Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrinimizde bu hafta yayımlandıkları kategorilerde öne çıkan nitelikli kitaplara yer verdik. Tüm hazırlıklarını İstanbul Kitap Fuarı çerçevesinde yürüten yayınevleri nitelikli kitapları okurla buluşturdukça biz de sizlere öne çıkanlardan derlediğimiz bir vitrin hazırlamaya devam edeceğiz. Keyifli okumalar…

ARKADAŞIM ZEKAİ - İSMET TOKGÖZ

Öyküleri ve denemeleriyle tanıdığımız yazar İsmet Tokgöz, üniversite yıllarından yakın arkadaşı Arkadaş Z. Özger'i sıcaklığını her zaman koruyan anılarla, kimi zaman da şiirlerinden yola çıkarak yaptığı çözümlemelerle, anı, deneme türleri arasında gezinerek anlatıyor.  İsmet Tokgöz'ün, Arkadaş Z. Özger'i acısı, melankolisi, yalnızlığı, çocukluğu, hastalığı, ilkgençlik anıları, anne sevgisi, sevdası, dostluğu, şiiri gibi izlekler üzerinden anlattığı yazılardan oluşan kitap Arkadaş'ın dünyasına farklı kapılar aralıyor.

Arkadaş Z. Özger'in İsmet Tokgöz'e yazdığı ve ilk kez gün ışığına çıkacak olan el yazısı mektupları, bilinmeyen fotoğrafları, el yazısı birkaç şiiri kitaba arşivlik bir önem kazandırıyor. İki bölümden oluşan kitapta Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası‘nın şairi Arkadaş Z. Özger’i yakın arkadaşı İsmet Tokgöz anlatıyor… “Çoklar sokağında bir yalnız” adlı ilk bölüm İsmet Tokgöz’ün Arkadaş Z. Özger’i anlattığı yazılardan oluşurken, “Elyazması Nameler” adlı bölümde Arkadaş’ın İsmet Tokgöz’e yazdığı el yazısı mektuplara renkli basımları ile birlikte yer veriliyor.(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Arkadaşım Zekai, İsmet Tokgöz, Ve Yayınevi, 2017, 136 sayfa.

LOQUELA-SAYIKLAMA - CARLOS LABBE

Bir yanıyla polisiye bir roman, bir yanıyla aşk hikâyesi.

Gerçek ve hayali olanı harmanlayarak yazının sınırlarını zorlayan bir anlatı, mektup, günlük, okura meydan okuyan, edebi türlere kafa tutan bir manifesto.

Granta dergisi tarafından “İspanyolca yazan en iyi romancılar” arasında gösterilen Şilili yazar Carlos Labbé, okurlarını Juan Carlos Onetti’nin, JulioCortázar’ın ve RobertoBolaño’nun ışığında türler arası bir yolculuğa çıkarıyor.  

Genç sevgililer Carlos ve Elisa’nın, bir oyun nedeniyle araları açılan albino kızlar Alicia ve Violeta’nın, Şili’nin başkenti Santiago ve kurmaca Neutria şehrinin romanı bu.

Peki kim yazıyor bu romanı, okur mu yoksa yazar mı?

İnsanın etrafında hızla dönüp duran dünyayı sayfada yakalama çabası Loquela - Sayıklama.

“Lanetli yaratıklarız biz, hareketsiz nesneler, mesela bir roman, özel bir günlük, bir mektup olmasa kendimizi tanıyamayacağız.” (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Loquela-Sayıklama, Carlos Labbe, Çev. Saliha Nilüfer, Notos Kitap, 2017, 189 sayfa.

GÖÇEBE ÖZNELER - ROSI BRAIDOTTI

Göçebe Özneler RosiBradiotti’nin 21. yüzyılda kıta felsefesini ve çağdaş feminist kuramı derinden etkileyen makalelerini bir araya getiriyor. Öznellik, cinsiyet farklılığı, beden politikaları, queer kuramı ve “ötekilik” gibi meseleleri göçebelik çerçevesinde ele alan Bradiotti yaratıcı ve öznel üslubuyla çağdaş akademik yazı disiplininin karşı kutbuna yerleşiyor ve feminist yazına bir “oluş” alanı açıyor.

Bradiotti bir yandan 20. yüzyıl Kıta Avrupası felsefe geleneğini şekillendiren düşünürleri feminist bağlamda eleştirel bir okumaya tabi tutarken, diğer yandan feminist kuramcıların metinlerinde cinsiyet farklılığı kuramının izlerini sürüyor. Deleuze ve Guattari’nin “göçebelik” kavramını feminist kimlik, mekân ve beden politikaları bağlamında yeniden düşünüyor ve kadın hareketinin siyasal kuramı hem yaratıcı hem de eleştirel bir şekilde tekrar inşa etmesini öneriyor.(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Göçebe Özneler,RosiBraidotti, Çev. Öznur Karakaş, Kolektif Kitap, 2017, 416 sayfa.

