Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrinimiz bu hafta da dumanı üstünde, çeşitli katagorilerden kitaplarla süslü. Bol kitaplı haftalar.

SAVAŞ VE AÇLAR – HASAN İZZETTİN DİNAMO

“Bunların hepsi belediyece gömdürülecek şehit ailelerinin çocuklarıydı. Fatma’nın ölüsü de gelince mezar­cılar irili ufaklı, kızlı erkekli çocuk ölülerini birer birer mezara indirip, toprağın üzerine yan yana dizmeye, sonra üzerlerine tah­ta dizmeden toprak atmaya başladılar. Bir yığın çocuk bir daha kalkıp oynamamak, ekmek istememek, cıvıldaşmamak, kavga et­memek üzere bir tek mezara atılmıştı. Bu, Şakire’nin çok gücüne gitti. İçinde korkunç bir hınç kabarmıştı. Bu felek denen şey ne korkunç bir canavardı? Babası, ağabeyi sınır boylarında mezarsız çürüyüp giden şu şehit yavrularının bir tek mutluluğu yerin altı­na girerek açıkta kurda kuşa yem olmaktan kurtuluşlarıydı. Şe­hitlerin geride bıraktığı varlıkları bu akıbet beklemiyor muydu?”

Hasan İzzettin Dinamo, Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarını en fazla yokluk ve kimsesizlik içinde geçiren yazarlarımızdandır. Savaş ve Açlar, bir ailenin yaşayabileceği en zor koşullardaki var olma mücadelesinin, savaşın etkisiyle, nasıl drama dönüştüğünü, nasıl dağılma ve yok olma sürecine girdiğini anlatan, çarpıcı ve bir o kadar da etkileyici bir roman.(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Savaş ve Açlar, Hasan İzzettin Dinamo, Tekin Yayınevi, 2017, 376 sayfa.

 

TOPLUMSAL SINIFLAR, TÜRKİYE DEVRİMİ VE SOSYALİZM – ŞEFİK HÜSNÜ

Türkiye’de Sosyalist Düşüncenin Klasikleri dizisinin ikinci kitabı olan Toplumsal Sınıflar, Türkiye Devrimi ve Sosyalizm, Türkiye’de komünist hareketin kurucularından Şefik Hüsnü’nün, Türkiye’de Marksist düşüncenin temellerini atan Aydınlık dergisindeki yazılarının tematik bir derlemesidir.

Toplumsal Sınıflar, Türkiye Devrimi ve Sosyalizm’de yer alan ilk yazının tarihi 1 Haziran 1921, son yazının tarihi ise Şubat 1925’tir. İlk yazı yayımlandığında İstanbul işgal altındadır. Son yazı yayımlandığında ise Takrir-i Sükûn Kanunu çıkmak üzeredir. Bu zaman aralığı Türkiye tarihinin en kritik evrelerinden birine işareteder. Kitap, Türkiye’de sosyalist düşüncenin kurucularından birisinin Türkiye’nin şekillenişine ilişkin görüşlerini, eleştirilerini, önerilerini, öngörülerini ve gözlemlerini yansıtması bakımından son derece önemli, değerli ve ilginçtir.

Kitaptaki yazılarda yer alan gözlem, saptama ve çözümlemeler Türkiye devrimini toplumsal sınıfların mücadelesi ekseninde, Türkiye’yi içinde şekillendiği tarihsel dönemin ve bölgenin özellikleri içinde ve bunu da dünya kapitalizminin genel bağlamının geleceğe yönelik eğilimleri yönünde kavrar. Yazılara yansıyan gözlemlerdedünyadan Türkiye’yi ve Türkiye’den dünyayı görebilmenin bakışımlı acıları, Türkiye toplumunu her yöresinden vekesiminden insanları aracılığıyla tanımanın sıra dışı zenginliği ve düşünceye sürekli derinlik kazandıran ender bir aklın açılımları hissedilir.(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Toplumsal Sınıflar, Türkiye Devrimi ve Sosyalizm, Şefik Hüsnü, Hazırlayan: Gökhan Atılgan, Yordam Yayınları, 2017, 382 sayfa.

 

ABİM CHE – JUAN MARTİN GUAVERA, ARMELLE VİNCENT

Ernesto “Che” Guevara... Yirminci yüzyılın efsanevi devrimcisi, bazılarının taptığı, bazılarının ölesiye nefret ettiği bir politik figür, öte yandan yaşasaydı tepki göstereceği biçimde metalaştırılmış, popüler kültürün elinde bir ikona dönüştürülmüş idealist ve eylem adamı.

