83 yılda bir arpa boyu yol…

Türkiye’de kadınlara seçme seçilme hakkının tanınmasından bu yana 83 yıl geçmiş. Bu geçen süre zarfında kadınların siyasete katılımı, politikleşmesi ve temsili konusunda pek bir ilerleme kaydedilmediği ortada… 

1908’de ikinci meşrutiyetin ilanı ile kadınların eğitim, siyasi ve medeni hakları da daha hararetli tartışılmaya başladı. Ayrıca bu tarih dünyada süfrajet hareketin yükseldiği dahası İngiltere’de bir grup süfrajetin ses getirici eylemler yapmaya başladığı bir dönemdi. 1908’de mülk sahibi erkeklere verilen oy hakkı 1923’te erkekler için genel oy hakkına dönüştü, dolayısıyla üç genel seçim (1924, 1927, 1931) kadınlar olmadan yapıldı (1). 1917’de Sovyetlerde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındığını hatırlayalım. Osmanlı’da 19. Yüzyılın sonlarında kadınlar kamusal alana girmeye, çalışmaya, çeşitli yayınlar çıkarmaya ve toplantılar düzenlemeye başlamıştı. Nitekim 1908-1923 yılları arasında, 40 kadın dergisi ve gazetesi çıkarılmış, 30’a yakın kadın ve yardımlaşma derneği kurulmuş, 50 grevin 9’u kadınların çalıştığı iş kollarında meydana gelmiştir (2). 1913’te Osmanlı Müdâfaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti’nin  (Osmanlı Kadın Haklarını Savunma Derneği) kurulması ve derneğin yayın organı Kadınlar Dünyasının yayınlanmaya başlaması kadınların kendi yaşamları ve hakları ile ilgili açık bir tartışma platformu oluşturdu. Dergi her kesimden kadının mektuplarına açıktı, maaşların düşüklüğünden tutun da eşler arası sorunlara ve evlilik içindeki eşitsizlere dair konular mektuplar vasıtasıyla tartışmaya açılıyordu. Fakat diğer kadın dergilerinden farklı olarak kadın hakları savunuculuğu yapan bu dergide dahi oy hakkı ile ilgili talepler ancak 1921 yılında açıkça dile getirilmiştir (kesintilerle beraber 1913-21 yılları arasında yayınlanmış)(3). Kurtuluş Savaşı yıllarında da kadınlar mücadelenin içinde olmuşlar ve kamusal alanda görünür olmalarıyla seçme seçilme hakkı taleplerini daha yüksek sesle dile getirmeye başlamışlardır. Sabiha Sertelin 1919’da Büyük Mecmuada çıkan yazısında “Dört harp senesinde erkeksiz kalan tarlaları kim sürdü, bize ve orduya erzakını kim hazırladı? Ticarethanelerde ve fabrikalarda ve dairelerde boş kalan yerleri kadınlar doldurmadı mı?” diye sorar (4). Mitingler ile halka sesini duyuran, geniş kitlelere hitap eden kadınlar savaştan sonra ülkenin kurulmasında katkıları olduğunu belirterek medeni haklarının yanında siyasi haklarını da talep ettiler (5). Esasen kadınlar Cumhuriyetin kuruluş yıllarında mitingler ve toplantılar vasıtasıyla eylem anlamında daha fazla öne çıktılar ve hak taleplerini de görece daha yüksek sesle dile getirdiler. 

1923 yılında Nezihe Muhiddin öncülüğünde bir grup kadın Kadınlar Halk Fırkasının kurulması için resmi başvuruda bulunur, başvuru 8 ay sonra reddedilir ve bunun üzerine 1924’te Türk Kadınlar Birliği’nin  (TKB)kurulması kadınların siyasal hakları konusunda yeni bir mücadele dönemi için milat olur. 1925 yılında TKB Nezihe Muhiddin’i ve Halide Edip’i İstanbul’dan boşalan bir koltuk için aday göstermek istedi ve adaylıkları reddedildi. Aynı yıl TKB öncülüğün Kadın Yolu dergisi yayınlanır ve kadınların seçme seçilme hakkı mücadelesi daha fazla gündeme taşınır. 1926’da Medeni Kanun kabul edilir ve yine aynı yıl TKB üyeleri Cumhuriyet Halk Fırkasına üye olmak için başvuruda bulunurlar, fakat kabul edilmezler. Genelde ılımlı bir tavır sergileyen TKB için 1927 yılı kırılma yaşadığı bir yıl olacaktır. İlk aylardan itibaren gündemde yer tutan kadınların seçme ve seçilme hakkı tartışmaları, Mart ayında geniş hak taleplerinin ortaya çıktığı bir kongrenin düzenlemesi ve yeni şubelerin açılması ile TKB atağa kalkmıştır (6). Eylül 1927’de polis dernek merkezine arama yapar, idari ve mali usulsüzlük gerekçesiyle Nezihe Muhiddin ve yönetim kurulu üyeleri yönetimden uzaklaştırılır. Bu tarihten itibaren yeni bir yönetim derneğin başına gelir, fakat Nisan 1930’a kadar derneğin yeni bir eylemine rastlanmamıştır. 1930 yılında belediye seçimlerinde, 1934’te ise parlamento için kadınlara seçme seçilme hakkı tanınmıştır (7). 1935’teki seçimle milletvekili seçilen 18 kadından sadece bir tanesi TKB üyesidir ve onun da iktidarla ılımlı ilişkileri söz konusudur. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmamış, ancak 11 yıl sonra kadınlar aday olmuş ve oy kullanabilmişlerdir. Bu geçen süre içinde sokakta eylem anlamında kendini ifade etmeyen, çok fazla geniş kadın kesimlerini kapsamasa da etkili bir hak mücadelesi olduğunu söyleyebiliriz. Kısaca vurgulamak istediğim, Türkiye’de burjuva iktidarının kadınlara seçme ve seçilme hakkını altın tepside sunmadığıdır. Diğer taraftan Osmanlı dönemindeki kadın hareketinin Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki dönemde kadın mücadelesine devrettiklerinin sınırı da göz önünde tutulmalıdır. Kadınlar Kurtuluş savaşından itibaren bir hareket olarak siyaset sahnesinde etkin hale gelmiş ve hak taleplerini yükseltmişlerdir. Hak talep eden örgütlenen ve politize olan kadınlar ise temsil düzeyinde bir karşılık bulamamışlardır. 