HAKKARİ'DE BİR MEVSİM - FERİT EDGÜ

Türkçenin ustalarından Ferit Edgü’nün büyük eseri Hakkâri’de Bir Mevsim, ilk kez 1977 yılında yayımlandığında Türkçe yazında pek çok şeyi değiştirdi. Edebi kıymetinin yanı sıra o “uzak” coğrafyayı ele alışıyla, bölgenin okur nezdinde görünürlük kazanmasında mütevazı ama önemli bir katkı oluşturdu.

Japonca ve Çince dâhil birçok dile çevrilen, Türkiye’de olduğu kadar dünyada da ses getiren, aynı zamanda Erden Kıral yönetmenliğinde filme uyarlanarak, 33. Berlin Film Festivali’nde aralarında Gümüş Ayı’nın da olduğu 5 ödül kazanan eserin bu yıl 40. yılını kutluyoruz.
Yıllar geçtikçe gücünü, yitirmek şöyle dursun, daha da artıran Hakkâri’de Bir Mevsim, 40. yılı vesilesiyle özel bir basımla yeniden okurla buluşuyor.

Hakkâri’de Bir Mevsim, ciltli ve özel kâğıtlı yeni tasarımıyla raflarda.(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Hakkari'de Bir Mevsim, Ferit Edgü, Sel Yayıncılık, 2017, 194 sayfa.

TÜTÜNCÜ ÇIRAĞI - ROBERT SEETHALER

1937 yazının son günleri... Göl kıyısındaki küçük bir kasabada yaşayan on yedi yaşındaki Franz, annesinin isteğiyle “eski bir tanıdık” olan tütün mamulleri satıcısı OttoTrsnjek’in yanına, Viyana’ya gider. Böylece hem bir meslek edinecek hem de Viyana gibi bir yerde daha iyi bir gelecek kurabilecektir.

Genç Franz bir yandan mesleğin inceliklerini öğrenirken bir yandan da dükkâna uğrayan ünlü tiryakilerle tanışır. Bu müşterilerden biri olan Profesör Sigmund Freud ile dostluk kuran Franz, Anezka adlı gizemli bir kıza âşık olduktan sonra profesörle görüşmeyi daha da sıklaştırır.

Ancak o günlerde Viyana’ya gelen bir tek Franz değildir; gamalı haçlar, Führer posterleri, Gestapo da gelip yerleşmiştir Viyana’nın kalbine. Sersemletici bir aşkın pençesindeki Franz, içinde yaşadığı toplumun, siyasetin kısacası etrafındaki her şeyin dönüşümünü geç de olsa fark etmeye başladığında artık dönülmez bir yola girmiştir hayat.

Dünya edebiyatının son yıllardaki en dikkat çeken isimlerinden Robert Seethaler’in bu incelikle örülmüş, yürek burkan romanını Oktay Değirmenci Almanca aslından çevirdi.(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Tütüncü Çırağı, Robert Seethaler, Çev. Oktay Değirmenci, Jaguar Kitap, 2017, 218 sayfa.

İSTANBULLU - METİN ELOĞLU

Daha önce Metin Eloğlu’nun kitaplaşmamış şiirlerini (İbresiz Bir Pusula, YKY, 2007) derleyen Turgay Anar, dört yıl boyunca 300’den fazla süreli yayını inceledi ve şairin biri hiç yayımlanmamış 25 öyküsüne ulaştı.
 
Metin Eloğlu, ilk kez kitaplaşan, kimi “karışık teknik”le, kimi de Türk öykücülüğünde belki ilk kez “sen-öyküsel” anlatımla yazılmış, kimileri de gerçeküstü yönelimler taşıyan bu öykülerde, şiirinden bildiğimiz atak, haylaz ve yaratıcı Türkçesiyle İstanbul’u, denizi, Anadolu’yu, adamları ve kadınları ve aşk acılarını anlatıyor...
 
Bu arada, Sait Faik’in öykücü olmanın temel ölçütlerinden biri saydığı “balık isimlerini bilme” sınavından da “Yıldızlı Pekiyi”yle geçiyor:

“Ah, buraya kışın gelmeliydi: Civarinalar tozu dumana katarken, bir yelken bezine bürünüp, yavru orkinosları, kaplan postlu, dört dikenli dıragonyaları beklemek... Hapı yutan kılıcın nazlı nazlı salınması, gitgide iflahtan kesilmesi... Siyah sarı al benekli minakoplar... Koçan gibi kefallarıileryalardan ayrı koyun... O canım iskorpitler, taş balıkları isperkolar...

Kadınca edalı kupesler... Bulbulyanın o yumuşacık kokusunu bir yol genzinde sezince tebdili şaşan karagözler...”(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: İstanbullu, Metin Eloğlu, Yapı Kredi Yayınları, 2017, 148 sayfa.

DAHA FAZLA