10 Ekim davasında kamu görevlileri hakkında soruşturma talep edilecek

10 Ekim davasında kamu görevlileri hakkında soruşturma talep edilecek

10 Ekim Ankara Katliamı davasında kamu görevlileri hakkında soruşturma talep edilecek.

Ankara'da 10 Ekim 2015'te “Emek, Barış ve Demokrasi” mitinginde IŞİD tarafından gerçekleştirilen ve 102 kişinin yaşamını yitirdiği katliama ilişkin görülen davada kamu görevlileri hakkında soruşturma talep edilecek.

Mezopotamya Ajansı'nın aktardığına göre; davanın 22-23 Kasım tarihlerinde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek 6. duruşmasında katliama dair ortaya çıkan yeni MOBESE görüntülerinin izletilmesi bekleniyor. Mezopotamya Ajansı tarafından paylaşılan görüntülerde, miting için görevlendirilen ambulansın ve alana sonradan gelen ambulansların yaralılara müdahale etmeden alandan ayrıldığı ortaya çıkmıştı.

POLİSLERİN DİNLENMESİ BEKLENİYOR

Yarın görülecek duruşmada ise, mahkemenin suç duyurusunda bulunmasına rağmen İl Sağlık Müdürlüğü'nün düzenlediği ön inceleme raporu ile dosya ekine gönderilen bilgi, belge ve dosyaları incelemeyen kamu görevlileri ve yeni çıkan kayıtlara göre sorumlu sağlık görevlileri hakkında da suç duyurusunda bulunulması bekleniyor. Ayrıca 4 duruşmadır çağrılmalarına rağmen duruşmaya gelmeyen ve olayın yaşandığı dönem Antep Emniyeti’nde görevli olduğu belirlenen 2 polisin de dinlenmesi bekleniyor.

‘SAVCI DOSYANIN KAPAĞINI DAHİ AÇMAMIŞ’

10 Ekim Avukat Komisyonu'ndan Ziynet Özçelik, “Savcıya, İl Sağlık Müdürlüğü'nün yaptığı ön incelemeye ilişkin belge ve bilgiler gönderildi ancak savcı gelen dosyaların kapağını dahi açmadan itiraz etme gereği bile duymadı” dedi.

‘YARALILARIN YÜZDE 10’U AMBULANSLA TAŞINMIŞ’

Ön inceleme raporunu düzenleyen Ali Kolpay’ın gerçeğe aykırı rapor düzenlediğini de kaydeden Özçelik, düzenlenen raporda çelişkilerin olduğunu söyledi:

“Ortaya çıkan görüntülerde olay yeri için 4 ambulans görevlendirdiklerini söylüyorlar ancak olay yerinde görevli bir ambulans var ve o da olaydan sonra kimseye müdahale etmeden olay yerinden gidiyor. Saat 11’e kadar olay yeri yakınından taşınan vaka sayısı 55 ve bunların içinde olayda yaralanmamış bir polis memuru da var. Ayrıca ölmüş insanları taşımış bu ambulanslar. Savcılık belgelerine göre olayda 474 kişi yaralanmış, yani olaydan 1 saat sonra yaralıların sadece yüzde 10’u ambulanslarla taşınmış."

Yine ön inceleme raporuna göre, ilk 5 ambulansın bir dakika içinde olay yerine geldiği bilgisinin kaydedildiğini hatırlatan Özçelik, “Biz telsiz konuşmalarında gördük ki komuta merkezi ‘sıcak olay yerine 1 kilometre mesafede bekleyin, polis girmeden alana girmeyin’ anonsu geçerek ambulansları olay yerine 1 kilometre mesafede bekletmişler” bilgisini paylaştı.

‘UMKE, RAPORLARDA YALAN BEYANLARDA BULUNMUŞ'

Olay yerine Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) yetkilisinin en kısa sürede gitmesi gerektiğini de belirten Özçelik, “UMKE ekibi kendi raporlarına olay yerine saat 10.21’de ulaştıklarını yazmışlar ancak ulaştığımız WhatsApp yazışmalarına göre saat 10.41’de hala yolda olduklarını olay yerine ulaşmadıklarını görüyoruz” dedi. Özçelik, “Bu görevlerini yapmadıkları gibi düzenledikleri raporlarda da yalan beyanlarda bulunmuşlar” dedi.

ERDOĞAN İÇİN ALINAN ÖNLEMLER: HASTANELER TEYAKKUZDAYDI

Özçelik, İl Sağlık Müdürlüğü’nün 2014 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düzenlediği bir açık hava toplantısı için aldığı önlemlere ilişkin bilgi verdi: “Bu katliamlar zinciri gerçekleşmeden yani olası bir risk olmamasına rağmen 2014 yılında yapılacak bir açık hava toplantısı için İl Sağlık Müdürlüğü 6 büyük hastaneyi teyakkuzda tutmuş, toplam 141 sağlık personeli, 24 ambulans, 4 UMKE çadırı ve 6 motorlu ambulans görevlendirmiş. Ancak bir yıl sonra üst üste katliamlar olmasına rağmen barış isteyen insanların düzenleyeceği miting için sadece bir ambulans olay yerine gönderilmiş ve o ambulansta da hekim yok, sadece 1 tane acil tıp teknisyeni görevlendirilmiş. Bu ambulans da yaralılara müdahale etmeden olay yerini terk etmiş.”

‘KAMU GÖREVLİLERİNİN CEZALANDIRILMASINI TALEP EDECEĞİZ’

Özçelik, yarın görülecek duruşmada tüm bu bilgileri paylaşarak sorumluluğu olan tüm kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyled: "Bizce suç delili olan savcı kararlarını ve yalan beyanları sıralayıp hepsinin cezalandırılmasını talep edeceğiz.”