Yazaki direnişçisi Dilek Gültekin: ‘Tacize karşı bir kadın işçi bir şeyler yapabilir’i göstermek istedim

Yazaki direnişçisi Dilek Gültekin: ‘Tacize karşı bir kadın işçi bir şeyler yapabilir’i göstermek istedim

Gemlik’teki Yazaki fabrikasında tacize ve diğer keyfi uygulamalara ses çıkardığı için işten çıkarılan Dilek Gültekin, “Tek kişi de olsa keyfiyete karşı bir kadın işçi bir şeyler yapabilir. Bir set çekebilir. Ben bunu göstermek istedim” diye konuştu.

Bursa’nın Gemlik ilçesine bağlı Serbest Sanayi Bölgesi’nde yer alan Yazaki Otomotiv Yan Sanayi ve Ticaret Fabrikası’nda çalışırken işten çıkarılan Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesi Dilek Gültekin 6 gündür “İşimi geri istiyorum” pankartıyla direnişte.

Fabrikada yaşanan tacizlere ve kötü çalışma koşullarına karşı ses çıkardığı için işten çıkarıldığını belirten Gültekin, “Tek kişi de olsa keyfiyete karşı bir kadın işçi bir şeyler yapabilir. Bir set çekebilir. Ben bunu göstermek istedim” dedi.

KADIN İŞÇİLERE TACİZ, TECAVÜZ GİRİŞİMİ

Gültekin işten çıkarılmasında tacizlere karşı ses çıkarmasının da etkili olduğunu ifade ederek şunları anlattı:

“Yazaki’de belli sorunlar var bunlardan bir tanesi kadına yönelik taciz. Bir ustabaşı hattındaki kadın işçilere uzun süre tacizde bulunuyor ve üstü örtülüyordu.

Sonra bu başka bir kadın işçiye yönelik cinsel saldırı girişimi noktasına geldi ve yerel basına yansıdı. Böylelikle bu ustabaşı işten atıldı ama defalarca bu olay yaşandığında kadın işçiler atılıyordu. Yazaki’de kadın işçilerin çalışma koşullarında böyle bir zorluk var.”

“SENDİKALI OLMAK GEREKTİĞİNİ SAVUNDUM”

Yazaki’de işçilere dönük birçok keyfi uygulama olduğunu kaydeden Gültekin şöyle devam etti:

“Bunun yanında bir de Yazaki’de sürekli İŞ-KUR üzerinden işçi alıyorlar. Devlet işsizlik fonundan yaklaşık 700 TL gibi bir tutar veriyor. Ve büyük bir işçi sirkülasyonu var. İşçiyi alarak yaklaşık 11 ay kadar çalıştırıp işten çıkarıyorlar. Bu sürekli hale gelmiş durumda. Bu gibi çok büyük keyfiyetler var çalışma koşullarında. Sürekli sayı hedefleri yükseltiliyor. Ustabaşılar tarafından baskılar uygulanıyor. Sürekli tutanak tutuluyor, yevmiye kesme cezası veriliyor.  Ben de içerde bunların mücadelesini verdim. Bunlardan kurtulmak için sendikalı olmak gerektiğini savundum.”

“Performans düşüklüğü” bahanesiyle işten atıldığını belirten Gültekin bunun gerçek dışı olduğunu söyledi:

“Çünkü zaten iki ay önce benim görevimi değiştirdiler, son gözlem operatörü yaptılar. Son gözlem operatörlüğü de orada uzun süre tutulabilecek insanlara verilebilecek bir görev. O nedenle performans düşüklüğü büyük bir yalan.”

Gültekin içerdeki arkadaşlarından ve  şehir dışından çok fazla destek gördüğünü de ifa etti.

“DEVLET TACİZE MÜDAHALE ETMEK YERİNE HAKKINI ARAYAN İŞÇİYE MÜDAHALE EDİYOR”

İlk iki gün gözaltına alındığını belirten Gültekin, “Serbest bölge önüne gelerek elimde ‘işimi geri istiyorum’ pankartı açtığımda ya da önlük giydiğimde polis gözaltına aldı. Neden gözaltına alındığımı sorduğumda ‘OHAL var’ deniliyor. Benim kimseye bir zararım yok trafiği engellemiyorum dediğimde ise yine ‘OHAL var’ yanıtını alıyorum.

Burada bir Japon tekeli var. Devlet buna ya da içerideki taciz vakasına müdahale etmek yerine orada hakkını arayan bir işçiye müdahale ediyor” dedi.

“Benim mücadelem içerideki arkadaşlarımın daha iyi çalışma koşullarına kavuşma mücadelesi, sendikalaşma mücadelesi” diyen Gültekin sözlerini şöyle dürdürdü:

“ Ben başka bir yerde de iş bulabilirim. Burada insanlar gerçekten çok yoğun bir üretim baskısı altında asgari ücretle çalıştırılıyorlar. Ben bu işe mahkum değilim ama arkadaşlarımın içerde daha iyi koşullarda çalışmaları için mücadele veriyorum. Bu da ne kadar sürer bilemiyorum. Sürebildiği kadar.”

Gültekin hukuki olarak da mücadelesini sürdüreceğini, hem işe iade hem sendikal tazminat davası açacağını da sözlerine ekledi.

Gültekin son olarak Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın direnişini desteklediğini ifade ederek, “Onların yanında olmak istiyorum. Onlarınki gibi benimki de iş ve onur mücadelesi” diye konuştu.