Yordam Edebiyat'tan ağustos ayında 3 yeni kitap

Yordam Edebiyat'tan ağustos ayında 3 yeni kitap

Yordam Edebiyat, 2017 yayın programında duyurduğu 3 yeni kitabı ağustos ayında yayınlıyor.

Yordam Edebiyat, 2017 yayın programında duyurduğu kitapları yayınlamaya devam ediyor. 

Yordam Edebiyat, ağustos ayında Ethel Voynich'in Atsineği, Fyodor Gladkov'un Çimento ve İvan Turgenyev'in Duman adlı yapıtlarını yayınlıyor.

Dağıtımı ve satışı 10 Ağustos tarihinde başlayacak olan kitaplar şu şekilde:

Atsineği

Ethel L. Voynich

Çeviri: Anıl Ceren Altunkanat

Atsineği, klasik romanların o hiçbir şeyle değiştirilemez okuma keyfini sunan, okurunu roman kahramanlarıyla birlikte “yaşamın ve mücadelenin ta ortasına fırlatan” bir yapıt.
İrlandalı yazar Ethel Lilian Voynich, İtalya’nın 19. yüzyıldaki birlik ve bağımsızlık mücadelesinden heyecan dolu bir kesite odaklanırken; devrimci çevrelerdeki tartışmaları, kahramanlarının dönüşümünü, baba-oğul arasına giren dinsel meseleleri ve derinden derine ilerleyen bir aşk ilişkisini sürükleyici bir dille anlatıyor. 
Bir dönem özellikle Sovyet Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti’nde çok popüler olan Atsineği, Bolşevik Devrimi’nin ardından okuma programlarına alınıyor, baskı üstüne baskı yapıyor, iki buçuk milyon satış rakamına ulaşıyor. Bernard Shaw’un 1898’deki ilk tiyatro uyarlamasından bugüne, onlarca tiyatro oyununa, filme, opera ve baleye, müzikallere, televizyon dizilerine esin veriyor. Atsineği’nden hareketle çevrilen Rus filmlerinden birinin müziğini ünlü besteci Şostakoviç yazıyor ve Atsineği Süiti’nin özellikle “Romans” bölümü, bugün hâlâ popülerliğini koruyor. 

Soluk soluğa yaşanan kavgaları, insanın içine işleyen hüzünlü aşkları, dağların gizli geçitlerindeki saklanma kabiliyetinden kentteki kalemşorluk yeteneğine uzanan kahramanlıkları, reform ve devrim tartışmaları, baba-oğul çatışmaları, yeraltı çalışmaları, silahlı komploları, karanlık zindanları, hayal kırıklıkları, yılgınlıkları ve en karanlık anda yeniden çakıveren devrimci umut kıvılcımlarıyla anlatılan, “bizim hikâyemiz”!

Çimento

Fyodor Gladkov

Çeviri: Erdoğan Tokatlı

Çimentoyu iyi verirsen tutar. Çimento, biziz. Çimento işçi sınıfıdır.

Fyodor Gladkov’un, 1917 Bolşevik İhtilali sonrasında ve iç savaş koşullarında bir taşra kentinde yaşanan kavgaları ve dönüşümleri anlattığı efsanevi romanı Çimento, çağdaş Rus edebiyatının ve toplumcu gerçekçi akımın en çok okunup tartışılan eserlerinden biri olageldi. 

Bir yanda toplumun çıkarı için varını yoğunu ortaya koyanlar; diğer yanda avantacıları, numaracıları, hırsızları ve bürokratlarıyla kendi çıkarının peşinde koşanlar…Bir yanda “yeni toplum”un habercileri, neferleri, önderleri; diğer yanda “eski toplum”unposaları, artıkları, lekeleri… Gladkov’un bu bir solukta okunan romanında, iç savaşın getirdiği yıkımın orta yerinde, kentler, binalar ve fabrikalarla birlikte, insanlar da âdeta “yeniden inşa” ediliyor. Ana kahramanı, askerliğini bitirip kasabasına dönen bir erkek işçi olsa da, kadınların mücadeledeki yeri, yükselişi ve önderliği, diğer toplumsal sorunların yanı sıra erkeklerin egemenliğini ve hoyratlığını da yenebilmesi, merkezî bir yer tutuyor Çimento’da.

NEP olarak da bilinen “Yeni Ekonomi Politikası”nın yol açtığı sorunlar ve “kapitalizme çark etme” tartışmaları; iç savaş sonrası fabrikası keçilere teslim edilmiş bir kasabada üretimi diriltmenin olanakları;  “ayıklama komisyonları” ve partiden ihraç kararları; işçiler ile parti yöneticileri ve bürokratlar arasındaki gelgitli ilişkiler; entelektüellerin mücadeleye katkıları ve açmazları; kadın-erkek birlikteliğinde özgürlüğün imkânları; özetle bir yeniden inşa sürecinin çok yönlü sancıları, şimdi Çimento’nun sayfaları arasında bir kez daha buluşuyor okurlarla… 

Duman

İvan S. Turgenyev

Çeviri: Hasan Âli Ediz

Birdenbire ona her şey bir duman gibi göründü: Kendi yaşamı, Rus yaþamı, insan yaşamı, hele Rus yaþamı ona tümüyle bir duman gibi göründü. ‘Her şey duman ve buhar,’ diye düşünüyordu. Sanki her şey durmadan değişiyordu. Her yerde yeni yüzler, yeni biçimler görünüyor, sanki olaylar birbirini kovalıyordu. Oysa aslında her şey aynıydı. Her şeyde bir hareket, bir acelecilik göze çarpıyor, her şey hiçbir iz bırakmadan, hiçbir şeye erişmeden yitip gidiyordu. 

Turgenyev, toprak reformundan birkaç yıl sonra, 1867 yılında yayımlanan eseri Duman’da, Rusya’ya Avrupa’dan bakarak, hem aristokrat çevreyi hem Slavofilleri hem de aydınları eleştirir. Özellikle Rus soylu ve aydınlarına yönelttiği eleştiriler ile uzun süre tartışılan eser, Turgenyev ile Dostoyevski arasındakiçatışmanın yansımalarından biri olma özelliğini taşımaktadır.

Almanya’nın Baden-Baden kentinde nişanlısıyla buluşmak üzere bekleyen Litvinov, burada birçok kişiyle tanışacak, farklı çevrelere girecek, hem zihinleri hem de salonları saran duman içinde yolunu bulmaya çalışacaktır. Romanın kahramanı Litvinov’un, ona heyecansız ama huzurlu bir gelecek vadeden nişanlısı ile aşkın tüm tekinsizliğiyle benliğini kavuran eski sevgilisi arasında düştüğü ikilem ve çıkmazın ustalıklayansıtıldığı eser, içerdiği otobiyografik unsurlarla da ilgi çekici olmayı başarıyor. Bu iki kadınla, aslında ülkesi ile Avrupa arasında bir tercih yapacağını, dolayısıyla seçtiğinin geleceği olduğunu kavrayan Litvinov, yaşamın çağrısına Turgenyev’in verdiğinden farklı bir cevap arıyor. 

Klasik eser tutkunlarını, seçkin örneklerin özenli çevirileriyle buluşturan Yordam Edebiyat, Turgenyev’in bu önemli eserini Hasan Âli Ediz’in güzel Türkçesi ile sunuyor.

DAHA FAZLA