Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

İleri Kitap vitrininde bu hafta da farklı kategorilerden yepyeni kitaplar yer alıyor. "Fesat", "Jaguarın Gözleri", "Çıplaklıklar", "Gözetleme Listesi", "Jane Austen ve Adab - ı Muaşeret" ve "Mümkün Olmayan Müze" vitrinimizin konukları. Kitap dolu bir hafta dileriz.

FESAT / PAUL NIZAN

Jean Paul Sartre, yakından tanıdığı ve sevdiği Nizan’ın bu çok boyutlu romanı için yazdığı uzun bir yazıda eseri ayrıntılı olarak incelemekte ve şöyle demektedir: “Nasıl Marx’ta, özellikle meta fetişizmini çözümlediği ilginç bölümlerde, ekonomik kavramların bir fenomenolojisi varsa, onun gibi Nizan’da da, hareket hâlinde bir kavram olan gençliğin, toplumsal ve tarihsel verilerden kalkarak yapılmış bir saptaması ve betimlemesi vardır ki, o da bir fenomenolojidir. Kitabının büyük değeri bu karmaşık tarih ve çözümleme payının varlığından doğuyor.” Fesat, 1905 doğumlu yazarın, 1940 yılında cephede ölmeden önce kaleme aldığı ve dönemin gençlik hareketinin erdemleri ile zaaflarını anlattığı son yapıtıdır. Çatışmalarla dolu bir dünyanın ortasında yönünü bulmaya ve zalimleri devirmeye niyetlenen farklı sınıfsal kökenlerden bir grup üniversiteli genç, toyluklarını aşabilmek, işçilerin arasına katılabilmek, iktidarı ele geçirebilmek için neler yapmalı? Gençler, devrimci bir savaşım içerisinde gerçekten sınıfsal kökenlerini aşabilir mi, yoksa “gençlik macerası” herkesin kendi kökenine dönmesiyle mi sonuçlanır? Nizan, Fesat’ta, “gruplaşmış, birtakım hakları olduğuna inanmış” gençlerin, gittikçe yozlaşan bir burjuva toplumu içinde nasıl bir devrimci role aday olduklarını, şaşırtıcı bir anlatım, vurucu bir betimleme gücü, ancak çok büyük romancılarda rastlanan bir bileşim yeteneği ile anlatıyor.

Fesat, Paul Nizan, Çev: Özdemir İnce, Yordam Kitap, 2017.

 

 JAGUARIN GÖZLERİ / BANU BÜLBÜL

Son Sanılan Yerden Doğan Umut: Jaguarın Gözleri. İstanbul’da geçen Jaguarın Gözleri’nde, bir intiharın peşine düşen üç kadın kendilerini karmaşık olayların içinde bulur. Romanın sürükleyici anlatısı içinde ilerlerken karanlık çetelerin gerçekleri gizlemek adına giriştikleri işler de açığa çıkmaya başlar. Türkiye’nin temel meselelerini birbiriyle bağlantılı olarak bütüncül bir bakış açısıyla ele alan Jaguarın Gözleri, son dönemdeki politik mücadeleleri farklı muhalif grupların bakış açılarından da yansıtmayı başarıyor. Jaguarın gözleri. Kafese kapatılmış özgür bir ruhun, gerçekler kadar keskin gözleri. Uysallaştırılamayan, ehlileştirilemeyen, itaat etmeyen... Aşka, dostluğa, umuda, dayanışmaya ve mücadeleye dair bir roman olan Jaguarın Gözleri, Banu Bülbül’ün ilk romanı.

Jaguarın Gözleri, Banu Bülbül, Nota Bene Yayınları, 2017.

 

ÇIPLAKLIKLAR / GIORGIO AGAMBEN

Felsefe ve sanat çevrelerinin sabırsızlıkla beklediği kitap. Nihayet Türkçede. Çağdaş filozof Giorgio Agamben’in olgunluk eseri orijinal dilinde çevirildi. Çıplaklıklar Agamben’in kırk yılı aşkın bir sürede sabırla, incelikle inşa ettiği felsefesinin önemli yazılarını bir araya getiriyor. Çıplaklık örtüklüğün tersi, tüm örtülerin kaldırılması ise, Çıplaklıklar’ın da hakikatin üzerindeki perdeleri aralayan bir kitap olduğu söylenebilir. Şiirle felsefe arasında gidip gelen, akış halindeki dilsel bilgelikte zaman zaman beklenmedik şekilde ortaya çıkan ara sözlerle, metafizik sorgulamalarla modern hayata dair eleştiriyi birleştiren bir metin... Ele alınan konu ister bireysel kimlik ister biyometrik aygıt; ister bir itirafçı ister bir kadastrocu; ister Kafka ister Kleist olsun, her bir sayfa zamanımızın bu en parlak filozoflarından birinin biricik izlerini taşıyor.

