Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrinimizde bu hafta kitapseverlerin ilgi göstereceği kitaplara yer verdik. Farklı kategorilerden yeni çıkan kitapları vitrinimize taşıdık. Yordam Edebiyat’ın okurla buluşturduğu eşsiz eser At Sineği, Willis Barnstone’den Borges Sekseninde, Benno Teschke’nin 1648 Söylencesi, edebiyatımızın ustası Vedat Türkali’nin eseri Üç Film Birden, Giovanni Verga’dan bir klasik Duvarcı Ustası Don Gesualdo ve son olarak Birol Tezcan’ın öykülerinden oluşan Geçmiş Olsun vitrinimizdeki yerini aldı.

ATSİNEĞİ - ETHEL L. VOYNICH

Atsineği, klasik romanların o hiçbir şeyle değiştirilemez okuma keyfini sunan, okurunu roman kahramanlarıyla birlikte “yaşamın ve mücadelenin ta ortasına fırlatan” bir yapıt. İrlandalı yazar Ethel Lilian Voynich, İtalya’nın 19. yüzyıldaki birlik ve bağımsızlık mücadelesinden heyecan dolu bir kesite odaklanırken; devrimci çevrelerdeki tartışmaları, kahramanlarının dönüşümünü, baba-oğul arasına giren dinsel meseleleri ve derinden derine ilerleyen bir aşk ilişkisini sürükleyici bir dille anlatıyor.

 Bir dönem özellikle Sovyet Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti’nde çok popüler olan Atsineği, Bolşevik Devrimi’nin ardından okuma programlarına alınıyor, baskı üstüne baskı yapıyor, iki buçuk milyon satış rakamına ulaşıyor. Bernard Shaw’un 1898’deki ilk tiyatro uyarlamasından bugüne, onlarca tiyatro oyununa, filme, opera ve baleye, müzikallere, televizyon dizilerine esin veriyor. Atsineği’nden hareketle çevrilen Rus filmlerinden birinin müziğini ünlü besteci Şostakoviç yazıyor ve Atsineği Süiti’nin özellikle “Romans” bölümü, bugün hâlâ popülerliğini koruyor.

Soluk soluğa yaşanan kavgaları, insanın içine işleyen hüzünlü aşkları, dağların gizli geçitlerindeki saklanma kabiliyetinden kentteki alemşorluk yeteneğine uzanan kahramanlıkları, reform ve devrim tartışmaları, baba-oğul çatışmaları, yeraltı çalışmaları, silahlı komploları, karanlık zindanları, hayal kırıklıkları, yılgınlıkları ve en karanlık anda yeniden çakıveren devrimci umut kıvılcımlarıyla anlatılan, “bizim hikâyemiz”! (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Atsineği, Ethel L. Voynich, Çev. Anıl Ceren Altunkanat, Yordam Edebiyat, 2017, 336 Sayfa.

 

BORGES SEKSENİNDE - WILLIS BARNSTONE

Çağının en büyük edebiyatçılarından Jorge Luis Borges, öykü, şiir, deneme gibi türlerin sınırlarını bulanıklaştıran bir yazar. Yaşama, ölüme, edebiyata, sanata, seyahate ve daha nice konulara değindiği bu sohbetlerde de söyleşi kalıbına sığmayı reddediyor. Dinleyicilerine, “Ne de olsa kalabalık bir yanılsamadır. Kalabalık diye bir şey yoktur. Ben sizinle teke tek konuşuyorum,” diyor. Gerçekten de sayfadan uzayıp okurlarıyla da teke tek konuşmayı başarıyor.

