10 Ekim Davası'nda yeni gelişme: İstihbarat bilgileri paylaşılacak

10 Ekim Davası'nda yeni gelişme: İstihbarat bilgileri paylaşılacak

10 Ekim Katliamı firari sanıklarının yargılandığı davanın 2. duruşması yapıldı. Mahkeme, avukatların İstihbarat Daire Başkanlığı, TEM, jandarma birimleri ve MİT'e bu konuda yazı yazılmasına ve ellerinde bulunan bilgiler ile verilerin paylaşılması talebini kabul etti.

10 Ekim Ankara Katliamı davasında avukatların İstihbarat Daire Başkanlığı'nın bilgileri paylaşması talebi mahkeme heyeti tarafından kabul edildi.

10 Ekim Ankara Katliamı'nın firari sanıklarının yargılandığı davanın ikinci duruşmasında avukat Eylem Sarıoğlu Aslandoğan, firari sanıklardan Yunus Durmaz'ın pasaport alarak İran'da medrese eğitimi aldığını belirtti.

Aslandoğan, "Yunus Durmaz için 2010 tarihinde emniyet tekrar yakalanmasını talep ediyor. Daha sonra Yunus Durmaz'ın yakalanması halinde emniyetin kendilerine 'Yakaladık' yazısı göndermesini talep ediyor. İstanbul’un 3 yıl boyunca aradığı ve 'bir gelişme yoktur' dediği Yunus Durmaz, Antep'te düğünlere ve namazlara katılıyor. Yakalanma kararına rağmen yıllarca rahat rahat gezen Yunus Durmaz’ın bir tane görüntüsüne rastlamıyoruz. Bunun bir tesadüf olmadığını biliyoruz. 3 yıl boyunca rahat davranan birine ilişkin bu kadar kayıt varken, bu katliamın sanıkları firari sanıklar mıdır? Bir yıl içerisinde iki defa Pakistan'a teslim edilen sanığın serbest bırakılarak, bu katliamı örgütlemesinde kamu görevlileri sorumluları değil midir? Her iki durum da sorumluların sadece bu sanıkların olmadığını göstermektedir. Yunus Durmaz, Antep'te fiziki ve teknik takipte olmasına rağmen hangi işlemlerin yapıldığını Emniyet Müdürlüğü’nden acil talep ediyoruz. Bu sorulara verilecek cevap, adaletin sağlanması içindir. Eğer bu sorulara cevap vermezsek adalet sağlanmamış olacaktır" dedi.

'İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANLIĞI NE SAKLIYOR?'

Daha sonra söz alan Avukat Gülşah Kaya ise, 2 senedir taleplerinin karşılanmadığını belirterek, firari sanıkların kullandıkları materyallere ilişkin şunları kaydetti: "İncelenen 48 materyalden bazılarının şarjı ve pin kodu olmadığı gerekçesiyle incelenmemiştir. Uzmanlık istemeyen bu tür basit eksikliklerin giderilmesi ve cihazların yeniden incelenmesini talep ediyoruz. Bilirkişi raporunda da hatalar var. Hangi materyallerin kime ait olduğu bilinmiyordu. Adres ve şahıs bazlı eleştirmenler yoktu. Dosyamızda olmayan materyaller var. İstihbarat Daire Başkanlığı başka inceleme yapmış. İstihbarat Daire Başkanlığı'nın dijital materyalleri bize de göndermesini istedik. Bize gelen cevap, ‘inceledik ve gereken yerlere geri verdik’ yönünde oldu. İstihbarat Dairesi Başkanlığı bizden ne saklıyor? Bunlara cevap verilmesi gerekiyor. Tutanaklarda, çelişkilere ilişkin size dilekçe vermiştik. Oradaki taleplerimizi yeniliyoruz.” 

'FİRARİ SANIKLAR EYLEM HAZIRLIĞINDA OLABİLİR'

Avukat Erkan Ünüvar, da firari sanıkların hala eylem hazırlığında olabileceğine dikkat çekerek, "Biz daha farklı bir çalışma yöntemi uygulayabiliriz. Özellikle firari sanıklar iletişim kurdukları telefon hatları hakkında herhangi bir bilgi edinemiyoruz. Talebimiz soruşturma aşamasından beri kullandıkları telefona dair bir bilgi olmayan firari sanıkların tespiti için İstihbarat Daire Başkanlığı, Terörle Mücadele Şubesi (TEM) Jandarma birimlerine, Mili İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) bu konuda yazı yazılmasına ve  ellerinde bulunan bilgi ve verilerin paylaşılmasını istiyoruz. Firari sanıkların hala telefon kullanıp kullanmadıklarını bilmiyoruz. Emniyete sormak zorundayız. Emniyet 'bu delil olamaz' söylemlerinde bulunuyor. Dilekçemizde sunduğunuz bütün hatların kimlerin kullandığına dair bilgilerini istiyoruz, hangi hatları kullandıklarını dair bilgi istiyoruz” ifadelerini kullandı. 