Çıplaklıklar, Giorgio Agamben, Çev: Suna Kılıç, Alef Yayınları, 2017.

 

GÖZETLEME LİSTESİ / KOLEKTİF

“İzlemek yakın alaka göstermektir. Yakın alaka bir sevgi eylemidir. Öyleyse, alışacaksın küçük adam. İzlenmek hayatın bir parçası.” İzleniyoruz. Bu ifadenin artık kimseyi şaşırtmaması bile şaşırtıcı. Bu kitabın ele almaya çalıştığı soru, bu daimi gözetimden nasıl etkilendiğimiz. Özel hayatın kalmadığı bir dünyada özbenliğe ne olur? Bryan Hurt tarafından, 19 farklı yazarın öykülerinden derlenen Gözetleme Listesi, çağımızın en büyük sorunlarından gözetlemeye ve gözetlenmeye odaklanarak insan mahremiyetinin ihlali üzerine çarpıcı paylaşımlarda bulunuyor. Hem biçim hem de tarz olarak birbirinden farklılaşan öyküler, özellikle distopik metinlerden hoşlanan okurlar için ufuk açıcı deneyimler sunuyor. Her yazarın kendi gözetleme durumunu ayrı bir pencereden, kendine özgü bir üslupla aktardığı bu şaşırtıcı derleme, günümüz ve yakın gelecek teknolojisinin insanları nasıl yozlaştırdığına, onları birbirine nasıl yabancılaştırdığına ve kişisel olanı nasıl ihlal etmeye yönlendirdiğine dikkat çekiyor. Kimi gerçeküstücü, kimi oldukça gerçekçi, kimi gotik ama her daim tekinsiz öykülerden oluşan Gözetleme Listesi, gerek psikolojik gerekse sosyolojik altyapısıyla elinizden bırakamayacağınız bir kitap.

Gözetleme Listesi, Kolektif, Derleyen:Bryan Hurt, Çev: Peren Demirel, DeliDolu Kitap, 2017.

 

JANE AUSTEN VE ADAB - I MUAŞERET / ÖZGÜR ÇİÇEK & IRMAK ERTUNA HOWISON

Hepimiz Jane Austen’in Kızlarıyız! Ölümünün 200. yıldönümünde Jane Austen kadar sivri dilli, hınzır iki genç kadın eşliğinde, 18. yüzyıl İngiliz taşrasının adab-ı muaşeret kurallarından günümüzün popüler kültürüne, gündelik hayatına ve beyazperdedeki yürek hoplatan Austen karakterlerine eğlenceli bir yolculuğa çıkacaksınız. Ve ihtimaldir ki yolculuk bitiminde hep bir ağızdan haykıracaksınız: Evvel zaman içinde tarih, savaşlar, ihtilaller, yıkımlar, ölümler ve zaferlerle örülürken, kadınlar kimsenin anlatmadığı eviçlerinde sessiz sedasız yaşarlardı. Oysa dilsiz eviçleri nasıl da kalabalıktı, nasıl da şenlikli. Doğumlar, ölümler, evlilikler, aşklar, gündelik hayatın tüm ritüelleri, yatak odaları, salonlar… Fakat kim cüret edebilirdi, gündelik hayatın sıradanlığıyla büyük kahramanlıkların görkemini boy ölçüştürmeye? Tabii ki Jane Austen! O dilsiz eviçlerini sivri dili, hınzır ironisiyle dile getiren Jane Austen.

Jane Austen ve Adab - ı Muaşeret, Özgür Çiçek & Irmak Ertuna Howison, Doğan Kitap, 2017.

 

MÜMKÜN OLMAYAN MÜZE / ALİ ARTUN

Mümkün Olmayan Müze derlemesi, müzeciliğin hem farklı tarihsel dönemlerini, hem de farklı türlerini kıyaslıyor. Müzelerin ne gösterdikleriyle ilgileniyor. Temsil ettikleri ve donattıkları bilgi ve iktidar rejimlerini irdeliyor. Rönesans müzelerinden çağdaş müzelere, farklı örnekler üzerinden, müzelerin inşa ettikleri sembolik evreni ve dili sökmeye çalışıyor. Bu dilin zamanla nasıl dönüştüğünü araştırıyor. Müzelerin iletişim gücünü sorguluyor. Sonundaysa, müze açmanın bir çılgınlık aşamasına geldiği günümüzde bu gücün bizi nasıl etkilediğini aydınlatmayı umuyor.

Mümkün Olmayan Müze, Ali Artun, İletişim Yayıncılık, 2017.

 

DAHA FAZLA