Karabasanlar, labirentler, aynalar gibi edebiyatında önemli yer tutan temalar, Eski İngilizce ve Eski İskandinav sagaları gibi hayatı boyunca ilgisini çekmiş konular, Whitman ve Poe gibi el üstünde tuttuğu yazarlar, Borges’in seksenli yaşlarında yaptığı bu sohbetlerin hepsinde iç içe geçmiş bir şekilde karşımıza çıkıyor. Borges Sekseninde, ustayı yakından tanımak isteyenler için samimi ve eşsiz bir portre çiziyor. (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Borges Sekseninde, Willis Barnstone, Can Yayınları, 2017, 270 Sayfa.

 

1648 SÖYLENCESİ - BENNO TESCHKE

Sınıf, Jeopolitik ve Modern Uluslararası İlişkilerin Kuruluşu

Bazen belli bir alanda ortaya atılan bir görüş baskın hale gelir, zaman içinde neredeyse tartışılmaz nitelik kazanır, sonraki kuşakların da eleştirel bir bakış getirmemesi sonucunda yegâne gerçeğe dönüşür. Uluslararası ilişkiler düşünüldüğünde, 1648 tarihi ve bu tarihin çağrıştırdığı Westphalia Barışı böyle bir özelliğe sahiptir: Ulus-devletin tanımlanması, Ortaçağ’dan modern zamanlara geçiş, modern anlamıyla uluslararası ilişkilerin oluşumu vb. çok uzun yıllar boyunca hep bu ikisiyle ilişkilendirilmiştir.

Genç kuşak kuramcılardan Benno Teschke bu yaygın kabule Charles Tilly’nin tabiriyle “sosyolojinin tarihle karşılaştığı” yer- den, tarihsel sosyoloji penceresinden eleştirel bir yaklaşım, radikal bir itiraz getiriyor. Teschke’ye göre, yaşananlar bir yandan tek bir tarihe, tek bir olguya sığdırılamayacak kadar büyük ölçekli, uzun soluklu, kademeli bir dönüşümün safhaları; diğer yandan, “büyük adamların” imza attıkları antlaşmaların çok ötesinde mülkiyet ilişkileri, sınıf yapısı, iktisadi cephe, toplumsal doku, jeopolitik gibi etkenleri içeren karmaşık, çok boyutlu bir sürecin sonucu.

Teschke’nin getirdiği perspektifin, açmaya çalıştığı tartışmanın, uluslararası ilişkiler alanındaki kimi dominant paradigmalarla girdiği hesaplaşmanın, bu arada kaleme aldığı konuya ilişkin literatür değerlendirmesinin ilgiye değer olduğu aşikâr. (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: 1648 Söylencesi - Sınıf, Jeopolitik ve Modern Uluslararası İlişkilerin Kuruluşu, Benno Teschke, Çev. Bülent Şimşek, Can Yayınları, 2017, 416 Sayfa.

 

ÜÇ FİLM BİRDEN - VEDAT TÜRKALİ

“Üç Film Birden adının tecimsel kaygıyla konulduğu sanılmasın. Üç senaryoyu birlikte basmak önerisi ile karşılaşınca bir ad değil, tatlı bir anı olarak ilk aklıma gelen bu oldu. Parasız gençlik, öğrencilik yıllarında en sevindirici sinema muştusuydu Şehzadebaşı sinemalarındaki üç film birden duyurusu. Bizim kuşağa sinema kuşağı dense yeridir. Nasıl ki bugünküler de televizyon kuşağı iseler (Daha doğrusu, sinema kurnazlık edip televizyon biçiminde evlere girdi!) Geri bıraktırılmış yoksul ülkenin çocukları olarak bizler olağanüstü tutkulu sinema seyircileri idik. Özellikle Amerikan sinemasının yıllar yılı, geri, kötü bir kültüre koşulladığını nice sonraları kavrayabildik. Bu ayılış bizi soğutmak şöyle dursun, daha bilinçli, belki daha da tutkulu yaklaştırdı sinemaya. Yirmi yıla yakın bir süreden beri de sinema emekçisiyim; ekmeğimi film üretimi alanında senaryo yazarak, ara sıra film yöneterek kazanıyorum. (...) Yalnız sevmekle kalmam, inanırım da sinemaya... Etkisine, yetkisine, yeteneğine, geleceğine inanırım. Yazı sanatının çeşitli alanlarında denemelerim, çabalarım olmuştur. Şiirle başladım çoğuları gibi; oyunlarımdan ikisi sergilendi; şimdilik bir romanım var. Sinema uğraşının verdiği tadı, doyumu, keyfi hiçbiri vermedi bana. Bu tadda, bu doyumda kuşkusuz, yaratılan ürünün milyonlara ulaşabilmesi olanağı yatar her şeyden önce. İyi satan kitaplar bizde on binlerle ölçülür; sinemanın ise on bir milyon seyircisi var. Hem de çoğunlukla abece’yi bile sökemeyenlerden.” (Vedat Türkali) (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Üç Film Birden, Vedat Türkali, Ayrıntı Yayınları, 2017, 416 Sayfa.

