Mobbing, taciz, hakaret, dayak: Alın size işçi sağlığı!

Sırayla gidelim yanıtı siz verin, Türkiye’de kölelik kurumsallaşıyor mu, işçilere kötü muamele, mobbing taciz, hakaret olağan hale mi geliyor diye.

İlk olarak Meryem Yıldırım’dan öğreniyoruz (http://ilerihaber.org/icerik/migrosta-kadin-iscilere-tehdit-taciz-mobbing-kadin-iscilerin-onune-prezervatif-atip-hirsizlikla-tehdit-ettiler-68166.html)

“13 işçiyi sendikalı olduğu, 13 işçiyi de atılan arkadaşlarının direnişine destek verdiği için ‘ahlak dışı tutum’dan işten çıkaran Migros’ta, kadın işçilerin taciz ve tehdit edildiği ortaya çıktı. Migros depo amirinin hastalanan kadın işçilere çirkin ifadeler kullandığı, kadın işçilerin önüne prezervatif atarak hırsızlıkla suçladığı, odasına çağırdığı kadın işçileri sözlü taciz ettiği, iş yerinde yaptığı usulsüzlüklerin ücretinin işçinin maaşından kesildiği, mesaiye kalmayan işçilerin ise istifaya zorlandığı öğrenildi.”

İkinci haber daha eski, bir intihar mektubu, lojistik sektöründe çalışırken intihar ederek yaşamına son veren işçinin mektubu, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin twitter hesabından bu yürek burkan ve aynı zamanda hıncımızı bileyen satırları okuyabilirsiniz (pic.twitter.com/05rBgUDvem)

Üçüncü haber çok yeni:

“İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevliyken açığa alındığı iddia edilen biyokimya asistanı 30 yaşındaki Dr. Orhan Çetin, hastanenin 10’uncu katından atlayıp yaşamına son verdi.” (http://ilerihaber.org/icerik/aciga-alinan-biyokimya-asistani-intihar-etti-68248.html)

Sayısız örnek verilebilir, ama son haber bardağı taşıran son damla:

“İzmir’de Şafak Kartal isimli patron, işe geç kalan Suriyeli çalışanına işkence yaparken çektiği fotoğrafı kişisel Facebook hesabından yayımladı.” (http://ilerihaber.org/icerik/ise-gec-kalan-suriyeli-calisana-patronundan-iskence-68253.html)

Küfür, taciz, baskı, dayak, tehdit… Ekonomik koşulların yarattığı acımasız baskının, hayat kavgasının getirdiği stresin yanı sıra her gün işçilerin karşı karşıya kaldığı muameleler. Peki neden bu kadar rahat ve pervasızlar? Neden hiç korkuları yok? Neden sermaye sınıfı, sermayedarlar ve kraldan çok kralcı olan yöneticiler, müdürler vb. kısaca “işveren vekilleri” küstah köle sahibi gibi davranabiliyorlar? Tek ama tek nedeni var, örgütsüz işçi sınıfı! Kimi zaman intihar ediyorlar, kimi zaman içlerine atıyorlar, kimi zaman ise Migros işçileri gibi direniyorlar! Ama küfür, taciz, baskı, dayak, tehdit, belki hepsinden fazlasını ifade edebilecek “mobbing” işçilerde onulmaz yaralar bırakıyor, fizyolojik veya psikolojik olarak…

Mobbing ve işçi sağlığı

Bu kavramın ilk kez kullanılması, doğrudan işyerlerinde sağlık ve güvenliğe dair. Mobbing kavramı ilk olarak 1984 yılında Dr.Heinz Leymann tarafından “İş Hayatında Güvenlik ve Sağlık” konulu raporda ortaya atılmış ve böylece bilimsellik kazanmış.

Psikolojik taciz olarak da nitelendirilen mobbing, uykusuzluk, sinir bozukluğu, melankoli hali, yoğunlaşma bozukluğu, sosyal yalıtım, kendini küçümseme ve aşağılama, sosyal uyumsuzluk, çeşitli psikosomatik rahatsızlıklar, depresyon, umutsuzluk ve çaresizlik hissi, sinirlilik, öfke, huzursuzluk ve derin keder gibi durumlara yol açıyor. Mobbing insanın profesyonel yaşamına veya yaptığı işe dair bütünlük ve benlik duygusunu zedeliyor, kişinin kendine yönelik kuşkusunu artırır, paronaya ve kafa karışıklığına neden oluyor, huzursuzluk, korku, utanç, öfke ve endişe duyguları yaşatıyor, ağlama, uyku bozuklukları, depresyon, yüksek tansiyon, panik atak, kalp krizine kadar giden sağlık sorunları ve travma sonrası stres bozukluğu yaratabiliyor (http://mobbing.gazi.edu.tr/posts/view/title/mobbing-nedir-37863)

Mobbingin yol açtığı psikolojik sorunlar bir yana, psikosomatik hastalıkların da altı çizilmeli. Düşünün, sürekli başınız ağrıyor, boynunuz, sırtınız ağrıyor, mide rahatsızlığınız var, derinizde ürtiker veya başka rahatsızlıklar var, görme bozukluğunuz, saç dökülmeniz vs. vs. Gitmediğiniz doktor kalmıyor, kullanmadığınız ilaç da. Ama yaşadığınız fiziksel rahatsızlıklar aslında psikolojik kökenli, onun da nedeni işyerinizde size uygulanan insanlık dışı muamele. Yediğiniz küfür yalnızca sinirinizi bozmuyor, midenizi de bozuyor, gastrit, ülser yapıyor… O yüzden mobbing tam anlamıyla bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunu olarak daha fazla karşımıza çıkıyor.

Çok uzatmayalım, konunun uzmanları uzun uzadıya somut gerçekleri önümüze seriyor. Aslında karşımızda bir insanlık suçunun yanı sıra tamamen bir işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesi var. İşçiyi köle olarak gören patron, gündelik çalışma yaşamında kimi zaman fark etmeden o işçiyi eziyor, aşağılıyor veya küçük düşürüyor. Bir insan olarak görmediği, dahası en büyük maliyet unsuru olarak gördüğü için bir makinadan, malzemeden daha az değer veriyor, hemen ertesi gün yerine koyabileceğini biliyor. “Büyük insanlık” dünyayı yaratırken eriyor, bitiyor, dayanamayacak durumda olunca da canına son veriyor…