Dr. Jekyll ve Mr. Hyde

AKP için “yaptıkları iyi şeyler de var” deniyor ya gerçekten vardır.

AKP bu ülkede biri nevzuhur diğeri ise köklü iki ideolojiyi benimseyenleri, içlerindeki kötünün ortaya çıkmasına aracı olacak kadar derinden etkilemiştir. Her birini Dr. Jekyll sayarsak içteki Mr. Hyde’ı görmemizi sağlamıştır (*). 

İki ideolojiden biri liberalizm, diğeri ulusalcılıktır. İlkine, Türkiye’de köklü bir geleneğe dayanmadığı için “nevzuhur” denmiştir. 

Konu, bu iki ideolojiye nasıl yaklaştığımız, nerelerini eleştirdiğimiz değil...

“Liberalim” ya da “ulusalcıyım” diye yazıp çizen, kulağa hoş gelen laflar da edebilen insanların “latent” (örtülü, gizli) durumdaki kötücül yanlarının nasıl açığa çıktığına değinmek istiyoruz.

Liberallerin yakın geçmişte AKP’ye ne gibi beklentilerle nasıl sarıldıklarını biliyoruz. Sonuçta bu umut ve beklentilerin temelsizliğini kendileri de gördüler. Bu yanıyla söz konusu insanlara bakar kör denmesi kabalık sayılmamalıdır.

Gelgelelim, siyasal körlük başka, kötülük ve çirkinlik başkadır; AKP bir de bu yanın ortaya çıkmasında işlevli olmuştur.

Hatırlayalım: Ergenekon, Balyoz vb. dalgalar halinde gelirken muhbirliğe soyunanlar, bile bile yalan haber üretenler, “bakın şu da darbeci” diye birilerini işaret edenler vardı. Bunlar, içeri alınanlara yönelik duygularını “zaten hiç sevmezdim”, “oh canıma değsin” gibi entelektüel zarafet yüklü sözlerle dile getirirlerdi. Aslında neredeyse hepsi eğitimli, “derin” görünen, kibar bilinen, hatta “sanatçı ruhlu” insanlardı.

Bunlar Dr. Jekyll’di; yaşanan ortam içlerindeki Mr. Hyde’ı ortaya çıkardı… 

***

Bugünlerde bu kez ulusalcı Dr. Jekyll’ler içindeki Mr. Hyde’lar ortaya çıkmaktadır.

Bir kez daha AKP iktidarı sayesinde…

Doğrusunu söylemek gerekirse ulusalcı Mr. Hyde’lar kötülük ve çirkinlikte liberal Mr. Hyde’lardan hiç de aşağı kalmamaktadır.

Tekrarlıyoruz: Şu anda konumuz ulusalcılığın tutarsızlığı ya da kofluğu değil; bu ideolojinin günümüzdeki kimi temsilcilerinin insanı gerçekten hayrete düşüren çirkinliklerinden söz ediyoruz. Üstelik bunlar da aklı başında, ölçülü, belirli bir adaba sahip insanlar gibi görünmektedir. Tabii Dr. Jekyll iken…

Ya Mr. Hyde olunca?

O zaman ihbarcılık, küfürbazlık, lümpen söylem, belden aşağı vurma, “yargıyı göreve çağırma”, akla ne gelirse hepsinin daniskasını yapmaktadırlar. Örneğin CHP İl Başkanlığına seçilen kişi için söyledikleri, bir muhbirlik, kara çalma, provokatörlük antolojisi oluşturacak hacme ulaşmıştır. 

***

Meselenin, bu çirkinlikler dışında daha ciddi bir yanı da vardır.

2007 yılındaki Cumhuriyet mitinglerini düşünün.

İşte o mitinglerin Cumhuriyetçilik, laiklik ve Kemalizm ortak paydasında buluşan kitlesi özellikle son on yıldır yaşanan deformasyon süreçleri sonucunda kendi içinde ayrışmaktadır. Kemalizm’i 1930’ların düşünsel ortamına, laikliği “FETÖ” karşıtlığına, HDP’lilerin haklarını savunmayı “PKK seviciliğine”, anti-emperyalizmi ise AKP yandaşlığına indirgeyenler, içlerinden Mr. Hyde’lar çıkarmak üzere bir cephede toplanmaktadır. 

Mümkün olsa da bugünkü kafalarıyla geçmişe gönderilseler, 27 Mayıs’tan hemen sonra Türkeş ve Muzaffer Özdağ’la birlikte Milli Birlik Komitesi 14’lerinin yanında duracaklarından, 1967’de Feyzioğlu’nun Güven Partisi’ne katılacaklarından, 1972’de ise Ecevit karşısında Kemal Satır’ın peşine takılacaklarından kuşku duyulmamalıdır. 

Evet, Dr. Jekyll’lar içindeki Mr. Hyde’ların ortaya çıkmasına vesile olmak, AKP’nin yaptığı “iyi şeyler” arasında sayılmalıdır. 

Bu sayede kimin aslında ne olduğunu da öğrenmiş oluyoruz.

___________________________________________________________________________

(*) “Doktor Jekyll ve Mr. Hyde’ın Tuhaf Öyküsü”, Robert Louis Stevenson’un 1886 yılında yayınlanan kısa romanıdır. Saygın ve iyi bir insan olan Dr. Jekyll’ın içinde aynı zamanda canavar ruhlu bir başkası yaşamaktadır ve bu canavar kendini Mr. Hyde olarak göstermektedir.