Ya çıkartılamayacak günahlar?

Hiç zaman yitirmeksizin başladılar.

Adaletin balyoz darbeleri altında unufak olan Balyoz Davası’nın bir zamanlar basındaki maşaları olanlardan söz ediyorum.

O zamanlar nelerdi yazdıkları ?

“Bu kadar kapsamlı suçlamaların elbet bir temeli vardır …”

“Kanıtlar gün gibi ortada …”

“Kardeşim dijital kayıtlar var, boru mu bu!”

“Hepsi, ama hepsi cezalandırılmalı…”

“Askeri vesayet, nihayet son buldu …”

Ya şimdi?

Bütün kanıtların yalan ve düzmece olduğu ‘kanıtlandıktan’ sonra?

Şimdi ‘onlar’, yani yukarıdaki alıntılarla dolu yazıları Balyoz Davası görülürken kusanlar?

Şimdi onlar, günah çıkartmak peşinde.

Hayır. Sadece günah çıkartmak peşinde olduklarını söylemek, emperyalizmin bu uslanmaz ve arlanmaz uşaklarını nitelendirmek için yeterli değil.

Onlar, yalnızca günah çıkartmayı çok aşan bir hedefin peşindeler.

Amaçları, ‘yanılmaz kalemler’ olduklarını bir kez daha kanıtlamak peşindeler. Üstelik kendilerine basında yer bulmaya da başladılar.

Zaten geçmişte de hep bulmuşlardı.

Şimdi ‘dış dünyadan’ da destek almaktalar. Çünkü başta ABD olmak üzere, bir zamanlar ‘askeri vesayet’e son verip Türkiye’yi ‘demokratik’ bir ülke yapmak peşinde olanlar – bilirsiniz, Türkiye’yi ‘demokratik’ bir ülke yapmak, böylelerinin çok umurundadır! – evet, onlar, şimdi bir zamanlar bu ülkede bu amaçla kiraladıkları, ama artık Balyoz Davası’nın enkazı altında kalmış olanları, o kalemleri, yeniden ‘restore’ etmek peşindeler.

Yani, bir tür dış kaynaklı iade-i itibar girişimi ile karşı karşıyayız.

Ve bu girişime ‘mazhar’ olanlar, kendilerine ‘ilerici’ basın organlarında bile yer bulmaya başladılar. Şimdi bu gibilere, yani ‘son kullanım tarihleri çoktan geçmiş olanlara’, yeni ‘mehiller’ tanınmakta.

Bu girişimlerin kısa vadede başarılı olacağından hiç kuşkunuz olmasın!

Ama, adına ‘tarih’ denilen o uzun vadeye gelince…

O uzun vadede, böylelerinin yeniden kalıcı itibar kazandıkları hiç görülmedi.

Tarihi belki de bu yüzden çok seviyorum.

Hangi günahların çıkartılabileceğini, hangilerinin ise onları işleyenlerin alınlarında silinmez bir dövme gibi kalacağını çok iyi takdir edebildiği için!