Cumhuriyet’in ilanını izleyen yıllarda,  iktidarın uyguladığı örtük kota sebebiyle kadın temsil oranları, partili hayata geçilen 1946 seçimlerine kadar görece yüksek bir seyir izlemiştir. Fakat 1945-1980 yılları arasında kadın milletvekili oranı %0.6 ile %2 arasında kalmış, 1935 yılında yakalanan %4.5 temsil oranı ancak 2007 yılı seçimleri sonucunda aşılabilmiştir. Aşağıda yıllara göre kadın milletvekili sayısı ve kadın temsil oranları yer almaktadır (8). Kadın Milletvekili oranının esasen 2007 seçimleriyle bir sıçrama gösterdiğini görüyoruz. Burada kadınların hem muhafazakâr kesimlerde, hem laik kesimlerde hem de sol cenahta politikleşmesinin etkileri vardır, ayrıca kadınların seçimlerinin artık aile büyükleri tarafından belirlenemediği bir süreçten geçiyoruz. 

Seçim Yılı

Parlamentodaki Milletvekili Sayısı

Kadın Milletvekili Sayısı

Kadın Oranı (%)

1935

395

18

4.6

1943

435

16

3.7

1950

487

3

0.6

1957

610

8

1.3

1965

450

8

1.8

1973

450

6

1.3

1991

550

8

1.8

1999

550

22

4.2

2002

550

24

4.4

2007

550

50

9.1

2011

550

79

14.3

2015 (7 Haziran)

550

97

17.6

2015 (1 Kasım)

550

81

14.7

 

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Parlamentolar Arası Birlik (IPU) tarafından yayınlanan “Siyasette Kadın 2017” haritasına göre dünyada mecliste kadın oranı ortalaması %23.4 (9). Mecliste kadın oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 41.7’lik oranla İskandinav ülkeleri. Dünyada mecliste kadın oranları ortalaması şöyle: Kuzey ülkeleri: %41.7; Amerika (Kuzey ve güney toplam): %28.3; Avrupa (Kuzey ülkeleri hariç): %25; Sahra altı Afrikası: %23.8; Asya: %19.6; Arap ülkeleri: %18.9; Pasifik: %15. Türkiye kadın temsilinde Arap ülkelerinin dahi altında ve dünya ortalamasının da altında… Buradan bakarsak siyasi temsil ve parlamento düzeyinde katılım bakımından 83 yılda pek bir ilerleme yok. 

Piyasa ilişkilerinin yarattığı eşitsizlikler, burjuva partilerin yapısı ve burjuva demokrasisi kadınların karar alma mekanizmalarında yer almasını engelliyor. Kadınların sermaye belirlenimli bir siyaset sahnesinde eşit bir temsile sahip olmasının ve karar mekanizmalarında eşit bir şekilde yer almasının imkânı yok. Kadınlar ancak, sınıfsız bir toplum yaratmayı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmayı hedefleyen bir siyaset pratiğinde eşit bir yer bulabilirler. 

Kaynaklar 

1-Ayşegül Yaraman. Türkiye’de Kadınların Siyasal Temsili - Dişiliksiz Siyaset, Bağlam Yayınları, s. 64, İstanbul, 2015.

2-Serpil Çakır. Osmanlı Kadın Hareketi, Metis Yayınları, İstanbul, 2016.

3-Serpil Sancar. Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti, Erkekler Devlet, Kadınlar Aile Kurar, s. 155, İletişim Yayınları, İstanbul, 2013.

4-Sabiha Zekeriya Sertel. Kadınlık Sahifesi: Kadınlar ve İntihab Büyük Mecmua; Aktaran Türkiye’de Kadınların Siyasal Temsili - Dişiliksiz Siyaset, Bağlam Yayınları, s. 64, İstanbul, 2015.

5-Hacer Yıldız. Türkiye’de Kadınların Siyasi Haklar Mücadelesi Ve Nakiye Elgün, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2015.

6-Kadınsız İnkılap, Nezihe Muhiddin, Kadınlar Halk Fırkası, Kadın Birliği, s. 188, Metis Yayınları, İstanbul, 2013. 

7-Ayşegül Yaraman. Türkiye’de Kadınların Siyasal Temsili - Dişiliksiz Siyaset, Bağlam Yayınları, s. 67-69 İstanbul, 2015.

8-https://m.bianet.org/bianet/siyaset/168890-kadin-vekil-orani-dustu-43-ilden-sadece-erkek-vekil-cikti, erişim 6.12.2017. 

9-https://m.bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/185021-siyasette-kadinlarin-dunya-haritasi-cikti, erişim 6.12.2017.