Kendisi de Arjantin’deki dikta rejiminin zindanlarında yıllarca çile doldurmuş bir militan olan Juan Martin Guevara, Che’nin Bolivya dağlarında katledilişinden yarım yüzyıl sonra sessizliğini bozuyor ve abisini anlatıyor. Yoğun, içe oturmuş bir hüznün damgasını vurduğu bu anılarda Che’nin yetiştiği sosyal çevre de var, üzerinde çok etkisi olan annesiyle ilişkisi de, biyografilerinde kendine pek yer bulamayan babası ile kimileri gerçek birer karakter olan akrabaları ve dostları da. Yeri geldikçe, Che’nin hayata, siyasete, edebiyata ilişkin görüşlerine, değerlendirmelerine de yer veriyor küçük Guevara.

Ama esas önemsediği, dile getirmek istediği artık kendisi yetmişini devirmiş bir ihtiyar iken hep genç kalacak olan abisi ile, yıllarca mezarı bile belli olmayan sevgili ölüsü ile bağı. Juan Martin Guevara’nın kâğıda döktüklerini eşsiz kılan, başkalarının anlayamayacağı ve anlatamayacağı bu insani boyut zaten.(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Abim Che, Juan Martin Guevara, Armelle Vincent, Can Yayınları, 2017, 256 sayfa.

 

EŞİKLER ŞAİRİ ŞÜKRÜ ERBAŞ – DERYA KARAOSMANOĞLU

Şükrü Erbaş, 1970 sonrasının güçlü ve üretken şairlerinden biridir. Şiir dışında hiçbir edebî türde eser vermemiş olan şair, sanat hayatına atıldığı günden bu yana yoğunluğunu şiire vermiş, kuramsal yazılarını da daha çok şiir üzerinde yoğunlaştırmıştır.

Çocukluğunu Yozgat gibi dar bir çevrede geçirmesi, toplumcu gerçekçi şiirin etkin olduğu yıllarda Ankara’da yükseköğrenimini tamamlaması, bu şiir ekolünün kuruluş aşamasında bulunması, uzun yıllar “ikinci ana rahmim” dediği Ankara’da yaşaması, memurluk ve daha sonra gazete yazarlığı yapması bile Şükrü Erbaş’ın renkli kişiliğinin birkaç göstergesinden birisidir. Hayatının bu denli renkli oluşu doğal olarak şairin şiirlerinde ele aldığı konulara da bir zenginlik, başkalık kazandırmıştır.

Şiir karmaşık bir yapılanma ve sonsuz bir anlamlama sürecine sahiptir. Şükrü Erbaş’ın şiirlerinde bu durum gerek zengin hayat birikiminin şiirine konu çeşitliliği olarak yansıması ile gerek şairin Türk şiir geleneğinin dışında kurduğu şiir dili, şiirsel söylemi ve estetik zenginliği ile bir kat daha güçlüdür.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Eşikler Şairi Şükrü Erbaş, Derya Karaosmanoğlu, Dorlion Yayınevi, 2017, 295 sayfa.

 

ÜÇ ÇOCUK, BİR ÖĞRETMEN VE UNUTULMAZ BİR GÜN – JHON DAVİD ANDERSON

Bayan B. ile tanışın ve hayatınız değişsin!
Herkesin hemfikir olacağı üzere öğretmenler çeşit çeşittir. Bazıları iyidir, bazılarıysa çok da iyi değildir. 213 numaralı sınıfın öğrencilerine göre dünyada altı tür öğretmen var! Zombiler, Kaf-Bağ ekibi, Zindan Bekçileri, Spielberg’ler, Çaylaklar ve İyiler. Ama kendi öğretmenleri Bayan Bixby bu saydıklarının hiçbirine uymuyor. O asla hayal kırıklığına uğratmak istemeyecekleri türde bir öğretmen...
Bir sirk sanatçısı kadar neşeli kişiliği, her daim gülen yüzü, güneşte parıldayan pembe saçları, bitmek bilmeyen tebeşir zaafı, sürekli özlü sözler yumurtlayan edebiyat sevgisi ve durmadan öğrencilerinin yazı defterlerine kompozisyon yazdırmasıyla gönüllerde taht kuran Bayan B. belki de öğretmenlerin en iyisi. 

 Amerikalı yazar John David Anderson’ın, Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün isimli romanı, okurlarını, öğretmenlerine unutulmaz bir gün armağan etmek isteyen üç kafadarın, tek bir günde, şehir içinde çıktıkları destansı ve duygu yüklü yolculuğa yoldaş ediyor.
 Her yaştan kitapseverin beğenisini kazanacak bu içten kitap, bazen gülünç bazense yürek burkan anlar yaşatarak zihinlerde yer ediniyor. İnsan ilişkilerinin karmaşıklığını ve sevginin gücünü derinlikli gözlemlerle üç çocuğun gözünden anlatmayı tercih eden Anderson, etkileyici ifade yeteneğiyle kalpleri yumuşatıyor. (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün,John David Anderson, Çeviri: Damla Kellecioğlu, Tudem Yayınları, 2017, 304 sayfa. 

DAHA FAZLA