 

DUVARCI USTASI DON GESUALDO - GIOVANNI VERGA

Duvarcı Ustası Don Gesualdo, İtalyan edebiyatının ustalarından Giovanni Verga’nın başyapıtıdır. 19. yüzyılın ilk yarısında, Risorgimento döneminde Sicilya’da geçen romanda Verga, servet edinerek sosyal merdivende yükselişini, yoksul ama soylu bir ailenin kızıyla evlenerek “taçlandıran” eski bir duvarcı ustasının dramını anlatır.

Artık can çekişmekte olan soylu sınıf, sahip olduğu ayrıcalıklar için mücadele etmektedir. Ortaya çıkan burjuvazi ise yaşlı aristokrasinin vesayetinden kendini kurtarmaya çalışmaktadır. Arka planda 1820 ve 1848 yıllarındaki devrimci isyanların ayak sesleri duyulurken, kendi çıkarını kollamaktan başka bir şey düşünmeyen fırsatçı halk, ahlaki ve insani değerlerden yoksundur. Verga yerel yaşantıları gerçekliğe lirik bir tat katan özlü anlatımıyla, büyük bir başarıyla aktarır. 1889’da yayımlanan Duvarcı Ustası Don Gesualdo, İngiliz edebiyatının büyük yazarlarından D. H. Lawrence tarafından 1928 yılında İngilizceye çevrilmiştir. (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Duvarcı Ustası Don Gesualdo, Giovanni Verga, Çev. Neyyire Gül Işık, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017, 416 Sayfa.

 

GEÇMİŞ OLSUN – BİROL TEZCAN

Hastaneler umudun ve kederin, yaşamın ve ölümün birbiriyle tanıştığı, birbirine karıştığı mekânlar. Bazen bir müjdeyi duyurmak, bazen de yıkıcı bir kaybın haberini vermek için telaşla adımlanan hastane koridorları… Bu koridorlarda kendi derdinden birbirini görmeyen ya da kendi derdini unutup başkasının acısına içlenenler, hastalar, doktorlar, hemşireler, hastabakıcılar…

Sayılı Gün kitabıyla bizlere kader mahkûmlarının hikâyelerini anlatan Birol Tezcan, usta kalemini bu defa hastanelerde mahkûm kalanlar için oynatıyor. Daha önce Biyopsinin Dondurma Üzerindeki Etkisi adlı kitapta bir araya gelen yirmi öykünün üzerine yedi öykü daha eklendi ve yirmi yedi öyküden oluşan Geçmiş Olsun kitabı ortaya çıktı.

İnsan neye isterse ona inanır.

Kendini mutlu edecek şeylere daha çabuk inanır.

Sefer tasımızı, termosumuzu, yastığımızı, battaniyemizi bir de umudumuzu bekleyen hasta yakınlarına bırakıyoruz. Hastane koridorları umutsuz çekilmiyor. (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Geçmiş Olsun, Birol Tezcan, İthaki Yayınları, 2017, 208 Sayfa.

DAHA FAZLA