ders ücretlerinin ödenmesi sürecinde de çeşitli mağduriyetlerle karşı karşıya bırakılmıştır.”
- “Meslek lisesi öğrencileri okulların kapatıldığı dönemde bile okullara çağrılarak maske yapımında çalıştırılmıştır. Eğitime ikinci kez ara verilmesinin ardından staj yapan meslek lisesi öğrencilerinin stajları tepkiler üzerine MEB tarafından 4 Ocak 2021 tarihine kadar durdurulmuştur.”
- “Yüz yüze eğitime kıyasla çok daha sınırlı olan uzaktan eğitimde ve canlı derslerde, örgün eğitimde uygulanan müfredatın aynısı verilmeye çalışılmış; müfredatta bir seyreltme ve azaltma yoluna gidilmemiştir. Müfredatla paralel olarak ders kitapları da uzaktan eğitime uygun olmadığından canlı derslerde normal ders kitaplarının kullanılması sorun yaratmıştır. Uzaktan eğitime uygun basılı ve dijital materyallerin yetersizliği gibi sorunlar süreci daha da zorlaştıran etkenler olmuştur.”
- “Öğretmenlere hem uzaktan eğitimi uygulamak, hem de uzaktan eğitimde kullanılacak materyal geliştirme konusunda yeterince destek sağlanmamış olması, 2020-2021 eğitim öğretim yılının birinci döneminin özellikle öğrencilerimiz açısından büyük ölçüde kayıp bir dönem olmasına neden olmuştur. Bu kayıp dönemin nasıl telafi edileceği ya da telafi edilip edilemeyeceği konusunda hiç de iç açıcı bir tablo bulunmamaktadır.”
- “Eğitim Sen gerekli tüm önlemlerin alınarak, okulların fiziki olarak salgında güvenle kullanılabilir hale getirilerek ve ihtiyaç duyulan personel (sağlık çalışanı, temizlik görevlisi ve öğretmen) atanarak yüz yüze eğitimin başlaması gerektiğini düşünmektedir. Özellikle okul öncesi ve ilkokul kademesindeki öğrencilere yönelik olarak gerekli hazırlıklar yapılarak en kısa sürede yüz yüze eğitime geçilmelidir.”
2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı Birinci Yarıyılında Eğitimin Durumu Raporu’nun tamamı için tıklayınız.
MEB'den yüz yüze eğitim açıklaması
Milli Eğitim Bakanlığı, 8 ve 12. sınıf öğrencileri ile mezunlar için isteğe bağlı açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında yüz yüze eğitimin 22 Ocak'ta başlayacağını duyurdu.
20-01-2021 21:03

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 8 ve 12. sınıf öğrencileri ve mezunlar için isteğe bağlı açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında yüz yüze eğitimin 22 Ocak'ta başlatılacağını bildirdi.