TANIKLARIN YENİDEN DİNLENİLMESİ İSTENDİ

Avukat Gamze Gökkoğlu ise, Demet Taşer ve Hülya Balı'nın yeniden dinlenilmesini, adli kontrol şartı ile bırakılan Ayşenur İnci'nin de mahkemeye zorla getirilmesini talep etti. Ardından söz alan avukat Kemal Gündüz de, mahkeme heyetine 3 tane dilekçe verdiğini, kovuşturmanın genişletilmesi açısından da taleplerini yeniden açıklayacaklarını dile getirdi.
Avukatların talepleri şöyle:
 
* Songül Büyükçelebi açısında zorla getirilmesini istiyoruz. Şengül Büyükçelebi’nin Türkiye dönüş hakkında soruşturma açıldığını söyleniyor. Buna ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığına belge gönderilmesini,
 
* Dinlenilmeyen tanık Hülya Balı'nın yeniden dinlenilmesini,
 
* Firari Ahmet Güneş'in Antep' te arandığını söylendi. Ahmet Güneş ile ilgili 2015 tarihinden beri yakalanma kararının olup olmadığını, Antep Emniyeti'ne sorulmasını talep ederek, Ahmet Güneş hakkında Antep 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bulunan dosyasının tamamını bize gönderilmesini,
 
* Yabancı uyruklu olan firari sanık, Valent isimli kişinin sınır dışı edilip edilmediğini Göç Dairesi'ne sorulmasını,

* İçişleri Bakanlığı tarafından kırmızı listede olan sanıkların neden ödül listesinde olduğuna dair bilgi istiyoruz. Verilmediği takdirde gereken şikayetlerde bulunulmasını talep ediyoruz.
 
TALEPLER KABUL EDİLDİ 

Savunmaların ardından savcı verdiği mütalaada avukatların taleplerini yineleyerek gerekenlerin yapılmasını yönünde talepte bulundu. Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tanık Hülya Balı'nın tekrar dinlenilmesi yönündeki talebin bir sonraki celsede değerlendirilmesine karar verdi. 

Mahkeme heyeti ayrıca avukatların İstihbarat Daire Başkanlığı, Terörle Mücadele Şubesi (TEM) Jandarma birimlerine ve Mili İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) bu konuda yazı yazılmasına ve ellerinde bulunan bilgi ve verilerin paylaşılması talebini kabul etti. Bir sonraki duruşma 21 Kasım’a ertelendi. 

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA 

Duruşma sonrası aileler, adliye önünde bir açıklama yaptı. 10 Ekim Der Genel Başkanı Mehtap Sakinci Coşkun, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşanan en büyük sivil katliamın davasını takip ettiklerini söyleyerek, "Bu duruşmalar hayati önem taşıyor. Boş sanık sandalyelerinin olduğu bir duruşmayı takip etmek bir o kadar zordu. Bu duruşmada yine bir şeyi teşhir etmiş olduk. Sanıkların, sadece bu suçu işlemeyenlerin olmadığını gördük. Bugün bizler vicdanı rahat bir şekilde evimize döneceğiz. 10 Ekim'i unutmadık unutturmadık çünkü. Mücadele etmeden adalet gelmiyor. 7 ay sonra yine burada olacağız" ifadelerini kullandı.

Avukat Eylem Sarıoğlu Aslandoğan da, taleplerinin büyük oranda kabul edildiğini aktararak, "Açık bir şekilde gördük ki bu davada yargılanması gerekenler sadece sanıklar değildir. İstanbul ve Adıyaman'dan gelen dosyalarda gördük ki bu katliamların örgütlenmesine izin verilmiş. Biz ısrarla dosyaya belgelerin gelmelerini istememize rağmen herhangi bir işlem yapılmamış. Bizler mücadeleye devam edeceğiz. Davayı sahiplenmemiz bugün bu mahkemeye talepleri kabul ettirdi" şeklinde konuştu. (MA)