12 Eylül döneminde işkenceyle katledilen Cemil Kırbayır Meclis gündemine taşındı

12 Eylül döneminde işkenceyle katledilen Cemil Kırbayır Meclis gündemine taşındı

Baş verdiği soru önergesinde, Cemil Kırbayır'ın annesi Berfo Kırbayır’ın 30 yıllık arayışının ardından 2013 yılında oğlunun mezarının yerini dahi bilmeden hayatını kaybettiğini ifade etti.

İleri Haber

12 Eylül sonrası gözaltına alınarak işkencede katledildiği ve cenazesinin kaybedildiği 2011 yılında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu tarafından da kayıt altına alınan Cemil Kırbayır’la ilgili, o dönem komisyon tarafından savcılığa yapılan suç duyurusuna rağmen henüz bir adım atılmadı.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Erkan Baş, konuyla ilgili Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi.

12 Eylül 1980 darbesinin ardından birçok siyasetçi, sendikacı ve vatandaşın gözaltına alındığını belirten Baş, bu süreçte işkenceli sorgular, gözaltında ve cezaevlerinde siyasi tutuklulara dönük baskı ve infazlar yaşandığını vurguladı.

Kırbayır’la ilgili TBMM İnsan Hakları Komisyonu Raporu’nda kayıt altına alınan süreci aktaran Baş, Kırbayır'ın öldürülmesinden 31 yıl sonra dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumartesi Anneleri/İnsanları ile yaptığı bir toplantıda Cemil Kırbayır'ın annesi Berfo Kırbayır'a oğlunun bulunması için “gerekli her türlü çabayı gösterecekleri” yönündeki sözlerin yerine getirilmediğini ve Berfo Kırbayır’ın 30 yıllık arayışının ardından 2013 yılında oğlunun mezarının yerini dahi bilmeden hayatını kaybettiğini ifade etti.

‘DEVLET SORUMLU DAVRANMAMIŞTIR’

Baş, “Sorumlular ortada iken bu güne kadar, Cemil Kırbayır’ın öldürülmesine ilişkin herhangi bir işlemin olmaması ve mezarının nerde olduğuna dair ailesine bilgi verilmemesi, etkin bir soruşturma yürütülmediğini ve devletin bu konuda sorumlu davranmadığını göstermektedir.” dedi.

HERHANGİ BİR ÇALIŞMA YAPILDI MI?

Gül’ün yanıtlaması istemiyle verilen sporu önergesi ise şöyle:

1- Cemil Kırbayır’ın akıbeti hakkında herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Yapılmış ise gelinen aşama ne olmuştur?

2- Cemil Kırbayır'ın mezarının nerede olduğu bilinmekte midir? Bilinmekte ise bu konuda ailesine bilgi verilecek midir?

3- Cemil Kırbayır'ın gözaltında işkence sonucu öldürüldüğü TBMM raporlarında dahi kabul edilmişken, dönemin sıkıyönetim ve emniyet görevlileri neden belirlenememektedir. Sorumluların isimlerinin tespit edilmesi için bir çalışma yapılmakta mıdır?

4- Cemil Kırbayır’ın ailesinin de parçası olduğu, yakınları gözaltında kaybedilen ailelerin taleplerini karşılamak için bir çalışma yapılmakta mıdır? Cumartesi Anneleri/İnsanları olarak tanınan kayıp yakınlarının 700 hafta boyunca haklı biçimde sürdürdükleri arayışın, şiddetle bastırılmaya çalışılmasının gerekçesi nedir?

5- Bakanlığınızın haksız gözaltılar ile gözaltında işkence suçu işlenmesine karşı ve devlet güçleri tarafından kaybedilen insanlar hakkında bir çalışması bulunmakta mıdır?

NE OLMUŞTU?

Cemil Kırbayır,13 Eylül 1980 tarihinde Kars'ın Göle ilçesinde emniyet güçleri tarafından gözaltına alınmış, Göle'de bir süre tutulduktan sonra diğer 17 kişi ile birlikte Kars'a götürülmüştür.

Kırbayır, 8 Ekim 1980 tarihinde kendisine yapılan işkence sonucu öldürülmüş, bedeni kaybedilmiş ailesine ise “binadan atlayarak kaçtığı” bilgisi verilmiştir. Ancak Cemil Kırbayır ve diğer gözaltına alınan kişilerin tutulduğu Kars Dedekorkut Eğitim Enstitüsü'nde olağanüstü güvenlik önlemlerinin alındığı ve tutukluların kaçmasının imkansız olduğu dönemin tanıklıklarına yansıdığı gibi, devlet güçleritarafından da bilinmektedir.

Ayrıca, Cemil Kırbayır'ın gözaltında tutulduğu 7 Ekim 1980 tarihinde Abisi Mikail Kırbayır Kars Dedekorkut Eğitim Enstitüsü'ne kardeşi Cemil Kırbayır için elbise ve harçlık bırakmış ve Cemil Kırbayır tarafından kendisine gönderilen notu almıştır. 9 Ekim günü ise Kars Dedekorkut Eğitim Enstitüsü'nde Mikail Kırbayır'a kardeşinin kaçtığı söylenmiştir. Mikail Kırbayır 9 Ekim günü mahkum zimmet defterine baktığında 4 kişinin o gün sorguya gittiğini, 3 kişinin getirilip imza karşılığı teslim edildiğini, kardeşinin isminin karşısında kırmızı kalemle "getirilmedi" yazıldığını görmüştür.